Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/492 E. 2018/1365 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/492
KARAR NO : 2018/1365

DAVA : İflas (İflasın Açılması)
DAVA TARİHİ : 29/05/2017
KARAR TARİHİ : 20/12/2018

Mahkememizde görülen İflasın Açılması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin … A.Ş. ile akdettiği imtiyaz sözleşmesine istinaden …’nın halka açık olan dış bahçesinde bulunan …’ın işletmeciliğini yaptığını, bahsi geçen imtiyaz sözleşmesinin imzalanmasından sonra sözleşmeye konu restaurantın müvekkili şirket tarafından tadilata sokulduğunu, masraf edildiğini, alkollü içki ruhsatı alındığını, ancak 2013 yılında alkol tüketim ve satışının yasaklanmasından sonra ruhsatının iptal edildiğini, yüksek yatırımın amorti edilemediği gibi müvekkili şirketin tüm kira süresi boyunca ciddi şekilde zarara uğradığını, gelirlerinin ciddi oranda azaldığını, akabinde 2016 yılında meydana gelen Rus savaş uçaklarının düşürülmesi üzerine Rusya ile yaşanan kriz ve Sultanahmet’te meydana gelen bomba olayları neticesinde bölgeye gelen turist sayısında %50 – 60 azalma meydana geldiğini, müvekkili şirketin aktifleri toplamının pasiflerinin toplamını karlamaya yetmediğini beyanla, müvekkili aleyhine yapılan ve yapılacak olan icra takipleri ile ihtiyati haciz, takas, mahsup, hapis ve temlik uygulamalarının durdurulmasını ve müvekkili şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /
Bir kısım feri müdahilleri vekili Av. … 20/02/2018 tarihli itiraz dilekçesinde özetle;Huzurdaki davanın müvekkillerinin ilama dayalı işçilik alacaklarının tahsilinin engellemek amacıyla açıldığını, iflas talebinin davacı hakkındaki takipleri ertelemek ve borçlarını geciktirmek amacıyla ikame edildiğinin anlaşılması halinde davanın reddedileceğinin kabul edildiğini, yani davacının acz içinde olduğu tespit edilse dahi bu tespit iflas kararı verebilmek için yeterli olmayacağını, alacaklılara zarar vermek kastıyla aktiflerini elden çıkaran sonra da acz içinde olduğunu bildirerek kendi iflasını talep eden tacirin talebinin kabul edilemeyeceğini, bir kısım müvekkillerinin işçilik alacakları karara bağlandıktan 1 gün sonra muvazaalı işlemler yapıldığını, şirkete ati tüm menkullerin davacı şirket ortak ve yetkililerinin aynı yerde kurdukları bir başka firma ile aynı sektörde faaliyet gösteren firmalara örtülü olarak devredildiğini beyanla öncelikle müdahillik taleplerinin kabulüne ve iflas talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bir kısım müdahale talep edenler vekili her ne kadar … yönünden müdahale talebinde bulunmuş ise de; 19/04/2018 tarihli celsede adı geçen … yönünden müdahillik talebinden vazgeçtiğini beyan etmiş olup, … yönünden müdahillik talebi ile ilgili karar verilmemiştir.
Feri Müdahil … vekili 17/12/2018 tarihli itiraz dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin davacı şirketten aralarındaki ticari ilişki nedeniyle alacaklı konumda olup söz konusu alacağın tahsili için davacı aleyhine …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında alacak davası ikame edildiğini, söz konusu dosyada yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde faiz hariç 218.486,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini beyanla, müvekkilinin davaya müdahillik talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, 6102 Sayılı TTK.nun 376 ve İİK.nun 179. maddesi hükmüne dayalı olarak davacı şirketin iflası istemine ilişkindir.
İİK.nun 179 “Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzen-lenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir.”
TTK 376- (3) Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister. Meğerki, iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olsun. Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul olunur.
Hükümleri açıklanmıştır.Açıklanan maddeler gereğince; anonim şirketin esas sermayesinin yarısı kaybedilmiş veya şirketin borçları mevcudundan fazla tutmuş ise, yahut şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran belirtiler mevcut ise, sermaye şirketlerinin idaresi ve temsili ile görevli olanların, yada ortaklık tasfiye halinde ise; tasfiye memurlarının iflasın açılması ile görevli ve yetkili mahkemeden, şirketin iflasın istemeleri zorunludur.İİK.nun 154. maddesi hükmünde öngörüldüğü üzere iflas davalarında mutlak yetkili mahkeme, tacirin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesidir.
Somut olayda; davacı şirketin 01/01/2017-20/05/2017 tarihleri arası mizan, 31/12/2016-20/05/2017 tarihli karşılaştırılmalı bilanço ve ayrıntılı gelir tablosuna göre 20/05/2017 tarih ve 2017/02 karar numarası ile iflasının istenilmesinin şirket yönetimince kararlaştırıldığı görülmüştür. Davacı şirketin muamele merkezi Beşiktaş/İstanbul olup, mahkememizin yargı yetkisi sınırları içindedir. Davanın görülmesinde mahkememiz mutlak yetkilidir.
İİK.nun 166. maddesi gereğince, davacı şirket ilk alacaklılar toplantısına kadar olan giderler ile mahkemece verilebilecek iflas kararının yasa yolları için gerekli bütün tebliğ giderlerini (iflas avansı) karşılamıştır.
İflas istemi İİK.unun 166/2. maddesi hükmüne uygun olarak ilan olunmuş
İflası istenen şirketten alacaklı olduğunu bildiren …, …, … , …, …, …, …, … vekilleri aracılığı ile müdahillik talebinde bulunmuş, … yönünden talepten vazgeçilmesi üzerine adı geçen diğer şahıslar ile ilgili müdahil olarak davaya katılmalarına karar verilmiştir.
Davacı şirketin iflas talebinin yerinde olup olmadığı ile ilgili davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yaptırılarak bilirkişiler finans bilirkişisi …, ticaret hukukçusu …, yeminli mali müşavir …, sektör uzmanı bilirkişi …’in 08/10/2018 tarihli raporu alınmıştır.
Raporda sonuç olarak; davacı şirketin 2015,2016 ve 2017 yılı defterlerinin incelenmesi sonucunda 31/12/2014 tarihinden itibaren borca batık olduğu, davacı şirket tarafından borca batıklık bildiriminin 2015 ve 2016 yılında yapılmayarak iki yıl boyunca ötelediği, davacı şirketin 29/05/2017 tarihli dava dilekçesi ile 20/05/2017 tarihli ara bilanço gereğince iflasını talep ettiği, davacı şirket tarafından vergi dairesine verilmiş olan 2014-2015-2016 ve 20/05/2017 ara dönem bilançolarında öz varlığının;
31/12/2014 tarihi itibariyle (-) 2.657.988,00 TL,
31/12/2015 tarihi itibariyle (-) 2.806.566,00 TL,
31/12/2016 tarihi itibariyle (-) 3.265.065,00 TL,
20/05/2017 tarihi itibariyle (-) 2.628.798,00 TL olduğu, şirketin borca batık durumda olduğu, 31/12/2017 tarihli bilanço ile artarak (-) 2.740.561,00 TL’ye yükseldiği, davacı şirketin borca batıklığı davanın açıldığı tarih itibariyle ortaya çıkan bir durum olmayıp, dava tarihinden geriye dönük 3 yıl içinde davacı şirketin borca batık olduğu, borca batıklık halinin 2015-2016 ve 2017 yılında artarak devam ettiği, davaya müdahillerin davacının dava dışı firmalara düzenlemiş olduğu 3 adet satış faturasını dayanak göstermek sureti ile şirketin iflası sağlayarak alacaklılara ödeme yapmaktan kaçındığı yönünde iddiaların ise 3 adet faturanın düzenmiş olması ile şirkletin iflasına sebebiyet verilmediği, davacı şirketin zaten 2014 yılından itibaren borca batık olduğu, davacı şirketin aktiflerin rayiç değerlerine göre düzenlenmesi gereken bilançosu maddi duran varlık bulunmadığından şirketin kaydi bilançosunun aynı zamanda rayiç değer bilançosu olarak değerlendirdiği, TTK 376 çerçevesinde hazırlanan ara bilançoya göre şirketin borca batık durumda bulunduğu, bu durumun İİK 179 gereği doğrudan iflas sebebi olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından;
Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan şekilde ve mahkememizce benimsendiği üzere bilirkişi raporuna göre; davacı şirketin borca batıklığının 2014 yılından bu yana artarak devam ettiği, davacı şirketin aktiflerin rayiç değerlerine göre düzenlenmesi gereken bilançosu maddi duran varlık bulunmadığından şirketin kaydi bilançosunun aynı zamanda rayiç değer bilançosu olarak değerlendirdiği, bu durumun TTK 376/3 ve İİK 179.maddeleri kapsamında doğrudan iflas koşullarını oluşturduğu, davacı şirketin iflas talebinin yerinde olduğu kanaatine varılmakla; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı … Anonim Şirketi ‘nin İİK.179.maddesi iflasına karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HÜKÜM /
1-Müdahale talebinde bulunan …’ın müdahillik talebinin kabulüne,
2-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı … Anonim Şirketi ‘nin İİK.179.maddesi İFLASINA,
İİK 165.maddesi hüküm gereğince iflasın 20/12/2018 günü saat 15:43’den itibaren açılmasına, davacının tedbir taleplerinin REDDİNE,
İİK.160.maddesi gereğince avansın iflas idaresine ödenmesine,
İİK.166/1.maddesi gereğince iflas kararının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve İstanbul Nöbetçi İflas Müdürlüğüne bildirilmesine ve anılan hükümde öngörülen işlemlerin bu müdürlükçe yapılmasına,
3-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile 4,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı vekilleri Av. … ile müdahil … vekili Av. … ile diğer müdahiller vekili AV. …’ın yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/12/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …