Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/165 E. 2018/1176 K. 09.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/165
KARAR NO: 2018/1176

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/02/2017
KARAR TARİHİ : 09/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; davalının tekstil sektöründe … adı altında çalıştığını, aynı sektörde … Tekstil adı altında dikim üzerine çalışan müvekkiline numuneler getirerek tekstil ürünleri diktirdiğini ve bedellerini ödemediğini, bu nedenle ödenmeyen faturaların bakiyesinin tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından başlatılan icra takibine, borca, faize, faiz oranına ve her türlü ferilere haksız olarak itirazda bulunarak takibi durdurduğunu, davalı borçlunun borcunun bulunmamasından bahisle itiraz etmesinin müvekkilinin alacağını elde etmesini sürümcemede bırakmaya yönelik olduğunu ve tüm bu nedenlerle davalının … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalının takibe konu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı taraf usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara katılmamıştır.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında doğan fatura bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Delil olarak; icra dosyası, fatura, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 7.126,08-TL asıl alacak, 219,35-TL işlemiş faiz, 6.410,00-TL asıl alacak, 232,34-TL işlemiş faiz, 6.470,40-TL asıl alacak, 11.115,00-TL asıl alacak, 306,96-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.880,13-TL alacaktan takip öncesi yapılan 23.000,00-TL tahsilatın düşümü ile bakiye kalan 8.677,77-TL nin tahsili amacıyla 09/02/2017 tarihinde örnek 7 nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 10/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun borca 14/02/2017 tarihinde itiraz ettiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosyanın bilirkişiye tevdi ile tarafları iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller, icra takip dosyası ve tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaparak rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş, Mali Müşavir Bilirkişi … ‘ün 13/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda; ”Davacı yan ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelerde, takibe konu edilen faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı oldukları, davalı yanın ticari ilişki çerçevesinde farklı zamanlarda toplam 23.000,00-TL ödeme yaptığı, davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 09/02/2017 takip tarihi itibariyle davalı yandan 8.121,44-TL alacaklı olduğu, davalı yanın ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediğinden davalı yan ticari defterleri üzerinde davacı alacağının varlığı yönünden herhangi bir tespit ve değerlendirme yapma imkanının bulunmadığı” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
Bilindiği üzere, TTK 21.maddesi hükmü gereğince, gönderilen faturanın, tebliğinden itibaren sekiz gün içerisinde hiçbir itiraza uğramaması halinde; o faturanın kapsamının, karşı tarafça kabulü anlamını taşımaktadır. Fatura, akdin kuruluşu ile ilgili bir belge olmayıp, akdin ifası ile ilgili bir belge sayıldığından, kendisi bir akit olmayıp, dayanağı olan temel borç ilişkisini de değiştirici niteliği bulunmamaktadır. Fatura, onu alan tacir aleyhine, fatura içeriği bakımından kanunen yazılı delil halini almaktadır. Fatura, tacirin ticari defterlerine geçireceği ve kayıtlarını belgeleyecek bir belgedir.
Fatura, akdin ifasını gösteren bir belge olduğundan, verilmesi, bir mal alınması veya imal edilmesi yahut bir hizmet verilmesi veyahut bir menfaat temin edilmesi gibi bir akdin yani geçerli bir temel borç ilişkisinin varlığı şartına bağlıdır.
Yargıtay, sözleşmesi olmayan işlerde faturaya itiraz edilmemiş olunmasının, bağlayıcı olmadığı ve faturayı alanın akdi ilişkiyi inkar etmesi halinde, faturayı tanzim edenin önce akdi ilişkiyi ispatlaması gerektiği görüşündedir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesine göre, akdi ilişki kanıtlanmadığı sürece davacının davalı adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı gözükmesinin davalıyı bağlayıcı bir yanı yoktur. ( 15.HD. 13.04.1994 gün, 1994/1088 E. 1994/2327 K.)
Faturanın gönderilmiş olması, faturanın, adına tanzim edilen tarafından alınmış olmasını ifade eder. Fatura, itiraz edilmediği takdirde akdi ilişki için delil teşkil etmektedir.
Faturayı alanın itiraz etmiş olması halinde, artık karşı tarafın fatura içeriğini kabul etmiş sayılması söz konusu olmadığı gibi, karşı tarafın da itiraz ettiği hususları ispat külfeti yoktur. Fatura içeriğinin doğru olduğunu, düzenleyen kimse ispat etmek zorundadır.
Kanunun faturaya tanıdığı karinenin geçerli olabilmesi için, faturayı alanın 8 gün içerisinde fatura içeriğine itiraz etmemiş olması şarttır.
Taraflarca ibraz edilen deliller ,dosya kapsamı ile uyumlu bulunup hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde ;
Davacı konu ettiği icra takibinde faturalar için talepte bulunmuş olup toplam 8.677,77-TL kısma ilişkin itirazın iptalini talep etmiş, usulünce tutulan davacı ticari defterlerinde faturalarının kayıtlı olduğu yine kayıtlar kapsamında toplam 31.880,13-TL tutarda faturalar sebebi ile davalının borçlandığı, davalının takipten tarihinden önce toplam da 23.000,00-Tl ödeme yaptığı, davalı tarafça icra dosyasına verilen itiraz dilekçesi ile davacı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığını beyan etmiş olmakla taraflar arasındaki ticari ilişki ve fatura içeriği malların davalıya teslim edilmiş olduğu, borcu olmadığı iddiasında bulunan davalının ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, delil ibraz etmediği, bu koşulda ödeme iddiasını ispat edemediği görülmekle, davanın kısmen kabulü ile … İcra Müdürlüğünün … Esas ile başlatılan takibe yönelik itirazın kısmen iptali ile takibin 8.124,44-TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faiz uygulanmasına, davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla alacağın %20 si olan 1.624,88-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile başlatılan takibe yönelik itirazın kısmen iptali ile takibin 8.124,44-TL asıl alacak üzerinden takip koşullarıyla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla alacağın %20 si olan 1.624,88-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 554,98 TL harçtan peşin alınan 148,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 406,78-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.180,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.007,70-TL (başvurma harcı, peşin harç, vekalet harcı, davetiye ve müzekkere gideri, bilirkişi ücreti)’ nin 955,19-TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır