Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1145 E. 2019/1197 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1145
KARAR NO: 2019/1197

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2017
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan asansör temin ve tesis sözleşmesi gereğince, sözleşmede belirtilen 02.04.2015 tarihinde …Cad. …İnş. Şantiyesinde No: … Üsküdar/İstanbul adresine 1 adet 6 kat/5 duraklı 625 kg (8 kişilik) … 3300 model asansörün kurulumunun müvekkili şirket tarafından yapıldığını ve tesliminin gerçekleştirildiğini, sözleşmenin “İşin Fiyatı” başlıklı 3. maddesi gereği asansör toplam iş bedelinin 19.000,-EURO + KDV olacağı konusunda anlaşıldığını, müvekkilinin alacağının Euro cinsinden olduğunu, Müvekkili şirketin, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7. maddesinde belirtilen üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini, sözleşme konusu asansörlerin temin ve tesisi işini sözleşme şartları çerçevesinde ifa ettiğini ve davalı firmaya teslimini gerçekleştirdiğini, yapılan işe istinaden 10.12.2015 tarihli 19.000,- Euro + KDV olarak kesilen faturaya istinaden davalı tarafın kısmi ödemeler yaptığını, kalan 4.283,63 Euro borcun ödenmesi hususunda yapılan bütün iyi niyetli girişimlere rağmen taraflar arasındaki ticari münasebet ve düzenlenen fatura ile sözleşme gereğine aykırı olarak borcun ödenmediğini, davalı şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, borçlu şirketçe zaman kazanmak için hukuka aykırı gerekçelerle takibe itiraz edildiğini, davalı tarafın itiraz dilekçesinde takibe, borcun tamamına, faize, talep edilen faiz oranına ve diğer tüm ferilerine, döviz olarak talebe, dayanak sözleşmeye, cari hesaba, faturaya ve tüm dosya münderecatı yönünden itiraz ettiğini, bunun yanı sıra taraflar arasında yapılmış olan sözleşmedeki imzanın davalı şirkete ait olmadığı, böyle bir sözleşmenin yapılmadığı, imzaya ve yasal içeriğe itirazda bulunulduğunu ve bu konuda savcılığa şikayette bulunulacağı hususunda yasal yollara başvurulacağının beyan edildiğini, borçlu itirazlarının mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında hiç bir zaman yazılı bir sözleşmenin akdedilmediğini, 02.04.2015 tarihli sözleşmede yer alan imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, sözleşme aslının davacı tarafça, dosyaya ibrazı ile birlikte yapılacak imza tespitinde açıkça müvekkili şirket tarafından imzalanan bir sözleşme olmadığının sabit olacağını, bu bağlamda sözleşmenin müvekkili şirket yönünden hiç bir hukuki bağlayıcılığının bulunmadığını, davalı müvekkili şirketin, inşaatında yapılacak asansör işleri için davacı firma ile sözlü olarak anlaştığını, iş bu anlaşmanın hiç bir zaman yazılı hale getirilmediğini, bu durumla birlikte yapılacak işlerin bedelinin ise taraflarca KDV dâhil 19.000,00 EURO olarak kararlaştırıldığını, davacının iddia ettiği gibi 19.000,00 EURO+KDV şeklinde bir anlaşma yapılmadığını, davacının, sözleşmenin 7. maddesine dayanarak işini sözleşme şartlarına uygun olarak teslim ettiğini iddia etmekle birlikte teslim ve kabul protokolü ile sabit durumda olduğunu iddia ettiğini, fakat müvekkili şirket tarafından yazılı olarak akdedilmiş bir sözleşme olmadığından dosyaya sunulan ve kimin tarafından tanzim edildiği taraflarınca bilinmeyen sözleşme hükümlerine dayanılmasının hukuka aykırı bir durum olduğunu, sözleşmenin hiç bir yönü ile müvekkili şirket yönünden bağlayıcılığının bulunmadığını, dosyada yapıldığı iddia edilen yazılı sözleşme fotokopisi bulunmakla birlikte iddia edilen teslim ve kabul protokolünün dosyaya ibraz edilmediğini, davacının belirttiği belge asıllarının tamamını dosyaya ibraz etmekle yükümlü olduğunu, ayrıca sözlü anlaşma ile davacıya yapımı verilen asansör işinin, zamanında ve gereği gibi de davalı firmaya teslim edilmediğini, davacı ile sözlü olarak yapılan anlaşma gereğince KDV dâhil 19.000,00 EURO bedelin TL olarak davacıya, fatura tarihinden önce, işin başında ve peşinen ödendiğini, davalı müvekkilinin yapılan işe ilişkin KDV dâhil hiç bir borcunun bulunmadığını, ayrıca faturanın, davalı şirket yönünden hukuken bir değer ifade edebilmesi için faturanın davalı şirkete tebliğinin zorunlu olduğunu, davacı tarafından düzenlenen ve dosyaya ibraz edilen faturanın hiç bir zaman müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, davacı tarafından haksız ve mesnetsiz bir şekilde ikame edilen İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasından yapılan icra takibine, davacıya hiç bir borcu bulunmadığından her yönü ile itiraz edildiğini, ayrıca takibe ve davaya konu sözleşmede yer alan imzanın müvekkil firmaya-yetkilisine ait olmayıp iş bu durumun yapılacak imza incelemesi ile sabit olacağını, davacının, fatura düzenlendiğini ve bu faturaya itiraz edilmediğini ve kısmi ödemelerin yapıldığını iddia ve beyan ettiğini, müvekkili firmanın, ödemesinin tamamını KDV dâhil olarak davacıya yaptığı gibi, davacı tarafından, müvekkili firmaya tebliğ edilen bir fatura bulunmadığından itirazın da söz konusu olmadığını, müvekkili firmanın, davacının iş yapmadığını iddia etmediğini, ayrıca sözleşme aslının davacı tarafından sunulması ile birlikte imzanın müvekkili firmaya ait olmadığının sabit olacağını, tarafların; sözlü olarak 19.000,00 Euro üzerinden ve sabitlenmiş 2.840 kur üzerinden anlaşmaya vardıklarını, bu anlaşma gereğince de müvekkili firmanın tüm ödemelerini davacıya yaptığını, davacının, faiz konusunda da sözleşmeye dayanmakta olduğunu, sözleşme hükümlerinin hiç bir maddesinin müvekkilini hukuken bağlamadığını, sözleşme hükümlerinden bahsetmek veya sözleşme hükümlerine dayanmanın söz konusu olmadığını, sözleşmede yer alan tüm maddelerin, müvekkili yönünden hükümsüz olduğunu, ayrıca müvekkilinin, davacıya kalan bir bakiye borcu bulunmadığından hiç bir faiz türünden ya da oranından bahsetmenin de mümkün olmayacağını, davacının, davalı firmaya yapmış olduğu işi yazılı olarak yapmadığı gerçeğini bilerek, özel evrak tanzim etmek suretiyle hem kurumlan yanıltmakta hem de düzenlemiş olduğu özel evrakla haksız kazanç elde etmeye çalışmakta olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, davacının aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE:
Dava İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davalıya verilen hizmet nedeni ile düzenlenen fatura bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.
Dosyaya getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 4.283,63-€ asıl alacağın tahsili amacıyla 03/04/2017 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 06/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 07/04/2017 tarihine borca itiraz ettiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce davalı vekilinin dava konusu sözleşmeye ilişkin imza inkarında bulunduğu görülmekle dosya grafolog bilirkişiye tevdi edilmiş; Adli Tıp Uzmanı Grafolog Bilirkişi Dr. … tarafından sunulan 08/02/2019 tarihli imza incelemesi raporunda; Tetkik konusu “ASÖNSÖR TEMİN VE TESİSİ SÖZLEŞMESİ” ve “TESLİM VE KABUL PROTOKOLÜ” belge fotokopilerindeki …Taahhüt A.Ş. ne atfen atılı imzaların …nun eli ürünü olmadığı kanaati bildirilmiştir.
İmza incelemesine ait raporu alındıktan sonra Dava, cevap, ibraz edilen deliller tarafların ticari defter kayıt ve belgeleri, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak davacının davalıdan alacağı olup olmadığı varsa miktarının ve faizinin belirlenmesine karar verildiği, Yeminli Mali Müşavir Bilirkişi …tarafından sunulan 29/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı şirket defter kayıt ve belgelerine göre; davalı şirketin 22.09.2016 tarihi itibariyle 4.283,42 EUR karşılığı 14.200,40 TL borçlu olduğu, borcun 27516 sayılı fatura bakiyesi 3.338,- EUR ile 01.05.2016 tarihinde “Kur Farkı” açıklaması ile davalıya borç kaydedilen 945,42 EUR’dan kaynaklandığı, ihtilaflı 10.12.2015 tarih, 27516 sayılı ve (19.000+3.420 KDV) 22.420,- EUR tutarlı faturanın tebliğine dayanak herhangi bir belgenin sunulmadığı, Davacı tarafça tarafıma sunulan kur değerlemeleri hariç, cari hesap özetinin altında “vadesi 5 Haziranda dolduğundan oluşan kur farkı EUR olarak çevrilip 945,42 EUR tutar müşteriye borçlandırılmıştır.” şeklinde açıklamanın bulunduğu, açıklamanın ve yapılan borç kaydının izaha muhtaç olduğu, Davalı defter kayıtlarına göre; yapılan ödemeler nedeniyle davacı şirketin 31.12.2015 tarihi itibariyle 53.885,- TL borçlu olduğu, davacı tarafça sunulan hesap dökümüne göre, yapılan bu ödemenin döviz karşılığının 19.082,- EUR olduğu, Davalı defterlerinde ihtilaflı davacı faturası ile ilgili kayda rastlanmadığı, davalı vekilinin, faturanın tebliğ edilmediğini iddia etttiği,…Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından gönderilen 2015 yılına ait BA Formuna göre; davalı şirketçe davacı şirketten 1 adet belge ile KDV hariç 19.000,- TL’lik mal ve hizmetin satın alındığı, Davacı şirketçe düzenlenmiş 19.000,-TL tutarında bir faturanın bulunmadığı, BA Formunda beyan edilen 19.000,- TL’lik mal ve hizmet aliminin hangi davacı faturasından kaynaklandığı hususunun davalı tarafça açıklığa kavuşturulmasının gerektiği kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Davacı taraf Taraflar arasında imzalanan asansör temin ve tesis sözleşmesi gereğince, sözleşmede belirtilen 02.04.2015 tarihinde… Cad. … İnş. Şantiyesinde No: … Üsküdar/İstanbul adresine 1 adet 6 kat/5 duraklı 625 kg (8 kişilik) … 3300 model asansörün kurulumunun müvekkili şirket tarafından yapıldığını ve tesliminin gerçekleştirildiğini, sözleşme gereği bedelin 19000 Euro +KDV kararlaştırılmasına rağmen davalı tarafça eksik ödeme yapıldığı ileri sürülmekte davalı tarafça ise ; işin yapılmadığı, teslim edilmediği yönünde itirazın bulunmamakta olup, tarafların sözlü olarak anlaştıklarını,taraflar arasında hiç bir zaman yazılı bir sözleşmenin akdedilmediğini, 02.04.2015 tarihli sözleşmede yer alan imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığını, davalı inşaatında yapılacak asansör işleri için davacı firma ile sözlü olarak anlaştığını, iş bu anlaşmanın hiç bir zaman yazılı hale getirilmediğini, yapılacak işlerin bedelinin ise taraflarca KDV dâhil 19.000,00 EURO olarak kararlaştırıldığını bu anlaşmadaki bu bedel karşılığının TL olarak ödendiğini ileri sürmekte olup, Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında yazılı bi sözleşme olup olmadığı, sözleşme ile belirlenen fiyata KDV dahil olup olmadığı davacı tarafından yerine getirilen edim karşılığı borcun tam olarak ödenip ödenmediği noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalı vekilinin dava konusu sözleşmeye ilişkin imza inkarında bulunduğu görülmekle dosya grafolog bilirkişiye tevdi edilmiş; Adli Tıp Uzmanı Grafolog Bilirkişi Dr. … tarafından sunulan 08/02/2019 tarihli imza incelemesi raporunda; Tetkik konusu “ASÖNSÖR TEMİN VE TESİSİ SÖZLEŞMESİ” ve “TESLİM VE KABUL PROTOKOLÜ” belge fotokopilerindeki …İnşaat Taahhüt A.Ş. ne atfen atılı imzaların …nun eli ürünü olmadığı kanaati bildirilmiştir.
Bu durum karşısında davacı tarafça iddia olunan taraflar arasında yazılı bir “ASÖNSÖR TEMİN VE TESİSİ SÖZLEŞMESİ”nin varlığının ispat edilemediği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça düzenlenen 10.12.2015 Tarih, 027516 sayılı fatura “ Proje No:…, 5 duraklı 625 kg. (8 kişilikj-… 3300 model asansörü temin ve tesis bedeli” açıklaması ile (19.000+ 3.420 KDV) 22.420,- Euro karşılığı 71.309,05 TL olarak düzenlendiği , mahkememizce avacı tarafından fatura teslim belgesinin ibrazı istenmesi üzerine davacı vekilince verilen 09.04.2019 tarihli dilekçede; faturanın davalıya iadeli taahhütlü olarak gönderildiği ve teslim edildiği, teslim evrakının faturanın neredeyse 4 yıl önceye ait olması nedeniyle temin edilemediği ifade edildiği görülmüştür.
… Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından gönderilen 2015 yılına ait BA Formuna göre; davalı şirketçe davacı şirketten 1 adet belge ile KDV hariç 19.000- TL’lik mal ve hizmet satın alındığının beyan olunduğu görülmüştür.
Taraflara ait ticari defterlerin incelenmesi ile ibraz edilen bilirkişi raporu ile; Davacı şirket defter kayıt ve belgelerine göre; davalı şirketin 22.09.2016 tarihi itibariyle 4.283,42 EUR karşılığı 14.200,40 TL borçlu olduğu, borcun 27516 sayılı fatura bakiyesi 3.338,- EUR ile 01.05.2016 tarihinde “Kur Farkı” açıklaması ile davalıya borç kaydedilen 945,42 EUR’dan kaynaklandığı, İhtilaflı 10.12.2015 tarih, 27516 sayılı ve (19.000+3.420 KDV) 22.420,- EUR tutarlı faturanın tebliğine dayanak herhangi bir belgenin sunulmadığı, Davacı tarafça sunulan kur değerlemeleri hariç, cari hesap özetinin altında “vadesi 5 Haziranda dolduğundan oluşan kur farkı EUR olarak çevrilip 945,42 EUR tutar müşteriye borçlandırılmıştır.” şeklinde açıklamanın bulunduğu, açıklama ile yapılan yapılan borç kaydının davacı tarafça ispat edilemediği davalı defter kayıtlarına göre; davacı şirkete yapılan ödemeler 259-Verilen Avanslar hesabı altında 259.01 kodlu yardımcı hesapta izlenmekte olup, yapılan ödemeler nedeniyle 20.04.2015 tarih, …sayılı yevmiye maddesinde davacı cari hesabına (16.165+37.720) 53.885 TL borç kaydedildiği, anılan borç bakiyesinin … sayılı yevmiye kapanış maddesinde davacı cari hesabı karşısında aynen yer aldığı , yapılan ödemeler nedeniyle davacı şirketin 31.12.2015 tarihi itibariyle 53.885,- TL borçlu olduğu, davacı tarafça sunulan hesap dökümüne göre, yapılan bu ödemenin döviz karşılığının 19.082,- EUR olduğu anlaşılmakla davacı tarafça ispat edilemeyen sözleşme bedelinin 19.000 Euro + KDV beyanın ispat edilemediği KDV nin içinde olarak 19.000 Euro’nun da davalı tarafça 19.082,- EUR olarak ödendiği anlaşılmakla davanın reddi gerektiği kanaatine varılmış, Davalı vekilinin koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 201,35-TL den 44,40-TL nispi karar harcının mahsubu ile kalan 156,95-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 2.725-TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalının yapmış olduğu 707,56-TL tebligat ve bilirkişi giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/12/2019

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır