Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/304 E. 2019/791 K. 13.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/304
KARAR NO : 2019/791
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/11/2016
KARAR TARİHİ : 13/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’nın eşi olan …’nın içinde bulunduğu … plakalı araç ile Fatsa istikametinden Ordu istikametine seyrederken sürücü …’nın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu ölümlü ve yaralamalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, 17/05/2015 tarihinde meydana gelen ölümlü ve yaralamalı trafik kazasında araçta bulunanlardan … olay yerinde hayatını kaybettiğini, Müvekkilinin vefat eden …’nın mirasçısı konumunda olduğunu, kazaya konu olan aracın davalı … şirketinin … nolu poliçesi ile davalı … şirketinden Zorunlu Trafik Sigortası poliçesi yaptırıldığını, Kaza yapan …’nın adına kayıtlı ve … plaka sayılı aracına, … Sigorta tarafından 11/09/2014 başlangıç, 11/09/2015 bitiş tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, … Sigorta şirketinin düzenlemiş olduğu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi gereğince 03/10/2016 tarihli ihtarnamemizle destekten yoksun kalma tazminatını sigorta şirketinden talep edildiğini, İhtarnamenin 10/10/2016 tarihinde sigorta şirketine tebliğ edildiğini, hiçbir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin eşinin desteğinden yoksun kaldığını belirterek, destekten yoksun kalma ile ilgili maddi tazminat olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacının eşi … için 1.000,00 TL Destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere davalı …Ş. den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi özetle; … plakalı aracın plakalı aracın … nolu trafik sigorta poliçesi ile 19/06/2013-2014 tarihleri arasında Zorunlu Mali Mesuliyet sigorta poliçesi ile müvekkil şirkete sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sigorta poliçesi limitleri ve sigortalısının kusur oranında sorumlu olduğunu, davacıya … sayılı hasar dosyası kapsamında %100 kusur, %28 maluliyet oranları esas alınarak 09/03/2015 tarihinde 91.096,01 TL ödeme yapıldığını, tekrar aktüer hesabı yapılması halinde müvekkil şirketçe yapılan ödeme ve ödeme tarihinden itibaren faiz tutarının dikkate alınması gerektiğini, bakiye tazminat tespitinde ödeme tarihi verilerinin dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin yapılan ödeme ile sorumluluğunun kalmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
Dosya … Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/12/2016 tarih … esas … karar sayılı görevsizlik kararı ile … Tüketici Mahkemesine tevzi edilmiş,
… Tüketici Mahkemesinin 16/02/2017 tarih … esas … karar sayılı görevsizlik kararı ile de Mahkememize tevzi edilmiş ve Mahkememizce yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı vekili delil olarak; kaza tespit tutanağı, değer kaybı raporu ve bilirkişi incelemesine dayanmış olup, davacı vekilince gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Davacı vekili delil olarak; kaza tespit tutanağı, değer kaybı raporu ve bilirkişi incelemesine dayanmış olup, davacı vekilince gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizce dosyanın bilirkişiye tevdi ile Mahkememizce dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ile kusur ve aktüerya hesabının yapılmasının istenilmesine karar verildiği, Bilirkişiler Makine Yüksek Mühendisi Prof. Dr. … ve Aktüeryal hesap uzmanı Y. Müh. … tarafından sunulan 28/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Kaza anında, 2918 sayılı K.T.K. Trafik Kazalarında Asli Kusur Sayılan Haller ve Sürücü Kusurlarının Tespit başlığı altında verilen 84.maddesinin “f” fıkrasında belirtilen “Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma” asli kusurunu işleyen sürücü … trafik kurallarına aykırı ve dikkatiz davranışlarıyla olayda asli ve tam kusurlu olduğu, yapılan hesaplamalar ile Davacı …’ nın nihai ve gerçek zararının 118.712,44 TL ve temerrüt başlangıç tarihinin 21.10.2016 tarihi olduğu kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili 04/07/2019 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde 1.000-TL olarak talep ettikleri tazminat taleplerini ıslah ederek 118.712-TL ye yükselttiklerini beyan etmiştir.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile Davalı … şirketinin sigortalısı olan araç sürücüsü …’nın in %100 kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … esas ve … Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere” 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85 /son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören 3. şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu, böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun 2. türü olan tehlike sorumluluğuna dair bulunduğu öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, 2918 Sayılı K.T.K.nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası ( Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna dair bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna dair bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir. Karayolları Trafik Kanununda zorunlu trafik sigortasına dair olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde: “Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a- ) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b- ) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar sebebiyle ileri sürebilecekleri talepler,
c- ) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara dair talepler,
d- ) Bu Kanunun 105. maddesinin 3. fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e- ) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f- ) Manevi tazminata dair talepler.” hükmü ile, zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış; burada örnekseme yoluna gidilmeyip; tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi de, 2918 Sayılı K.T.K.’nun 92/b maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar sebebiyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” dair hükümdür. Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından sadece, tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır. Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya dair cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış, böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir. Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölüm veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir. Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92. madde kapsamında yer almamakla birlikte, sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir. Nitekim, H.G.K.nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 E, 2011/411 K sayılı ilamında, mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün mirasçılarının açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davasında da, Kanunun kapsam dışılığı düzenleyen 92. maddesinde, araç şoförünün desteğinden yoksun kalanların isteyebileceği tazminatların kapsam dışı olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmediği ve sürücünün desteğinden yoksun kalanların üçüncü kişi olduğu kabul edilerek zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazminat talep edebilecekleri kabul edilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K.’nın 53. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:1. Cenaze giderleri, 2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, 3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” şeklinde hükme bağlanmıştır. Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi sebebiyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Şu hale göre; araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır.
Sigortalı araç sürücüsünün yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına dair Kanunda ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmadığı da uyuşmazlık konusu değildir.Davacının uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm sebebiyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı …, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı … şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. ( HGK.nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar sayılı, HGK.nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı, HGK.nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491Esas ve 2013/74 karar sayılı ilamları uyarınca)… ” denilmektedir.
Tüm dosya kapsamı ve dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde: 17/07/2015 tarihinde saat 11:45 sıralarında, Ordu İli, Altınordu İlçesi, Fatsa Ordu yolu 28 km 480 metresinde sürücü … yönetiminde seyir halinde olan, davalı şirkete sigortalı … plakalı aracın seyir yönüne göre yolun solunda bulunan bariyer başına çarpması sonucu ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, Kazada davacı …’nın eşi …’nın vefat ettiği, Davalı … şirketinin sigortalısı olan aracın dava dışı sürücüsü …’nın %100 kusurlu olduğu, ibraz edilen bilirkişi raporu ile davalı … tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek zarardan indirildiği, davacı eş …nın talep edebileceği bakiye destekten yoksun kalma tazminatı zararının 118.712,44-TL olduğu anlaşılmakla ve davacı için ödeme tarihinin temerrüt tarihi sigortaya başvuru tarihine 8 iş günü ilavesi ile 21/10/2016 tarihinin temerrüt tarihi olduğu kabuledilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 118.712-TL tazminatın temerrüt tarihi olan 21/10/2016 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 8.109,25-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 532,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.577,05-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 12.247-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 561,40-TL ilk gider, 1.500-TL bilirkişi, 171,50-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.232,90-TL Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/09/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır