Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/497 E. 2020/863 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/497 Esas
KARAR NO : 2020/863
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/05/2017
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkil ile davalı arasında 29/09/2016 tarihinde düzenlenen sözleşmeye istinaden müvekkilinin yüklenici olarak, davalının da işveren sıfatıyla müvekkili tarafından davalı şirkete Kaynak Yönetim Testleri (PQR) ve Kaynakçı Sertifikalandırma (WQT) hizmetlerinin ve sair hizmetlerin verilmesi hususunda anlaştıklarını, müvekkilinin davalıya verdiği denetim hizmetinin ve sahada yaptırdığı testlerin hizmet bedeli olan 28.259,16 TL bedelli 30/10/2016 tarihli fatura kestiğini, davalıya … Noterliği’nin 03/01/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile tebliğ edildiğini ancak 3 iş günü içerisinde fatura borcunun davalı tarafça ödenmediğini, davalı tarafça müvekkiline bugüne kadar herhangi bir ödeme de yapılmadığını, bunun üzerine alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, davalı borçlunun haksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek icra takibini durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacı ile müvekkili arasında 29/09/2016 tarih ve … teklif numaralı sözleşme akdedildiğini, sözleşmenin davacı tarafından müvekkil şirkete ait numuneler üzerinde test yapılarak sonuçlarının alınmasından ibaret olduğunu, müvekkil şirketin 3 numune üzerinde test yapılacağı düşüncesi ile davacı şirket ile iş ilişkisine başladığı ve davacı şirkete 3 numunenin gönderildiğini, bu hizmet için istenilen bedelin 14/11/2016 tarihinde 3.748,00 TL olarak davacının hesabına ödendiğini, davacı tarafın müvekkil şirkete 17.902,00 TL’lik fatura gönderilmesi üzerine kendileri görüşüldüğü ve faturanın iade edildiğini, davacı tarafça yine müvekkil şirkete 03/01/2017 tarihli ihtarname ekinde 28.259,16 TL bedelli fatura gönderildiğini ve tekrardan kabul edilmediğinin bildirilmesi üzerine müvekkil aleyhine haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığını, davacı tarafından müvekkilinden onay alınmaksızın numuneler üzerinde üçten fazla test yapıldığının iddia edildiğini, davacının faturada belirtilen ücrete nelerin dahil olduğun belirtilmediğini, davacının personelinin müvekkil şirkete gelmediği halde faturaya personel ücreti eklendiğini, davacı tarafça müvekkiline hangi hizmetin verildiği ve bu hizmetin bedelinin ne olduğunun bilinmediğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Dava, davacının fatura alacağının davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Taraflarca delil olarak; … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı icra dosyası, hesap ekstresi, fatura, irsaliyeler, ihtarname, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından dava dışı borçlular ile davalı borçlu aleyhine 12/01/2017 tarihinde 28.259,16 TL asıl alacak ve 337,93 TL faiz olmak üzere toplam 28.597,09 TL üzerinden 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 21/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından 24/01/2017 tarihinde takibe, borca, faize, ödeme emrine, yetkiye, faiz oranına ve tüm fer’îlere itiraz edildiği ve davalı borçlunun itirazının süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce dava dosyası, ilgili kayıtlar ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı ve miktarının hesaplanması ile uygulanan faiz yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, Mali Müşavir bilirkişi … tarafından sunulan 26/03/2018 tarihli bilirkişi raporu özetle; ”Davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonunda, davacı ile davalının arasında 29/09/2016 tarihinde Teklif Sözleşme Formu imzalandığı, dosyaya sunulan test raporlarından davacı şirketin üstlendiği denetim ve raporlama hizmetlerini yerine getirdiği hususunda bir kanaat oluştuğu, davacı şirketin 10/01/2016 tarihi itibariyle davalı şirketten 28.259,16 TL asıl alacak ve 337,93 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 28.597,08 TL alacak talep ettiği, yapılan hesaplama sonucunda davacı şirketin icra takip tarihi itibariyle 28.259,16 TL anapara ve 267,00 TL işlemiş faiz olmak üzere 28.526,16 TL alacaklı bulunduğu, davacının asıl alacak üzerinden icra takip tarihi sonrası yıllık %9,75 oran üzerinden faiz hesaplanması gerektiği, icra tahsil harcı ve icra vekalet ücretinin hesaplanması gerektiği, tarafların diğer taleplerinin mahkeme takdirinde olduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
Mahkememizce dava dosyası, ilgili kayıtlar ile davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı ve miktarının hesaplanması ile uygulanan faiz yönünden bilirkişi raporu alınması için … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmasına karar verildiği, Mali Müşavir bilirkişi … tarafından … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… Talimat sayılı dosyasına sunulan 22/02/2019 tarihli bilirkişi raporu özetle; ”Davalı şirketin 2016-2017 yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapılmış olduğu, tarafların tacir olduğu, karşılıklı hizmet alım / hizmet satışından kaynaklanan ticari bir ilişkinin var olduğu 2016 yılında yazılan yevmiye kayıtlarından görüldüğü, 2016 yılında davacı yanca düzenlenen 25/10/2016 tarihli … seri nolu, 3.748,27 tutarlı faturanın davalı şirket tarafından kayıtlarına alındığına, söz konusu fatura bedelinin 14/11/2016 tarihinde … yevmiye numarası 3.748,00 TL olarak davacı yana ödendiği ve bu işlemin kayıtlara yazıldığı, 2017 yılında 2016 yılından kalan /devir eden 0,27 kuruşun 31/12/2017 bakiye düzeltme açıklaması ile hesabın kapandığı, bunu dışında taraflar arasında herhangi bir işlem hareketinin olmadığı, davalı yanın ticari defterlerinden görüldüğü, davacı yanca takip konusu yapılan 30/11/2016 tarihli … seri nolu 28.259,16 TL tutarlı (KDV) dahil faturanın yazılı kaydına davalı yanın ticari defterlerinde rastlanmadığı, sonuç olarak davalı yanca davacı yana borcu olmadığı / borcu kalmadığı, davalı yanın ticari defterlerinden ve dosya kapsamından tespit edildiği, bunun dışında taraflar arasında başka bir ticari ilişki sonunda oluşmuş muhasebe kaydına ve bilgisine rastlanılmadığı” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
Mahkememizce dava dosyası, ilgili kayıtlar ile tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda Türk Akreditasyon Kurumu’na bağlı bilirkişilik yapabilecek Metalurji Mühendisinden rapor alınmasına karar verildiği, Metalurji Yüksek Mühendisi / Kaynak Mühendisi / Tahribatsız Muayene Uzmanı bilirkişi Mehmet Aydıngülü tarafından sunulan 28/02/2020 tarihli bilirkişi raporu özetle; ”Davacı yüklenici ile davalı işveren arasında 29/09/2016 tarihli Teklif Sözleşme Formu’nun karşılıklı imzalanmadığı sadece davalı tarafından imzalandığı ancak Teklif Sözleşme Formu’nun 12.teklifin kabulü maddesinde iş bu formun tüm sayfalarının imzalanıp orijinal nüshalarının yükleniciye ulaştırılmasıyla birlikte belirtilen şartlar sözleşme niteliği taşıdığı ve madde 2.3 te belirtilen süre sonuna kadar 1 yıl geçerlidir denildiği, işi ifası hususunda sözleşmenin 3.maddesinde yer alan hizmet konularına yönelik davacı veya davalı tarafından dava dosyasına sunulan herhangi bir kanıt olmadığı, kayıt ve dokümanlar olmadan sözleşmenin 7.maddesi birim fiyatlara göre davacı tarafından verildiği ifade edilen hizmetler ve bunlara ait ilgili fatura ödeme bedellerinin hesaplanamayacağı” kanaatiyle rapor tanzim ettiği ve bilirkişi tarafından talep edilen belgelerin dava dosyasına sunulduğu anlaşıldığından bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verildiği, Metalurji Yüksek Mühendisi / Kaynak Mühendisi / Tahribatsız Muayene Uzmanı bilirkişi … tarafından sunulan 27/10/2020 tarihli bilirkişi ek raporu özetle; ”29/09/2016 tarih ve … nolu onaylı Teklif Formu madde 3’te tanımlanan Kaynak Yöntem Testleri (PQR) ve Kaynakçı Belgelendirme (WQT) başlığı altında davacı tarafından verilecek hizmetlerin a-Muayene Personel Hizmeti, b-PQR Onayı, c-Kaynakçı Sertifikası Bedeli, d-Tahribatsız Muayene, e-Mekanik Testler olduğu, yer alan kayıtlar (Test Raporları) ve davalı tarafından kaşe imzalı PQR Onayı Başvuru Formu ve davacı ve davalı temsilcileri tarafından karşılıklı imza altına alınan 17/10/2016 tarihli tutanak üzerinden yapılan inceleme neticesinde a-Muayene Personeli, e-Mekanik Testler başlıklı hizmetlerin yerine getirildiği, sunulan raporların içerisinde b,c,d maddelerine ilişkin herhangi bir kayıt, rapor vb.döküman olmadığı dolayısıyla bu hizmetlerin gerçekleştirilmediği, bu doğrultuda 7.1 maddesinde belirtilen birim fiyat üzerinden a ve b maddesi kapsamında yer alan hizmetlerin sözleşme gereği toplam 5.300 USD bedelin ödenmesi gerektiği” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmalar ile tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporları ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça düzenlenen Teklif Sözleşme Formu’nun davalı şirket tarafından imzalandığı, davacı tarafça sözleşme gereği Muayene Personeli Hizmeti ve Mekanik Testler Hizmetinin verildiği, yaptırılan teknik bilirkişi incelemesi sonucu davacı tarafça verilen hizmetin sözleşmeye göre karşılığının 5300 USD olduğu, davalı taraf hizmeti aldığından bedelini ödemesi gerektiği, davalı taraf her ne kadar hizmet alındığına ilişkin bilirkişi incelemesine esas belgelerdeki şirket çalışanı … ‘a atfen atılan imzaların çalışan … ‘a ait olmadığı savunmasında bulunmuş ve … kaşe ile imzası bulunan örnekler sunmuş ise de, davacı tarafça sunulan belgelerde … kaşe ve imzası bulunmadığı, … firması kaşe ve yetkilisinin imzası bulunduğu, bu itibarla davalı tarafın bu savunmasına itibar edilmemiş, yine davalı taraf hizmet veren kişilerin isimleri ile Konya’ya yolculuk bileti ve konaklama kayıtlarının sunulmasını istemiş ise de, taraflar tacir olup basiretli iş adamı gibi hareket etmeleri gerekmekte olup davalı eli belgeler ile hizmet alındığı ispat olunduğundan davalı tarafın bu savunmasına da itibar edilmemiş olup davalı tarafın bilirkişi raporuyla da sabit olan hizmeti aldığı sonuç ve kanaatine varılmıştır, bilirkişi hizmet bedelini Teklif Sözleşme Formu gereği USD üzerinden hesaplamış olup toplam 5300 USD olarak bulmuştur. İcra takibi TL üzerinden yapılmıştır. Fatura tarihi 30/11/2016 olup bu tarihteki Merkez Bankası döviz satış kuru 3.4236 TL’dir. Davacı tarafça takip tarihinde talep edilebilecek asıl alacak miktarı (5300*3.4236=18.145,08) 18.145,08 TL olup, yine takip tarihine kadar işlemiş faizde (vade tarihi:07/12/2016, takip tarihi:10/01/2017, faiz oranı:10,5=179,94) 179,94-TL olup hesaplanan bu değerler üzerinden davanın kısmen kabulüne, davalı tarafça bilinebilir ve likit olan borca ödeme yapılmadığı halde haksız olarak itiraz edildiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 18.145,08 TL asıl alacak ve 179,94 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.325,02‬ TL üzerinden aynen devamına,
Asıl alacak 18.145,08 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 1.251,78-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 488,37-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 763,41-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 488,37-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.200,00-TL bilirkişi ücreti ve 226,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 1.426,00-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 913,78-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK 333 (1) maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.22/12/2020

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪