Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1103 E. 2018/425 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1103
KARAR NO : 2018/425

DAVA : Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ : 14/01/2015
KARAR TARİHİ : 12/04/2018

Mahkememiz dosyasında yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA/Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin 2003 yılında … Limited ‘in … nolu hesabına 32.000.000.000 Eski TL (32.000,00 TL) yatırdığını, … Ltd.’nin … Bankası T.A.Ş.’ne … tarafından 03/07/2003 tarihinde el konulmasıyla parasını geri alamadığını, … Ltd. İle müflis … Bankası T.A.Ş. Arasında organik bağ olduğunu, toplanan paraların hiç bir zaman yurt dışına çıkarılmadığını, banka sahibinin yurt içindeki şirketlerine aktarıldığını belirterek, 32.000,00 TL’nin 15/07/2003 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalı iflas idaresince müvekkili adına alacak olarak kabulüne ve iflas masasına kaydedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVA/Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davanın öncelikle husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, müflis T…. Bankası T.A.Ş’nin … Ltd. İle yapılan işlemlere aracılık hizmeti verdiğini, talep edilen alacağın banka nezdinde bulunmadığını, hesabın … nezdinde açılmış bir hesap olduğunu, … Ltd. İle müflis T…. Bankası T.A.Ş.’nin ayrı ayrı tüzel kişiliğe sahip olduklarını, 15/07/2003 tarihinden itibaren faiz istemenin mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile faizin dava tarihine veya günümüze kadar değil iflas tarihine kadar hesaplanmasının İİK 195 ve 196.maddeleri gereği olduğunu, davacının talep ettiği 32.000,00 TL bakiyeli hesabın T…. Bankası T.A.Ş. Nezdinde açılmış bir hesap olmayıp … Ltd. Nezdinde açılan bir hesap olduğunu, havale yapan bankaların hiç bir yükümlülüğü olmadığı gibi hukuki sorumluluğunun da bulunmadığını, zaman aşımı itirazında bulunduklarını, davacı tarafça parasının … Ltd.’den tahsil edemediğine ilişkin herhangi bir belge veya aciz vesikası sunulamadığını belirterek, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; davacının davalı bankadan olan alacağının kayıt ve kabulüne ilişkindir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ un 3/1-k maddesinde tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, 3/1-l maddesinde ise tüketici işlemi ; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmış olup , aynı yasanın 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli kılınmıştır.
6502 sayılı kanunun 83/2 maddesine göre, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini düzenlemiş olmakla,
Somut olayda; Davacının gerçek kişi olup tacir olmadığı, alacak isteminin bankacılık işleminden doğduğu sabittir.
Mahkememiz dosyasındaki davanın 14/01/2015 tarihinde açıldığı, 28/05/2014 tarihinde Tüketici Kanunu nun yürürlüğe girdiği gözetildiğinde; 6502 sayılı Tüketici kanununun 3/k-l ve 73. mad. yapılan açık düzenleme ile davanın konusunu oluşturan bankacılık işleminden kaynaklanan alacak davasında Tüketici mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Bu nedenle görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen incelenebileceğinden HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HÜKÜM /
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle …nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Nöbetçi TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde talep halinde HMK 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.12/04/2018

Başkan … Üye … Üye … Katip …