Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/511 E. 2020/153 K. 18.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/511
KARAR NO : 2020/153
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2017
KARAR TARİHİ : 18/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari satış sözleşmesi imzalandığını, Bu sözleşmeden kaynaklı 03.2016 ve 12.04.2016 tarihli iki adet irsaliyeli fatura bedeli ve müvekkilinin cari hesap ve ticari defterleri incelendiğinde davalının borçlu olduğunun tespit edileceğini, cari hesapların incelemesinde tarafların muhtelif fatura ve çek ödemelerinin de olduğunun ticari defterlerle sabit olduğunu, buna göre 2016 yılı içerisinde davalının carisinde 42.447,64 TL borç, 25.268,93 TL ödeme ile bakiye 17.208,71 TL borç oluştuğunu, borcun ödenmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, ancak itirazın haksız olduğunu, Davalı borçlunun yaptığı itirazın icra takibini uzatmaya yönelik olduğunu, hukuki olarak karşılanamayacak talepler ihtiva ettiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile haksız itirazın iptaline, takibin devamına, davalı borçlu aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılmış olduğu yazılı bir sözleşme, hizmet talimatı veya mutabakat olmamasına rağmen, davacı tarafın müvekkilini ticari ilişkinin tarafı olarak göstermeye çalışmakta olduğunu, davacının yazılı cari hesap sözleşmesi sunmak sureti ile ispat etmesi gerekmekte iken, salt cari hesap ilişkisinin var olduğunu iddia etmenin bu cari hesap alacağının doğduğunu ispata yetmediğini, taraflar arasında yapılmış bir cari hesap sözleşmesi yok iken, davacı tarafın bu cari hesap ilişkisine dayanarak kendine bir alacak yaratması hukuken mümkün olmamakla birlikte dava konusu bir borcun oluşmayacağının da en açık göstergesi olduğunu, davacının, müvekkiline ne sattığını dahi dava dilekçesinde belirtmediğini, iddiasını ispat edecek sevk irsaliyeleri ve teslim belgelerini, fatura, cari hesap, sipariş formu vs belgelerini dosyaya İbraz edemediğini, oysa anılan belgelerin, müvekkili şirketin davaya konu işin tarafı olmadığını ispat edeceğini, düzenlenen faturanın içeriğinden müvekkili şirketin haberdar olmadığını, hiçbir şekilde davacı ile bir sözleşme imzalanmadığını ve cari hesap yönünden anlaşma yapılmadığını, müvekkilinin ticari kayıtlarında davacı tarafa ilişkin herhangi bir veri bulunmadığını, yapılacak bilirkişi incelemesi ile bu hususun ispatlanacağını, tüm bu nedenlerle davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davalıya satılan ürünler nedeni ile düzenlenen fatura bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.
Dosyaya getirtilen …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 17.208,71-TL asıl alacak ve 1.212,24-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.420,95-TL alacağın tahsili amacıyla 26/09/2016 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 29/09/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 04/10/2016 tarihine borca itiraz ettiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosyanın bilirkişiye tevdi ile dava, cevap, ibraz edilen deliller tarafların 2016 ticari defter kayıt ve belgeleri, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak davacının davalıdan alacağı olup olmadığı varsa miktarının ve faizinin belirlenmesine karar verildiği, Yeminli Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından sunulan 16/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı defter kayıtlarına göre; davalı şirketin takip tarihi itibariyle 20.477,64 TL borçlu olduğu, başlatılan takipte ise 17.208,71 TL asıl alacak talep edildiği, farkın 2015 yılından devreden 3.268,93 TL tutarındaki davalı alacak bakiyesinin 2016 yılına ait ticari defterlere alınmayışından kaynaklandığı, 17 208,71 TL olan davalı borç bakiyesinin, 24.02.2016 tarihi itibariyle 1.458,07 TL olan cari hesap bakiyesi ile 224849 ve 224884 sayılı fatura bedelleri toplamı olan 15.750,64 TL’den kaynaklandığı, alacağa dayanak faturaların; davalı şirkete tebliği, fatura içeriği ürünlerin teslimi ile ilgili hususların izaha muhtaç olduğu, Taraflar arasında imzalanmış bir sözleşmenin bulunmadığı, işlemiş faiz talebine dayanak herhangi bir belgenin sunulmadığı, Davalı şirkete ait BA/BS Formlarının … Vergi Dairesi’nden gönderilmediği bildirilmiştir.
Davalı vekilinin bağlı bulunduğu … Vergi Dairesinden takibe konu faturalara konu BA-BS formları celp edilerek dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 22/11/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda; Usulüne uygun davacı defter kayıtlarına göre; davalı şirketin takip tarihi itibariyle 20.477,64 TL borçlu olduğu, başlatılan takipte ise 17.208,71 TL asıl alacak talep edildiği, 17.208,71 TL olan davalı borç bakiyesinin, 24.02.2016 tarihi itibariyle 1.458,07 TL olan cari hesap bakiyesi ile 224849 ve 224884 sayılı fatura bedellerinden kaynaklandığı, Davalı şirkete ait Ba formlarına göre; KDV dâhil 41.005,- TL tutarındaki 4 adet faturanın davalı şirket kayıtlarına alınmış olduğu, 04.03.2016 tarih, KDV dâhil 1.472,64 TL tutarındaki davacı faturasının, beyan sınırının altında oluşu nedeniyle davalı şirketin beyan etme zorunluluğunun bulunmadığı, 09.05.2019 Tarihli davacı vekili dilekçesi ekinde sunulan sevk irsaliyelerinin teslim alan kısmında imzası bulunan …’ın SGK tarafından gönderilen davalı şirket çalışan listesinde gözükmediği, diğer sevk irsaliyelerinde imza bulunmasına karşılık, teslim alan bilgisi bulunmadığından, imzaların davalı şirket çalışanlarına ait olup olmadığı hususunda herhangi bir tespitin yapılamadığı, yine, aynı dilekçe ekinde sunulan; davalı şirket çalışanınca davacı şirkete gönderilen 27.07.2016 tarihli Mutabakat Belgesi ile davacı alacak bakiyesinin 17.208,71 TL olduğunun bildirildiği, davalı şirketçe gönderildiği iddia edilen cari hesap dökümüne göre de; davacı şirketin 12.04.2016 tarihi itibariyle 17.208,71 TL alacaklı olduğu, Davalı şirket vekilinin, davacı vekili dilekçesi ekinde sunulan belgelere yönelik beyanda bulunmadığı, davacı vekilinin 1530/7 maddesi ile ilgili itirazlarının hukuki değerlendirmeyi gerektirdiği, 24.02.2016 Tarihi itibariyle 1.458,07 TL olan cari hesap alacağına, 24.02.2016 tarihinden itibaren %10,50, 04.03.2016 ve 12.04.2016 tarihli fatura bedellerine ise fatura tarihlerinden 30 gün sonrası için TTK 1530/7 maddesi uyarınca %18,50 oranına göre işlemiş faiz talep edildiği, talebin kabulü halinde davacı işlemiş faiz alacağının talebi gibi 1.212,24 TL olacağı, TTK 1530/7 maddesi uyarınca T.C.M.B. ilan edilen ve 01.01.2016 tarihinden itibaren yürürlüğe giren %11,50 faiz oranı baz alındığında, davacı işlemiş faiz alacağının 799,09 TL olacağı kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ve taraflara ait BA-BS formları bir arada değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında süregelen ticari ilişki kapsamında davacı tarafından düzenlenen faturaların toplam tutarı 42.477,64 TL olup, davalı tarafça borca karşılık çekle 22.000,- TL ödeme yapıldığı, 12.04.2016 tarihindeki davalı şirket borcu 20.477,64 TL olduğu, takipte 17.208,71 TL asıl alacak talep edildiği, davacı şirketin 12.04.2016 tarihi itibariyle 17.208,71 TL alacaklı olduğu, bakiyede tam mutabakat bulunduğu, mahkememizce 18.06.2019 tarihli celse, 3 no.lu ara kararı uyarınca isticvap yerine kaim olmak üzere “Davacı vekili tarafından 09.05.2019 tarihli dilekçe ekinde ibraz edilen 23.05.2016 tarihli mutabakat beyanı ve ekindeki sevk irsaliyelerinin birer örneklerinin davalı vekiline tebliği ile mutabakat beyanı ve sevk irsaliyelerine yönelik beyanda bulunmak üzere tebliğinden itibaren 2 hafta süre verilmesine, beyanda bulunmadığı halde belge içeriğini kabul edeceği hususunun ihtarına,” şeklinde isticvap davetiyesinin davalı vekiline tebliğ edilmiş olduğu ve herhangi bir beyanda bulunulmadığı anlaşılmıştır.
Davacı defter kayıtlarına göre; davalı şirketin takip tarihi itibariyle 20.477,64 TL borçlu olduğu, başlatılan takipte ise 17.208,71 TL asıl alacak talep edildiği, farkın 2015 yılından devreden 3.268,93 TL tutarındaki davalı alacak bakiyesinin 2016 yılına ait ticari defterlere alınmayışından kaynaklandığı,17 208,71 TL olan davalı borç bakiyesinin, 24.02.2016 tarihi itibariyle 1.458,07 TL olan cari hesap bakiyesi ile 224849 ve 224884 sayılı fatura bedelleri toplamı olan 15.750,64 TL’den kaynaklandığı,
Taraflar arasında imzalanmış bir sözleşmenin bulunmadığı, davalı tarafça işlemiş faiz talebine dayanak herhangi bir belgenin sunulmadığı bu nedenle takipten önce temerrüt koşullarının bulunmadığı bu nedenle TTK 1530/7 maddesi uyarınca da temerrüt şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla faiz talebi yerinde görülmemiştir.
Anılan durum karşısında takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalı-borçlunun İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu olması gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile …. İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyası ile başlatılan takibe yönelik itirazın kısmen iptali ile takibin 17.208,71-TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla alacağın %20 si olan 3.441,74-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.175,53-TL Harçtan peşin alınan 222,49-TL. harcın mahsubu ile bakiye 953,04-TL. harcın davalıdan tahisili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 3.400-TL. nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Red edilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 1.212,24- TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 253,89-TL ilk gider, 129,70-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 1.150-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.533,59-TL. yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 1.449,38-TL sinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
7-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır