Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/498 E. 2021/1 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/442 Esas
KARAR NO : 2021/82

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/05/2018
KARAR TARİHİ : 03/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkillerinin murisi …’ün 16/10/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralandığını, bu yaralanma neticesinde ise 08/11/2014 tarihinde …’ün vefat ettiğini, olay günü müteveffanın evine doğru yürürken davalılardan … yönetimindeki ve davalılardan …’ın maliki olduğu …plakalı aracın müteveffaya çarptığını, olay yerinde yaralanan müteveffanın 08/11/2014 tarihinde vefat ettiğini, olay ile ilgili olarak İstanbul Anadolu … Çocuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile yargılama yapılmış ve …’ın suçlu bulunarak hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğunu, söz konusu kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiğini, davaya konu olayda müteveffanın tamamen kusursuz olduğunu, olay ile ilgili olarak sürücü …’ın yüzde yüz kusurlu olduğunu, nitekim ceza yargılaması sırasında alınan 18/01/2016 tarihli raporda da müteveffanın kusursuz olduğu, davalı …’ın ise kusursuz olduğu belirlendiğini, Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 11 Kasım 2016 tarih ve…-101-01.02-16/89452/4999 sayı 4989 karar numaralı raporu ile müteveffanın ölümü ile 16/10/2014 tarihli kaza arasında illiyet bağı bulunduğunun belirtildiğini, aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan … Sigorta Şirketi’ne taraflarınca başvurulduğunu ve şirket tarafından taraflarına bir kısım ödeme yapıldığını, yapılacak hesaplamada destekten yoksun kalma tazminatının bu meblağdan yüksek çıkması halinde maddi tazminat konusunda taleplerinin olduğunu, müteveffanın ev hanımı olduğunu ancak ev hanımının da destek sayılacağını ve hesaplama yapılmasında bir engel bulunmadığını, olay neticesinde müvekkillerinin büyük bir yıkıma uğradığını, müvekkillerinden …’ün uzun yıllar boyunca eşinden, diğer müvekkillerinin ise annelerinden ayrı kaldıklarını beyanla, şimdilik 100-TL maddi tazminatın olay tarihi olan 16/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile taraflarına ödenmesine, müvekkilli … için 50.000-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 22/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile taraflarına ödenmesine, müvekkili … için 30.000-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 22/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile taraflarına ödenmesine, müvekkili … için 25.000-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 22/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile taraflarına ödenmesine, müvekkili … için 25.000-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 22/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile taraflarına ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacılardan …, … ve … tarafınca müvekkili olan sigorta şirketine yazılı başvuru yapılmadan dava açıldığını, davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, meydana gelen kaza sonucunda destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin özel ve teknik inceleme yaptırıldığını, destekten yoksun kalma tazminatı durumuna yönelik, 111.638,00 TL’sının 13.12.2016 tarihinde davacı tarafa ödendiğini, aksi kanaat halinde kusur oranın belirlenmesi gerektiğini, kesinlikle kabul etmemekle birlikte davaya konu alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanabileceğini, müvekkili olan sigorta şirketine davacılardan …, … ve … tarafından yazılı başvuru yapılmadan dava açıldığından müvekkili sigorta şirketinin davacılar yönünden temerrüde düşmediğini, davacılardan …’ın 1977 doğum tarihli, davacı …’ün 1980 doğum tarihli ve medeni halinin evli olduğunu, diğer davacı … ise 1986 doğum tarihli olduğunu, ergin olan müteveffanın çocukları açısından anne ve babanın bakım borcu bulunmadığını beyanla davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, …’ün 16/10/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralanması ve bu yaralanma neticesinde 08/11/2014 tarihinde vefat ettiği iddiası ile talep edilen maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili delil olarak; İstanbul Anadolu… Çocuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası, bilirkişi raporları, Adli Tıp raporları, nüfus kayıtları, hastane kayıtları, sigorta şirketi kayıtları, tanık, yemin, bilirkişi, keşif belirtilmiştir.
… Merkezi Müdürlüğü’nden alınan 06/06/2018 tarihli yazı, … Sigorta A.Ş’den alınan 27/06/2018 tarihli yazı ile ekinde yer alan poliçe, hasar dosyası ve dekont, İstanbul Anadolu … Çocuk Mahkemesi’nin UYAP sistemi üzerinden gönderilen… E. Sayılı dosyası,…Emniyet Müdürlüğü’nün 31/07/2018 tarihli yazısı incelenmiştir.
…Emniyet Müdürlüğü’nün 31/07/2018 tarihli yazısında, … plakalı aracın 06/06/2014 tarihinde davalı … adına tescil edildiği ve 10/11/2014 tarihinde … adına tescil edildiği belirtilmiştir.
İstanbul Anadolu … Çocuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında açılan davada 26/04/2017 tarih ve K.2017/183 sayılı karar ile “… Suça sürüklenen çocuğun olay tarihinde kendi yönetimindeki…plaka sayılı araç ile seyir halinde iken aracın hakimiyetini kaybederek önce bir çöp konteynırına ardından da aynı yerde yaya olarak yürümekte olan …’e çarparak yaralanmasına neden olduğu,olayda suça sürüklenen çocuğun kusurlu olduğu,olaydan yaklaşık 20 gün sonra …’ün vefat ettiği,ölüm ile meydana gelen kaza arasında illiyet bağı olduğu,suça sürüklenen çocuk … hakkında taksirle yaralama suçundan kamu davası açılmış ise de eyleminin taksirle ölüme neden olma suçunu oluşturduğu anlaşıldığından müsnet suçtan cezalandırılmasına karar verilmesi gerekmiş olup…” gerekçeleri ile eldeki davanın davalısı … hakkında hüküm kurulduğu görülmüştür.
Anılan kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 24/10/2107 tarih ve E.2017/3263 K.2017/3239 sayılı karar ile istinaf başvurusunun reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu … Çocuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında alınan Adli Tıp Kurumu’nun 11/11/2016 tarihli raporunda, 16/10/2014 tarihinde maruz kaldığı araç dışı trafik kazasına bağlı yaralanmasıyla ölümü arasında illiyet bağı bulunduğunun kabulü gerektiği belirtilmiştir.
İstanbul Anadolu … Çocuk Mahkemesi’nin… E. Sayılı dosyasında yapılan yargılamada, … savunmasında; “Olay günü abimin aracını almıştım seyir halinde iken … de karşıdan karşıya geçiyordu hızım 40- 50 civarında idi sağ şeritte gidiyordu müşteki normal şekilde geçiyordu çarpmamak için frene bastım araç kaydı çöp konteynırına çarptı çöp konteynırıda benim çarpmam üzerine …’e çarptı dedi.
Savcılık anlatımı okundu, soruldu: O ifadem de doğrudur olay anında hem araç önüme çıktı hem de müşteki karşıdan karşıya geçiyordu bunun üzerine frene bastım araba kaymaya başladı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya kapsamında yer alan delillerin içeriğinin incelenmesi ile davalı …’ın meydana gelen kazada %100 kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
MADDİ TAZMİNAT TALEPLERİ HAKKINDA:
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen … taraından sunulan 03/05/2019 tarihli bilirkişi raporu özetle; Ödeme tarihi itibariyle davacı eş …’ün talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının kalmadığı, eş … dışında kalan davacıların kaza tarihi itibariyle erkekler için 18 yaş kadınlar için 22 yaş ikmal edildiğinden destekten yoksun kalma taleplerinin bulunmadığı belirtilmiştir.

Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85.maddesine göre, işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91.maddesine göre, işletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesine göre, sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından 13/12/2016 tarihinde 111.638,00-TL’sı ödendiği ve ödeme tarihi itibariyle davacının karşılanmayan zararının kalmadığı anlaşılmıştır
Ayrıca, Nüfus kayıtlarının incelenmesi ile; Müteveffa’nın oğlu …’ün 19/08/1980 tarihinde doğduğu ve 21/09/2005 tarihinde evlendiği, kızı …’ün 01/01/1986 tarihinde doğduğu, diğer kızı …’ın 08/09/1977 tarihinde doğduğu ve 04/12/1994 tarihinde evlendiği görülmektedir. Müteveffa’nın çocuklarının kaza tarihinde erkek çocuğunun 18 ve kız çocukların 22 yaşını tamamlaması ve maddi tazminat kararı verilmesini gerektirecek şekilde başkaca bakıma ihtiyaçlarının olduğu hususunda iddiada bulunulmaması ve delil sunulmaması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceklerdir.
MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİ HAKKINDA:
Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesine göre; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere, Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile paranın alım gücü, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında davacı … için 15.000,00-TL’sı , davacı … için 7.000,00-TL’sı, … için 7.000,00-TL’sı, … için 7.000,00-TL’sı manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı …’ün manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 15.000,00-TL’sı manevi tazminat talebinin kaza tarihi olan 16/10/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ile …’tan tahsili ile davacı …’e verilmesine
2- Davacı …’ın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 7.000,00-TL’sı manevi tazminat talebinin kaza tarihi olan 16/10/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ile …’tan tahsili ile davacı …’a verilmesine
3- Davacı …’ün manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 7.000,00-TL’sı manevi tazminat talebinin kaza tarihi olan 16/10/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ile …’tan tahsili ile davacı …’e 16/10/2014 verilmesine
4- Davacı …’ün manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 7.000,00-TL’sı manevi tazminat talebinin kaza tarihi olan 16/10/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ile …’tan tahsili ile davacı …’e verilmesine
5- Maddi tazminat talebinin REDDİNE,
6-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 2.459,16-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 444,36-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 2.014,80-TL harcın davalılar … ve …’tan müşterek ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Kabul edilen manevi tazminat taleplerine ilişkin olarak ;
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’tan alınarak davacı …’e verilmesine,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’tan alınarak davacı …’a verilmesine,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’tan alınarak davacı …’e verilmesine,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’tan alınarak davacı …’e verilmesine,
9-Red edilen maddi tazminat yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 100,00- TL. nispi vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı …’ne ödenmesine,
10-Davacı tarafından yapılan 480,26-TL ilk gider, 434,30-TL tebligat ve müzekkere gideri, 750 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.664,56-TL. yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 834,84-TL sinin davalılar … ve …’tan tahsili ile davacıya verilmesine,
11-HMK.’nun 333. maddesinin “Hükmün kesinleşmesinden sonra mahkeme kendiliğinden, yatırılan avansın kullanılmayan kısmının iadesine karar verir. Bu kararın tebliğ gideri iade edilecek avanstan karşılanır” hükmü uyarınca yatırılan avansın bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde incelenmek üzere tarafların temyiz yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda karar verildi. 03/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

-TASHİH ŞERHİ-

Mahkememizin 03/02/2021 tarihli celsede;
Her ne kadar hükmün son kısmında “Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde incelenmek üzere tarafların temyiz yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda karar verildi” olarak yazılmış ise de kararın istinaf kanun yoluna tabi olduğu anlaşılmakla, Mahkememiz kararının son kısmının;
“Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda karar verildi”
olarak tashihine karar verilmiştir.

Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır