Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1077 E. 2021/16 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1077 Esas
KARAR NO : 2021/16
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2016
KARAR TARİHİ : 19/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalı hakkında … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu, söz konusu icra takibinden önce müvekkilinin alacaklarının tahsili için … Noterliğinin … yevmiye sayılı 03/10/2016 tarihli ihtarnamenin gönderilmesine rağmen davalı tarafça ödeme yapılmadığını, müvekkili ile davalı …Ş. arasında 01/07/2010 tarihli bayilik sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin davalıdan 13.052,22 TL alacağının bulunduğunu, ayrıca müvekkilinin davalıdan kaynaklanan … İcra Müdürlüğü’nün 2012/… esas sayılı dosyasına konu 1.406,45 TL yi davalının talimatı ile ödediğini, bu bedelin de müvekkiline ödenmediğini, toplamda müvekkilinin 14.458,67 TL alacağının olduğunu belirterek … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… Esas sayılı dosyasındaki takibin devamına, % 20 den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacının müvekkil şirket arasındaki bayilik ilişkisinin 01/07/2010 tarihinde başlayıp 30/04/2013 tarihinde sona erdiğini, davacı tarafça icra takibine konu edilen faturaların tümünün müvekkil şirket kayıtlarına girdiğini ve bu faturalara karşılık gerekli ödemelerinde yapıldığını, mahkemece ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapıldığında bu hususun ortaya çıkacağını, müvekkil şirketin davacıya herhangi bir borcu olmadığı gibi dava konusu edilen faturaların ödenmemesi gibi bir durum söz konusu olmadığını, davacının müvekkil şirketin talimatı ile bir başka icra dosyasına ödeme yaptığı iddiasının da gerçek dışı olduğunu, davacının iddialarının aksine müvekkil şirketin davacıdan alacaklı olup alacağın tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı dosyası ile borçlu … aleyhine icra takibi başlatıldığını ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin iptaline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Dava, davacının alacağının davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05/05/2017 tarih ve 2016/634 Esas – 2017/168 Karar sayılı Yetkisizlik kararı verilmesi sonucu dosyanın 08/12/2017 tarihinde mahkememize gelerek 2017/1077 sayılı esas kaydı yapıldığı anlaşıldı.
Taraflarca delil olarak; … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… Esas sayılı icra dosyası, … İcra Müdürlüğü’nün 2012/… Esas sayılı icra dosyası, … İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı takip dosyası, ihtarname, cd, bayilik sözleşmesi ve ekleri, cari hesap ekstresi, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 21/11/2016 tarihinde 14.458,67 TL asıl alacak ve 164,00 TL faiz olmak üzere toplam 14.622,67 TL üzerinden 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 25/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından 01/12/2016 tarihinde borca, faize, işlemiş faize ve tüm fer’îlere itiraz edildiği ve davalı borçlunun itirazının süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dava dosyası, ilgili kayıtlar ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı ve miktarının hesaplanması ile uygulanan faiz yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, Mali Müşavir bilirkişi … ve Bilgisayar Mühendisi … tarafından sunulan 23/07/2018 tarihli bilirkişi heyet raporu özetle; ”Davacının davalı kayıtlarına göre 2012-2013 yılları için toplamda 63.898,53 TL prim hak edişinin bulunduğu, buna karşılık 51.022,85 TL tahsilat yapıldığı dolayısıyla 12.875,68 TL alacağının kaldığı, davalı tarafından davacıya uygulanan ceza bedeli toplamının 2012 ve 2013 yıllarında toplam 14.030,66 TL olduğu ancak dava dosyasında cezaların dayanağını teşkil eden herhangi bir belge yer almadığından bu ceza bedellerinin yerinde olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılamadığı, dosyada yer alan mail çıktısına göre … İcra Müdürlüğü’nün 2012/… Esas numaralı dosyasına davacı tarafından yapılan 1.406,45 TL tutarındaki ödemenin davalı yetkilisi talebiyle gerçekleştirilmiş olduğu ve alacak talebinin yerinde olduğu, davalı yanın davacı yan alacağından mahsup ettiği prim ve ceza kesintilerinin dayanağı ispat edememiş olduğundan, davacı yanın takip talebinin yerinde olacağı, her ne kadar davalı şirketin yaptığı kesinti tutarı, davacı yanın takipteki talebinden fazla olarak tespit edilmiş ise de talep ile bağlılık ilkesi gereği davacı yanın bu alacak kalemi yönünden talep edebileceği tutarın 13.052,22 TL ile sınırlı olacağı, davacı yanın takipte işlemiş faiz talep ettiği anlaşılmakla dava dosyasında ihtarnamenin tebliğ şerhine rastlanmadığından temerrüt tarihinin belirlenemediği bu nedenle de bu aşamada işlemiş faiz hesabı yapılmasının mümkün olmadığı” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
Mahkememizce dosyanın 23/07/2018 tarihli bilirkişi heyet raporu sunan bilirkişilere tevdi ile davalı tarafın itirazları ve dosyaya sunduğu CD göz önünde bulundurularak ek rapor alınmasına karar verildiği, Mali Müşavir bilirkişi … ve Bilgisayar Mühendisi … tarafından sunulan 23/07/2018 tarihli bilirkişi heyet raporu özetle; ”Davalı yanın CD içerisinde sunmuş olduğu kesinti detayları listesinde yer alan kesinti nedenlerinin davalı yana hak edişler aşamasında bildirilip bildirilmediği, bu anlamda davacı yanın bu kesintilerden, hak ediş faturalarını düzenleme aşamasında haberdar olup olmadığının anlaşılamadığı, bu nedenle salt davalı yanın CD içerisinde sunmuş olduğu kayıtlardan hareketle takip tarihi itibariyle davacı yanın davalı yandan 482,20 TL alacaklı olabileceği, davalı yanın talebi üzerine … İcra Müdürlüğü’nün 2012/… Esas sayılı dosyasına davacı tarafından yapılan 1.406,45 TL tutarındaki ödemenin de ilavesi ile davacı yanın takip tarihi itibariyle davalı yandan 1.888,65 TL talep edebileceği, davalı yanın kesinti dayanakları değerlendirilemediğinden davacı kayıtlarında davalı şirketin keşide etmiş olduğu kesinti faturalarının 3.783,62 TL’lik kısmı dışında kalanların kayıtlı oldukları, bir başka ifade ile faturaların kabul edilmiş olmaları karşısında geriye dönük olarak bu kesintilerin eksik ödeme olarak nitelendirilmesi hususu mahkemenin takdirinde olmak üzere davacı yanın iddiası gibi kesinti tutarlarının eksik ödeme olarak değerlendirilmesi halinde davacı yanın takip talebi ile sınırlı olmak üzere 14.030,66 TL’lik kesinti bedelinin 13.052,22 TL’lik kısmını ve ayrıca davalı yanın talebi üzerine … İcra Müdürlüğü’nün 2012/… Esas sayılı dosyasına davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 1.406,45 TL tutarındaki ödemeyi (toplam 14.458,67 TL) talep edebileceği” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
Mahkememizce tarafların iddia ve itirazları doğrultusunda konusunda uzman mali müşavir, telekominikasyon ve borçlar hukuku bilirkişilerinden oluşturulacak yeni bir heyete tevdi ile özellikle davalı şirket kayıtları üzerinde incelemede yapmak suretiyle ve hasreten davalı tarafça yapılan prim ve ceza kesintilerinin de irdelenmek suretiyle bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, Mali Müşavir bilirkişi …, Elektronik Elektrik Mühendisi bilirkişi … ve Borçlar Hukukçusu bilirkişi Dr. … tarafından sunulan 30/10/2020 tarihli bilirkişi heyet raporu özetle; ”Davalı şirket tarafından sunulan belgelere göre davacıdan 31/12/2011 tarihi itibariyle 9.242,63 TL alacaklı olduğu, 2012-2013 yıllarında davacının 69.867,01 TL hakediş yaptığı, davacının bu yapılan hakedişlere karşılık 47.962,70 TL ödeme aldığı, davalı şirketin 14.246,13 TL prim ve ceza kesintisi sonucu davacının davalı şirkete 21/11/2016 takip tarihi itibariyle 1.584,45 TL borçlu olduğunun değerlendirilmesinin mahkemeye ait olduğu, davacı defterlerinde kayıtlı prim ve ceza kesintisi toplamı 14.246,13 TL olmayıp 11.230,59 TL olduğu, aradaki 3.015,54 TL farka ilişkin faturaların davacıya tebliğ edildiğine ilişkin dosyada bir bilgi mevcut olmadığı, taraflar arasındaki yazışmalardan dava dışı … İcra Müdürlüğü’nün 2012/… Esas sayılı dosya borcu 1.406,45 TL nin davacı tarafından ödenmesinin istendiği, davacının bu bedel için davalıya rücu edebileceği, takdiri mahkemeye ait olmak üzere davacının davalıdan 3.015,54 TL + 1.406,45 TL olmak üzere 4.421,99 TL alacaklı olduğu, davalı şirket kayıtlarına göre davacı yana prim ve ceza kesintileri uygulandığı, tutarın 14.246,13 TL olduğu, davacının davalıya 21/11/2016 takip tarihi itibariyle 1.584,45 TL borçlu olduğu, davalının uyguladığı prim ve ceza kesinti faturalarından davacı defterlerinde 11.230,59 TL’lik kısmın kayıtlı olduğu, diğer faturaların davacıya tebliğ edildiğine ilişkin belge sunulmaması karşısında davacının 3.015,54 TL alacaklı bulunduğu, dava dışı … İcra Müdürlüğü’nün 2012/… Esas sayılı dosya borcu 1.406,45 TL’nin de davacı yanca ödenmiş olması karşısında davacının davalıdan 4.421,99 TL alacaklı olduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmalar ile tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporları ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 01.07.2010 – 30.04.2013 tarihleri arasında yürürlükte olan bayilik sözleşmesi bulunduğu, davacı tarafın bakiye alacağı kaldığından bahisle icra takibi yaptığı, davalı tarafın borcu olmadığından bahisle takibe itiraz ettiği, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu taraf ticari defter ve kayıtları ile bilgi ve belgeler göz önünde bulundurulduğunda ihtilaf konusunun davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 3.015,54.-TL lik fatura ve davalı adına ödendiği iddia olunan 1.406,45.-TL olduğu, davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 3.015,54.-TL lik faturaların e-fatura olduğu, e-faturaların niteliği gereği tebliğ edilememe sorunu olmadığı, davacı tarafın bunları ticari defterlerine işlememesinin tebliğ almadığı anlamına gelmeyeceği, bu faturalara itiraz ettiği veyahut iade ettiğine ilişkin de bir iddia ve savunma bulunmadığından bu kesintileri de isteyemeyeceği, 1.406,45.-TL’lik bedel incelendiğinde, buna ilişkin e-postada … firması tarafından gelen talebin iletildiği, burada davalı şirketin sadece bilgi aktarımı yaptığı, ödemeden sorumlu tutulamayacağı, bu suretle davalı şirketin davacı şirkete bakiye borcu bulunduğu tespit edilemediğinden davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 59,30-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 246,92-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 187,62-TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 3.400,00-TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-HMK 333 (1) maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce taraflara iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/01/2021

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪