Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/500 E. 2019/1027 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/500 Esas
KARAR NO : 2019/1027

DAVA İHBAR OLUNAN : … – Orhan Gazi Mah. 1658. Sk. No:14 İç Kapı No:1 Esenyurt/ İSTANBUL
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/05/2017
KARAR TARİHİ : 12/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı şirketin cari hesap ilişkisine ve faturalardan kaynaklı olarak davalıdan alacaklı olduğunu, davalının borcunu ödemediğinden bahisla alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 08/05/2017 tarihinde icra takibi başlattıklarını, ödeme emrinin davalı şirkete 16/05/2017 tarihinde tebliğ olmasından sonra 17/05/2017 tarihinde takibe itiraz ederek haksız ve kötü niyetli olarak durdurduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı şirket tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Ayakkabı – …’ın cevap dilekçesi özetle; adına kayıtlı …ünvanlı işyerini 30/04/2016 tarihinde kapattığını, davacı alacaklı taraf ile işyerini kapattığı tarihten sonra hiçbir şekilde bir ticari alışverişi olmadığını, işyerinin faal olduğu zaman diliminde de fason işleri yaptığını, tarafına fason işleri getirenin aracı kişi … isimli şahıs olduğunu, işyerini kapattıktan belli bir sonra … isimli kişinin davacı ile arasında ticaretin devam ettiğini fakat bu ticari ilişkide hiçbir şekilde bağlantısının olmadığını, davacının alacağının asıl sahibinin … olduğunu ve bizzat kendisinin eylemini beyan ederek kabul ettiğini, …’ın şirketini kapatmış olduğunu bilmesine rağmen tarafından habersiz bir şekilde mal alımı yaptığından ilgili icra takibinin kendisine yapıldığını, davacıya ödenmesi için 20.000,00 TL’yi …’a verdiğini, …’ın ise abisi…’ın hesabından ödemeyi yaptığını, dava konusu borcun kendi hesabından düşülmesi gerekir iken …in hesabından düşüldüğünü, davacı tarafa borcu olan kişinin … olduğunu ve davaya dahil edilmesi gerektiğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … beyanlarında özetle; davacı taraf ile davalının belirttiği gibi 30/04/2016 tarihinden sonra ticari ilişkiye devam ettirip bir takım ödemeler yaptığını, yaptığı ödemenin bir kısmının davalının kalan borcunu kapatmak üzere yaptığını ve davalının borcunun kapandığını, yaptığı ödemenin davalının borcundan düşülmediğini, daha sonraki borçların kendi borçları olduğunu, bu borçları ödeyemediğinden davacının davalı …’a icra takibi başlatıldığını, davacının pazarlamacısı … ile görüştüğünü ve ödemeyi davalı … adına yaptığını söylediğini, …’nın hesabın kapandığını söylediğini,
Tanık … beyanında; kardeşi …’ın ticaretle uğraştığını, kerdeşinin banka hesabı olmadığından kendi hesabından bir kaç ödeme yaptığını, bu ödemelerden 01/08/2016 tarihinde davacıya 20.000,00 TL ödeme yapıldığını, kardeşinin davacı taraf ile görüştüğünü söylediğinden dekonta açıklama yazma gereği duymadıklarını, kardeşinin davalı … adına bu parayı gönderdiğini söylediğini beyan etmiştir.
Tanık … beyanında; davacı şirkette sigortalı olarak satış yaptığını, davalıyı ve …’ı tanımadığını, …’ı tanıdığını ve kendilerinden mal aldığını, aldığı malı ne yaptığını bilmediğini, …’i de tanıdığını, …’ın ödemelerini ya havale yaptığını ya da elden verdiğini, yapılan havaleleri … şu kişi adına diye söylediğini ve bu şekilde hesaptan düşüldüğünü, …’ın gönderdiği ödemeyi…adına dediğinden onun adına işlediklerini beyan etmiştir.
Tanık … beyanında; davacı şirkette muhasebe müdürü olarak çalıştığını, davalıyı ve ihbar olunanı tanımadığını, tanık …’nın şirkette satış sorumlusu olduğunu, hesaba para geldiği zaman çalışanların ilgilinin irtibat numarasını yada pazarlamaya aradıklarını, bu para neye istinaden geldi diye oradan gelen bilgiye göre ilgili kişinin cari hesabına işlendiğini, dosyaya sunulan dekontta …adına ödendiği söylendiğini, kendilerininde onun cari hesabından düştüklerdini,…’in cari hesabını da kontrol ettiklerinde hiç borcu olmadığını, …’ında 16 bin küsür bakiye borcu olduğunu, uygulamada sektörde bu işin böyle olduğunu, davalının yaptığı bir ödeme olmadığını, dekontta ödeme yapan kişiyi de tanımadığını, o gün iki tane ödeme gönderilmiş, biri 4 bin diğeri 20 bin, 4 bin TL benim hesabımdan 20 bin TL Yunus’un hesabından düşülmüş bu hususun sorulması üzerine o konuyu hatırlamadığını, hesaplara bakılabileceğini, yine beyanım gibi değil ters hesaplara para geçilmiş o dönem Yunus’un borcu yoktur, olmayan borç için ödeme yapılmaz diye sorulduğunda öyle bir hata olmaz diye cevap vermiştir.
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davacının cari hesaptan ve faturalardan kaynaklanan alacağının davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Delil olarak; icra dosyası, faturalar, cari hesap ekstresi, dekont, yemin, tanık, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 08/05/2017 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 16/05/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 17/05/2019 tarihinde ödeme emrine, borca, faize ve borcun tüm fer’ilerine itiraz ettiği ve davalı borçlunun itirazının süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce dava dosyası, icra dosyası ve ilgili kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı ve miktarının hesaplanması ile uygulanan faiz yönünden mali müşavir bilirkişiden tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinden rapor alınmasına karar verildiği, Mali Müşavir bilirkişi… tarafından sunulan 10/10/2018 tarihli raporu özetle; ”Davacının muhasebe kayıtlarında icra dosyasına konu 2016 yılı dönem sonu bakiyesinde davalıdan 16.630,93 TL alacaklı olduğu defter kayıtlarında yer aldığının görüldüğü, dava dosyasına ibraz edilen 01/08/2018 tarihli 20.000,00 TL bedelli dekontta yatıran…tarafından yapılan ödemenin davalı … adına yapıldığına dair bir açıklamaya rastlanmadığı, yapılan bu ödemenin davacının kayıtlarında …’e ait cari hesabından düşüldüğü, davalı tarafından ibraz edilen …Vergi Dairesi tutanağında 30/04/2016 tarihinde işyerini kapattığının gözüktüğü, kapanış tarihinde davacının muhasebe kayıtlarında davalının davacıya 23.668,89 TL borcu gözüktüğü, davalının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediğinden defter incelemesi yapılamadığını” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
GEREKÇE :
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafın ihbar olunan kanalıyla davalı tarafa mal satışı yaptığı, davacı tarafın davalı tarafın borcunu ödemediği iddiasıyla cari hesaba dayalı icra takibi yaptığı, davalı tarafın takibe itiraz ettiği, davalı tarafın ödeme dekontu sunduğu ve davacı muhasebecisinin hatalı kayıt yaptığını savunduğu, ödeme dekontunda açıkça hangi borç için ödeme yapıldığının yazılmadığı, dinlenen tanıklar … ve …’ın davalı ve ihbar olunanın savunmalarını doğrulamadığı, davacı tarafın ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği, davacı taraf ticari defterlerine göre davacının davalıdan 16.630,93-TL alacaklı gözüktüğü, tacirin basiretli iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği, davalı tarafın ödeme savunmasını usulüne uygun şekilde ispat edemediği anlaşıldığından davanın asıl alacak üzerinden kabulüne, takip öncesi davalı taraf temerrüte düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin reddine, davalı tarafın elinde dekont aslının bulunması, bu dekontta gönderici olarak gözüken kişinin davacı tarafın ticaret yaptığı kişi olmaması göz önünde bulundurulduğunda davalı tarafın kötü niyetle takibe itiraz etmediği sonuç ve kanaatine varıldığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 16.630,93 TL asıl alacak üzerinden aynen devamına,
Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 1.136,06-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 306,15-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 829,91-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 306,15-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.725,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 800,00-TL bilirkişi ücreti ve 143,40-TL posta gideri olmak üzere toplam 943,40-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 875,21-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 20,50-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 1,48-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK. 333. md. uyarınca taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.12/11/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır