Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/595 E. 2019/393 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/595
KARAR NO : 2019/393
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2017
KARAR TARİHİ : 09/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin toptan sebze ve meyve satışı yaptığını, davalının da müvekkilinden alış yaptığını, davalının cari dökümlerden de anlaşılacağı üzere 8 aydır ödeme yapmadığını, davalı şirket ile yapılan görüşmeler neticesinde davalının borçlu olduğunu kabul ettiğini ancak ödeme yapmayı kabul etmediğini bunun üzerine davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının süresinde takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacak üzerinden ticari avans faizi uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
GEREKÇE:
Dava İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davalıya satılan toptan sebze ve meyve nedeni ile düzenlenen fatura bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Delil olarak; icra dosyası, fatura ve cari hesap kayıtları, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizce dosyanın bilirkişiye tevdi ile dava, cevap, ibraz edilen deliller, tarafların 2015, 2016 yılı ticari defter ve kayıtları, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı üzerinde inceleme yapılarak davacının davalıdan alacağı olup olmadığı, varsa miktarının ve faizinin belirlenmesine karar verildiği, Muhasebe Finans Uzmanı Bilirkişi … tarafından sunulan 08/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran, 23.06.2016 takip tarihi itibarıyla davalı yandan alacaklı olmadığı, davalı yana 11.767,59 TL borçlu olduğu, Davacı yanın dava dosyasına sunduğu, takip talebine dayanak niteliğindeki faturaların irsaliydi fatura şeklinde düzenlendiği, faturalardaki “teslim eden” ve “teslim alan” kısımlarının bir çoğunda imzaların yer almadığı görülmekle, davacı yanın takibe dayanak olarak sunmuş olduğu fatura muhteviyatı ürünlerin tamamını davalıya teslim edip etmediği hususunun tespit edilemediği, Açıklanan nedenlerle bu aşamada davacı yanın takipte talep ettiği şekilde bir alacağının bulunmadığı kanaati bildirilmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında 21.190,93 TL asıl alacağın, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, davalı borçlu vekilinin 30.06.2018 havale tarihli dilekçesi ile borç tutarının tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, takibin durdurulmasını talep ettiği itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı şirkete ait 2015 – 2016 yılları ticari defterlerinden 2015 yılı yevmiye ve envanter defterlerinin açılış, yevmiye defterinin kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu ancak kebir defterinin açılış tasdikinin yaptırılmamış olduğu, 2016 yılı yevmiye, kebir ve envanter defterinin açılış tasdiklerinin ve yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda 2015 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, 2016 yılı ticari defterlerinin ise usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketin incelenen ticari defterlerinde davalı ile aralarındaki ticari ilişkiye ait muhasebe hareketlerinin, 120.01.016 ve 120.01.0164 numaralı “alıcılar” hesaplarında takip edildiği, takibe konu alacağın dayanağı niteliğinde sunulan faturaların bu hesaplar altında kayıtlı oldukları, anılan hesapların 23.06.2016 takip tarihi itibarıyla bakiyelerine göre davacının 120.01.016 numaralı hesaptan davalıya 16.026,59 TL borçlu, 120.01.0164 numaralı hesaptan ise 1.892,41 + 2.366,59 = 4.259,00 TL alacaklı olduğu, bu anlamda davacının takip tarihi itibarıyla davalı yandan kümülatif manada alacaklı olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 44,40-TL karar harcının davacıdan peşin alınan 31,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 13-TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/04/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır