Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/163 E. 2018/339 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/4
KARAR NO : 2018/448

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 03/01/2018
KARAR TARİHİ : 19/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili …’un davalı şirketin %30 ortağı olduğunu, davalı şirketin uhdesinde bulunan tıp merkezinin hizmet alan herkese fatura kesmesinin zorunlu olduğunu, müvekkilinin bütün uyarılarına rağmen davalı şirketin diğer ortağı ve müdürü olan ….’ın talimatıyla bu yasal zorunluluğun yerine getirilmediğini, şirketin diğer ortağı olan …’ın akrabası olan … tarafından günlük kasa defteri tutulduğunu, belgeler incelendiğinde şirketin resmi ve gayriresmi hesapları arasında farklılıklar olduğunun görüleceğini, bu durumun müvekkilinin bilgisi ve kontrolü dışında tutulduğunu ve müvekkilinin ortağı olduğu şirketin cirosunu dahi öğrenemediğini, davalı şirketin düzenlemiş olduğu raporların sayıları ve raporında bedelleri karşılaştırıldığında davalı şirketin sadece rapor düzenlenmesi hususundan elde etmiş olduğu yıllık gelirin ortaya çıkacağını, müvekkilinin z raporlarını incelediğinde bu durumun devam ettiğini gördüğünü, kesilemesi gerekenden daha az fatura kesildiğini, bu durumun şirketin diğer ortağının müvekkiline kar dağıtmama amacı içinde olduğundan yaptğını beyanla, davalı şirketin 2012 hesap yılından itibaren doğmuş bulunan kar payının bilirkişi vasıtasıyla tespit edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin, davacı ve müvekkili şirketin diğer ortağı … tarafından 1999 yılında %50 – %50 hisse ile iki ortaklı olarak kurulduğunu, ilerleyen dönemlerde hisse oranı değişmişse de şirketin kuruluş aşamasından bugüne kadar hisse oranları göz önünde bulundurulmadan her genel kurulda iki ortak da şirket müdürü olarak tayin edilmiş ve şirket yönetiminde aynı yetkilere sahip olduğunu, şirket hisse oranları değiştikten sonra dahi iki ortak da şirket müdürü olarak tayin edilmeye devam edilmiş, müşterek imza ile şirketi yönettiklerini, şu an şirket hisselerinin %30’u davacıya ,%70’i dava dışı …’a ait olup bu hususta herhangi bir ihtilafın söz konusu olmadığını,
şirketin tüm kazancını büyümeye harcadığını, kar elde edilebilecek duruma yeni yeni gelmeye başladığını, şirketi kar a geçirecek şekilde atılımlar, düzenlemeler yapılmakta olduğunu, şirket ortağı … ‘ın tam mesaisini ücret dahi almadan polikiliniğe harcadığını, şirket bilançolarında kara geçemediğinden kar dağıtımının da yapılamadığını, doğal olarak bu yönde alınmış bir genel kurul kararı da bulunmadığı gibi davacı ortak tarafından TTK uygun bu yönde bir talebinin de olmadığını, davacının kötü niyetli olduğu, sahip olduğu hisseleri fahiş fiyatla diğer ortağa ya da üçüncü kişilere satmak niyetinde olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; davalı şirket ortağı ve dava tarihi itibariyle temsile yetkili ortağın açtığı şirketin 2012 yılından bu yana kar payının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı şirketin ticaret sicil dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı … un dava tarihi itibariyle davalı şirketin %30 hissesine karşılık 150.000 TL bedelli hissesine sahip kurucu ortağı olduğu, ayrıca şirketi temsile yetkili müdür bulunduğu anlaşılmıştır.
… 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş,incelenmesinde davacı ile davalı şirket arasında ortaklıktan ayrılma davasının devam ettiği, dava tarihi itibariyle mahkememiz dosyasından önce açıldığı, davacının bu dava dosyasındada şirket hisse değer tespiti aşamasında olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı tarafa muhtıra verilerek davadan önce şirket kar payının tespiti için şirket bilgilerinin öğrenilmesi ve ticari defterlerinde inceleme yapmak konusunda bilgi alma hakkını kullanıp kullanmadığını açıklaması istenmiştir.
Davacı vekili 18/04/2018 tarihli dilekçesi ile; Müvekkilinin,27.03.2018 ve 3.4.2018 tarihlerinde şirket ortağı ve müdürü olan … ile davalı şirketin bir diğer vekili olan Av. …’e e-postalar gönderdiğini, şirketin mali durumunu açıklayan gelir gider tablolarının, geçici mizanın ve maaş bordrolarının kendisine gönderilmesini talep ettiğini, fakat kendisine yine herhangi bir belge veya bilgi gönderilmediğini, bu mailleri takiben 16.04.2018 tarihli ortaklar genel kurulunda da müvekkil bilgi edinme ve belge inceleme hakkını kullanmak istediğini şirket ortağının avukatlarını bildirdiğini beyan etmiştir.
…nun 114/1-h maddesi “Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması” nı dava şartı olarak getirmiştir.
Somut olayda Davacı davalı şirketin kuruluşundan bu yana şirket ortağı ve temsile yetkili müdürüdür.Bu nedenle şirket ticari kayıt ve defterlerine istediği zaman ulaşabilme ve inceleme yetkisi vardır.Ayrıca devam eden … 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasında da şirket hisse değerinin tespiti incelemesi sırasında şirketin kuruluşundan bu yana yapılan karda belirlenecektir.
Kaldıkı 6102 sy TTK hükümleri gereğince davacının mahkemeden tespit istemeden önce uyması gereken yasal prosedür şöyledir; önce bilgi alma hakkını kullanmak için şirkete başvurmak, bu hakkın kullanılamadığının tespiti, şirket yönetim kurulu veya GK tarafından izin verilmemesi halinde bu halin tutanağa geçirilmesi, sonucunda mahkeme yoluyla bilgi edinme hakkı çerçevesinde kar tespiti isteyebilecektir.
Mahkememiz dosyasında bu yasal prosedür de takip edilmemiştir.
Bu nedenle bu aşamada davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı sabit bulunmuştur.Davacının dava açmakta HMK 114/1-h.maddesi gereğince hukuki yararı bulunmadığı gözetilerek davanın usulen reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HÜKÜM /
1-Davacının tespit istemekte hukuki yararı bulunmadığından talebin HMK 114/1-H maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulen REDDİNE,
2-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınan harç yeterli olduğundan ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 2.180,00 TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 19/04/2018

Başkan … Üye … Üye … Katip …