Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/433 E. 2019/1195 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/433
KARAR NO : 2019/1195
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/05/2017
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/03/2016 tarihinde saat Tekirdağ İli, … İlçesi, 59-04 İl yolu, 11 km 50.metresinde, davalı sürücü … yönetiminde seyir olan, davalı şirkete sigortalı … plakalı aracın ön sağ kısmı ile sürücüsü … yönetiminde seyir halinde olan … plakalı aracın arka sol kısmına çarpması sonucu ölümlü/yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, dava konusu kazada … plakalı aracın sürücüsü …’ın vefat ettiğini, vefat eden …’ın müvekkillerinin desteği olduğunu, davalı şirkete sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’nun kazada tam kusurlu olduğunu, desteğinden yoksun kalan müvekkillleri için davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, otopsi giderleri için 500-TL, destekten yoksun kalma tazminatı olarak 5.500-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan 100.000-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı … ve … San. Tic. Ltd. Şti.’ nden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 08/07/2015-08/07/2016 tarihleri arasını kapsayan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, kişi başına toplam 290.000-TL’lik sakatlanma ve ölüm zararı teminatı sağlandığını, davacıların 06/01/2017 tarihinde müvekkili şirketten 50.694-TL destekten yoksun kalma tazminatı aldığını ve müvekkili şirketi ibraz ettiklerini, müvekkili şirketin davacılara yapılan ödeme ile hesap borçtan ve yükümlülükten kurtulduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin ZMMS teminat limitleri ve kusur oranı ile sınırlı sorumlu olduğunu, bu nedenle Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınmasını talep ettiğini, kusur raporu alındıktan sonra aktüer bilirkişi marifetiyle hesaplama yapılmasının gerektiğini, müvekkili şirketin ödeme yaparak poliçeden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirdiğini, bu nedenle ancak dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin uygun olacağını, ayrıca olayın haksız fiilden kaynaklanması sebebiyle yasal faize hükmedilmesinin hukuka uygun olacağını, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … San. Tic. Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle yetki itirazlarının bulunduğunu, Müvekkillerinin ikamet yerinin Tekirdağ … olduğunu, bu nedenle öncelikle yetkisizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, aksi halde esasa ilişkin itirazlarında; müvekkilinin dava konusu kazada herhangi bir kusurunun olmadığını, kazada tam kusurlu olan ve kazaya sebebiyet veren müteveffa …’ın olduğunu, … plakalı aracın sürücüsü müteveffa …’ın söz konusu aracı ehliyetsiz olarak kullandığını, dava konusu kazada müteveffanın gerek emniyet kemeri takmaması, gerek ehliyeti olmaması, gerekse trafik kurallarına aykırı hareket etmesi nedeniyle müvekkili ile kaza ve ölüm arasındaki illiyet bağını kopardığını, bu durumun yapılacak kusur incelemesi ile belirleneceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma maddi tazminat, manevi tazminatın kazaya karışan aracın davalı maliki, sürücüsü ile davalı trafik sigortacısı sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; meydana gelen dava konusu trafik kazası nedeniyle desteğin ölümü nedeniyle davacıların talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı cenaze gideri alacağının miktarının ne kadar olması gerektiği, istenen tazminatların sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davalı … ve … San. Tic. Ltd. Şti. vekili ibraz ettiği cevap dilekçesi ile davaya bakmaya yetkili mahkemenin Çorlu (Tekirdağ) Mahkemeleri olduğunu ileri sürerek mahkememizin yetkisine itiraz etmiş ise de davalı … şirketinin adresinin mahkememiz sınırları dahilinde olması ve davacının seçimlik hakkı bulunması nedeni ile yeki itirazı yerinde görülmeyerek itibar edilmemiş, mahkememizin davaya bakmaya yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu kazaya ilişkin ceza dosyasının incelenmesinde;
Dosyamıza bir örneği getirtilen …. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/03/2017 tarih … esas … karar sayılı kararında; ” Sanık …’nun taksirle bir kişinin ölümüne ve katılan mağdurların yaralanmasına sebebiyet verdiği sabit görülmekle, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nun 85/2 maddesi gereğince, aynı Kanunun 61. maddesi de dikkate alınarak suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı ve 5237 TCK’nın 22/4 maddesi uyarınca sanığın taksire dayalı kusurunun yoğunluğu da nazara alınarak temel cezanın alt sınırından uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle takdiren sanığın 4 YIL HAPİS CEZASIYLA CEZALANDIRILMASINA” dair karar verilmiştir. Ve ceza dosyasına sunulu 01/03/2016 tarihli Bilirkişi raporunda özetle, geçme ve yakın takibe ilişkin kuralları ihlal eden sürücü …’ nun asli ve tam kusurlu olduğunun bildirildiği görülümştür.
Mahkememizce dosyanın kusur ve hesap bilirkişisi incelemesine tevdi ile rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verildiği, Aktüerya Bilirkişisi … ve Makine Yüksek Mühendisi Bilirkişi Prof. Dr. … tarafından sunulan 22/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Kaza şartına, 2918 sayılı K.T.K.’ nun 56,/c, K.T.Y.’ nin 107.maddelerine aykırı davranması yanı sıra … plakalı aracın güvenli seyir için şerdi tam olarak terk etmeden yan hizasına girerek meydana gelen temasla … plakalı naracın seyir dengesinin bozulmasına yol açan … plakalı aracının sürücüsü … trafik kurallarına aykırı ve tedbirsiz davranışlarıyla olayda asli ve tam kusurlu, trafik kurallarına uygun seyir halinde olduğu anlaşılan sürücüsü … olayda kusursuz olduğu, Kaza anında davacının koruyucu tertibat kullanmaması kazanın oluşumunda etkili olmamakla birlikte kaza sonrası davacının zarar görmesinde etkili olduğu, … plakalı aracın sürücüsü …’ m emniyet kemerinin takılı olmaması nedeniyle kendi ölümünde %10 oranında müterafik kusurlu olduğu, yani Müteveffa …’ ın hayatını kaybetmesinde; Davalı şirkete sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’ in asli kusurlu (90% oranında), … plakalı römorku çeken … plakalı çekicinin sürücüsü …’ tali kusurlu (10% oranında) olduğu, Davalıların %90 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre …’ın vefatı nedeniyle; ödeme tarihindeki verilere göre; Davacı Anne …’m destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 44.148,09 TL, Davacı Baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 36.504,62 TL, olduğu, davalı tarafından yapılan ödemelerin, davacıların ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zararlarını karşılama oranlarının Anne Sevim Bakımından %71,70, Baba … Bakımından %52,14 olduğu, ödeme ile borcun sona ermediği ve ödemenin kısmi ifayı içeren makbuz olarak kabul edilmesi halinde ise, günümüze kadar gerçekleşen veriler esas alınarak belirlenen zarar tutarından, ödemenin güncel tutarın tenzili sonucu Davacı Anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının 23.599,60 TL, Davacı Baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının 27.786,25 TL. olduğu, davacıların maddi zararının bakiye poliçe limit içinde kaldığı, davalı … şirketi bakımından temerrüt tarihi 28.09.2016 olarak belirlenmiş olup, sigorta şirketi dışındaki davalılar bakımından temerrüdün 03.03.2016 tarihinde gerçekleşmiş olacağı kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili 22/10/2019 havale tarihli dilekçesi ile; davacılardan … için dava dilekçesi ile talep ettiklerini 3.000-TL’lik tazminat taleplerini 20.599,60-TL arttırarak 23.599,60-TL’ye, davacı … için talep ettikleri 2.500-TL’lik tazminat taleplerini de 25.286,25-TL arttırarak 27.786,25-TL’ye yükselttiklerini beyan etmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde;
03/03/2016 tarihinde saat 16:49 sıralarında, Tekirdağ İli, … İlçesi, 59-04 İl yolu, 11 km 50.metresinde, davalı sürücü … yönetiminde seyir olan, davalı şirkete sigortalı … plakalı aracın ön sağ kısmı ile sürücüsü … yönetiminde seyir halinde olan … plakalı aracın arka sol kısmına çarpması sonucu ölümlü/yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş, kazada … plakalı aracın sürücüsü … sonucu vefat ettiği,
Trafik Kazası Tespit Tutanağında, sürücü ve yolcuların emniyet tertibatı kullanıp kullanmadıklarının tespit edilemediği belirtilmekle birlikte, kaza sırsında müteveffa …’ ın araçtan fırlaması kaza anında emniyet tertibatı kullanmadığını gösterdiği, kaza anında davacının koruyucu tertibat kullanmaması kazanın oluşumunda etkili olmamakla birlikte kaza sonrası davacının zarar görmesinde etkili olup İlgili Yargıtay İlamlarında (T.C. Yargıtay 17. H.D. 2014/20190 E, 2014/17673 K, 04/12/2014T) koruyucu tertibat kullanmanın kusura etkili olmadığı, zarara etkili olduğu, koruyucu tertibat kullanmamasının müterafik kusur olarak değerlendirildiği ve BK 52.madde uyarınca tazminat miktarından makul oranda indirim yapılarak sonucu göre karar verilmesi gerektiğinin belirtildiği göz önüne alınarak, … plakalı aracın sürücüsü …’ın emniyet kemerinin takılı olmaması nedeniyle kendi ölümünde %10 oranında müterafik kusurlu olduğu bu hali ile müteveffa …’ın kazanın meydana gelmesinde %10 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü …’nun kazanın meydana gelmesinde %90 oranında kusurlu olduğu, Davalı …’nın 08/07/2015-08/07/2016 tarihleri arasını kapsayan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile … plakalı araç sigortacısı olduğu, davacıların müteveffanın annesi ve babası çocukları olup, davacıların müteveffa …’ın ölmesinden sonra destekten yoksunluk nedeniyle, nihai ve Gerçek Maddi zararının; Davacı … için 23.599,60-TL, … için 27.786,25-TL olduğu anlaşılmıştır.
Kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limiti 310.000-TL.olup Daha önce yapılan ödemenin tenzili sonucu davalının bakiye sorumluluk limiti (310.000,00- 50.694,00)= 259.306,00 TL. olarak devam etmektedir. Davacıların bakiye maddi zarar toplamı bakiye poliçe limitini aşmadığından davalı belirlenen zarar tutarının tamamından sorumlu olacaktır. Davacılar tarafından davalı … şirketine 09.09.2016 tarihinde başvuruda bulunulmuş olup, başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası(cumartesi-pazar ile bayram tatili hariç) 27.09.2016 tarihinde mesai saati bitimi sona ermektedir. Bu durumda sigorta şirketi bakımından temerrüt bir sonraki iş günü olan 28.09.2016 tarihinde gerçekleşmiş olacaktır.
Sigorta şirketi dışındaki davalılar bakımından ise her hangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüt 03.03.2016 kaza tarihinde gerçekleşmiş olacaktır. sigortalı aracın hususi nitelikte olması nedeniyle olaya yasal faiz oranlarının uygulanması gerekecektir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarda açıklanan madde hükümlerinden,Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85.maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarar olup, buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; oluşa ve dosya kapsamına uygun oluşu nedeniyle mahkememizce tatminkar görülerek itibar olunan bilirkişi marifetiyle hesaplanan ve kusur durumu nazara alınarak hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından ve Yargıtay kararlan ve Diyanet İşleri Başkanlığını bilgileri, davacının dini, sosyo-ekonomik durumuna göre ve gelenekler uyarınca mevcut kaza sonrasında oluşan cenaze giderinden davalı … şirketinin (ZMMS poliçesi kapsamında) ve diğer davalılar işletenin ve sürücünün sorumlu olduğu anlaşıldığından davacının ıslah istemi de gözetilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacılar murislerinin vefatı nedeni ile 100.000-TL manevi tazminat isteminde bulunmakta olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 56. maddesinde; hâkimin, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği hüküm altına alınmıştır.
Kişilik hakları, hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir, manevi tazminat, bozulan manevi dengenin yerine gelmesi için kanunun öngördüğü bir telafi şeklidir, bir yönü ile de insanlardaki kırgınlık ve kızgınlığı hatta intikam duygusunu tatmin etme aracıdır. Amacı olaydan duyulan acı, ızdırap, elem ve kızgınlığı kısmen olsun gidermek, olayı unutturarak tekrar normal hayata dönüşü sağlamaktır.
Hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır ve bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin bir zararın giderilmesini de amaç edilmemiştir. Sayılan bu ana özellikleri nedeni ile de manevi tazminatın bir taraf için zenginleşme diğer taraf için de fakirleşme aracı olarak görülmemesi gerekir. Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde, saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur durumu, sıfatı, işgal ettiği makamı, diğer sosyal ve ekonomik durumlarının da dikkate alınması, bunun yanında olaya göre değişebilecek hal ve şartların bulunabileceği ve TMK’nun 4. md. gereği hakkaniyetin de gözetilmesi gerektiği açıktır.
Somut olayda; meydana gelen trafik kazası sonucu babalarının ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hak ve adalet düşüncesi, kazanın oluş şekli ve kusur oranları, davalıların sorumluluğunun niteliği, kazadaki kusur durumları gözönünde tutularak olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Anılan durum karşısında mahkememizce davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davacı … için 23.599,60-TL, … için 27.786,25-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … yönünden 28/09/2016 diğer davalılar yönünden 03/03/2016 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
2-Davalı … ve … San. Tic. Ltd. Şti. Aleyhine açılan manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile davacı anne Sevim için 40.000-TL davacı baba için 30.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/03/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Maddi tazminat talebi yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 3.510,17-TL Harçtan peşin alınan 523,05-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.987,12-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Manevi tazminat talebi yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 4.781,70-TL harcın davalılar … ve … San. Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Maddi tazminat talebi yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 6.002,44-TL. nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Manevi tazminat talebi yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 8.050-TL. nispi vekalet ücretinin davalılar … ve … San. Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Manevi tazminat talebi için Red edilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 3.600’er TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve … San. Tic. Ltd. Şti.’ye ödenmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 554,45-TL ilk gider, 294,30-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 1.500-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.348,75-TL yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 1.810,46-TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili davacıya verilmesine,
9-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır