Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/647 E. 2020/218 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/647 Esas
KARAR NO : 2020/218
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/07/2017
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkil şirketin mali müşavirlik şirketi olup 2013 yılından bu yana vergi ödemeleri, çalışanlarının maaşları ve SGK prim ödemeleri noktasında davalı bankanın … Şubesi ile çalıştığını, 31/01/2017 tarihinde müvekkil şirketin daha önceden vermiş olduğu talimatla davalı bankaca müvekkil şirket çalışanlarına maaş ödemesi yapıldığını, müvekkil şirket yetkilisinin şehir dışı dönüşü sonrası şirketle alakalı elektronik işlemleri kontrol ettiğini ve otomatik ödeme talimatına istinaden davalı bankanın gereken SGK ödemesini yapmadığını fark ettiğini, bunun üzerinde müvekkil şirket yetkilisi …’ın internet bankacılığına girerek hesabındaki dövizleri bozdurmayı denediğini ancak döviz bozdurma yetkisi olmasına rağmen banka sisteminin izin vermediğini, sonrasında kendi hesabından havale ile para aktardığını ve ancak davalı banka sisteminin SGK priminin ne tam olarak ne de kısmi olarak ödenmesine izin vermediğini, bankanın sisteminden kaynaklanan hata nedeniyle ödemenin 1 gün geç yapılmak zorunda kaldığı için müvekkilinin 3.354,89 TL zararı doğduğunu, iş bu zararın ödenmesi için davalı bankaya talepte bulunulduğunu ancak zararın karşılanmayacağının cevabını aldığını, bunun üzerine davalı bankaya zararın karşılanması için …. Noterliği’nin 01/06/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini ancak ödeme yapılmadığını ve cevap verilmediğini, davalı bankanın basiretli bir tacir gii hareket etmeyerek hizmet sunmakla yükümlü müvekkilini zarara uğrattığını ve tüm bu nedenlerle davalı bankanın bankacılık ve ödeme sisteminden kaynaklı sorun nedeniyle nüvekkilinin uğramış olduğu 3.354,89 TL zararın 01/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek olan ticari avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacı ile müvekkil banka arasında 2012 yılından itibaren bankacılık ilişkisi olduğunu, davacı tarafın talimatına istinaden davacının maaş ödemeleri ve SGK primleri ödemelerinin gerçekleştirdiklerini, davacı banka sisteminin hatalı olması nedeniyle ödeme gerçekleştirmediği iddiasını ileri sürmüş ise de müvekkil banka kaynaklı herhangi bir hata mevcut olmayıp davacı tarafın hesabının SGK tarafından belirlenen prim ödeme saatinde müsait olmaması nedeniyle ödemenin gerçekleştirilemediğini, davacının hesabında bulunan bakiyenin 9.539,53 TL olduğunu ve davacının hesap hareketleri ile sabit olduğunu, olayda davacının zararının oluşmadığını, davacının zarara ilişkin ispat yükünün olduğunu ve herhangi bir belge dahi sunmadığını, davacının 01/02/2017 tarihinde 17.263,82 TL anapara ve 351,84 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 17.615,66 TL ödeme gerçekleştirdiğini, davacının iddia ettiği gibi 3.354,89 TL ödeme yapmadığını, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu geçici madde 72 hükümleri kapsamında gerçeklere aykırı olup yasal düzenleme kapsamında davacının SGK priminin geç ödenmesi nedeniyle herhangi bir zararının mevcut olamayacağını, davacının SGK primini geç ödemesi bizzat kendi kusurundan kaynaklandığını, SGK tarafından 31.01.2017 tarihi için belirlenen son ödeme saati 23:00 olup bu tarih sonrası tahsilat gerçekleştirilemediğini, manuel ödeme yapılamaması bakımından da müvekkil banka’nın kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, davacının hesabında 31.01.2017 tarihinde bulunan bakiye tüm gün boyunca 9.539,53 TL olup saat 23:51 itibariyle ise … tarafından 7.000,00 TL havale edilmesi sonrasında ise 16.539,53 TL olduğunu ve davacının SGK primi anapara borcu 17.263,82 TL olduğunu ve tüm bu nedenlerle maddi tazminata yönelik gerek zarar gerek kusur unsurları oluşmadığından müvekkil banka aleyhine açılan davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacının davalının bankacılık sisteminden kaynaklı zararının olduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Taraflarca delil olarak; hesap hareketleri, işlem hareketleri, ihtarname, mail yazışmaları, SGK prim ödeme dekontu, bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporuna dayanılmış olup deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dava dosyası ile davalı banka kayıtları üzerinde ve davacının SGK kayıtları üzerinde ve ticari defter kayıtları üzerinde inceleme yapmak suretiyle kusur durumu ve varsa davacı zararına ilişkin bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, bilirkişi Bankacı … ve bilirkişi Mali Müşavir … tarafından sunulan 18/12/2017 tarihli bilirkişi raporu özetle; ”Davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve SGK tahakkuklarının ve ödemelerinin davacının defterlerine işlendiği, davacının davalı bankaya vermiş olduğu düzenli ödeme talimatının gereği olarak 31/01/2017 tarihinde hesabında yeterli para bulunmadığından SGK primlerinin otomatik olarak ödenmesinin gerçekleşmediği, davacının gün bitiminden önce saat 23:51:03 itibariyle hesabının bakiyesinin ödemeye yeterli hale getirerek ödemeyi manuel olarak yapmayı defalarca denediği, her seferinde SGK borç sorgulamasını yapılabildiği ancak davalı bankanın sisteminden kaynaklı olarak ödemenin gerçekleşmediği, davacının ödemeyi 31/01/2017 son ödeme tarihinde yapabilmesi durumunda ödeyeceği miktarın 12.689,38 TL net prim, 1.495,49 TL işsizlik tutarı ve 75,90 TL damga vergisi olmak üzere toplam 14.260,77 TL olduğu, davacının 01/02/2017 tarihinde gecikmeli olarak 15.692,43 TL prim, 1.495,49 TL işsizlik tutarı, 75,90 TL damge vergisi ve gecikme zammı olmak üzere toplam 17.615,66 TL ödeme yapmak zorunda kaldığı, davacının zararının kaybedilen 3.003,05 TL (5510 ve 6111 sayılı yasalardan kaynaklanan) indirim tutarı ile ödemek zorunda kaldığı 351,84 TL gecikme zammı olmak üzere 3.354,89 TL olduğu, davacının zararın meydana gelmesinde davalı bankanın kusurunun ve sorumluluğunun bulunduğu, dava konusu zararın meydana gelmesinde tarafların müterafik kusurunun bulunduğuna hükmedilmesi halinde kusur oranlarının takdirinin mahkemeye ait olduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları ile itirazlrı doğrultusunda dava dosyası, ilgili kayıtlar ve SGK kayıtları ile banka kayıtlarında da yerinde inceleme yapılarak SGK borcunun geç ödenmesinden dolayı davacının uğradığı bir zarar bulunup bulunmadığı, davacının ertelemeden faydalanma konusunda bir ihmal gösterip göstermediği, dava konusu olay sonucu davalının kusuruyla davacının uğradığı varsa zarar miktarının tespiti yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, bilirkişi SGK Uzmanı … tarafından sunulan 25/12/2019 tarihli bilirkişi raporu özetle; ”Davacının davalı bankadaki 31/01/2017 tarihinde banka tarafından SGK borç sorgulandığında hesap bakiyesinin olmasına rağmen otomatik talimat gereği maaş ödemesi nedeniyle hesabı SGK borçlarını süresinde ödeyecek bakiyeyi hesapta bırakmayarak kusurlu olabileceği fakat 23:46’da hesabını kontrol etmesi ve SGK borcunu ödeme gayretinde olması ve saat 23:51:03 te hesap bakiyesini SGK borç ödemek için yeterli bakiyeye getirmesi, davalı banka sistemi nedeniyle borcunu manuel ödeyememesi, diğer taraftan SGK yazısından da anlaşılacağı üzere talimatlı borç ödemesinin veya Borca Karşılık Ödeme seçeneğinden veya Beyan Usulü Ödeme yapabileceği, davalı bankanın son ödeme saatinin 23:00 olarak bildirdiği beyana ilişkin veya saat 23:00’ten sonra hizmet vermeyeceğine dair davacıyı bilgilendirdiğine dair bir belge/bilgi/sözleşmeyi mahkemeye sunmadığı, 31/01/2017 tarihinde 01:16:57 ile 23:51:03 saatleri arasında bakiyenin yetersiz olduğuna ilişkin davacıya bilgilendirdiğine dair belge sunmadığı, davacının SGK borçlarını davalı banka aracılığı ile düzenli ödediği ve SGK teşvik/indiriminden faydalandığı, davacının ödeme talimatı verdiği ve bu talimata istinaden davalı banka tarafından 31/01/2017 tarihinde saat 00:24:17’de SGK borç sorgulamasının yapıldığı, SGK tarafından ise işlem cevabı olarak 14.260,17 TL borç bildirildiği, sorgulama zamanında yeterli bakiyenin olduğu, davacının maaş ödemelerinin ilgili hesaptan otomatik talimat gereği yapıldığı ve bu nedenle 31/01/2017 tarihinde 01:16:57 ile 21:51:03 saatler arasında SGK borç ödemesi için yeterli bakiyenin olmadığı, saat 21:51:03’te dava dışı … tarafından 7.000,00 TL havale edildiği ve hesap bakiyesinin 16.539,93 TL olduğu ve SGK borcunu ödemesi yeterli bakiyenin olduğu, davacı banka hesabından denemelere rağmen ödeyemediği, SGK sisteminde ise 7/24 çalıştığı talimatlı borç ödemesinin veya Borca Karşılık Ödeme seçeneğinden veya Beyan Usulü Ödeme yapabileceği, SGK borcunun 01/02/2017 tarihinde ödemesi nedeniyle 6661 asgari ücret desteği ve 2016/12 aya ait prim ertelenmesinden yararlandığı bu nedenle herhangi bir zararının olmadığı, SGK borcunun 01/02/2017 tarihinde ödemesi nedeniyle 5510/81 m.(i) bend 5 puan ve 6111 teşvik indiriminden yararlanmadığı ayrıca geç ödenmesi nedeniyle gecikme zammı olmak üzere toplamda 3.354,89 TL fazladan ödediği” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
GEREKÇE :
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki ihtilafın otomatik ödeme talimatı gereğince ödeme yapılmamasından kaynaklı zararın giderimi istemine ilişkindir. Yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucu, SGK prim ödemelerinin son günü olan 31/01/2017 tarihinde saat 23:51:03 itibariyle hesabın borç ödemeye yeterli hale geldiği, SGK sistemi gereği 24 saat ödeme kabul edildiği, otomatik ödemenin banka tarafından yapılmadığı gibi yine banka sisteminin manüel ödemeye de izin vermediği, davalı bankanın saat 23:00’den sonra ödeme yapılmayacağı savunmasında bulunduğu ancak bu konuda müşterisini bilgilendirip uyarmadığı gibi SGK sisteminin 7/24 tahsilata izin verdiği, davalı bankanın hizmet kusuru sebebiyle sorumlu olduğu ve verdiği zararı karşılaması gerektiği anlaşıldığından bilirkişilerce tespit olunan değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
3.354,89 TL’nin 01/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek olan ticari avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 229,17-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 57,30-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 171,87-TL harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.354,89-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.200,00-TL bilirkişi ücreti ve 241,35-TL posta gideri olmak üzere toplam 1.441,35-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesinden sonra mahkememizce resen davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davanın miktarı ve niteliği itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/03/2020

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪