Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1088 E. 2019/1196 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1088
KARAR NO : 2019/1196
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2017
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Rekabet Kurulu tarafından davalı bankanın da içinde bulunduğu 12 bankanın 8 Mart 2013 tarihinde kredi ve kredi kartı konularında birlikte fiyat tespit etmek amacıyla kartel oluşturduğunun tespit edildiğini, kararın Danıştay tarafından da onandığını, davalı bankadan 13.12.2007 – 22.09.2011 tarihleri arasında defalarca nakdi ticari kredi kullanılmış olmakla kartel faizi sebebiyle zarara uğradığını, söz konusu fiil olmasaydı kredi maliyetinin daha az olacağını, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un 57. Maddesi ” zarar görenler ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilir.” ve 58. Maddesi “ zararın belirlenmesinde zarar gören teşebbüslerin elde etmeyi umdukları bütün karlar, geçmiş yıllara ait bilançolar da dikkate alınarak hesaplandı. Ortaya çıkan zarar, tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa, hakim, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın veya zarara neden olanların elde ettiği veya eldeetmesi muhtemel olan karların üç katı oranında tazminata hükmedebilir.” hükmünde olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalı bankanın 21.08.2007 – 22.09.2011 arasında kartel faizi uygulamak suretiyle tarafıma vermiş olduğu zararın üç katının fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000-TL’sinin tarafıma ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 4054 Sayılı Kanunda düzenlene haksız fiil sorumluluğunun şartları bakımından Borçlar Kanununun Md.72 zamanaşımına ilişkin hükümlerinin uygulanacağını, rekabet kurulu kararının 08.03.2013 tarihinde internet sayfasında yayınlanarak açıklandığı dikkate alındığında dava tarihi itibariyle talepin zaman aşımına uğradığını, Rekabet Kurulu kararında ticari krediler hakkında bir değerlendirme olmadığını, Rekabet kurulu kararı dayanak yapılarak ticari krediler için tazminat talep edilemeyeceğini, Türk Medeni kanununun ispat yüküne ilişkin 6. Maddesi gereğince davacının haksız fiilin tüm koşullarının birlikte gerçekleştiğini ispat etmesi gerektiği, 4054 Sayılı Kanun gereğince rekabetin sınırlandırılmasının ispatının yeterli olmadığını, ayrıca davacının zarara uğradığını, zarar ile rekabete aykırı eylem arasında illiyet bağı olduğunu ve failin kusurlu olduğunu ispat etmesi gerektiğini, ispat edemeyen davacının maddi tazminat talep etme hakkı bulunmadığını, Rekabet Kurulu kararında ticari krediler hakkında bir değerlendirme olmadığından bankanın hukuka aykırı fiilinden bahsedilemeyeceğini, ticari krediler karar kapsamında incelenmediğinden davacının herhangi bir zararının bulunmadığını, iddia edilen zarar ile eylem arasında illiyet bağı bulunmadığını, tazminata hükmedilebilmesi için davacı zararının ispatının gerektiği, davacı tarafından üç katına kadar talep edilen tazminatın şartlarının oluşmadığını, davacını kartel iddiasının yerinde olmadığı,dava konusu Kruul Kararında Bankaya verilen para cezasının Rekabeti Sınırlayıcı anlşama, Uyumlu Eylem ve Kararla ile Hakim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmeliği’n 5/1-b bendi ge­reği kartel dışında kalan diğer ihlaller nedeniyle kesildiğini, bu nedenlerle davacının usulden reddine, zamanaşımı itirazımımn dikkate alınarak davanın reddine, usule ve zamanaşımına ilişkin itirazlarımız kabul edilmediği takdirde; … İdare Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasına ilişkin Danıştay’ın kanun yolu incelemesinin bekletici mesele yapılmasına, Mahkeme tarafından usuli itirazlarımıza itibar edilememesi halinde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davacının davalı bankadan, taraflar arasında mevcut ticari kredi sözleşmesi uyarınca 21/08/2007-22/09/2011 tarihleri arasında uygulanan karter Faizi nedeniyle uğramış olduğu zararın 3 katı tazminat talebi istemidir.
Mahkememizce dava, cevap, ibraz edilen deliller, celp olunan kayıtlar incelenmek suretiyle davacının davalıdan alacağı mevcut bulunup bulunmadığı, varsa miktarının belirlenmesi, aynı tarihlerde diğer bankalar tarafından uygulanan kredi faiz oranlarınında bilirkişi raporunda irdelenerek alacak miktarının saptanması hususunda bilirkişi incelemesine dosyanın tevdiine karar verildiği, Emekli Banka Müfettişi ve Müdürü Bilirkişi … tarafından sunulan 17/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davacıya yukarıda belirlenmiş olduğu üzere 14.12.2007 ile 11.02.2008 tarihleri aralı­ğında muhtelif tarih ve tutarlarda kullandırılan 438.000,00 TL. 62.000,00 TL. ve 500.000,00 TL. Iık 30.01.2008 ve 06.03.2008 vadeli) kısa vadeli borçlu cari hesap kredileri ne yıllık %18,60 ve %19,75 akdi faiz oranlarında faiz uygulandığının taraflar arasında tartışmalı olmadığı, rekabet Kurulunca; kartel kurduklarından bahisle para cezası verilen davalı banka dahil 12 banka da dahil kısa vadeli ticari kredisi kullandıran bankaların, davaya konu kredilerin kullandırım 14.12.2007 ile 11.02.2008 tarihleri aralığında kısa vadeli borçlu cari hesap kredilerine ; kamu bankalarınca fiilen uygulanan en yüksek ticari kredi yıllık faiz oranları ( % ) liste içeriğine göre yıllık %57, diğer benkalar azami faiz oranları (%) ise yıllık %20,00 ile %84,00 oranlarında akdi faiz aralığında değişim göstermekte olduğu belirlenmekte olduğu, bu durumda davacı kredilerine uygulanan YILLIK %18,60 ve %19,75 oranlarındaki faiz oranlarının, piyasa ortalamalarından daha az olması nedeniyle, davacı kredilerinden fazla­dan tahsil edilmiş faizler nedeniyle oluşmuş bir zarar bulunamadığı, davalı bankaca faiz oranlarının serbestçe belirlenebilmesi nedeniyle, bu tespitin davalı bankanın başka işlemler ve başka tarihler bakımından da piyasadan düşük faiz uyguladığı anlamına gelmediği kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Dava, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında tazminat istemine ilişkindir.
Davalı Banka tarafından 17.01.2008 tarihinden başlamak üzere davacıya muhtelif tarih ve mktarlarda toplam Nakit kredi kullandırılmış olup; 500.000,00 TL. Iık … No.lu kredi kullandırmış olup, konu kredi yıllık akdi faiz oranı %19,75 olarak uygulanmış olduğu, 18.12.2007 tarihinde 438.000,00 TLlik … no.lu toplam 468.000,00 TL lik nakit kredi kullandırılmış olup, kredi vadesinin 30.01.2008 akdi faiz oranının yıllık %18,60 oranında olduğu, 14.12.2007 tarihinden başlamak üzere muhtelif tarih ve mktarlarda toplam 62.000,00 TL lik … no.lu kredi kullandırmış olup, konu kredi yıllık akdi faiz oranı %19,75 olarak uygulanmış olduğu görülmüştür.
Rekabet Kurulunun 2011-4-91 dosya sayılı, 13-13 /198-100 Karar sayılı ,08.03.2013 tarihli kararı ile, Türkiye’ de faaliyet gösteren 12 bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri konusunda anlaşma ve / veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 21.08.2007 ve 23.09.2011 tarihlileri arasında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesini ihlal ettiğinin tespiti ile idari para cezasının verildiği, davalı bankanın Rekabet Kurulu kararı hakkında açmış olduğu iptal davasının … İdare Mahkemesinin 05.12.2014 tarihli, … Esas, … Karar sayılı kararı ile reddedildiği, kararın henüz kesinleşmediği konularında bir uyuşmazlık yoktur, uyuşmazlık, davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve davacı zararı oluşup oluşmadığı davacının davalıdan tazminat alacağı bulunup bulunmadığıdır.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun, 07.12.1994 tarihinde kabul edilerek, 13.12.1994 tarihli Resmî Gazetede yayınlanmış, 16. ve 17. maddeleri yayım tarihinden bir yıl sonra, diğer maddeleri ise yayım tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun amacı “1”. maddede, mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme yaparak rekabetin korunmasını sağlamak olarak tanımlanmıştır. Yasanın ikinci kısım, birinci bölümünde, “ Yasaklanan Faaliyetler “ üst başlığı ile, dava konusu Rekabet Kurulunun kararına esas olan 4. maddede yer alan “ Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar “ düzenlenmiştir. İlk fıkrada, belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemlerin hukuka aykırı ve yasak olduğuna yer verilmiştir.
İdari para cezaları “16”. maddede, beşinci kısımda, “ Rekabetin Sınırlanmasının Özel Hukuk Alanındaki Sonuçlar” ı, “56”. maddede , bu kanuna aykırı anlaşma ve kararların hukuki niteliği, “57”. maddede tazminat hakkı, “58”.maddede zararın tazmini,”59”. maddede ispat yükü düzenlenmiştir. Somut olayda davacı davasını, yasanın 4. maddesi gereğince, tazmini için aynı yasanın 57. ve 58. maddeleri gereğince açmıştır.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun ihlali nedeniyle açılacak tazminat davalarında zamanaşımı süresine ilişkin olarak açık bir hüküm yer almamaktadır. Bu nedenle haksız fiil alacağı için genel hüküm olan dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK ‘nun 72.m uygulanacaktır. Anılan hüküm incelendiğinde, tazminat İsteminin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren 10 yılın geçmesi ile zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat, ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa bu zamanaşımı uygulanır.
Rekabet hukukunun ihlali dolayısı ile tazminat davası açma hakkı zarar görenin, zararı ve kanunun ifadesi ile tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren başlar. Burada önemli olan, zararı veya tazminat yükümlüsünü öğrenmektir. Süreklilik gösteren ihlallerde, fiilin sona erdiği tarihten itibaren, aralıklı olarak tekrar eden ihlaller bakımından ise, ayrı bir zamanaşımı süresi işlemeye başlayacaktır.
Somut olayda, davacının Rekabet Kurulu kararını öğrenme tarihi en iyi ihtimalle Rekabet Kurulunun gerekçeli kararını kamuya duyurduğu 08.03.2013 tarihi olup Rekabet Kurulu 08.03.2013 tarihli kararı ile idari para cezasına hükmetmiş ve iş bu dava yasal süre içerisinde 13.12.2017 tarihinde açılmış bu denle zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
Rekabet Kurulunca verilen kararda, kredinin kullandırıldığı tarihler olan 14.12.2007-17.12.2007 tarihleri arası, 18.12.2007 tarihinde ve 17.01.2008-11.02.2008 tarihler arasındaki durumla ilgili bir tespit yapılmasının teknik olarak mümkün olmaması ne­deniyle; içinde davalının da bulunduğu hakkında ceza kesilen 12 bankanın genel olarak rekabeti engelleyen eylemleri bulunduğu tespitini yaptığından, dava konusu olay bakımından davacının gerçekten bir zararı bulunup bulunmadığının tespiti davanın özünü teşkil etmektedir.
Dava konusu kredi kullandırım tarihleri olan 14.12.2007-17.12.2007 tarihleri arası 62.000,00 TL. ve vadesi 30.01.2008 olan borçlu cari hesap, 18.12.2007 tarihinde 438.000,00 TL ve vadesi 30.01.2008 olan, 17.01.2008-11.02.2008 tarihleri arası kullandırılmış toplam 500.000,00 TL ve vadesi 06.03.2008 olan borçlu cari hesap kredilerine uyguladıkları mahkemenizce Kamu Bankaları ve diğer bankaların emsal fiilen uygulanan en yüksek ticari kredi yıllık faiz oranları sorulmuş ve ibraz edilen bilirkişi raporu ile; rekabet kurulunca; kartel kurduklarından bahisle para cezası verilen davalı banka dahil 12 banka da dahil kısa vadeli ticari kredisi kullandıran bankaların, davaya konu kredilerin kullandırım 14.12.2007 ile 11.02.2008 tarihleri aralığında kısa vadeli borçlu cari hesap kredilerine davacının kredi kullandığı tarihler itibariyle kamu bankalarınca fiilen uygulanan en yüksek ticari kredi yıllık faiz oranlarına göre yıllık %57 ve diğer bankalar azami faiz oranları yıllık %20,00 ile %84,00 akdi faiz arasında değişim gösterdiği, davacıya krediler kullandırım tarihleri itibarıyla 438.000,00 TL., 12.000,00 TL. ve 500.000,00 TL. lık borçlu cari hesap şeklinde çalışan kısa vadeli kredilerine diğer tüm bankalarca uygulanan ortalama aylık kredi faiz oranın kamu bankalarınca yıllık %57, diğer tişcari bankalarca %20 – 84 arası ortalaması belirlenmiş iken, davacıya ait krediye yıllık %18,60 ve 19,75 oranında bir faiz uygulandığı anlaşılmış anılan bu durum karşısında davacı kredilerine uygulanan yıllık %18,60 ve %19,75 oranlarındaki faiz oranlarının, piyasa ortalamalarından daha az olması nedeniyle, davacı kredilerinden fazladan tahsil edilmiş faizler nedeniyle oluşmuş bir zarar bulunamadığı anlaşılmakla davanın reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 170,78-TL nin 44,40-TL nispi karar harcından mahsubu ile kalan 126,38-TL. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 2.725-TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır