Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1134 E. 2020/593 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1134
KARAR NO : 2020/593
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2017
KARAR TARİHİ : 13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili ile dava dışı lojistik firması … Hizmetleri A.Ş. ile 13.11.2009 tarihinde Lojistik Kart Üye İşyeri Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre müvekkilinin sisteme dahil olan bayileri aracılığı ile …’a veya onun taşeronlarına akaryakıt ikmali sırasında bir ödeme yapılmadan, karta tanımlı limitler dahilinde akaryakıt temin edildiğini, sözleşmeye göre bu akaryakıtın bedelinin kesilecek faturalar karşılığı … tarafından ödeneceğini, akaryakıt alımında kullanılacak kartların müvekkili tarafından basıldığını ve …’a verildiğini, …un da bu kartlara belirli limitler tanımlandığını ve her bir taşerona TC kimlik numarası ve taşeronun kullandığı aracın plakası üzerinden aktive ederek imza karşılığı teslim edildiğini, ancak davalının adına çıkarılan kartlarla muhtelif tarihlerde … plakalı aracına, kartların limitini tabloda yazan miktarlarda aşarak toplamda 24.442 TL’lik fazladan akaryakıt aldığını, Davalının almış olduğu bu akaryakıt tamamen Sözleşme ve limit dışı olduğunu, Davalı, adına çıkarılmış her bir kartın limitini bildiği halde bu limitleri kasten aşarak akaryakıt almaya, bu haksız durumdan faydalanmaya devam ettiğini, durumun fark edilmesini müteakip, bedelini ödemediği akaryakıt için aleyhine derhal icra takibi açmak açtıklarını, oysa Davalı ile aynı konumda olan …’ un diğer pek çok taşeronu (kamyon şoförü borçlarını ödediğini, birebir aynı durumdan kaynaklı borçların, çok sayıda taşeron tarafından ödenmesi borcun varlığının en büyük kanıtı olduğunu, Davalı gibi az sayıda taşeron ise, haksız kullanım miktarlarının yüksekliği sebebiyle adeta hukuki imkanları suistimal ederek takiplere itiraz ettiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile Davalının …. İcra Müdürlüğü 2017/… E nolu takibine yaptığı haksız itirazın iptaline, takibin devamına, likit alacağa yaptığı haksız itiraz sebebiyle davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Davacı ile ile dava dışı lojistik firması … A.Ş. İarasında 13.11.2009 tarihinde Lojistik Kart Üye İşyeri Sözleşmesi imzalandığı … İcra Müdürlüğünün 2017/… Esas sayılı takip dosyası ile , alacaklı … A.Ş tarafından borçlu … aleyhine 24.442,00 TL alacak ve 2.857,21 TL faizi ile birlikte toplam 27.299,21 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının takibe borca ve ferilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesine ekli lojistik kart üye işyeri sözleşmesi petrol ofisi ve … A.Ş arasında imzalanmış olup davalının bu sözleşme uyarınca sözleşme tarafı olan … A.Ş’nin taşeronunun şoförü olduğu, sözleşmeye göre davacı şirketten akaryakıt aldığı ve uyuşmazlığın: davacı ile dava dışı … A.Ş. arasında 13/11/2009 tarihinde düzenlenen “Lojistik Kart Üye İşyeri Sözleşmesi” kapsamında davalının limit aşımı yaparak fazladan akaryakıt alması sebebiyle bu bedelin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemidir. Davacı yanca, davalının taraf olmadığı Lojistik Kart Üye İşyeri Sözleşmesi kapsamında fazladan akaryakıt alımı iddiasıyla bu bedelin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası açılmışsa da bu davanın ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda uyuşmazlık tacir olan davacı ile yine tacir olan … A.Ş arasında imzalanmış olup, taşımanın taşeron şirket şoförü tarafından yapıldığı , eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve davada Asliye Ticaret mahkemesinin görevli olduğunun kabul edilebilmesi için uyuşmazlık konusu kapsamında her iki tarafın tacir olması ve yine işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur. Davalının ticaret sicil kaydı ve vergi mükellefiyetinin bulunmadığı dosyamıza yansıyan belgelerden anlaşılmıştır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalının tacir olmadığı, dolayısı ile ticari işletmesinin de bulunmadığı ve bu kapsamda taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari nitelikte bulunmadığı açıktır. Bu nedenle, somut olayda; 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı kuşkusuzdur. Genel görevli mahkeme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir.
HMK’nun 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında reesen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle görev noktasında incelenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3 fıkrası uyarınca dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Somut olayda da uyuşmazlık, davalı tacir olmadığı gibi eldeki davada Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir. Bu nedenle davaya bakmaya ticaret mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle Mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. Maddasi uyannca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulen REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır