Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/274 E. 2018/1139 K. 06.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/274
KARAR NO : 2018/1139

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/03/2017
KARAR TARİHİ : 06/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/09/2013 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halinde iken sol şeride geçmek üzere sola doğru manevra yaptığı esnada arabanın sol kısmı ile karşı yönden gelmekte olan … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca sol ön kısmından çarpması neticesinde ölümlü-yaralamalı-maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu trafik kazasında müvekkilinin desteği olan … plakalı araç içerisinde bulunan …’un hayatını kaybettiğini, bahse konu kazanın meydana gelmesinde desteğe veya müvekkiline atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını, trafik kazasına sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle … A.Ş’nin ZMMS poliçesi ile teminat altında olduğunu, müvekkilinin kaza sonrası kızını kaybettiğini, müteveffanın müvekkilinin hayatını idame ettirmek için tek dayanağı tek geçim kaynağı olduğunu, dava konusu trafik kazası neticesinde müvekkilinin destekten yoksun kalması nedeniyle işbu davadan önce davalı … şirketine başvuruda bulunduklarını, açılan dosya kapsamında yapılan inceleme ile müvekkiline kısmi ödeme yapıldığını, ancak yapılan tazminat ödemesinin müvekkilinin uğradığı zararları karşılamaktan uzak, fahiş miktarda eksik ve yetersiz olduğunu, bu nedenlerle şimdilik 5.000-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirketten 01/12/2014 yılında tazminat aldığını ve işbu tazminatı almakla müvekkili kurumdan başkaca bir alacağının kalmadığını beyan ederek müvekkili kurumu ibra ettiğini, ibra sözleşmesinin üzerinden iki yıldan fazla bir süre geçtiğini, bu nedenle davacının işbu davasının KTK’nun 111. Maddesi kapsamındaki anlaşmalarla ilgili yerleşik Yargıtay uygulaması kapsamında zamanaşımına uğradığını, bu itibarla öncelikle davacının talebinin zamanaşımı hak düşürücü süre nedeniyle reddinin gerektiğini, davaya konu … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 18/02/2013 ile 18/02/2014 tarihleri arasını kapsayan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi tahtında sigortalandığını, işbu poliçe ile kişi başına toplam 250.000-TL’lik sakatlanma ve ölüm zararı teminatı sağlandığını, her koşulda müvekkili şirketin işbu limitle sınırlı olarak sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil şirketin zorunlu mali mesuliyet sigortası teminat limitleri ve kusur oranı ile sınırlı sorumlu olduğunu, bu nedenle kusur yönünden Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi nezdinde inceleme yapılmasını talep ettiklerini, kusur oranları tespit edildikten sonra aktüeryal inceleme sonucu tespit edilmesinin gerektiğini, sair hususlar hakkındaki beyan hakları saklı kalmak kaydıyla, usul ve esasa ilişkin olarak sundukları gerekçeler dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatın davalı trafik sigortacısı sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Davacıların talep edebileceği tazminat miktarının tespit edilmesi için dosya kusur ve aktüer bilirkişi heyetine tevdii edilmiş olup … Öğretim Üyesi Doç. Dr. … ile Aktüerya Uzmanı … tarafından sunulan 18/05/2018 tarihli raporda; Dava dışı … yönetimindeki minibüsle seyredip olay mahalline geldiğinde önünde seyreden aracı sollamadan önce yolu kontrol etmesi halinde aksi istikametten gelmekte olan kamyonu görebileceğinden bunun geçmesini beklemesi gerektiği halde kontrolsüz bir şekilde önündeki aracı sollayıp geliş yoluna girerek aksi istikamette seyreden kamyonun önünü kapatarak kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği, sollama kurallarına uymadığı, bu hareketinin Karayolları Trafik Kanunun 84. Maddesinde asli kusur kabul edildiği anlaşılmakla …’ın tam kusurlu, Dava dışı kamyon sürücüsü …’ın kendi yolunda seyrettiği, kazanın meydana gelmesine sebebiyet verecek kural ihlali yapmadığı, kazanın kendisinin inisiyatifi dışında meydana geldiği, bu şartlar altında çarpışmayı önlemesinin de mümkün olmadığı anlaşılmakla kusur suz olduğu, KTK uyarınca kazaya sebebiyet veren davalı … şirketine sigortalı aracın %100 kusuru nispetinde … şirketinin sorumluluğu bulunduğu, Davalı … şirketi tarafından tarafından davacıya 01.12.2014 tarihinde 18.946,19TL bir ödeme yapıldığı, davalının sorumluluğunun tazminat ödemesinin yapıldığı tarih olan 01.12.2014 olduğu ve bu tarihten itibaren yasal faizi işletilmesinin gerektiği, yapılan hesaplamalar ile destekten yoksun kalma tazminatı tutarının ise 36.640,53 TL olduğu, kanaati bildirilmiştir.
Aldırılan bilirkişi raporunun oluşa ve dosya kapsamına uygun oluşu nedeniyle mahkememizce tatminkar görülerek itibar edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı vekilince bilirkişi raporunda belirlenen bu miktar dikkate alınarak 22/03/2017 tarihli dava değerini artırım dilekçesi ile 5.000-TL olarak talep ettiği destekten yoksun kalma tazminat talebini 31.640,53-TL artırarak toplam 36.640,53-TL maddi tazminat talep edilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2013/9824 esas ve 2013/9890 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere” 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85 /son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören 3. şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu, böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun 2. türü olan tehlike sorumluluğuna dair bulunduğu öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, 2918 Sayılı K.T.K.nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası ( Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna dair bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna dair bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir. Karayolları Trafik Kanununda zorunlu trafik sigortasına dair olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde: “Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a- ) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b- ) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar sebebiyle ileri sürebilecekleri talepler,
c- ) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara dair talepler,
d- ) Bu Kanunun 105. maddesinin 3. fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e- ) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f- ) Manevi tazminata dair talepler.” hükmü ile, zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış; burada örnekseme yoluna gidilmeyip; tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi de, 2918 Sayılı K.T.K.’nun 92/b maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar sebebiyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” dair hükümdür. Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından sadece, tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır. Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya dair cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış, böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir. Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölüm veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir. Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92. madde kapsamında yer almamakla birlikte, sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir. Nitekim, H.G.K.nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 E, 2011/411 K sayılı ilamında, mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün mirasçılarının açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davasında da, Kanunun kapsam dışılığı düzenleyen 92. maddesinde, araç şoförünün desteğinden yoksun kalanların isteyebileceği tazminatların kapsam dışı olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmediği ve sürücünün desteğinden yoksun kalanların üçüncü kişi olduğu kabul edilerek zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazminat talep edebilecekleri kabul edilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K.’nın 53. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır: 1. Cenaze giderleri, 2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, 3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” şeklinde hükme bağlanmıştır. Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi sebebiyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Şu hale göre; araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır.
Sigortalı araç sürücüsünün yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına dair Kanunda ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmadığı da uyuşmazlık konusu değildir.Davacının uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm sebebiyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı … şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı … şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. ( HGK.nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar sayılı, HGK.nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı, HGK.nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491Esas ve 2013/74 karar sayılı ilamları uyarınca)… ” denilmektedir.
Tüm dosya kapsamı ve dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde : Davacı murisinin yolcu olarak bulunduğu 02/09/2013 günü sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçla Diyarbakır … İlçesi … bulvarını takiben Diyarbakır istikametinden … istikametine seyredip …nin bulunduğu yerdeki kavşağa geldiğinde geliş yoluna girerek aksi istikamette seyreden … Yönetimindeki … plakalı kamyona çarpmış, meydana gelen kazada … plakalı minibüste bulunan davacının kızı …’un hayatını kaybettiği, Davalı … şirketinin sigortalısı olan aracın dava dışı sürücüsü …’ın %100 kusurlu olduğu, ibraz edilen bilirkişi raporu ile davalı … şirketi tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek zarardan indirildiği, davacı anne Sabahat’ın talep edebileceği bakiye destekten yoksun kalma tazminatı zararının 36.640,53-TL olduğu anlaşılmakla ve davacı için ödeme tarihinin temerrüt tarihi olan 01/12/2014 olduğu kabuledilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 36.640,53-TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 01/12/2014 tarihinden itibaren işleyen avans faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 2.502,91-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 140,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.362,51-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.380,46-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 171,80-TL ilk gider, 1.200-TL bilirkişi, 130,70-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.50,50-TL. Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/11/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır