Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/293 E. 2020/286 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/293 Esas
KARAR NO: 2020/286

DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/10/2016
KARAR TARİHİ: 25/06/2020

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA/Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Davacı şirketin mimarlık alanında faaliyet gösterdiğini, kurucu ortaklarının %50 şer hisse ile Mimar … ve davalı Mimar … olduğunu,
… için hazırlanan … Kulesi … projesi ve kesin projesi işini davacı şirketin üstlendiğini, … TV projelerinin hazırlanması işinin iki aşamalı olarak planlandığını, ilk aşamanın … ve kesin proje olduğunu, ikinci aşamanın ise uygulama projesi işi olduğunu, … ve kesin projenin tesliminden sonra , devam niteliğindeki uygulama projesi işinin hazırlandığını, işin büyük bir bölümünün ve uygulama projesinin bir kısmının müvekkili şirketçe tamamlandığını, davalı şirket ortağının, müvekkili mimarlık şirketine özgü tüm mimari çizim teknik bilgilerine ve şirket bünyesinde hazırlanan projelerin maliyet oluşumuna ilişkin bilgilere sahip olduğunu, hal böyle iken şirkette davalıdan kaynaklı ihtilaf çıktığını, davalının şirkete gitmemeye başladığını, ardından davalının …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyası ile ortaklığın feshi talepli dava açtığını, davalının amacının … … … projesi ve kesin projesi işinin devamındaki uygulama projesini tek başına yürütmek olduğunu,davalının şirket bünyesinde sahip olduğu proje bilgilerinin ticari sır niteliğinde olduğunu belirterek;
Davalı … un TTK 613 maddesinde açıklanan şirket sırrı niteliğindeki proje bilgilerini 3.kişilere karşı kullanması veya ifşa etmesi sonucu bağlılık yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davalının müvekkili şirket bünyesinde tamamlanması gereken bir projenin son aşamasını kendisinin hazırlayarak, bu doğrultuda bakanlık ile sözleşme akdedip, mesleki kontrolörlük işini aldığını , bu doğrultuda müvekkili şirketi büyük ölçüde maddi zarara uğrattığını,
Yine TTK 613/2 maddesi uyarınca uygulama projesini bizzat kendisi alarak davacı şirketi zarara uğratacak şekilde özel menfaat sağladığını , şirket amacına zarar veren işlemler yaptığını
Davalının yaptığı bu eylem ve işlemin TTK 54 maddesinde açıklanan ” dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” amacına da aykırı olduğunu, TTK 55/1-d ve 55/1-e de açıklanan özel nitelikteki haksız rekabet eylemlerini oluşturduğunu belirterek;
Fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydıyla , davalı tarafın haksız rekabete yol açan ve sadakat ve özen yükümlülüğüne aykırı fiilleri nedeniyle müvekkili şirket nezdinde doğan maddi zararlarına karşılık olarak şimdilik 10.000 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini ….ATM nin … sayılı dava dosyasında talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 23/06/2020 tarihli artırım dilekçesi ile bilirkişi raporunda belirlenen 3.476.636,00 TL davalı kazancından davalının %50 şirket ortaklığı nisbetinde ( davacının ortaklıktan çıkmasına karar verildiği gözetilerek) indirim yapılarak belirsiz alacak olarak açtıkları davanın değerini 1.728.318,00 TL artırarak, toplam 1.738.318,00 TL şirket zararının dava tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP /Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Davacının dava dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin gerçek olmadığını ve müvekkilin asıl beklentisinin uygulama projesini tek başına almak olduğunu, davacının müvekkilin ortaklığı ve olaylar hakkındaki açıklamaları ile müvekkilin müellifi olduğu … projesi hakkındaki beyanlarının gerçegi yansıtmadığını, söz konusu projenin tüm müelliflik haklarının müvekkiline ait olduğunu, müvekkilinin … projesine ilişkin haklarını davacı şirkete sermaye olarak koymadığını, davacı şirkete karsı bu hususta bir taahhüt altına girmediğini, davacı şirketin diğer ortağı … ın bu kadar büyük bir projede çalışma ve Altınışık soyadından yararlanma fırsatını kaçırmak istemediğini, müvekkilinin adından faydalanarak … projesinden kendine pay çıkarmaya çalıştığını,
Davacı … Mimarlık şirketinin… … uygulama projesine ilişkin iddia ettiği gibi hiçbir hakkı bulunmadığını, Davacının bu davayı açmaktaki yegâne amacının müvekkiline asılsız ithamlarda bulunmak suretiyle prestijli projeden kendine pay çıkarmak olduğunu, davacı delilleri arasında yer alan uzman raporunun kabul edilemeyeceğini,
Müvekkili … un yarışmaya sunduğu mimari eserin tek başına sahibi olduğunu,eser üzerindeki her türlü hak ve kullanma yetkisinin müvekkiline ait olduğunu, müvekkilinin … projesine ilişkin tüm müellif haklarının sahibi olup bu husustaki tüm manevi ve mali hakların da müvekkiline ait olduğunu,müvekkilin haksız rekabet teşkil eder bir davranış veya faaliyeti bulunmadığını, davacının haksız rekabete ilişkin iddialarını ispat etmekle yükümlü olduğunu, belirterek mesnetsiz iddialara dayanan davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı şirket ortağı … un TTK 613 maddesinde açıklanan Limited Şirket ortağının özen ve bağlılık yükümlülüğü ile TTK 54 ve 55/1-d,e maddelerine dayanan haksız rekabet yasağını ihlal ettiği iddiası ile, ortağı olduğu şirkete verdiği zararın tazmini istemine ilişkindir.
Tazminat davası….ATM nin … esas sayılı dosyasında açılmış, mahkemece 18/11/2016 tarih ve … sayılı birleştirme kararı verilmiş, dava dosyası ….ATM nin … esas sayılı dosyasında devam eden fesih ve tasfiye davası ile birleştirilmiştir.
….ATM nin … esas sayılı dosyasında Bilirkişi YMM…, Prof …ve Doç Dr … den oluşan heyetten 21/03/2017 tarihli rapor alınmıştır.
Mahkememizce 23/03/2017 tarihli tefrik ara kararı ile dava dosyası … esasa kaydedilmiş ve yargılama bu dosya üzerinden devam etmiştir.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmıştır.
Davacı şirketin … kaydı alınmış incelenmesinde; davacı şirketin 25/06/2013 tarihinde ana sözleşmesinin tescili ile kurulduğu, şirkette davalının %50 hisse ile ortak olduğu, şirketin kuruluşundan 02/06/2015 tarihine kadar şirket müdürü olarak temsile yetkili olduğu, davalının bu tarihte müdürlük görevinden istifa ettiği, ortak olarak devam ettiği anlaşılmış, tarafların davacı ve davalı sıfatı bulunduğu tespit edilmiştir.
….ATM nin … esas sayılı dosyasında; davalı … un davacı şirketten çıkmasına ve ortaklık payının ödenmesine dair … sayılı ve 23/11/2017 tarihli kararın verildiği, kararın 09/04/2019 tarihinde istinaf incelemesi sonunda kesinleştiği getirtilen gerekçeli karardan anlaşılmıştır.
Davalı … un şirket ortağı iken; hazırlanan … Projesi Hazırlanması … ve kesin proje işinin devamı olarak, şirketten bağımsız şekilde kendi adına uygulama proje işini yaptığı bu nedenle davacı şirketin zarara uğradığı iddia edilmiştir. Mahkememizce … ve işi yapan … firmasından proje evrakları, ödemeler ve sözleşmeler getirtilmiştir. Getirtilen belgelerden … Projesi Hazırlanması uygulama proje işini davalı … un 07/07/2015 tarihinden başlamak ve 25/02/2017 tarihinde sonuçlanmak üzere sözleşme ile şahsi olarak aldığı tespit edilmiştir.
Dava dosyası için alınan 21/03/2017 tarihli rapor uyuşmazlığın çözümü için hüküm kurmaya ve denetlemeye elverişli olmadığından 02/11/2018 tarihli Akademisyen bilirkişi Prof Dr …, Mimar … ve finans uzmanı … ün hazırladığı 2. bilirkişi raporu alınmıştır. Bu raporda davacı şirketin zararının belirlenmesi için davalının şirketten ayrı olarak çizip hazırladığı … projesi işinden kazandığı karın tespiti ile olacağı, bunun içinde davalı defterlerinin incelenmesi gerektiği , davalı defterleri incelenemediği için davacı zararının belirlenemediği bildirilmiştir.
Bu rapordan sonra mahkememizce davalı … un 2016 yılına ait serbest meslek kazanç defterleri bağlı bulunduğu vergi dairesinden YMM bilirkişi … ın 07/04/2019 tarihli ön raporu doğrultusunda getirtilmiş, davacı şirketin … proje işi nedeniyle uğradığı zararın belirlenmesi konusunda Mimar …, Ymm Dr …, Prof Dr … ın hazırladığı 25/12/2019 havale tarihli 3.bilirkişi raporu alınmıştır.Alınan bu rapor denetlemeye elverişli bulunmuş ve hükme esas alınmıştır.Bilirkişi raporunda özetle; ” Dava tarihinde, Davalı …’un davacı limited şirkette %50 ortak sıfatını haizdir.Davalı, Şirketin ticaret siciline tescil tarihi olan 25.6.2013’den 2 Haziran 2015’e kadar müdürlük sıfatını taşımıştır.
Dava konusu ile ilgili resmi kurumlardan temin edilen dosya içeriğindeki belgelere göre uygulama proje ihalesi ve hak ediş ödemelerine kadar olan süreç tarih sırasına göre sıralanmıştır.
Aralık 2009 tarihinde … arasında çalışmalara başlanmış protokol hazırlanmış.
13.07.2010 tarihinde 2. 2050 sayılı başkanlık oluru alınmış ‘’… Projesi” yarışması yapılmış.
05.09.2011 tarihinde proje yarışması sonuçlandırılmıştır.
10.12.2012 tarihinde … arasında “Ç… Projesine Dönüştürülmesine” ait protokol imzalanmıştır.Etüd ve Projeler Daire Başkanlığı tarafından yapılan proje yarışmasında … a ait proje 3. seçilmiş … Bakanlığına yarışma sonucunda elde edilen proje … Müdürlüğüne iletilmiş ve 2. Bölge Tabiat Varlıkları Koruma Komisyonu tarafından 3. seçilen … a ait projenin doğal yapıya ve şehir siluetine ilk iki projeye nazaran daha uygun olduğuna karar verilmiştir.
22.07.2013 Tarih 2-1800 sayılı doğrudan temin onay belgesi ile iş … ın da ortağı olduğu … …. Ltd. Şti’ne verilmiş.
02.09.2013 tarihinde… Daire Başkanlığı üst yapı projeler müdür­lüğü (İdare) ile diğer tarafta …. Ltd. Şti. (Danışman) arasında yazılı şartlar dahilinde sözleşme akdedilmiştir.
… Mimarlık adına danışmanlık hizmeti alımına ait sözleşmeyi şirketin her iki müdürü de mimar olarak Coşkun Alper Derinbogaz ve mimiar … imzalamıştır.
18.09.2013 tarihinde iş başlatılmış
28.03.2014 tarihinde sözleşme gereği “… Kulesi … Proje” çalışmaları yapılmış.
30 Mayıs 2014 de sözleşme gereği kesin proje çalışmaları …. Müdürlüğüne yine aynı şekilde şirket müdürlerinin imzası ile teslim edilmiş ve … tarafından teslim alınmıştır ve teslim tutanakları düzenlendiği görülmüş olup teslim edi­len projelerin antedlerinde de … Mimarlık yüklenici firma olarak yer almakta ve Y.MİMAR unvanı olan her iki şirket müdürünün imzası yer almaktadır.
Dosya içine alınan sözleşmeden, … Daire başkanlığı Üstyapı Projeler Müdürlüğü ile davacı … Ltd. Şti. arasında … Projesi Danışmanlık hizmeti alımına ait sözleşmenin 02.12.2013 tarihinde imzalandığı
Ayrıca projede görev alan alt yüklenicilerin tüzel ve gerçek yetkili meslek insanı kişilerin belirtildiği projeler de adı geçen mimarların (Müdürlerin) mimari ekipte müellif mimar olarak da görev almış oldukları ve imzaladıkları anlaşılmaktadır.
28 Mart 2014 itibarıyla … Proje,30 Mayıs 2014 itibarıyla kesin proje … mimarlık tarafından hazırlanarak her türlü doküman (Etüd Proje,Rapor Vb.) yürürlükteki ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydı ile proje teslimiyle beraber projelerin idarenin malı sayıldığı ve müellifiklik haklarının da idareye devredilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı şirketin dava konusu işin … ve kesin projesi için dava dışı … Başkanlığına 3 adet hak ediş bedeli için, toplamda KDV dahil 8.318.639,16 TL tutarında fatura keşide ettiği, şirketin ana işinin ve gelirlerinin tamamının bu projeden ibaret olduğu bu işin başlangıcından son hak ediş faturasının keşide edildiği tarihe kadar üstlendiği maliyet bedelinin toplamda 4.661.542,83 TL olduğu, bu anlamda bu işten 2.423.675,96.-TL brüt kar elde ettiği, faaliyet giderlerinin düşülmesi sonrasında ise şirketin davaya konu iş ile ilgili olarak 1.406.633,44 TL faaliyet karı elde ettiği bu tarihten sonra ise dava konusu projeye münhasıran, dava dışı kuruma başkaca bir iş yapıp fatura düzenlememiş olduğu,
Dolayısıyla anılan projelerin ve ilgili her türlü bilginin paylaşımı ve herhangi bir amaçla kullanımı mümkün değildir denilmektedir.
24 Temmuz 2014 de “Ulaştırma,Denizcilik Ve Haberleşme Bakanlığı” tarafından ilan edilen şekilde ihale yöntemi değiştirilmiş, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunun Mimarlık, Peyzaj Mimarlığı, Mühendislik Kentsel Tasarım Projeleri, Şehir Bölge ve Güzel Sanat Eserleri Yarışma Yönetmeliğinin “Hak ve Sorumluluk” başlıklı 42. madde­sinde yer alan “idare yarışma sonucu elde edilen tasarımın uygulama projelerinin yapılmasını, birinciliği kazanan veya seçilen tasarım sahibine teknik şartlar ve fiyat üzerinde görüşme yapmak suretiyle doğrudan temin yoluyla yaptırabilir” hükmü doğrultusunda
31 Aralık 2014 tarihinde İhale kayıt numarası ile (…) ihale gerçekleştirilmiştir. …a’ 4.300.000.-TL (KDV hariç) bedelle ihale edilmiştir.
26 Mart 2015 tarihinde ihale şartlarına göre sözleşme yapılması kararı alınmış.
07 Temmuz 2015-25 Şubat 2017 tarihleri arasını kapsar şekilde sözleşme hazırlanmıştır.
Ulaştırma Ve Altyapı Bakanlığı “Alt Yapı Yatırımları Genel Müdürlüğü’ ’ tarafından ihalesi yapılan “… Kulesi Uygulama projeleri Ve Pid Hizmetleri İşi” için yüklenici …’a sözleşme bedeli 4.300.000,00 TL (Kdv Hariç) nin 5 Hak ediş hazırlanarak ödendiği belirtilmiştir.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen hakedişler dahilinde yaptığı KDV dahil 5.074.00,00.-TL ödemelerin, bu tutardan 1.597.364,00.-TL kesintilerin ( GV +Damga vergisi vd) düşülmesi sonucunda 3.476.636,00.-TL ( işin bedeli 4.300.000,00.-TL +774.000,00.-TL KDV =5.074.000,00.-TL) ödemelerin davalı … …’un 2016 yılı serbest meslek kazanç defterinde kayıtlı olduğu” bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre;
Davacı tazminat isteminin dayanağı TTK 54 ve TTK 55/1-d ve e maddesinde açıklanan haksız rekabet hükümleri ile TTK 613 maddesinde açıklanan limited şirket ortağının sadakat ve özen yükümlüğüne aykırı davranmasıdır.
6102 sayılı TTK nun
MADDE 54- (1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün kat ilanların menfaati­ne, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
MADDE 55- (1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
d) Üretim ve iş sırlarım hukuka aykırı olarak ifşa etmek; özellikle, gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
e) İş şartlarına uymamak; özellikle kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymayanlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur, şeklindedir.
Somut olayda; Davacı, haksız rekabete ilişkin iddiasını TTK m. 55’te örnekseme yoluyla sayılan haksız rekabet hallerinden olan üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etme ile iş şartlarına uymama hallerine de dayandırmıştır. avacı, mimarlık sektöründe, aralarında bağlantı nedeniyle bir yapıya ilişkin …, kesin ve uygulama projelerinin tek bir kişi ya da şirket tarafından hazırlandığını, dolayısıyla bir projeye ilişkin bütün aşamaların aynı kişi tarafından yürütülmesinin mimarlık alanında genel bir mesleki uygulama olduğunu; Davalının ise uygulama projesini şirketten ayrı olarak düzenlemesinin bu mesleki uygulamaya aykırılık teşkil edeceğini, aynı zamanda üretim ve iş sırlarının hukuka aykırı ifşa edilmesi sonucunu doğuracağım, bu sebeple haksız rekabete neden olacağını ifade etmiştir.
Kanunun ifadesinden anlaşılacağı üzere, TTK m, 55/1-d kapsamında haksız rekabetin gerçekleşmesi için aranan iki unsur, üretim veya iş sırrının mevcut olması ve sırrın veya sırların hukuka aykırı ifşa olmasıdır. Üretim veya iş sırrının ifşası, sır’teşkil eden kritiğin üçüncü kişilere bildirilmesi ya da aktarılması veya kamuya açıklanması şeklinde ortaya çıkabilir. Hukuka aykırılıktan söz edebilmek için ise, ya sözleşmeden ya da kanundan doğan bir sır saklama yükümlülüğünün mevcut olması ve bu yükümlülüğe aykırı olarak bilgilerin ifşa edilmiş olması gerekmektedir. Davaya konu olayda ise, … Mimarlık tarafından düzenlenen … ve kesin projelerinin devamı niteliğindeki uygulama projeleri Davalı tarafından düzenlenmiş olup, herhangi bir iş ve üretim sırrının ifşası söz konusu değildir. Bu bulgunun ışığında. Davaya konu olay bakımından, haksız rekabetin özel bir hali olan iş ve üretim sırlarının ifşasının düzenlendiği TTK 55/1-d maddesinin uygulanamayacağı, ihlal bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı, uygulama projesinin şirketten ayrı olarak düzenlenmesinin mimarlık mesleğindeki mesleki uygulamaya aykırılık teşkil ettiğini de ileri sürmektedir. Rakiplerin de uymakla yükümlü olduğu kurallar kanunda veya sözleşmede düzenlenmiş olabileceği gibi, belli bir meslek dalında veya bölgede geçerli olan örf ve adet kuralları da olabilir. Bununla birlikte, bir kuralın örf ve adet hukukuna dahil olabilmesi için davranış tarzının sürekli uygulanması ve aynı zamanda doğan geleneğe uymanın zorunlu olduğu kanısının (opinio necessitatis) oluşması gerekir. Ancak, bu projelerin aynı kişi ya da şirketler tarafından yapılması yönünde sürekli bir mesleki uygulama bulunmamaktadır. Başka bir deyişle, rakiplerin de uymakla yükümlü olduğu iş hayatına ilişkin bir kuralın varlığı söz konusu değildir. Yapılan izahat çerçevesinde, iş şartlarına aykırılığın da bulunmadığı anlaşılmıştır. TTK’nun 55/1-e maddesinde öngörülen özel haksız rekabet hali iş şartlarına uymama koşullarınında oluşmadığı sabit bulunmuştur.
Bununla birlikte Davacı, TTK’nın 54 maddesininde ihlal edildiğini ileri sürmüş olup; yasa hükmünde “dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” denilmek suretiyle, haksız rekabetin varlığından söz edebilmek için dürüstlük kuralına aykırı davranış yeterli görülmüştür. Dürüstlük kuralına aykırılık ise ya davranışlarla ya da ticari uygulamalarla olur. Davranışlar ve ticari uygulamalar iş etiğine, doğruluğa, dürüstlüğe aykırı olduğu gibi, ters, aldatıcı, yanıltıcı, kandırıcı davranışlarla gerçekleşmelidir. Davalı, … ve kesin projelerinin düzenlenmesinin ardından müdürlükten istifa ederek müdürler için öngörülen rekabet yasağını bertaraf etmiş, sonrasında yeni bir mimarlık ofisi açarak uygulama projesini bu ofis bünyesinde hazırlayarak idareye teslim etmiştir. Bu şekilde işi alamayan Davacı … Mimarlık şirketini zarara uğratmıştır. Davaya konu olaya ilişkin açıklanan hususlar düşünüldüğünde, Davalının, TTK m. 54 uyarınca dürüstlük kuralına riayet etmeyerek kötü niyetle hareket ettiği ortağı olduğu şirketi zarara uğrattığı sabit bulunmuştur.
6102 sayılı TTK nun ;bağlılık yükümlülüğü ve rekabet yasağı
MADDE 613- (1) Ortaklar, şirket sırlarını korumakla yükümlüdür. Bu yükümlülük şirket sözleşmesi veya genel kurul kararıyla kaldırılamaz.
(2)Ortaklar, şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışlarda bulunamazlar. Özellikle, kendilerine özel bir menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren işlemler yapamazlar. Şirket sözleş­mesiyle, ortakların, şirketle rekabet eden işlem ve davranışlardan kaçınmak zorunda oldukları öngö­rülebilir.
(3) Müdürler hakkında rekabet yasağı öngören 626 ncı madde hükümleri saklıdır.
(4)Geri kalan ortakların tümü yazılı olarak onay verdikleri takdirde, ortaklar, bağlılık yükümüne veya rekabet yasağına aykırı düşen faaliyetlerde bulunabilirler. Esas sözleşme birinci cümledeki onay yerine ortaklar genel kurulunun onay kararını öngörebilir. şeklindedir.
Somut olayda;
a)… Fikir Projesi Yarışmasında üçüncülük ödülü alan ve uy­gulamaya esas proje sahibinin Davalı … olduğu;
b)Fikir Projesi Yarışmasının tamamlanmasının ardından … ile sözleşme imzalayan tarafın davacı şirket olduğu ve şirketin ana işinin ve gelirlerinin tamamının bu projeden ibaret ol­duğu;
c-)Davalının 02.06,2015 tarihinde … Mimarlık Şirketi’nin müdürlüğünden istifa ettiği,
ç-)Bu aşamada Davacı şirket ortakları arasında anlaşmazlıklar doğduğu ve durumun yargıya intikal ettiği; yapılan yargılama neticesinde …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.11.2017 tarihli kararı ile, …’un … Mimarlık … Şti’ ortaklığından TTK m.638/2 gereğince haklı nedenle çıkmasına ilişkin … sayılı kararın kesinleştiği
d)… Projesi ile ilgili uygulama projesine ilişkin ihalenin 2016’da davacı şirketten ayrı olarak mimarlık ofisi açan davalıya verilmiş olduğu sabittir.
Rekabet yasağı yükümlülüğü bakımından; TTK m.613 gereğince Limited şirketlerde ortakların, şirkete karşı sadakatle yükümlü oldukları, şirket sırlarını korumakla yükümlü oldukları ve fakat prensip olarak rekabet yasağına tâbi olmadıkları görülmektedir. TTK m.613. Rekabet yasağı esas itibariyle limited şirket müdürleri bakımından geçerlidir; ancak ortaklar hakkında da rekabet yasağı getiren hükümlerin şirket ana sözleşmesine konulması mümkündür. Buna karşılık limited şirket ortakları prensip olarak şirket sırlarını korumakla yükümlü olup, şirketin çıkarlarını zedeleyici davranışlardan kaçınmak zorundadırlar. Ortakların bağlılık yükümlülü­ğünün geri kalan ortakların tümünün yazılı olarak onay vermeleri şartı ile kaldırılabilmesi de mümkündür. Rekabet yasağı ise doğrudan müdürler bakımından TTK m.626’da öngörülmüştür. Hüküm çerçevesinde, Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya diğer tüm ortaklar yazılı olarak izin vermemişse, müdürler şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamazlar.
Davalının bu eylemi gerçekleştirdiği sırada şirkette müdür olmadığı, limited şirketlerde şirket sözleşmesi ile öngörülmediği takdirde müdür dışındaki ortaklar bakımından rekabet yasağının söz konusu olmadığı ve … Mimarlık Şirketinin ortaklık sözleşmesinde bu yönde farklı bir düzenleme bulunmadığı görülmüştür. Davalı …’un adı geçen ihaleyi aldığı dönemde davacı şirkette müdür sıfatı bulunmadığı, Limited şirket ortağının prensip itibariyle rekabet yasağının bulunmaması karşısında, davalının rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasının sabit olmadığı tespit edilmiştir.
Sadakat yükümlülüğü bakımından ise; TTK m.613/ 7 de açıkça ortakların şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışlarda bulunamayacakları düzenlenmiştir.
Limited şirket, güçlü kişisel öğelerin ağır bastığı bir sermaye şirketidir. Hatta İsviçre kanun koyucusu limited şirketi, modem öğretide pek taraftar bulmamakla birlikte, bir anlamda sınırlı sorumlu bir kollektif şirket telakki etmektedir (Pulaşlı, Şirketler Hukuku, 2015, s.779). Bu yönüyle, şirketlerin unsurlarından biri olan ve ortak bir amacın elde edilebilmesi için çalışmak anlamına gelen affectio societatis unsurunun, limited şirketlerde diğer sermaye şirketlerine oranla daha belirgin olduğu belirtilmelidir. Bu bağlamda, kişisel öğenin öne çıktığı limited şirketlerde, sınırını rekabet yasağının teşkil ettiği bir bağlılık yükümü bulunmaktadır. Bu yükümün öngörüldüğü TTK m. 613/2 hükmü uyarınca ortaklar, şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışlarda bulunamazlar. Özellikle kendilerine özel menfaatler sağlayan şirketin amacına zarar veren iş ve işlemleri yapamazlar. Kanunun gerekçesinde de belirtildiği üzere, bağlılık yükümlülüğü ile ilgili olarak “çıkarlarını zedeleyecek davranışlar” ibaresine yer verilmesi sebebiyle, bu yükümlülüğün geniş bir uygulama kapsamı bulunmaktadır. Dolayısıyla, … ve kesin projelerin üzerine bina edilerek hazırlanan ve nitelik itibariyle bunlardan daha karlı olan uygulama projesi düzenlenmesi işinin, davalı … tarafından davacı … Mimarlık’tan ayrı olarak yapılması, şirketin çıkarlarını zedeleyecek niteliktedir. Sonuç olarak; … ve kesin projenin hazırlandığı dönemde şirketin ortağı olan davalının, bu işin devamı niteliğindeki uygulama projesini ayrı açtığı mimarlık ofisi bünyesinde tamamladığı; bu suretle … Mimarlık Şirketinin işveren idareden hak ettiği işi alamayıp büyük bir zarara uğradığı; davalı … un TTK m. 613/2 hükmündeki bağlılık, özen ve sadakat yükümlülüklerine aykırı davrandığı anlaşılmıştır.
TTK 613 maddesine aykırı davaranan limited şirket ortağı için aykırılığın müeyyidesi yasa koyucu ve doktrin tarafından dört ayrı şekilde açıklanmıştır. Bunlar; haklı nedenle şirket ortaklığından çıkarma, şirketin feshini isteme, 3.kişiden menfaat elde edilmiş ise işi şirket yapmış gibi şirketin uğradığı zararın tazmini dir.
Davacı şirket uğradığı zararın tazminini istemiştir.07/07/2015 tarihinde başlayan ve 25/02/2017 tarihinde sona eren uygulama projesi işinde; dava tarihi itibariyle Borçlar Kanunu genel hükümleri gereğince haksız fiilin vukuundan itibaren 2-10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından davalının zamanaşımı itirazı reddedilmiştir.
25/12/2019 tarihli 3. bilirkişi raporu ile davalı … un uygulama projesi işini yapması sonucu kendi defterlerine göre gelir vergisi ve damga vergisi düşüldükten sonra net 3.476.636,00.-TL kazanç elde ettiği belirlenmiştir. Davacı şirket işi yapmış olsaydı bu kazancı elde edecekti. Bu şekilde doğan zararı davacı şirket işi yapmış gibi tazminat olarak isteyebilecektir. Ancak davanın devamı sırasında davalı … şirket ortaklığından payı ödenerek ayrıldığı için %50 ortaklık payı hissesininde dikkate alınması gerekecektir. Davacı şirket vekili de bu gerekçeyle %50 paya isabet eden 1.738.318,00 TL üzerinden artırım istemiştir. Mahkememizce davacı şirketin 1.738.318,00 TL zararının tazminine karar vermek gerekmiştir.
Davacı şirket vekili dava dilekçesinde belirsiz alacak olarak istediği 10.000 TL tazminat için faiz isteminde bulunmamıştır. Tazminat miktarını belirleyen bilirkişi raporundan sonra verdiği artırım dilekçesinde tazminata faiz yürütülmesini istemiştir. İsteminin faiz yönünden davanın ıslahı olduğunu bildirmemiş, kısaca ıslah beyanında bulunmamıştır. Bu nedenle HMK 107 gereğince belirsiz alacak olarak açılan davada faiz yönünden dava ıslah edilmediğinden davacının artırım dilekçesiyle istediği faiz talebi reddedilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M/
1-TTK 613/2 ve TTK 553 gereğince davanın kabulü ile 1.738.318,00 TL nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine , davacının faiz talebinin ve davalının zamanaşımı itirazlarının reddine
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 118.744,50-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 29.686,13-TL harcın mahsubu ile bakiye 89.058,37-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 93.641,13-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 29.715,33 TL ilk gider,3.296,10 -TL bilirkişi, tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 33.011,43 -TL. Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına
5-HMK. 333. md. Uyarınca taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatıran taraflara iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM da istinaf yolu açık olmak üzere, verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
25/06/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır