Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/212 E. 2018/1115 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/103
KARAR NO: 2018/1283

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/02/2017
KARAR TARİHİ : 07/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 16/01/2015 tarihli sözleşmeyle ticari iş ilişkisi kurulduğunu, davalıya iş güvenliği ve sağlık hizmetleri sunulduğunu, müvekkili şirket tarafından bütüm edimler yerine getirilmesine rağmen daval tarafın söz konusu hizmet bedellerini ödemediğini, müvekkili şirketin 01/01/2016-31/12/2016 tarihleri arasındaki cari hesap ekstresinden de görüleceği gibi 7 adet faturadan toplam 4.499,30-TL müvekkilinin davalıdan alacağının bulunduğunu, bu alacakların tahsili için … İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile haksız ve mesnetsiz olarak yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacının iş yeri sağlığı ve güvenliği hususundaki anlaşmalarına binaen 2014 yılından 2016 yılının ağustos ayına kadar çalıştıklarını, davacının ocak 2016 tarihine kadar bu yükümlülüğünü yerine getirdiğini ve ödemelerin de düzenli olarak kendisine yapıldığını, bu tarihe kadar iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının düzenli olarak müvekkili şirkete geldiğini, hizmet ve görevlerini yerine getirdiğini, ancak ocak 2016 dan itibaren iş yeri hekiminin değiştiğini ve bu tarihten sonra iş yeri hekiminin müvekkili firmaya hizmet vermediğini, yükümlülüğünü yerine getirmediğini, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tespit ve öneri defterinde de fatura konusu dönemlerde iş yeri hekiminin kaşe ve imzasının olmadığını, iş güvenliği uzmanının her ay düzenli olarak gerekli iş ve takiplerini yaptığını, dava konusu faturaların müvekkili tarafından alınmış ve defterlerine de işlenmiş olmasının sebebinin iş güvenliği uzmanının düzenli olarak geldiği ve görevini yerine getirmiş olması ve çalışmaya devam ediliyor olması olduğunu, ancak faturanın büyük miktarının hekime ait olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin esasında almamış olduğu hekimlik hizmetine rağmen faturaları defterlerine işlediğini ve cari dökümünde borçlu duruma geldiğini, ancak işin temelinde müvekkilinin davacı firmaya iş yeri hekimliği sebebiyle borcunun bulunmadığını, bu nedenlerle maddi dayanaktan yoksun olan davanın reddine, icra takibinin haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davalıya verilen iş yeri ve güvenliği hizmeti nedeni ile düzenlenen fatura bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.
Delil olarak; icra dosyası, fatura ve cari hesap kayıtları, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 4.499,30-TL asıl alacacağın tahsili amacıyla 20/12/2016 tarihinde 1 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 02/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 03/01/2017 tarihine borca itiraz ettiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce dava, cevap, ibraz edilen deliller ve tarafların 2016 yılı ticari defter ve kayıtları, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak davacının davalıdan alacağının olup olmadığı varsa miktarının ve faizin belirlenmesine karar verildiği, SMMM Bilirkişi … tarafından sunulan 12/03/2018 tarihli raporda; tüm dosya kapsamı ve tarafların yasal ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede Davacının, davalıdan, 20.12.2016 takip tarihi itibariyle 4.449,30-TL alacağının olduğu, bu alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar %9 faiz uygulanabileceği kanaati bildirilmiştir.
Davalı vekilinin yemin talebi üzerine davacı şirket yetkilisi …; ” … şirketine vermeyi taahhüt ettiğimiz hizmetlerden olan iş yeri hekiminin her ay iş yerine gittiğine ve görevini yaptığına, imzalaması gerekli belgeleri imzaladığına dair ” yeminini Mahkeme huzurunda yapmıştır.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının ticari defter ve kayıtlarında Davalıya ait hesapların … no.lu cari hesap kodunda takip edildiği, davalı adına tanzim edilen fatura tutarlarının bu hesaba borç kaydedildiği ve ilgili hesabın 20.12.2016 takip tarihi itibariyle 4.499,30 TL borç bakiyesi verdiği, davalının ticari defterlerinde de Davacıya ait hesapların 320.01.073 no.lu cari hesap kodunda takip edildiği, davacı tarafından tanzim edilen fatura tutarlarının bu hesaba alacak kaydedildiği ve ilgili hesabın 20.12.2016 takip tarihi itibariyle 4.499,30-TL alacak bakiyesi verdiği yani davalının kendi yasal ticari defter kayıtlarına göre davacıya 4.499,30 TL borçlu olduğu, davacı şirket yetkilisinin yemini üzerine taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden davacı tarafından iş yeri ve güvenliği hizmetinin davalıya verildiği tespit edildiğinden, davacının, davalıdan takibe konu fatura tutarı olan 4.499,30-TL alacağının olduğu kanaatine varılmıştır.
Anılan durum karşısında takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalı-borçlunun İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu olması gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile … İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyası ile yapılan itirazın iptali ile takibin 4.499,30-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
Davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla alacağın %20 si olan 899,86-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 307,35-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 76,84-TL harcın mahsubu ile bakiye 230,51-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 108,24-TL ilk gider, 750-TL bilirkişi, 70,50-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 928,74-TL. Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/12/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır