Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1068 E. 2019/1037 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1068
KARAR NO : 2019/1037
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/12/2017
KARAR TARİHİ : 12/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından davalı borçlu şirket … Loj. Tur. İnş. Tic. Ltd. Şti. arasında taşıma hizmetlerine dair ticari faaliyet mevcut olduğunu, işbu taşıma işlemleri müvekkili şirket tarafından yerine getirildiğini ve verilen taşıma ücretlerine dair faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğini ve sonuç olarak bakiye ücret alacağının 126.544,01 TL’nin davalı tarafından ödenmediğini, borcun ödenmesi üzerine davalı aleyhine … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalı vekili tarafından vaki icra takibine yetki yönünden ve borç yönünden itiraz edildiğini, davalı şirket ve vekili tarafından yapılan yetki itirazı yerinde olmadığını, taraflar arasında imzalanmış olan taşıma sözleşmesinin 9.4. Maddesinde İstanbul mahkemeleri yetkili kılındığını, icra takibine konu alacak bedelinin 126.544,10-TL asıl alacak olarak belirtildiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalının …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, haksız ve kötü niyetle itirazda bulunan borçlu aleyhine olmak üzere yüzde kırktan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın İzmir ilinde lojistik ve taşımacılık ile uğraşan bir şirket olduğunu ve kendi çalıştığı müşteri firmalarına ait malları davacı aracılığı ile taşımasını ve teslimini sağladığını, davacıya iddia edildiği gibi muaccel bir borcunun bulunmadığını,davacı tarafın müvekkil firmanın müşterilerine ait birçok ürünü teslim etmediğini ve teslim edilmesi gereken yerlerin kabul etmediği sorunlu ürünleri ise iade ettiğini, müvekkilinin bu yüzden iyi ciro yaparak çalıştığı bazı firmaları kaybettiğini, davacı taraf bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve talep etmiş olduğu ücreti hak etmediğini, zira müvekkil firmanın müşterileri de haklı olarak hizmeti yerine getirmediği için müvekkil firmaya olan ödemelerini yapmamakta veya eksik yapmakta ürünlerinin akıbetlerini sorduklarını, şirket yetkilisi … tarafından …’e 18.10.2017 tarihinde gönderilen elektronik postada, davacı tarafından verilen hizmetin tamamlanabilmesi için müvekkilden alınan ürünlere ait sorunlu iade ürünlerin müvekkile tesliminin gerektiğini, ürünlerin müvekkil tarafından teslim alınmadığını, müvekkiline iade yapılmadığı için müşterileri ile cari hesaplarda ciddi mağduriyet yaşamak durumunda kaldıklarını, ürünlerin bir an önce iadesinin yapılmasının gerektiğini, iade durumunda ödemenin program dahilinde yapılacağını ve ürünlerin iadesinin yapılmaması durumunda ürünlerin davacıya fatura edileceği ifade edildiğini, ancak davacının bu beyan ve taleplere karşı kayıtsız kaldığını, üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, davacının teslim ettiğini iddia etmesine rağmen teslim etmemiş olduğu ürünlere ilişkin teslim belgelerini de sunmadığını, davacı tarafın üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesi ve ürünleri müvekkile iade etmemesi sonrasında müvekkil tarafından 20.10.2017 tarihli ve … numaralı fatura ile “Kayıp Bedeli” olmak üzere kdv dahil toplam 214.760,00 TL bedel davacıya fatura ettiğini, İşbu fatura davacıya teslim edildiğini, davacının ise hukuka ve aradaki ticari anlaşmaya aykırı olarak faturayı kabul etmeyerek faturaya itiraz ettiğini beyan ederek bu nedenlerle davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davalıya verilen hizmet nedeni ile düzenlenen fatura bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 126.544,01-TL asıl alacağın tahsili amacıyla 18/10/2017 tarihinde 1 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalı borçlunun borca itiraz ettiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Her ne kadar davalı vekilinin icra dosyasına yaptığı itiraz dilekçesinde ve verdiği cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ise de taraflar arasındaki sözleşmenin 9.4 maddesi uyarınca tacir olan taraflar arasında çıkacak uyuşmazlıklarda İstanbul Mahkemelir ve İcra Müdürlüklerinin görevlendirildiği görülmekle icra Müdürlüğüne ve Mahkememize yönelik yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce dava, cevap, ibraz edilen deliller tarafların ticari defter kayıt ve belgeleri, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak davacının davalıdan alacağı olup olmadığı varsa miktarının ve faizinin belirlenmesine karar verildiği, SMMM Muhasebe Finans Uzmanı Bilirkişi …, Ticari Sözleşmeler Borçlar Sorumluluk Uzmanı Bilirkişi Prof. Dr. …, Taşıma ve Sigorta Hukukçusu Bilirkişi … ve Gıda Mühendisi Bilirkişi … tarafından sunulan 20/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda; incelenen davacı şirkete ait 2017 yılı ticari defterlerinin açılış, kapanış beratları ile noter tasdikinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu bu anlamda ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalı yan incelemeye gelmemiş olmakla, İzmir firması olduğu anlaşıldığından, ticari defterlerinin incelemeye tabi tutulamadığı, davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran, 19.10.2017 takip tarihi itibarıyla davalı yandan 126.544,01 TL alacaklı göründüğü, davalı …, ayıplı olarak ifa edildiği iddia edilen taşımaların davacı … tarafından ifa edildiğine dair, Davacı … tarafından tanzim edilen … maddesinin tanımladığı Taşıma Senedi veya TTK 859 maddesinin tanımladığı Yük Senedini sunmadığı gibi bu taşımalarda ziya ve hasar iddiaları için TTK 889 maddesinin tanımladığı ve aradığı Eşyanın ziya veya hasara uğramış olduğu açıkça görülüyorsa, gönderen veya gönderilen en geç teslim anına kadar ziya veya hasarı bildirmezlerse, eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği varsayılacağı, bildirimde, zararın gerekli açıklıkla belirtilmesi ve nitelendirilmesi şart olduğu, birinci fıkradaki karine, zıya veya hasarın açıkça görünmemesi ve eşyanın tesliminden sonra yedi gün içinde bildirilmemesi halinde de geçerli olduğu ve gecikme iddiaları için ise yine TTK889 maddesinin tanımladığı ve aradığı Gönderilen, taşıyıcıya, teslim süresinin aşıldığını, teslimden itibaren yirmi bir gün içinde bildirmezse, gecikmeden kaynaklanan hakları sona erdiği, edimlerini ikmal eden bir belge ve delil sunmadığı, yine Davalı …in, Davacı … un tanzim sorumluğu olduğu savunmasını ispat eder, Taraflar arasındaki 17.05.2017 günlü Taşıma Sözleşmesinin 7.5 ve 7.6 maddelerinde Davacı … nun tazmin sorumluluğu için aranan belgelerin davalı … tarafından sunulmadığı, buna bağlı olarak Davalı …’in Davacı … ya karşı ileri sürdüğü taşıma edimlerini ayıplı ifa ettiği savunmasını kanıtlayamadığı, Davalı …in …icra müdürlüğünün ….Esas nolu dosyasına yaptığı itirazın haksız olduğu kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ,tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında 17.05.2017 tarihinde imzalanan “Taşıma sözleşmesi” kapsamında davacının davalıya lojistik hizmeti sunduğu, bunun karşılığında faturalar düzenlediği, taraflar arasındaki 30.09.2017 tarihli mutabakat mektubu ile davalının davacıya olan 131.027,63 TL borç tutarında mutabık kalındığının onaylandığı ve davalı tarafından mutabakat mektubu ekinde gönderilen cari hesap ekstresindeki borç tutarının davacı kayıtlarındaki alacak tutarı ile uyumlu olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf mevcut olmayıp taraflar arasındaki İhtilaf, “davacının taşımayı üstlendiği bir kısım malları taşımaması ve davalının müşterilerince teslim alınmayan bir kısım malların davalıya iade edilmemesi nedeniyle davalının iddia ettiği gibi zarar uğrayıp uğramadığı” noktasında toplanmaktadır.
Davalı tarafında davacıya 20.10.2017 tarihli … numaralı “kayıp bedeli” açıklamalı 214.760,00 TL tutarlı fatura düzenlendiği, faturanın davacıya teslim edildiği ancak davacının faturayı kabul etmeyerek … Noterliği aracılığıyla 24.10.2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile kayıtlara alınmadan iade ettiği anlaşılmakla, dava dosyasında davalı tarafından davacıya, teslim edilmeyen ve iade edilmesi gereken ürünlerin hangileri oldukları, bu taşımaların hangi müşterilere gerçekleştirildiğine, taşıma ve fatura tarihlerinin ne olduklarına ilişkin olarak açıklama yapmak bu ürünlere ilişkin tanzim faturası ve sevk irsaliyelerini davalı tarafından düzenlenen 20.10.2017 tarihli … numaralı “kayıp bedeli” açıklamalı 214.760,00 TL tutarlı faturaya yönelik olarak kayıp olduğu iddia olunan ürünlerin hangi ürünler olduğunu açıklamak ve sunmak üzere
Mahkememizin 25.10.2018 tarihli celse ara kararı ile süre verilmiş olup davalının 07.12.2018 tarihli beyan dilekçesi ile iddiaya konu ürünlere ait tanzim faturalarını ve irsaliyelerini sunulduğu bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen bilirkişi raporu ile ; sunulan belgelerin incelenmesinde, faturaların ağırlıkla, dava dışı firmalar tarafından davalı şirkete keşide edilmiş fiyat farkı faturaları olduğu, bir kısmının ürün iadesine, bir kısmının ise hasar tazminine ilişkin oldukları, bir kısmının ise nakliyede gecikme iddiası ile tanzim edildiği bir kısmının navlun ücreti ve elleçleme ile ilgili olduğu ancak bu faturaların davacı tarafından taşıma ve teslim yükümlülüklerinin gereği gibi ifa edilmemesi nedeni ile düzenlemiş olduklarını gösteren herhangi bir ibare, ayrıca dava dışı firmalar tarafından davalı şirkete yapılmış bir ihbar ve benzeri bildirim dayanağı bulunmadığı Bu anlamda davalının, söz konusu faturaların davacı şirketin sözleşme çerçevesinde yüklendiği edimlerin eksik ifasına dayalı olarak kendisine keşide edildiğini ispat yükümünün yerine gelmemiş olduğu anlaşılmıştır.
Davalı …in ayıplı olarak ifa edildiğini ileri sürdüğü taşımalarda davacıya taşıma için verilen birçok ürünün teslim edilmediğini veya teslim edilmesi gereken yerlerin ürünleri kabul edilmediğini bu neden ile taşıtanların kendisine fatura tanzim etttiği iddia etmiş olmasına rağmen iddia edilen bu taşımaların davacı tarafından gerçekleştirildiğine ilişkin 6102 sayılı TTK 857 maddesi uyarınca Taşıma Senedi veya TTK 859 maddesinin tanımladığı Yük Senedini ibraz edememiş ziya ,hasar ve gecikmeye ilişkin ilişkin bir belge ya da ihbar, ihtar sunulmamıştır.
Taraflar arasında akdedilmiş olan 17.05.2017 günlü “Taşıma Sözleşmesi”nin 7.5 nolu maddesine göre; “sevk edilmek üzere davacıya (taşıyana) teslim edilen gönderilerde hasar, kayıp ve koli içi kayıp durumlarında, alıcı (müşteri) ile davacı (taşıyıcı) firma yetkilileri tarafından mevcut durumu tespit eden “Tespit Tutanağı” düzenlenecek ve düzenleyenler tarafından birlikte imzalanacaktır.
Sözleşmenin 7.6 nolu maddesine göre; davalı (gönderen), davacı (taşıyıcı) tarafından taşman malların hasar ve kaybından kaynaklanan zararlarının tazminine ilişkin taleplerini, davalının (gönderenin) alıcı (müşteri) adına düzenlediği irsaliye, fatura sureti ile davacının (taşıyıcının) tazmin konusu gönderi için davalı adına düzenlediği ilgili irsaliye veya fatura sureti ile birlikte davacıya bildirecektir. Davalı (gönderen), işbu yazılı tazmin başvurusunu ve eklerini, tutanak tarihinden itibaren en geç 7 gün içinde davacıya teslim etmek zorundadır. Bu süreden sonra yapılan talepler geçerli olmayacaktır.” Hükmü mevcut olup her bir ayıplı taşıma işlemi sonrasında ilgili taşıma işlemine ilişkin olarak davalı tarafından davacıya yapılmış ihbarlara rastlanmamıştır.
Anılan durum karşısında davalının, davacının taşıma hizmetlerini ayıplı ifa etmesi nedeniyle zarara uğradığı yönündeki iddiasının ispat edilemediği, İncelenen davacı şirkete ait 2017 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalının incelemeye gelmediği, taraflar arasındaki 30.09.2017 tarihli mutabakat mektubu ile davalının davacıya olan 131.027,63 TL borç tutarında mutabık kalındığının onaylandığı davacının kendi ticari defter kayıtlarına göre 19.10.2017 takip tarihi itibarıyla davalıdan 126.544,01 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle talebi gibi, cari hesap ilişkisinden kaynaklanan bakiye 126.544,01 TL cari hesap alacağı bulunduğu bu nedenle itirazın haksız olup takibin takip koşulları ile devamı gerektiği , takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalı-borçlunun İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu olması gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile … İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyası ile başlatılan takibe yönelik itirazın iptali ile takibin takip koşulları ile devamına,
Davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla alacağın %20 si olan 25.308,80-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 8.644,22-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 1.528,34-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.115,88-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 12.873,52-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.559,74-TL ilk gider, 3.000-TL bilirkişi, 201,40-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 4.761,14-TL. Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/11/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır