Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1138 E. 2019/193 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1138
KARAR NO : 2019/193

DAVA : Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi
DAVA TARİHİ : 27/12/2017
KARAR TARİHİ : 21/02/2019

Mahkememizde görülen Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA /Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili banka ile davalılardan … A.Ş arasında genel alacaklı cari hesap sözleşmesi imzalandığını, adı geçen firma talebi sonrasında firmaya çek karnesi teslim edildiğini, yine davalı şirket lehine davaya konu … numaralı 100.000,00 TL ve … numaralı 50.000 USD miktarlı teminat mektuplarının düzenlenerek verildiğini,
… Noterliğinin 29/06/2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile tedavülde olan çek yaprakları için toplam 9.870,00 TL, meri teminat mektuplarından kaynaklanan 100.000,00 TL ve 50.000 USD gayrinakdi kredi borcu olduğunun ihtar edilerek,açıklanan bedellerin … – … – … numaralı hesaba yatırılmasının bildirildiğini
Ancak davalı yanca söz konusu bedelin yatırılmadığını belirterek; Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile çek sorumluluk bedeli 9.870,00 TL ve meri … numaralı 100.000-TL bedelli teminat mektubu ile … numaralı 50.000-USD bedelli teminat mektubundan kaynaklanan gayri nakdi kredi borcunun müvekkili banka nezdinde faiz getirmeyen bir hesaba depo edilmesine, dava masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP / Davalılar … A.ş. ,… Anonim Şirketi ,… A.ş. vekili Av. … cevap dilekçesinde özetle;
Yetkili mahkemenin gerçek ve tüzel kişilerin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri adresi olan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirketlere TMSF’nin kayyım olarak atandığını, TMSF’nin ilişkili olduğu bakanlık yöneticileri tarafından yönetildiğini, davacının dava dilekçesinde genel alacaklı cari hesap sözleşmesi olarak belirtilen sözleşmenin hangi tarihli içeriğe sahip bir sözleşme olduğunun tam olarak anlaşılamadığını, müvekkili şirketin davacıya borcu olmadığını,
678 sayılı KHK. 37.maddesi uyarınca müvekkili şirketin borçlarından ötürü öncelikle kefil olan diğer borçlulara müracaat edilmesinin gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … 18/04/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle;
Kendisinin …. Sulh Ceza Hakimliğinin … Esas sayılı dosyası ile tutuklu olduğunu, şahsi hesaplarına ve dava açılan şirketlere de kayyım atandığını, kendisinin herhangi bir yetkisi ve sorumluluğunun bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, banka teminat mektuplarının ve çek teminat bedelinin depo edilmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce davalı şirketler vekilinin yetki ilk itirazı 11/10/2018 tarihli ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki sözleşmenin 4.maddesi ile İstanbul Mahkemeleri yetkili olarak kararlaştırıldığından reddedilmiştir.
22/11/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 678 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 37.maddesi
“1-Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı şirketlerde, şirketin doğrudan veya dolaylı borçlarının ödenmesi için öncelikle şirket lehine kefil olan ortak, yönetici veya bunlarla bağlantılı üçüncü gerçek veya tüzel kişilerin malvarlığına müracaat edilir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, bu kapsamda şirket borçlarının ödenmesi ya da şirket sermaye ihtiyacının karşılanmasını teminen, kefillerin varlıklarının doğrudan veya ticari ve iktisadi bütünlük yoluyla satılması konusunda yetkilidir.
2- Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı şirketlerin, müşterek müteselsil borçluluğu kapsayan kefaletler dahil, kefil olduğu borçlarda ise kayyımlık kararının devamı süresince borcun öncelikle asıl alacaklıdan ya da diğer kefillerden tahsili yoluna gidilir.” hükmünü içermektedir.
Davalı şirketlerin tümüne 678 SY. KHK kapsamında …. Ve … Sulh Ceza Hakimliklerince TMSF’nin kayyım olarak atandığı, şirketleri temsile TMSF’nin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
678 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye dayanak …. Sulh Ceza Hakimliğinin … D.İş sayılı kararı ile davalılardan … A.Ş., … A.Ş.’ye, … Sulh Ceza Hakimliğinin … D.İş sayılı karar ile de … A.Ş., … A.Ş.’ne TMSF’nin kayyım olarak atandığı davalılar vekilin ibraz ettiği mahkeme kararları ve ticaret sicil kayıtlarından anlaşılmıştır.
Davacı vekili 16/10/2018 havale tarihli dilekçesi ile;davaya konu … numaralı 50.000-USD bedelli teminat mektubunun süresinin dolduğunu 22/01/2018 tarihi itibariyle sistemsel çıkışının yapıldığını, bu mektup yönünden davanın konusuz kaldığını, …, …, …, …, …, … ,… çek numaralı çeklerin bankaya iade edilmediğini bildirmiştir.
Mahkememizce davacının talepleri konusunda;Emekli bankamüfettişi … ve … Bankacılık ve Sigortacılık Yüksekokulu ve Hukuk Fakültesi öğretim görevlisi Doç.Dr … in 14/01/2019 tarihli raporu alınmıştır.Raporda sonuç olarak özetle;
“Davacı … A.Ş … ticari merkez şubesi ile … A.ş. arasında 13/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin ayrılmaz parçaı olarak 13.000 Tl limitli ve 13/08/2012 tarihli, 40.000 TL limitli 18/09/2012 tarihli, 23.000 Tl limitli ve 25/01/2013 tarihli cari hesap kredi sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmelere …, … A.ş ,… A.ş ,… A.Ş , … A.ş nin müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imza koydukları
13/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi gereğince; bankanın asıl kredi borçlusu davalı … A.Ş.’den teminat mektubu ve çek yaprakları için bunların karşılığını oluşturacak tutarda paranın bloke edilmesini talep edebileceği, ancak TBK 581 madde gereğince kefilin asıl borçlunun kusur ve temerrüdünün sonuçlarından yani borca aykırılık hallerinden sorumlu olacağı , dosya kapsamına göre asıl borçlu davalı şirketin herhangibir kredi borcunun ödenmesinde temerrüdünün bulunmadığı, bu nedenle kefillerin sorumluluğunu gerektirecek bir durumun oluşmadığını,
678 sayılı KHK’nın TMSF’nin kayyım olarak atandığı şikretlerin kefaleti başlıklı 37.maddesi gereğince özel düzenleme olması sebebiyle asıl borçlu … A.Ş ye TMSF nin kayyım olarak atanması nedeniyle; borcun depo edilmesinin diğer davalı gerçek ve tüzel kişi kefillerden talep edilebileceği, ancak … dışındaki sözleşme kefili şirketlerede TMSF tarafından kayyım atandığı,
Blokesi talep edilebilecek tutarların halen geri dönmeyen teminat mektuplarından … referans nolu mektup için 100.000,00 TL ve tedavülde olan toplam çek yaprakları ile ilgili yasal sorumluluk miktarı toplamı 9.870,00 TL olacağı “bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamından;
Davacı … A.Ş … ticari merkez şubesi ile … A.ş. arasında 13/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin ayrılmaz parçaı olarak 13.000 TL limitli ve 13/08/2012 tarihli, 40.000 TL limitli 18/09/2012 tarihli, 23.000 Tl limitli ve 25/01/2013 tarihli cari hesap kredi sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmelere …, … A.ş ,… A.ş ,… A.Ş , … A.ş nin müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imza koydukları
Davacı … ın asıl borçlu şirket … A.ş ile bağıtladığı 13/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin kat edilmediği ve devam ettiği
Ancak asıl borçlu şirket … A.ş ye TMSF tarafından kayyım atanması nedeniyle gayrinakdi alacaklarının teminatı olarak bedellerinin depo edilmesini,asıl borçlu ve sözleşme kefillerinden istediği
Bağıtlanan sözleşmede davacı bankanın depo talep etmesine engel olmadığı, ancak 678 sayılı KHK’nın 37.maddesi gereğince TMSF tarafından kayyım atanan şirketler hakkında yapılacak taleplerde özel düzenleme gereğince asıl borçlu dışındaki kefillere gidilmesi gerektiği, fakat asıl borçlu dışındaki şirketlerede TMSF tarafından kayyım atandığı, gerçek kişi kefil … ında tutuklu olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce; davacı banka ile davalı asıl borçlu … A.ş. arasında bağıtlanan 13/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin devam ettiği, davalı asıl borçlu şirketin sözleşme gereğince temerrüde düşmediği, sözleşme sorumluluklarını yerine getirdiği,
TBK 581 madde gereğince kefiller yönünden ise ; asıl borçlunun kusur ve temerrüdü nedeniyle, borca aykırılık nedeniyle sorumluluk halinin oluşmadığı, bu nedenle davacı bankanın kefillerin sorumluluğunu gerektirecek talepte bulunamayacağı
Bu aşamada davacı bankanın depo talebinin dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırı olarak, hakkın kötüye kullanımı niteliğine olduğu sabit bulunmuş, istemin ve davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HÜKÜM /
1-Sabit olmayan davada davacının tüm taleplerinin REDDİNE,
2-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan 5.134,27 TL harçtan mahsup edilerek 5.089,87 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 23.988,70 TL nispi ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21/02/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …