Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/475 E. 2019/1132 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/475
KARAR NO : 2019/1132
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2017
KARAR TARİHİ : 03/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının … Noteri tarafından hazırlanan, 24.05.2016 tarihli, … yevmiye nolu “Azilname ve Fesih İhbarnamesi” yazısı ile müvekkili acente ve davalı yan arasında akdedilmiş olan … Noterliğinin 02.05.2011 tarih ve 009335 yevmiye numaralı hususi acentelik vekaletnamesinden azledilmiş olduğunu ve taraflar arasındaki tüm acentelik sözleşmeleri ve eklerinin feshedilmiş olduğunu hiçbir haklı neden sunmaksızın bildirdiğini, davalı tarafından yapılan fesih ihbarının taraflar arasında geçerli 02.02.2015 tarihli Acentelik Sözleşmesi 25. Maddesinde öngörülen şartlara haiz olmadığından haksız ve geçersiz olduğunu, hukuken geçerli bir fesih bildirimi yapılmaksızın davalı tarafından yapılmış olan ekran erişiminin engellenmesi işlemi açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini ve davacıyı maddi zarara uğrattığını, hiçbir haklı sebebe dayanmayan bu fesih sebebiyle müvekkilinin kendi yarattığı müşteri portföyünün avantajlarından yararlanamadığını, bu sebeple yapılacak yargılama ile tespit edilecek miktarda denkleştirme tazminatı ile müvekkilinin, davalının acenteliğini yaptığı süre boyunca davalı şirketçe tek taraflı ve haklı bir sebebe dayanmadan, hukuka aykırı olarak düşürülen komisyon oranlarından doğan farkın davalı şirketten alınarak müvekkili acenteye ödenmesi gerektiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca tacirler tek taraflı, sırf karşı tarafı zarara uğratmak maksadı İle yapılan eylem ve işlemlerden men edildiklerini, tacirlerin basiretli davranma yükümlülüğü bu durumun önemini açıkça ortaya koyduğunu, sözleşme TTK nun 122 ve ilgili hükümlerine aykırı fesih nedeniyle müvekkili tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını haiz olduğunu, müvekkili tarafından tespiti mümkün olmayan hak edişlerin tespit edilen bilirkişilerce hesaplanarak müvekkiline ödenmesinin gerektiğini, davalı şirketin zaman zaman acentelik komisyonlarını sözleşmeye ve hukuka aykırı olarak tek taraflı olarak düşürdüğünü, komisyon oranlarının düşümlerine muvafakatleri olmamasına rağmen davalının üstünlüğü sebebi ile müvekkilinin bu komisyon oranları ile çalışmaya devam etmek zorunda kaldığını, komisyon oranlarının düşürülmesinden kaynaklı bakiye komisyon alacağının da müvekkiline iadesinin gerektiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile müvekkilinin portföy hakkından doğan şimdilik 1.000-TL alacağının, sözleşme süresince haksız olarak düşürülen acente komisyon farkından doğan bakiye komisyon alacağının, dava tarihinden itibaren işlenecek ticari faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı acentenin tanzim etmiş olduğu sigorta poliçelerinde bir kısım aracın araç grubu bilgisini sisteme yanlış girmek sureti ile önemli ölçüde prim kaybına sebep olması ve müvekkili konumundaki sigorta şirketinin menfaatlerini koruma yükümlülüğü ile sözleşmeye aykırı tutumu nedeni ile acentelik sözleşmesinin sona erdirildiğini, davacı tarafça araç bilgilerinin tramer kayıtlarında mevcut daha önce kayıtlı bilgilerden alındığını bu sistemden gelen bilgilere göre poliçe tanzimi yapıldığını ileri sürmüş isede davacı acentenin poliçe düzenlediği araçları görmek ve ruhsatlarını kontrol etmekle mükellef olduğunu, davacı acentenin davalı şirketin vekili konumunda bulunduğunu, sözleşmenin 1. maddesinde Acentenin; Şirketin yönetmelik, genelge, uygulama esaslarına ve talimatlarına uyması gerektiğinin düzenlendiğini, 4.maddede; Türk Ticaret Kanunu’nun 108. maddesine atıfta bulunmak sureti ile “Acentenin eksik ve/veya hatalı işlemlerinden, yetki sınırlarını aşarak yaptığı sözleşmeden dolayı sorumlu olduğu ve Şirketin bu nedenle uğradığı zararları karşılamak ve Acenteni, şirketin hak ve menfaatlerine zarar vermeyecek şekilde hareket etmek zorunda olduğunu, davacı acente tüm bu yükümlülüklerine aykırı hareket ederek işlem yaptığını, ayrıca davalı şirket tarafından her yıl acentelere yönelik yayınlanan Uygulama Esasları’nın Oto Sigortaları bölümünde acentenin mutlak surette sigortalanması talep edilen aracı görmesi gerektiğinin belirtildiğini, davacı acentenin aracı görme yükümlülüğünü göz ardı edilse dahi araç ruhsatlarında araç sınıflarının belirli olduğunu, davacı tarafın sadece ruhsata bakarak dahi araç gurubu bilgisinin yanlış olduğunu görebileceğini ve çok yüksek miktarda prim kaybını engelleyebileceğini, acentenin basiretli hareket ve müvekkilinin haklarını koruma yükümlülüğü çerçevesinde hareket etmediğinin açık olarak ortada bulunduğunu, daha önce başka şirket acenteleri tarafından bilerek veya bilmeyerek hatalı girilmiş olan bilgilerin varlığı davacı acentenin de hatalı işlem yapmasına gerekçe teşkil edemeyeceğini, davacı tarafın araç bilgilerine müdahale edemediği iddiasının da bir dayanağı bulunmadığını,davacı tarafın manuel olarak bu bilgileri düzeltmesi gerektiği halde yapmadığını, acentenin ilgili poliçelerde tahakkuk eden prim ile özel amaçlı taşıt kategorisinde olan söz konusu araçların olması gereken primlerinin çok farklı olduğunu anlamamasının mümkün olmadığını, buna göre en iyi ihtimalle ağır kusuru ile davalı şirketin zararına sebebiyet verdiğini, bu nedenle sözleşmenin feshinin haklı nedene dayandığını, davacı tarafın tüm iddia ve taleplerinin dayanaksız kaldığını, bu nedenlerle haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin haksız olarak feshi nedeniyle davacının portföy tazminat ve acente komisyon farkı tazminatının davalıdan tahsili istemidir.
Mahkememizce dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ile dava, cevap, ibraz edilen deliller, tarafların 2011-2016 arası ticari defter kayıt ve belgeleri, tüm dosya kapsamı üzerinde inceleme yapılarak davacının davalıdan alacağının olup olmadığı hususunda rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verildiği, Muhasebe ve Finans Uzmanı Bilirkişi … ve Sigorta Hukuku Uzmanı Bilirkişi … tarafından sunulan 15/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Taraflar arasında 02.05.2011 tarihinde akdedilen “Acentecilik Sözleşmesi” imzalandığı, Davalı … şirketinin, acentelik sözleşmesini, fesih ihbar süresine uymaksızın feshettiği, somut uyuşmazlıkta davalı sigortacının acentelik sözleşmesini fesih nedeni olarak belirttiği hususların takdirinin Mahkemeye ait olmak üzere haklı sebep teşkil etmediği, Davalı … şirketinin acentelik sözleşmesini 02.05.2011 tarihinden itibaren davacı acentenin acentelik sözleşmesinin haksız olarak Kanun’ da aranan fesih süresine uyulmaksızın feshedilmesi sebebiyle ( 3 ay ) karşılığı 16.025.68 TL tazminatı uğradığı zarar karşılığı olarak davalı yandan (TTK m. 121/4) isteyebileceği, başlamış işlerin tamamlanamaması yüzünden davacı acentenin bu konuda ilgili belgeler sunulmamış olmakla ne kadar zarara uğradığını ortaya koyamadığı kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili 11/11/2019 havale tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde 900-TL olarak talep ettikleri portföy alacağı taleplerini 80.128,42-TL olarak belirlediklerini beyan etmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında 02.05.2011 tarihli süresiz olarak kararlaştırılan “Acentecilik Sözleşmesi” mevcut olup sözleşme uyarınca ” taraftarlardan her birinin bir ay evvel noter aracılığı ile veya iadeli taahhütlü bir mektup ile bildirmek kaydıyla sözleşmeyi her zaman fesih edebilir ,Ancak, sözleşme hükümlerine kanun ve nizamlara ve şirket’çe verilecek talimata uymazsa veya diğer herhangi bir sebep varsa şirket, sözleşmeyi bir aylık ihbar müddeti aramaksızın derhal feshedebileceği.Sözleşmenin acente veya şirket tarafından feshi halinde, acente portföy mülkiyeti veya başka bir tazminat talebinde bulunamaz hükmünün ver aldığı, görülmüştür.
Taraflar arasında mevcut acentelik ilişkisi 02.02.2015 tarihli “Acentelik Sözleşmesi” yenilenmiş olup, Davalının …. Noteri tarafından hazırlanan, 24.05.2016 tarihli, … yevmiye nolu “Azilname ve Fesih İhbarnamesi” yazısı ile müvekkili acente ve davalı yan arasında akdedilmiş olan …. Noterliğinin 02.05.2011 tarih ve … yevmiye numaralı hususi acentelik vekaletnamesinden azledilmiş olduğunu ve taraflar arasındaki tüm acentelik sözleşmesinin feshedildiği,
Yenilenen sözleşmenin MADDE-25: SÖZLEŞMENİN FESHİ başlıklı maddesinin “İş bu ACENTELİK’sözleşmeği 02.02.2015 tarihinden itibaren 2 (iki) yıl süreli olarak yapılmıştır. Taraflardan herbirı, üç ay evvel ) noter aracılığı ile veya iadeli taahhütlü bir mektup ile bildirmek kaydıyla sözleşmeyi her zaman feshedebilir. Ancak, sözleşme süre bitiminde fesih edilmediği takdirde aynı şartlarla yenilenmiş sayılır. ACENTE sözleşme hükümlerine, kanun ve nizamlara ve ŞİRKET’çe verilecek talimatlara uymazsa veya hasar prim oranının ŞİRKET tarafından negatif olarak değerlendirilmesi ve üçer aylık üretim oranları dikkate alınmak suretiyle belirlenen üretim yetersizliğinin ŞİRKET için ACENTE’lik ilişkisinin devamını çekilmez hale getirmesi, mevzuata aykırı davranışlar içerisinde bulunmaz, işine gereken dikkat ve özeni göstermeme yada kısıtlı davranışları sonucu ŞİRKET’i zarara uğratmaz,
ACENTE ile ŞİRKET/ŞİRKET çalışanları arasında şahsi davaların mevcudiyeti gibi durumlar ihbarsız derhal fesih için haklı bir sebeptir. ŞİRKET, işbu ACENTETik ilişkisini kar amacı güden bir ticari işletme olarak kurmuş olup, ACENTE’nin gerek olumsuz iş yapış şekli ve eylemleri gerekse üretimi ve/veya portföyünün ŞİRKET’e zarar veriyor olması, bu ilişkinin devamını çekilmez hale getiren sebeplerden olup, bu gibi durumlar sözleşmenin haklı fesih sebebidir. Sözleşmenin ACENTE veya ŞİRKET tarafından feshi halinde, ACENTE portföy mülkiyeti veya başka bir tazminat talebinde bulunamaz. Fesih işlemleri ŞİRKET tarafından yapıldığı takdirde, fesih ile ilgili her türlü masraflar ACENTE’ye borç kaydedilir.” Şeklinde olduğu, söz konusu sözleşmenin MADDE-13: ACENTE KOMİSYONU başlıklı maddesinin “ACENTE’ ye mevzuat gereğince ve ŞİRKET’çe belirlenecek oranlar çerçevesinde primlerin nakden tahsilini müteakip komisyon verilir. Komisyon hakkı poliçe priminin tahsiline bağlı ve tahsile müteakip doğan bir haktır. Komisyon oranı takdiri ŞİRKET’e aittir. ŞİRKET, mevzuatta özel hükümleri bulunmayan sigorta branş ve ürünlerine ilişkin komisyon oranlarında dilediği zaman değişiklik yapmaya yetkilidir.ACENTE yapılacak bu değişikliklere itiraz etmeyeceğini peşinen kabul eder. Tahsil edilen net prim üzerinden tahakkuk ettirilecek komisyon ACENTE’ye ödenir. ACENTETik ilişkisi bittikten sonra ŞİRKET tarafından yapılan sözleşmelere ACENTE önceden aracılık etmiş ve/veya çaba harcamış olsa dahi fesihten sonra kurulan işlemler için ACENTE tazminat talep etmeyeceğini peşinen kabul eder. ACENTE tazminat talep etme hakkından feragat etmiş olup, işbu feragat ŞİRKET tarafından kabul edilmiştir.” şeklinde olduğu görülmüştür.
Davalı sgorta kuruluşu tarafından davacı tarafa 20.04.2016 tarihli fesih ihbar ile: “Acentelik Sözleşmesine ve bağlılık yükümlülüğüne uymayan işlemleriniz tespit edilmiş olduğundan; aramızda akdedilmiş olunan 02.02.2015 tarihli Acentelik Sözleşmesi, Şirketimizce haklı fesih nedeni ile tek taraflı olarak işbu yazının tebligat tarihinden sonra fesih edileceğini bilgilerinize sunarız.” denilmek suretyle fesih ihbarının yapıldığı , …. Noterliği’nin 24.05.2016 tarih, … yevmiye numaralı ihtarname ile ise “… Noterliği’nin 02.05.2011 ve 009335 yevmiye numarası ile tasdikli hususi acentelik vekaletnamesi ile tarafınıza verilen yetki ve vekillikten azledildiğinizi ve Acenteliğinizin şirketimizi temsil yetkisi kalmadığını ihtaren bildiririz “ifadeleri ile sözleşmenin feshedildiği görülmüştür.
Davacı tarafından ise … Noterliği’nin 23.05.2016 tarih 04095 yevmiye numaralı cevabi ihtarı ile hiçbir geçerli ve haklı sebep bildirilmeden tarafınızca yapılmış olan hukuka ve sözleşmeye aykırı işlemin derhal iptal edilmesini ihtar edildiği görülmüştür.
Taraflar arasında sigortalık ilişkisi 02.05.2011-24.05.2016 tarihleri arasında 5 yıl 1 ay (toplam 61 ay) süre ile devam ettiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça; Acentelik sözleşmesi kapsamında hak edilen komisyonlarının ödenmemesi, Acentelik sözleşmesinin feshedilmesinden kaynaklanan zararının karşılanması, Taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin davalı tarafından tek taraflı bir iradeyle ilgili yasaların hilafına fesih edilmesi nedeniyle Denkleştirme Tazminatı talep edilmektedir.
TTK m. 122/1’de denkleştirme tazminatı şartları “(1) Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiş olup
Eğer sigorta şirketinin haklı sebeple acentelik sözleşmesini feshettiği kabul edilirse, fesih ihbar süresine uyulmaması sebebiyle uğradığı zararın tazminini ( TTK m. 121/4 ) ile acentenin denkleştirme tazminatı ( TTK m. 122/3 ) isteyemeyecek, buna karşılık sigorta şirketinin acentelik sözleşmeni haklı sebep olmaksızın ve ihbar süresine uymaksızın feshettiğini kabul edilirse, bu takdirde acente hem fesih ihbar süresine uyulmaması sebebiyle uğradığı zararın tazmini ( TTK m. 121/4 ) hem de denkleştirme tazminatı ( TTK m. 122/1 ) talep edebilecektir.
02.02.2015 tarihli yenilenen sözleşmenin 13 numaralı “ACENTE KOMİSYONU” başlıklı maddesinde, Komisyon oranının takdirinin davalı … şirketine ait olduğu, şirketin mevzuatta özel hükümleri bulunmayan sigorta branş ve ürünlerine ilişkin komisyon oranlarında dilediği zaman değişiklik yapmaya yetkili olduğu, davacı acentenin, yapılacak bu değişikliklere itiraz etmeyeceğini peşinen kabul ettiği, ayrıca ACENTE lik ilişkisi bittikten sonra ŞlRKET tarafından yapılan sözleşmelere ACENTE önceden aracılık etmiş ve/veya çaba harcamış olsa dahi fesihten sonra kurulan işlemler için ACENTE’nin tazminat talep etmeyeceğini peşinen kabul ettiği hükmü yer aldığı, Bu anlamda taraflar arasında sözleşme ile belirlenmiş komsiyon oranlarından bahsetmek mümkün olmadığı sözleşmenin 13. Maddesi uyarınca sözleşme ile saptanmış ve resmi olarak tasdilk edilmiş bir komisyon oranı bulunmadığı nazara alındığında uygulama kapsamında değişiklikler yapılmış olmasının, sözleşmeye uygun olduğu , Acentelik sözleşmesi kapsamında ödenmemiş hak edilen komisyon alacağı bulunmadığı anlaşılımıştır.
Davalı tarafından sözleşmenin feshine gerekçe olarak davacının yeni sigortalanacak araçları fotoğraflamadığı göstermişi ise de Ancak bu konuda bütün acentelere gönderilen genel nitelikteki bilgilendirme ve Acentelik Sözleşmesinde yer alan ve davalının tek taraflı olarak koyduğu düzenlemeler dışında davacının sigortaladığı araçları görmeksizin sigortalarını yaptığına dair herhangi bir somut delil ortaya koyamadığı dolayısıyla davalının acentelik sözleşmesini fesih nedeni olarak belirttiği hususları ispat edemediği ve davalı … şirketinin, ” Süresiz ” olarak yapılan Acentelik sözleşmelerinde sözleşmenin feshi için tarafların üç ay önceden fesih ihbarında bulunmaları yönündeki fesih ihbar süresine uymaksızın feshettiği bu nedenle davalı … şirketinin acentelik sözleşmesini 02.05.2011 tarihinden itibaren davacı acentenin acentelik sözleşmesinin haksız olarak Kanun’ da aranan fesih süresine uyulmaksızın feshedilmesi sebebiyle TTK nun 122/2 Maddesinde yer verilen düzenlemeler çerçevesinde portföy tazminatı, davacı acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon ortalamasına isabet eden 64.102,74 TL /12=5.34189x3ay= 16.025.68 TL ( 3 ay karşılığı) olabileceği uğradığı zarar karşılığı olarak davalı yandan (TTK m. 121/4) isteyebileceği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça Başlamış işlerin tamamlanamaması yüzünden uğradığı zarar tazmini talebi yönünden davacı acentenin bu konuda ilgili belgeler sunulmamış ne kadar zarara uğradığını ortaya koyamadığı hususu nazara alınarak bu konudaki talebi ispat edilememiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 16.025,68-TL denkleştirme tazminatının 23/05/2017 dava tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.094,71-TL Harçtan peşin alınan 1.384,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 289,69-TL harcın davalıdan tahisili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.725-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Red edilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 7.401,30-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.415,80-TL ilk gider, 137,20-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 1.500-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.053-TL. yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 1.743,24-TL sinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
6-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır