Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/665 E. 2018/989 K. 27.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/665
KARAR NO: 2018/989

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2017
KARAR TARİHİ : 27/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı bankanın … nolu müşterisi olduğunu, müvekkilinin davalı bankadan kullanmış olduğu ticari kredi nedeniyle banka tarafından müvekkilinin hesabından haksız ve hukuka aykırı şekilde İpotek Fek Ücreti adı altında iki kere 550-TL olmak üzere toplam 1.100-TL çekildiğini, bu bedellerin iadesi için müvekkili tarafından davalı bankaya talepte bulunduğunu, ancak davalı bankanın söz konusu bedelleri müvekkiline ödemediğini, bunun üzerine … 4. İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Takibe konu kredi dosya masrafının sözleşmeye, usul ve yasaya uygun olarak tahakkuk ettirildiğini, takibe ve itiraza konu ücretin dayanağı olan kredinin genel kredi taahhütnamesine dayanarak kullandırılan ticari kredi olduğunu, davacının onayı ile tahsil edilen ücretlerin alındığını, işlem masrafı tutarını düzenleyen kredi sözleşmesinin ilgili maddesi gereği alınan ücretin haksız şart niteliğinde olmadığını, ilgili yasal düzenlemelerde izah edildiği üzere dayanağını yasadan alan bir hükmün haksız şart olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, icra dosyasına itirazlarının haklı olduğundan iş bu davanın reddi ile davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında düzenlenen ticari kredi sözleşmesine bağlı olarak davacıya ait mükerrer çekildiği iddia olunan miktarın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri kanıt olarak; icra dosyası, genel kredi sözleşmesi ve bilirkişi incelemesine dayanmışlardır.
Taraf vekillerince gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Dosyaya getirtilen … 4. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ; 1.100-TL Asıl alacak, 11,28-TL asıl alacak işlemiş faizi ve 0,56-TL BSMV olmak üzere toplam 1.111,84-TL alacak için takip başlatıldığı, ödeme emirlerinin 10/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 17/07/2017 tarihinde borca itiraz ettikleri, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Bu amaçla; dosya içeriği deliller ve davalı banka kayıtları üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda davacı alacağının varlığı ve miktarının saptanması için dosya bankacı bilirkişi …’e tevdii edilmiştir. İbraz edilen 02/07/2018 tarihli bilirkişi raporu ile; ” Davalı banka ile davacı arasında “Genel Kredi Sözleşmesi” akdedildiği, Dosya içeriğine göre davacının ticari faaliyetlerinin finansmanı için muhtelif türde ticari kredi kullandırılmış olduğu hesap ekstresiyle sabit olduğu, Bu durumda kullandırılan krediler Tüketici Kredisi olmayıp Ticari nitelikli bir kredi olduğu son derece açık olduğu, Öte yandan davalı bankanın tahsil ettiği komisyon başta hesap ekstresi ve tahsilat dekontu üzerinde açıkça gösterildiği, ayrıca sözleşmenin 2.10.8 m. altında da genel hatlarıyla bir miktar belirtilmeksizin yer verildiği, diğer yandan tahsil edilen ücret ve komisyon diğer emsal banka ücret ve komisyon uygulamaları paralelinde tahsil edilmiş olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla tahsil edilen ücret ve komisyonun davacı ile müzakere edilmiş olduğu, bu durumda dava konusu komisyon ve ücretin tahsilinin sözleşme koşullarına uygun olarak tahsil edildiği, bunun yanı sıra, davalı bankanın tahsil ettiği komisyon ve ücretin başta sözleşme, TTK, TBK, Bankacılık K., T.C. Merkez Bankası’nın 2006/1 sayılı Tebliği ve bankacılık teamüllerine uygun olduğu, dolayısıyla bu yönden de, davalı bankanın tahsil ettiği ücret ve komisyonun iade koşullarının oluşmamış olduğu… ” kanaati bildirilmiştir.
Aldırılan rapor oluşa ve dosya kapsamına uygun oluşu nedeniyle mahkememizce tatminkar görülerek itibar edilmesi gerektiği kanaatine varılarak hükme esas alınmış olup: Tüm dosya kapsamı ile ; taraflar arasında mevcut “Genel Kredi Sözleşmesi” uyarınca davacının kullanmış olduğu ticari krediler neticesinde davalı bankanın tahsil ettiği komisyon başta hesap ekstresi ve tahsilat dekontu üzerinde açıkça gösterildiği, ayrıca sözleşmenin 2.10.8 m. altında da genel hatlarıyla bir miktar belirtilmeksizin yer verildiği, diğer yandan tahsil edilen ücret ve komisyon diğer emsal banka ücret ve komisyon uygulamaları paralelinde tahsil edilmiş olduğu bu itibarla davalı bankanın tahsil ettiği komisyon ve ücretin başta sözleşme, TTK, TBK, Bankacılık K., T.C. Merkez Bankası’nın 2006/1 sayılı Tebliği ve bankacılık teamüllerine uygun olduğu anlaşılmakla davanın reddi gerektiği, ancak dava açmakta kötü niyeti bulunmayan davacı aleyhine de koulları oluşmayan kötü niyet tazmini takdirine de yer olmadığı kanaatine varılarak aşığıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 35,90-TL karar harcının davacıdan peşin alınan 31,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50-TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 1.100-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davalının yapmış olduğu 12,50-TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.27/09/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır