Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1042 E. 2020/127 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1042 Esas
KARAR NO : 2020/127
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2017
KARAR TARİHİ : 11/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalı şirket ile müvekkil şirket arasında 31/05/2013 tarihinde Kalıp İmalat Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca davalı tarafça 12/07/2013 tarihinde 4.000,00 TL, 01/11/2013 tarihinde 4.000,00 TL olmak üzere toplam 8.000,00 TL avans ödemesi yapıldığını, müvekkil şirketin anlaşma gereğince yapmış olduğu kalıpları 16/05/2014 tarihinde sevk irsaliyesi ile davalıya teslim ettiğini ve 16/05/2014 tarihli 41.595,00 TL’lik fatura tanzim ederek davalıya verdiğini, davalı şirketin bakiye kalan 33.595,00 TL yi ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı (…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas) sayılı dosyasından 16/05/2014 tarihli faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin 06/11/2017 tarihinde haksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek icra takibini durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı şirket tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Sözleşme ile alacaklı olduğunu iddia eden davacının … projesinin kalıplarının bir kısmını müvekkile yaparak teslim etmeyi taahhüt ettiğini, bu sebeple müvekkil şirketçe 8.000,00 TL avans ödemesi yapıldığını ancak sözleşme kapsamındaki işler alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafından yapılmadığını ve sözleşme konusu işlerin müvekkile teslim edilmediğini, davacının asli edimini yerine getirmediğini, davacının başlattığı icra takibi bu sebeplerle haksız olduğunu, davacının malın teslimine ilişkin herhangi bir kanıt sunmadığını ve faturaların irsaliyeli olmadığını, davacı tarafça sunulan irsaliyede müvekkilinin herhangi bir imzası veya kaşesi bulunmadığını, sadece davacının imzasının olduğunu ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davacının Kalıp İmalat Sözleşmesinden kaynaklanan alacağının davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Taraflarca delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, Kalıp İmalat Sözleşmesi, sevk irsaliyeleri, faturalar, banka kayıtları, tanık, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 11/11/2014 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 13/11/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından 20/11/2017 tarihinde yetkiye, borca, faize, işlemiş faize, faiz oranına, ve tüm ferilerine itiraz ettiği ve davalı borçlunun itirazının süresinde olduğu, icra takip dosyasının yetkisizlikle gelerek … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı numarasını aldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 02/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından 06/11/2017 tarihinde borca, faize, işlemiş faize, faiz oranına, ve tüm ferilerine itiraz ettiği ve davalı borçlunun itirazının süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların tanıklarının beyanlarının alındığı görülmüştür.
Tanık …; ” davacı … Şirketinin sahibi ve oğlu benim arkadaşım olur, … Firmasını da tanıyorum, davaya konu işe vesile olan benim, kalıpların yapıldığına ve davalıya yani …’a teslim olduğuna şahit oldum çünkü benim işyerime yakındı, ürünler küçük bir kamyonet ile gönderildi, üzerinden baya bir zaman geçtiği için peyperpeyi mi tamamı mı teslim edildi onu hatırlamıyorum ancak tamamının yapıldığına şahit oldum teslim edildiğini de biliyorum, sevk irsaliyesi kesildiğini biliyorum ancak imzalatılıp imzalatılmadığını bilmiyorum çünkü ben orada fiilen çalışmıyorum kendi iş yerim var, arada çıkan ihtilaf ile ilgili bilgim yok, kalıpları denediler numuneleri aldılar taraflar birbirini onayladı bu kısmı biliyorum, bildiklerim bu kadardır, dedi. Davacı vekili söz alarak; teslimden sonra paranın ödenip ödenmedi hususunda bir bilgisi varmı sorulsun dedi. Tanık cevaben; teslimden sonra parası ödenmedi diye biliyorum, tanıklık ücreti istemiyorum ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık …; ” ben davacı … Şirketinde hissedarım, bu firma Eskişehir’dedir, ben fiilen işletmede çalışıyordum, … bize işi verdi biz işi yaptık tamamını bitirip teslim ettik daha sonra … bize gönderdiği teknik resimlerin bir kısmında hata olduğunu bize söyledi, bundan sonrada biz malzemeleri sizden almadık dedi biz faturayı kestik, bu hata söylemi faturayı kestikten sonra oldu, faturayı ödemediler, …’a çalıştığımız sırada biz İstanbuldaydık, İstanbul’da kalıplar çakıldı, bizim ticari arabamız yok … bize araç gönderdi, hammaddeyi nasıl bıraktıysa o şekilde bize araç gönderdi, bizde onun gönderdiği araca kalıpları yükledik, sevk irsaliyesi düzenlendi ama bu işlerle abim ilgilendiği için bilmiyorum, imza alındı mı onu da bilmiyorum, ancak biz yaptığımız kalıpları davalının gönderdiği araca tamamen teslim ettik, muhasebecisi de iki ayda bir şu kadar alacağınız var diye mutakabat yazısı gönderiyordu, her seferinde biz kaşeleyip gönderiyorduk ancak karşı taraf ödeme yapmıyordu, tanıklık ücreti istemiyorum ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık …; ” ben … A.Ş.’de 2003 yılından beri çalışıyorum, şu anda fabrikanın müdürüyüm, davacı şirketi biliyorum, şuan bu şirketle çalışmıyoruz, 2013 2014 yıllarında çalışıyorduk, bizim firmada kalıpçı ancak yoğun iş zamanlarda dışarıdan da tedarikçiler kullanıyoruz dolayısıyla firmayla ilişkimiz oldu ancak firma projeyi tamamlayamadı, dolayısıyla biz kendimiz işi devam ettirmek zorunda kaldık, davacı firmaya biz metal veriyoruz, oda bize kalıp olarak teslim etmesi gerekiyordu ancak projeyi yürütemedi, bize kalıbı vermedi ancak bizim ona verdiğimiz hammaddenin ne olduğu konusunda bir bilgim yok bize gelen birşey olmadı, mutabakat formları muhasebeyle ilgili olduğu için bilgim yok ben projeyi takip ediyordum, bize teslim edilen bir kalıp yok, biz iş başlarında avans veririz belki muhabese onunla ilgili yapmış olabilir, başka bir diyeceğimiz yoktur, dedi. Davalı vekili söz alarak; avans fatura karşılığı mı ödeniyor sorulsun dedi. Tanık Cevaben; fatura karşılığı avans ödenir, faturasız ödeme yapılmaz, tanıklık ücreti istemiyorum ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dava dosyası, icra dosyası ve ilgili kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı ve miktarının hesaplanması ile uygulanan faiz yönünden mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verildiği, Mali Müşavir bilirkişi … tarafından sunulan 07/10/2019 tarihli rapor özetle; ”Davacı şirkete ve davalı şirkete ait 2014 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı yanın ticari defterlerinde takibe konu faturanın kayıtlı olduğu, davalı yan tarafından yapılan 4.000,00 TL + 4.000,00 TL olmak üzere toplam 8.000,00 TL lik havalenin kayıtlarda yer almadığı, 10/11/2014 takip tarihi itibariyle davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran davalı yandan 41.595,00 TL alacaklı olduğu, ancak davalı yanın yapmış olduğu avans ödemelerini kabul ederek takibi 33.595,00 TL üzerinden başlattığı, davalı şirket ticari defterlerinde takibe konu faturanın kayıtlı olduğu, 01/04/2014 tarihli 4.000,00 TL + 4.000,00 TL olmak üzere toplam 8.000,00 TL lik havale kaydının yer aldığı, 10/11/2014 takip tarihi itibariyle davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran davacı yana 33.595,00 TL borçlu olduğu, tarafların cari hesap farklılığının davalı yan kayıtlarında yer alan 01/01/2014 tarihli 4.000,00 TL + 4.000,00 TL olmak üzere toplam 8.000,00 TL lik havale kaydının davacı yan kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, takibe konu muhteviyatı ürünlerin teslimine ilişkin düzenlenen 16/05/2014 tarih 17561 nolu sevk irsaliyesinin -teslim alan- kısmında isim ve imza bulunmadığı, bu anlamda davacı yanın takibe konu fatura muhteviyatı ürünleri davalı yan teslim edip etmediği hususunun tespit edilemediği, buna karşılık söz konusu faturanın davalı yanca kayıtlarına alınmış olması hususunun mahkemenin takdirinde olduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
GEREKÇE :
Tüm dosya kapsamı ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında “Kalıp İmalat Protokolü” imzalandığı, buna istinaden davalı tarafça 8.000,00-TL avans ödemesi yapıldığı, işin sonunda davacı tarafça 41.595,00-TL fatura düzenlendiği, bakiye borcun ödenmemesi üzerine 33.595,00-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalı tarafça takibe itiraz edildiği, Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2 maddesinin ” Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. ” hükmünü düzenlediği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222/2 maddesinin ” Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. ” hükmünü düzenlediği, taraflar arasında davalı tarafın davacı tarafa 33.595,00-TL borçlu olduğuna ilişkin 21/10/2015 tarihli hesap mutabakatı olduğu ve teslime ilişkin tanık beyanları göz önünde bulundurulduğunda davacı tarafın yüklendiği işi yaptığı, bu konuda fatura düzenlediği, faturanın davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı tarafın faturaya itiraz etmediği, ticari defterlerin borç ve borç miktarı konusunda birbirini doğruladığı anlaşıldığından davanın kabulüne, davalı tarafın likit ve bilinebilir borca ödeme yapmadığı halde haksız olarak itiraz ettiği anlaşıldığından icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalının … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
Asıl alacak 33.595,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 2.294,87-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 405,82-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 1.889,05-TL harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 405,82-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.039,25-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 600,00-TL bilirkişi ücreti ve 148,10-TL posta gideri olmak üzere toplam 748,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK. 333. md. uyarınca taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.11/02/2020

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪