Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/187 E. 2019/183 K. 19.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/187 Esas
KARAR NO : 2019/183

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/02/2017
KARAR TARİHİ : 19/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; 09.04.2006 günü dava dışı sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın, diğer dava dışı sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile çarpışması neticesinde ölümlü trafik kazası meydana geldiğini ve kazada müvekkilinin murisi … öldüğünü, meydana gelen trafik kazasında 09.04.2016 tarihli kaza tespit tutanağına, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2006/161 soruşturma sayılı dosyasına sunulan 25.04.2016 tarihli kusur bilirkişi raporuna, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasına sunulan 15.09.2006 tarihli kusur bilirkişi raporuna ve 16.01.2007 tarihli Adli Tıp Kurumu kusur raporuna göre … plakalı araç sürücüsü …’in asli kusurlu olduğunu, … ölümüyle eşi … maddi destekten yoksun kaldığını, kaza yapan … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle geçerli trafik sigortalı bulunmadığından olay tarihindeki sigorta poliçe limitini aşmamak üzere sorumluluk sınırları içinde …’nın sorumlu olduğunu, davalı … açılan 138495 hasar nolu dosyada 11.01.2017 tarihli red yazısı ile ödeme yapmadığını ve tüm bu nedenlerle destekten yoksun kalan davacının maddi zararının 6100 sayılı HMK’nun 107. maddesine göre belirlenmesine, toplanacak delillere göre tazminat hesabı yaptırarak olay tarihindeki sigorta poliçe limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faiz ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; davaya konu kaza 09.04.2006 tarihinde gerçekleşmiş olduğundan kaza tarihinden itibaren 8 yıllık zamaaşımı süresinin geçmiş olduğunu, 6704 Sayılı Kanunun 4. Maddesine göre kazanın sürücü müteveffanın kendi kusuru sonucu meydana gelmiş olması halinde kendi kusuru sonucu yaralanan kişilerin tazminat talep etme hakkı bulunmadığı gibi, davacının da destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmadığını, müteveffanın kusuru oranında davacının alacaklı borçlu sıfatının birleştiğini, aleyhlerine karar verilmesi halinde davacının destekten yoksun kalma tazminatının uzman aktüerya bilirkişisi tarafından hesaplanması gerektiğini, diğer pay sahipleri de dikkate alınmalı, davacıya düşen pay oranı buna göre belirlenmeli ve destekten yoksun kalan diğer ilgililerin destekten yoksun kalma zararları düşülerek hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz oranına göre hükmedilmesi gerektiğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma maddi tazminatın …’ndan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; trafik kazası nedeniyle desteğini kaybeden davacının bu zararlarını …’ndan tazminini talep edip edemeyeceklerine ve miktarı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların tüm delillerini ikamesini müteakip, davacının talep edebileceği tazminat miktarının hesaplanması bakımından dosya Aktüerya Tazminat Hesabı Uzmanı Bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 02/02/2018 tarihli raporda; ”Dava dışı Döndü ile dava dışı oğlu …’ın payının hesaplandığı, dosya kapsamında yer alan müteveffanın 6/8 oranında kusuruna %75 hesaplama yapıldığı, davacı ile dava dışı çocuklarının zararının teminat limitini aştığından oranlanarak zararının bulunduğu, hak sahibi eş Döndü’nün 22 yıllık nihai zararının 49.954,88-TL olduğu” kanatiyle rapor tanzim etmiştir.
Davacı vekili 26/02/2018 tarihli talep arttırım talepli dilekçe sunarak davacı müvekkili için 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı olarak açtıkları davayı hesap raporu doğrultusunda 49.954,88-TL ye çıkarttıklarını beyan etmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85.maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarar olup, buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu, ıslah dilekçesi ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; Davacının murisinin meydana gelen trafik kazasında sürücü olarak bulunduğu ve kendi asli kusuru sonucu öldüğü, müteveffanın bulunduğu … plakalı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası’nın bulunmadığı, bu sebeple …’nın sorumlu olduğu, mahkememizce aktüerya uzmanına yaptırılan bilirkişi incelemesiyle davacının destek tazminatı talep edebileceği ve talep edilebileceği destekten yoksun kalma tazminatının miktarının belirlendiği anlaşılmakla ıslah edilen miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
49.954,88 TL’nin temerrüt tarihi olan 30/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 3.412,42-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 201,40-TL (peşin+ıslah) harçtan mahsubu ile bakiye 3.211,02-TL harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.845,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 201,40-TL harç, 600,00-TL bilirkişi ve 69,60-TL posta gideri olmak üzere toplam 871,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.19/02/2019

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır