Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/416 E. 2018/1153 K. 06.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/416 Esas
KARAR NO : 2018/1153

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/05/2017
KARAR TARİHİ : 06/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkil banka ile davalı firma arasında 15.12.2014 tarihinde … Projesine Özel Destek Hizmeti Alımına İlişkin Protokol imzalandığını, davalı firma aracılığıyla satışı yapılan ürünlerden satın almak isteyen müşterilere müvekkil banka tarafından ihtiyaç kredisi kullandırıldığını, söz konusu kredi tahsisi, davalı … bayiinin müvekkil bankaya ilettiği bilgi ve belgelere istinaden yapıldığını, … adına 02.03.2016 tarihinde davalı … bayi kanalıyla 36 ay vadeli, 4.000-TL meblağlı … ihtiyaç kredisi kullanıldığını, …’ün söz konusu krediden diğer bankalarla çalışması esnasında haberdar olduğunu, kredinin bilgisi dışında kullanıldığını belirterek konuyla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuş ve müvekkil bankaya şikayet dilekçesi ibraz ettiğini, bunun üzerine konu ile ilgili müvekkil banka tarafından inceleme başlatılmış olup, 02.11.2016 tarihli Teftiş Kurulu Raporu düzenlendiğini, raporda da ayrıntılı bir şekilde açıklandığı üzere … ihtiyaç kredisi başvurusu 02.03.2016 tarihinde 0543 781 34 36 nolu hat ile SMS gönderilerek gerçekleştirilmiş, ilgili numaraya kredinin ön onay aldığı ve kesinleştiğine dair mesajlar gönderilmiştir. Kredi başvurusun ön onay almasından sonra … isimli şahıs 02.03.2016 tarihinde davalı firmaya başvurmuş, firma ekranından kredi başvurusunun tamamlanmasının akabinde kredi aynı gün içerisinde kesin olarak onaylandığını, davalı firma kredi kullandırım öncesinde ilgili şahıstan temin ettiği kimlik belgesini ve şahsın imzaladığı kredi evraklarını (Bireysel Bankacılık Hizmetleri ve İhtiyaç Kredisi Sözleşmesi, ödeme planı, İhtiyaç Kredisi Bilgi ve Talep Formu ve havale talimatı) … sistemi üzerinden müvekkil bankanın Operasyon Merkezine gönderdiğini, kredi evraklarının tam ve imzalı olması neticesinde 02.03.2016 tarihinde kredi tutarı müşteri hesabına geçtiğini ve otomatik olarak davalı firmanın hesabına havale yapıldığını, kredi kullandırımı öncesinde davalı firma tarafından temin edilen kredi evrakları üzerindeki imzalar ile …’ün bankaya yaptığı itiraz ve şikayet dilekçesindeki imzanın birbirine benzemediği tespit edildiğini, …’ün kimlik bilgileri kullanılmak suretiyle kredinin usulüne ve amacına aykırı kullanıldığını, sahte evrak ve belge düzenlemek suretiyle kredi kullanarak haksız kazanç temin edildiğini, müvekkil bankanın uğradığı bu maddi zarardan ise davalı … bayi imzalamış olduğu sözleşme hükümleri çerçevesinde sorumlu olduğunu ve tüm bu nedenlerle müvekkil bankanın uğramış olduğu 4.000-TL’lik maddi zararın, kredinin akdedildiği 02.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ESAS DAVA CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Müvekkil şirketin 20 yıldan uzun süredir beyaz eşya-mobilya bayiliği yapan ve bulunduğu çevrede güven duyulması sebebi ile tercih edilen bir şirket olduğunu, son yıllarda tüketiciye hızlı şekilde ve doğrudan finansman sağlamak amacıyla tüketici finansman şirketleri kurulduğunu, bu amaçla oluşturulan şirketler gerekli alt yapılarını oluşturarak, tüketiciye bankaya gitmesine gerek kalmadan, almak istediği ürünü satan mağazaya giderek seçtiği ürünün (araç, motorsiklet, beyaz eşya, mobilya, konut, eğitim, vs) bedeli kadar krediyi mağaza aracılığıyla finans kuruluşundan çekme imkanı tanıdığını, Bu sektöre yeni kurulan şirketlere ek olarak mevcut bankalarda sistemlerini ve alt yapılarını adapte ederek katıldıklarını, müvekkil şirketinde bu doğrultuda tüketici finansman kuruluşu olarak davacı … Ş ile anlaşarak çalışmaya başladığını, davacı şirketin bu sisteme bilgilerin girilmesi, imzaların alınması, sözleşmenin usule uygun yapılması ve kendilerine iletilmesine ilişkin aşamalarının hiç birisinin eksik veya sözleşmeye aykırı yapıldığını iddia etmediğini, müvekkil şirketin tasarrufu altında olan ve kontrol ve dikkati ile engel olabileceği tüm aşamaların müvekkil şirketçe doğru şekilde-tastamam yapıldığını kabul ettiğini, müvekkil şirket üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş olup davacı bankaca müvekkil şirkete hukuka ve sözleşmeye aykırı yükümlülüklerin yüklenerek mutlak şekilde sorumlu kabul edilmesi hukukun en temel ilkesi olan mk. 2 dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, müvekkil şirketin bir kişinin kimlik belgesi üzerinde yer alan mühür ve onaylayan kişinin imzasının kime ait olduğu, gerçek olup olmadığı şeklinde bir araştırmaya girmesi, bu bilgileri teyit etmesinin beklenilmesi akla mantığa ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi böyle bir yükümlülükte bulunmadığını, kimliğinin başkaları tarafından sahte olarak kullanıldığı iddiasıyla müvekkil şirket hakkında savcılığa yapılan şikayet hakkında takipsizlik kararı verildiğini ve tüm bu nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında 15/12/2014 tarihinde … Projesine Özel Destek Hizmet Alımına ilişkin protokol imzalandığını, protokol gereğince davalı firma aracılığıyla satışı yapılan ürünlerden satın almak isteyen müşterilere müvekkili banka tarfından ihtiyaç kredisi kullandırıldığını, kullandırılan kredinin … bayisinin müvekkili bankaya ilettiği bilgi ve belgelere istinaden yapıldığını, bu kapsamda dava dışı … adına 02/03/2016 davalı … bayi kanalıyla 36 ay vadeli 4.000,00-TL lik ihtiyaç kredisi kullandırıldığını, ancak …’ün söz konusu kredinin ilgisi dışında kullanıldığını belirterek müvekkili bankaya şikayet dilekçesi ibraz ettiğini, şikayet üzerine müvekkili banka tarafından inceleme yapılarak teftiş kurulu oluşturulduğunu, davalı şirketin kredi kullandırım öncesinde ilgili şahıstan temin ettiği kimlik belgesini ve şahsın imzaladığı kredi evraklarını … sistemi üzerinden müvekkili bankanın operasyon merkezine gönderildiğini, kredi evraklarının tam ve imzalı olması neticesinde 02/03/2016 tarihinde kredi tutarının müşteri hesabına otomatik olarak davalı firmanın hesabına havale edildiğini, ancak kredi kullandırımı öncesinde davalı firma tarafından temin edilen kredi evrakları üzerindeki imzalar ile …’ün müvekkili bankaya yaptığı itiraz ve şikayet dilekçesindeki imzaların birbirine benzemediğinin tespit edildiğini, …’ün kimlik bilgileri kullanılmak suretiyle kredinin usulüne ve amacına aykırı kullanıldığını , sahte evrak ve belge düzenlemek suretiyle kredi kullanarak haksız kazanç temin edildiğini ve müvekkili bankanın uğradığı maddi zararlardan ise davalı … bayi imzalamış olduğu sözleşme hükümleri çerçevesinde sorumlu oldğunu, bu nedenle davanın kabulü ile müvekkili bankanın uğradığı 4.000,00-TL lik maddi zararın kredinin kullandırıldığı 02/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükketilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekili şirketin uzun yıllardır beyaz eşya-mobilya sektöründe hizmet verdiğini ve davacı ile arasında yapılan sözleşmeye göre kredi başvurusu prosedürünün, tüketicinin almak istediği ürün için müvekkiline kredi çekerek almak istediğini belirtiğinde müvekkili şirketin öncelikle tüketicinin nufus cüzdanını kontrol ederek herhangi bir sahtelik veya kuşku uyandıracak bir durumun olmadığının tespiti yapıldıktan sonra, davacının müvekkili şirkete verdiği ve müvekkili şirketi tanımayan kod ve şifreleri davacı bankanın internet sayfasında yer alan sistemine girdikten sonra sözleşmeye göre tüketici hakkında doldurulması gereken, tüm bilgileri ve alınması gereken tüm evrakları, doldurup davacıya gönderilerek onayının beklendiğini, davacı bankanın ise kendi veri tabanında yapmış olduğu araştırmalar sonucunda söz konusu başvuruyu uygun bulması sonrasında gönderilen onay mesajından sonra tüketiciye ürünü teslim ettiklerini, müvekkili şirketin üzerine düşün tüm yükümlülüklerini yerine gitirdiğini, müvekkili şirketin daha önce sahte kimlik kullanarak kredi çekmek isyenen bir kişiyi polise yakalattığını, kimliğin başkaları tarafından sahte olarak kullanıldığı iddiasıyla müvekkili şirket hakkında savcılığa yapılan şikayet hakkında takipsizlik kararı verildiğini, bu nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davacı banka ile davalı arasında imzalanan Destek Hizmeti Alımına İlişkin Protokol kapsamında kullandırılan ihtiyaç kredisine istinaden davalının aracılık ederek gönderdiği bilgi ve belgelerde ortaya çıkan sahtelik sebebiyle oluşan zararın isteminden ibarettir.
Delil olarak; ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları tüm dosya kapsamı ile banka kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 10/01/2018 tarihli raporda özetle; ”Davacı tarafça kullandırılan kredinin tarafların belirttiği gibi çıplak gözle görülebilecek tüm incelemelerin yapıldığı ve gereken tüm evrakı tamamladığı tespit edildiği, davacı alacağı takdir yüce mahkemenin olmak üzere dava tarihi itibariyle 4.424,31-TL olarak hesaplandığı” kanaatiyle rapor etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davalının akdedilen sözleşme gereği tüm edimlerini yerine getirdiği, çıplak gözle görülebilecek tüm incelemeleri yaptığı, daha geniş imkanlara sahip bankanın tespit edemediği sahteliği davalının tespit etmesinin beklenemeyeceği, bu suretle davalı tarafa bir kusur atfedilemeyeceğinden asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin 2017/416 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan asıl davanın REDDİNE,
Mahkememizin 2017/416 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan birleşen davanın REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 35,90-TL karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 68,31-TL harçtan mahsubu ile arta kalan bakiye harcın kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
3-Birleşen dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 35,90-TL karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 68,31-TL harçtan mahsubu ile arta kalan bakiye harcın kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
4-Asıl dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Birleşen dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Asıl ve birleşen dava yönünden davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.06/11/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır