Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/924 E. 2021/1047 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/924
KARAR NO : 2021/1047
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/09/2016
BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2017/… ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/09/2016
KARAR TARİHİ : 21/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 15/09/2016 tarihinde davalı şirketten … plakalı, … marka, … … tipi motosikleti satın aldığını, bir süre sonra motosiklette motor arızası, tractioncontrol ve ABS ışıklarının motor hareket ettiği halde sönmemesi, motor hareket halinde iken … özelliklerinin çalışmaması, fren yapıldığında ön tekerin durmaya çalışmasına rağmen arka tekerin durmaması gibi sorunlar meydana geldiğini, bu sorunlar nedeniyle müvekkilinin tek taraflı bir kaza geçirdiğini, 01/02/2016 tarihinde motoru davalı şirkete bıraktığını ve ayıpsız misli ile değiştirilmesini istediğini, davalı şirket tarafından arızaların bir kısmının tespit edilmiş olmasına rağmen kazanın sürücü hatasından kaynaklandığının belirtilerek sürecin Almanya da ki merkeze taşındığını, davalı şirketin 07/04/2016 tarihli ihtarname ile müvekkiline kazanın kullanıcı hatasından kaynaklandığını, kaza nedeniyle meydana gelen hasarın onarımı için onay vermesi ve motoru teslim alması gerektiği hususlarının ihtar ettiğini, ….Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasına sunulan Bilirkişi Raporuyla, 01/02/2016 tarihli araç hafıza kayıtlarında ABS ön teker devir sezicinin arızalı olduğu, arızanın … yetkili servisi tarafından giderilmemesi nedeniyle yaklaşık 300 km sonra trafik kazasının meydana geldiği, problemin kullanım kaynaklı olmayan üretimden kaynaklanan bir problem olduğunun tespit edildiğini, arızanın ayıp niteliğinde olduğu, kaza sonrası motorun pert olduğunu ve kasko sigortacısının 108.000,00 TL ödeme yaptığını, ayıpsız emsallerinin 38.000 Euro dan satışa sunulduğunu, aradaki fakın müvekkil şirketin zararı olduğunu, sigorta poliçesinin kapsamadığı 600 Euro değerindeki navigasyon sistemin de hasar gördüğü, müvekkilinin pert işlemleri nedeniyle 2.000,00 TL harcadığını, motorun 01/02/2016 tarihinden 26/04/2016 tarihinde kadar davalının motorda teknik arıza olduğunu kabul etmemesi nedeniyle serviste kaldığını ve müvekkilinin motoru kullanamadığını, kaza nedeniyle müvekkilinin sigorta primlerinin yükselmesinin diğer bir zarar kalemi olduğunu, şirket ortağı olan diğer davacının kaza nedeniyle birkaç ay şirket işleriyle ilgilenememesi nedeniyle iş hacminde meydana gelen düşmenin bir diğer zarar kalemi olduğunu, davacı … … in kazada yaralanması sonucu geçici ve kalıcı maluliyet nedeniyle zararı olduğunu, kazada 600 Euro değerindeki montunun ve 200 Euro değerindeki ayakkabısının zarar gördüğünü belirterek davacı müvekkil yönünden 11.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, davacı müvekkil yönünden 2.500,00 TL maddi, 250.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın uğradığı kazanın meydana gelmesinde müvekkil şirketin bir kusuru ve sorumluluğu olmadığını, dava konusu aracın ABS ön teker devir sayısı sezicisinin kaza öncesi değil kaza sonrası arıza kaydı oluşturduğunu, ABS sensörü arızasının araçta var olan bir arıza olmadığını, aracın uğradığı kaza sonrası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında sürücü … ’ in kusurlu bulunduğunu, davacı tarafından talep edilen manevi tazminatın fahiş, maddi tazminatın ıkuka aykırı ve destekleyecek delillerden yoksun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Asıl Dava, davacı … tarafından davalıdan satın aldığı ve servis hizmeti aldığı ayıplı olduğu iddia olunan motorsiklet ile kaza yapması neticesinde oluşan maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce 2016/… e. Sayılı dosyanın 16/06/2017 tarihli celsesinde verilen ara karar gereğince davacı … … yönünden dosya tefrik edilerek mahkememiz 2017/… e. Sayılı dosyasına kaydedilmiştir.
Davacı … … tarafından davalı aleyhine kazada yaralanması sonucu geçici ve kalıcı maluliyet nedeniyle zararı olduğunu, kazada 600 Euro değerindeki montunun ve 200 Euro değerindeki ayakkabısının zarar gördüğünü belirterek maddi-manevi tazminat isteminde bulunduğu anlaşılmıştır.
Tefrik edilen 2017/… esas sayılı dosyada mahkememizce yargılamaya devam edilmiş, 16/02/2021 tarihli celsede; Her ne kadar mahkememiz dosyası 2016/ … e. Sayılı dosyasından tefrik edilerek yargılaması bu dosya üzerinden yürütülmüş ise de ibraz edilen bilirkişi raporu ile de iş bu dosyamıza yönelik taleplerinde değerlendirildiği iş bu dosyamızda da talep edilen alacakların mahkememizin 2016/… e. Sayılı dosyasında ileri sürülen ayıp iddiası ile ve davalının haksız fiil sorumluluğu ile bağlantılı olduğu anlaşılmakla iş bu dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Davadan önce tespit raporu alınan …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasının incelenmesinde;
… Makine Fakültesi Otomotiv Bölümü Öğretim Üyesi Bilirkişi Dr. … tarafından sunulan tespit raporunda; Dava konusu motosikletin “ABS ön tekerlek devir sayısı sezici” arızasının 6502 sayılı TKHK kapsamında değerlendirildiğinde kullanım kaynaklı olmayan üretimden kaynaklı bir problem olduğu ve gizli ayıplı olarak sayılması gerektiği, ayrıca karşı taraf … A.Ş.’nin mevcut ABS ön tekerlek devir sayısı sezici sorununu halledemediği için AYIPLI HİZMET ‘te bulunduğu, bu sebeple tespit isteyen davacının 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında seçimlik haklan için yasal koşulların oluştuğu, Dava konusu motosiklette yukarıda bahsedildiği gibi tespit isteyen sürücü … …’in 68 km/saat hızla seyir halinde iken ABS Ön tekerlek devir sayısı sezicisinin arızalanması sonucu bahsedilen trafik kazasını yaptığı, Dava konusu motosikletteki toplam hasar maliyetinin yaklaşık KDV dahil 98,092.66 TL olduğu kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ile tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verildiği, … Makine Fak. Öğretim Üyesi Bilirkişi Prof. Dr. …, … Makine Fak. Öğretim Üyesi Bilirkişi Prof. Dr. … ve … Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Bilirkişi Doç. Dr. … tarafından sunulan 07/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı tarafından ileri sürülen anzaların ve araçta varlığı da tespit edilmiş olan ABS arızasının aracın pert olmasına neden olan kazaya sebebiyet vermesi söz konusu” olmadığı, Belirtilen ve tespit edilen bu arızalar nedeni ile aracın değerinden 2.500.-TL tenzil edilmesi uygun görüldüğü kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazları ve dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporu ile tespit dosyası raporunun çelişkil olduğu görülmekle dosyanın yeniden bilirkişi incelemesine tevdine karar verildiği, Makine Yüksek Mühendisi Bilirkişi Prof. Dr. …, Makine Yüksek Mühendisi Bilirkişi Doç. Dr. … ve Sigorta Hukuk Müşaviri Bilirkişi … tarafından sunulan 15/11/2018 tarihli 2. Bilirkişi raporunda; davacı şirkete ait … plakalı, … marka, … … tipi motosikletin 01/02/2016 tarihli kazasına, kazadan kısa bir kullanım mesafesi önce ortay çıkan ön teker devri sezici arızasının neden olduğu, hasar nedeniyle meydana gelen zararın kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu şirket tarafından karşılanması nedeniyle davacı tarafın davalı taraftan talep edebileceği onarım zararı bulunmadığı, diğer zarar kalemlerinin değerlendirilmesi için belge ve somut bilgilerin dosyaya sunulmaması nedeniyle diğer davacı zararlarının mevcut bilgiler ile hesaplanamayacağı bildirilmiştir.
Birleşen 2017/… esas sayılı dosyasından alınan 16/10/2019-21701 karar no sayılı Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu tarafından sunulan maluliyet raporunda;
… oğlu, 1978 doğumlu … …’in 29.04.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğine göre;
1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1 (bir) aya kadar uzayabileceği kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetine Borçlar Hukukçusu bilirkişi ve finans alanında uzman bilirkişi eklenerek gizli ayıp hususunun değerlendirildiği ve tespit dosyasındaki hesaplamalar ile ibraz edilen bilirkişi raporundaki hesaplamalar arasındaki çelişkinin giderildiği ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verildiği,
Makine Yüksek Mühendisi Bilirkişi Prof. Dr. …, Makine Yüksek Mühendisi Bilirkişi Doç. Dr. …, Sigorta Hukuk Müşaviri Bilirkişi …, Borçlar Hukuku Uzmanı Bilirkişi … ve Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından sunulan 10/09/2020 tarihli 2. Bilirkişi raporu Ek raporunda; Talep olunan diğer davacı zararlarının mevcut bilgiler ile hesaplanamayacağı kanaatinin bildirildiği, heyette bulunan Bilirkişi … tarafından aynı raporda sunulan ek değerlendirmede; Davacı şirketin davalıdan; 10.638,97 TL tutarında maddi tazminat alacağının bulunduğu; bunun dışındaki zarar taleplerinin ise ispat edilemediği, Bu alacağın, olay tarihinden itibaren işletilecek, talep gibi “avans faizi” ile birlikte tahsili gerektiği, Davacı/…’ın davalıdan; manevi tazminat alacağının bulunduğu; somut olayın özellikleri karşısında, davacının talep edebileceği manevi zararın tutarının 200.000 TL ile 250.000 TL arasında olması gerektiği, Bu alacağın, olay tarihinden itibaren işletilecek, talep gibi “yasal faiz”i ile birlikte tahsili gerektiği kanaati bildirilmiştir.
Davalı şirkete müzekkere yazılarak davaya konu … marka … … model motorsikletin hasar tarihi olan 29/04/2016 itibariyle ayıpsız mislinin değeri celp edilmiş, akabinde dosyanın rapor hazırlayan bilirkişi heyetine birleşen mahkememizin 2017/… e. Sayılı dosyasına münhasır olmak üzere aktüer bilirkişi … ‘ında eklenmek suretiyle bilirkişi incelemesine tevdi ile bilirkişilerden takdiri mahkemeye ait olmak üzere seçenekli taraf iddia ve itirazlarını da kapsayan rapor tanziminin istenmesine karar verilmiş,
Makine Yüksek Mühendisi Bilirkişi Prof. Dr. …, Makine Yüksek Mühendisi Bilirkişi Doç. Dr. …, Sigorta Hukuk Müşaviri Bilirkişi …, Tazminat Hesap Uzmanı Bilirkişi Yük. Müh. … ve Muhasebe ve Finansman Öğretim Üyesi Bilirkişi Dr. … tarafından sunulan 15/09/2021 tarihli 2. EK BİLİRKİŞİ RAPORUNDA; Dava konusu motosikletin değerin ilişkin olarak dosyaya sunulan belgelerde yer alan değerler birbirleri ile tutarlı olup, hasar tarihi itibariyle dava konusu motosikletin 0 km yeni muadillerinin değerinin 121.653,20 TL, kullanılmış muadillerinin değerinin ise 108.000,00 TL mertebesinde olduğu, sigorta şirketi tarafından ödenen bedel ile ayıpsız misli arasında 13.653,20 TL (121.653020 TL – 108.000,00 TL = 13.653,20 TL) fark olduğu, Davacının geçici iş göremezlik maddi zararının 1.300,99 TL olduğu kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili 08/11/2021 havale tarihli ıslah dilekçesi ile; taleplerini Müvekkili … yönünden 30.203,20-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte, diğer müvekkili … … yönünden ise 1.300,99-TL maddi, 250.000-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı şirketin 15/09/2016 tarihinde davalı şirketten … plakalı, … marka, … … tipi motosikleti satın aldığı, bir süre sonra motosiklette motor arızası, tractioncontrol ve ABS ışıklarının motor hareket ettiği halde sönmemesi, motor hareket halinde iken … ve … özelliklerinin çalışmaması, fren yapıldığında ön tekerin durmaya çalışmasına rağmen arka tekerin durmaması gibi sorunlar meydana geldiği bu sorunlar nedeniyle davacının 01/02/2016 tarihinde tek taraflı bir kaza geçirdiği, 01/02/2016 tarihinde motoru davalı şirkete bıraktığını ve ayıpsız misli ile değiştirilmesini istediği isteğinin reddedilmesi ve motorun kendisine iade edilmesi sonrasında sürücü … …’ in yönetimindeki … plakalı aracıyla orta şeritte seyri esnasında, frenlerinin arızalanması sonucu duramayıp aracının sağ ön ve yan kısımlarıyla yine aynı yönde sağ şeritte seyir halinde olan … plakalı ve … plakalı aracın sol yan kısımlarına çarpması neticesi 2. Kazanın meydana geldiği anlaşlmıştır.
Davacı … San. ve Tic. Ltd. şirketinin 15/09/2016 tarihinde davalı … A.Ş. ‘ nden ayıpsız emsalleri 38.000 Euro olan … marka, … … model … plakalı, motosikletin satın alınması sonrasında ortaya çıkan arızaların aracın kaza geçirmesine neden olduğu iddiası ile , dava dışı aracın kasko sigortacısından alınan 108.000,00 TL ödeme dışında sigorta poliçesinin kapsamında olmayan 600 Euro değerindeki navigasyon sistemi hasarı , aracın pert işlemleri nedeniyle harcanan 2.000 TL , motorun 01/02/2016 – 26/04/2016 tarihleri arasında teknik arıza nedeniyle serviste kalması dolayısıyla kullamlamamasından kaynaklı zarar, sigorta primlerinin yükselmesi kaynaklı zarar olmak üzere şimdilik 11.000,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafın talebi üzerine ….Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile Bilirkişi incelemesi yapılmış olup, işbu dosya kapsamında tanzim olunan 12/07/2016 tarihli Rapor da ; 01/02/2016 tarihli araç hafıza kayıtlarında ABS ön teker devir sezicinin arızalı olduğu, arızanm … yetkili servisi tarafından giderilmemesi nedeniyle yaklaşık 300 km sonra trafik kazasının meydana geldiği, problemin kullanım kaynaklı olmayan üretimden kaynaklanan bir problem olduğu hususunun tespit olunduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından yapılan teknik değerlendirme ile; Dava konusu … plakalı, … marka, … … tipi motosikletin 01/02/2016 tarihli kaza sonrası kaza ile aynı gün, yapılan diagnostik arıza teşhisinde, motosikletin 6.306 km kullanım mesafesinde olmasına rağmen ve ön teker devir sezici arızasının 6.303 km kullanım mesafesinde kaydedilmiş olması, arızanın kaza öncesi, kazanın arıza meydana geldikten 3 km kullanım mesafesi sonra meydana geldiğini gösterdiği, Frenlemede tekerlerin bloke olması yani araç seyrini sürdürürken tekerlerin durması lastikle yol arasında kaymaya bağlı değişen çevresel ve yanal kuvvet bağlantı katsayılarının, dolayısıyla zemine aktarılan fren kuvvetinin ve lastiğin yanal yük taşıma kabiliyetinin azalmasına neden olduğu, Bu etki frenleme performansının düşmesi yanı sıra yanal kuvvet etkileri ile taşıtın seyir dengesinin bozulmasına yol açtığı, mevcut belgeler doğrultusunda, dava konusu kaza öncesi ;ABS hız sensorünün görevi, teker açısal hızına bağlı olarak sinyal üretmek olup, bu sinyaller ABS kontrol ünitesi tarafından işlenerek aracın teker açısal hızı ve ivmesinin değerlendirilmesinde kullanılan ABS kontrol ünitesi, sistem basıncını kontrol altında tutarak, tekerin blokaj şartına girmeyecek şekilde, lastikle yol arasındaki kuvvet bağlantısını mümkün olan en yüksek seviyede tutacak şekilde sistem basıncını ayarlamak olup, ABS sensorünün arızası, sistemin işlevini düzgün olarak yerine getirmesine engel olarak frenlenen tekerin, frenleme şartlarına bağlı olarak blokaj şartına girmesine neden olduğu, motosikletin frenleme esnasında ön tekerinin bloke olması, seyir şartlarına bağlı olarak, aracın seyir dengesinin sürücünün motosikletin dengesini koruyamayacak şekilde bozulmasına ve devrilmesine neden olabildiği, Kaza mahallini gösteren fotoğraflarda ve Trafik kazası tespit tutanağı incelendiğinde yolun araçların seyir yönüne göre sola virajlı olduğu, Sola virajlı yolda, sürücünün motosikletinin sola yatırması durumunda, büyüklüğü viraj yarı çapı ve seyir hızına bağlı olarak ortaya çıkan merkezkaç kuvvet, motosikleti viraj dışına (sağa) doğru atmaya çalıştığı, Bu şartlarda yapılan frenlemede ön tekerin bloke olması, bloke teker şartında dramatik şekilde azalan yan kuvvet katsayısının azalması nedeniyle motosikletin yanal olarak tutunamayarak sağa kaymasına, devamında devrilmesine yol açtığı, yol şartları ve kazadan kısa bir süre önce dava konusu motosiklette meydana gelen ABS ön teker devir sezici arızası birlikte değerlendirildiğinde, … … idaresinde davacı şirkete ait … plakalı, … marka, … … tipi motosikletin 01/02/2016 tarihli kazasına ve yine 29.04.2016 tarihinde … plakalı aracıyla orta şeritte seyri esnasında, frenlerinin arızalanması sonucu duramayıp aracının sağ ön ve yan kısımlarıyla yine aynı yönde sağ şeritte seyir halinde olan … plakalı ve … plakalı aracın sol yan kısımlarına çarpması neticesi meydana gelen 29.04.2016 tarihli 2. Kazaya dava konusu motosikletin ABS ön teker devir sezici arızasının neden olduğu bu durumun gizli ayıp (imalat hatası) oluşturduğu, kaza ile ayıp arasında iliyet bağının bulunduğu kanaatine varılmış bu nedenle birbirini teyit eden Makine Yüksek Mühendisi Bilirkişi Prof. Dr. …, Makine Yüksek Mühendisi Bilirkişi Doç. Dr. …, Sigorta Hukuk Müşaviri Bilirkişi …, Tazminat Hesap Uzmanı Bilirkişi Yük. Müh. … ve Muhasebe ve Finansman Öğretim Üyesi Bilirkişi Dr. … Borçlar Hukuku Uzmanı Bilirkişi … tarafından ibraz edilen 2. Rapor ve bu rapora istinaden verilen 1. ve 2. Ek rapordaki değerlendirmeler ile ….Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasına sunulu bilirkişi raporundaki değerlendirmelere itibar edilmiş ,1. bilirkişi raporundaki değerlendirmeler 2. Rapor ve ek raporları ile tamamen çürütülmüş olması neden ile çelişki olarak değerlendirilmemiştir.
Davacı şirketin bu davadaki talebi, “davalıdan satın almış olduğu motosikletin ayıplı olması nedeniyle motosikletin sürücüsü tarafından yapılmış olan kaza nedeniyle, motorun maliki durumunda olan davacı şirketin uğramış olduğu maddi zararların TBK.md.227/f.2 uyarınca tazmini talebi niteliğindedir.
Dosya kapsamına ibraz edilen ve hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporundaki Teknik teknik değerlendirmeler, gerekse 12.07.2016 tarihli ….Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile sunulu Tespit Bilirkişi Raporundaki teknik tespitlere ve dosya içeriğine göre;
Davacı şirket tarafından dava konusu motosikletin davalıdan satın alınmasından sonra, 01.02.2016 tarihinde motosiklet seyir halindeyken, motosikletteki imalat hatası kaynaklı ayıp nedeniyle ilk trafik kazasının 01.02.2016 tarihinde meydana geldiği, Bu kazadan sonra motosiklet, aynı zamanda yetkili servis durumunda olan davalıya götürülerek bırakıldığı davalı (yetkili servis) tarafından yapılan inceleme neticesinde, kazanın kullanım hatasından meydana gelmiş olduğu yönünde tespitte bulunularak davacı şirkete çekilen 07.04.2016 tarihli ihtarnameyle, kazanın kullanım hatasından kaynaklandığı, davacı şirket tarafından onay verilmediği için motosikletin onarımının yapılmadığı, motosikletin yetkili servis merkezinden alınması gerektiği bildirilmiş Davacı şirket ise, davalıya çektiği 13.04.2016 tarihli ihtarnameyle, motosikletin ayıplı olması nedeniyle yenisi ile değiştirilmesini talep etmiştir.
Davacı şirketin bu talebinin davalı tarafından kabul edilmemesi üzerine davacı şirket, 26.04.2016 tarihinde motosikleti yetkili servisten teslim almış, 29.04.2016 tarihinde motosiklet davacı …’ın kullanımında seyir halindeyken, ikinci trafik kazası meydana gelmiş ve kaza sonucunda hem motosiklet hasar görerek pert hale geldiği hem de motosikletin sürücüsü davacı/… yaralandığı anlaşılmıştır.
TBK.md.277/f.2’nin atfıyla uygulama alanı bulacak olan TBK.md.112 ‘de sözleşmeye aykırı davranıştan kaynaklanan “kusur sorumluluğu” düzenlenmekte olup , Davalının, davacı şirketin uğradığı zararlardan sorumlu olması için, söz konusu kazanın meydana gelmesine kendi kusuru ile sebep olmuş olması gerekmektedir
Davalının, söz konusu motosikletin satıcısı ve yetkili servisi durumunda olduğu, satıcı konumu nedeni ile yurt dışından ithal edilmiş olan motosikleti satan satıcının motosikletteki gizli ayıbı bildiği ya da bilmesi beklenemeyeceğinden davalı motosikletin ayıplı olarak satılmasında SATICI sıfatı ile davalının kusuru bulunduğu söylenemez.
Ancak dava konusu olayda, aynı zamanda YETKİLİ SERVİS durumunda olan davalının, ilk kazadan sonra motosiklet kendisine bırakıldığında, ilk kazanın motosikletin fren sistemindeki gizli ayıp (imalat hatası) nedeniyle meydana gelmiş olduğunu ve dolayısıyla da motosikletin fren sistemin gizli ayıplı olduğunu anlaması ve bu gizli ayıbı tamir etmesi ya da eğer giderilmesi mümkün değilse motosikleti yenisi ile değiştirmesi, motorun gizli ayıplı olduğu hususunu davacı şirkete bildirmesi, davacı şirketi bu konuda uyarması gerekmesine rağmen bu yönde davranmayan davalının söz konusu kazanın meydana gelmesi ile verilen servis hizmeti arasında illiyet bağı bulunduğu ve kazanın oluşumuna “ağır kusuru” ile sebebiyet verdiği ve ayıp ile kaza arasında “illiyet bağı” bulunduğu anlaşılmış bu kapsamda davalının , bu kaza nedeniyle davacı şirketin uğramış olduğu maddi zararlardan TBK.md.112 ve devamı hükümleri uyarınca sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Davacı şirket, kazadan sonra motorun sigorta şirketi tarafından “perte” çıkarıldığını ve sigorta şirketi tarafından davacı şirkete, motorun ikinci el piyasa değeri olarak 108.000 TL ödeme yapıldığı; fakat motorun ayıpsız mislinin 38.600 Euro’dan satışa sunulduğu motorun ayıpsız mislinin değeri (38.600 Euro) ile davacı şirkete ikinci el piyasa değeri olarak ödenen bedel (108.000 TL) arasındaki fark nedeniyle davacının zarara uğradığını iddia etmiş ve bu zararının tazminini talep etmiştir.
… Tic. A.Ş. tarafından dosyaya sunulan 04.03.2021 tarihli belgede dava konusu motosikletin hasar tarihi itibarıyla ayıpsız mislinin değerinin, 29.04.2016 kaza tarihi itibarıyla 38.000 Euro olduğu belirtilmiştir. 38.000 Euro Kaza tarihi 29/04/2016 itibarıyla T.C. Merkez Bankası Döviz Efektif Satış kuru üzerinden 121.653,20 TL’na karşılık gelmektedir. … sayılı hasar dosyası kapsamında hazırlanan kesin ekspertiz raporunda motosikletin anahtar teslim değerinin (Yeni satın alma] 126.500,00 TL olduğu, rayiç değerinin ise 108.000,00 TL olduğu, hasar dosyası içinde yer alan Rayiç Değer Formunda rayiç değerin 101.000,00 TL ile 113.000,00 TL arasında değiştiği, anahtar teslim değerinin 126.500,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Söz konusu motosikletin 16.09.2015 tarihinde davalı tarafından 118.638,97 TL bedelle davacı şirkete satılmış olduğu, sigorta şirketi tarafından davacı şirkete 25.07.2016 tarihinde 108.000 TL hasar tazminatı ödenmiş olduğu tartışmasız olup,Bilirkişi heyeti tarafından yapılan teknik değerlendirmede dava konusu motosikletin değerine ilişkin olarak dosyaya sunulan belgelerde yer alan değerler birbirleri ile tutarlı olup, bu tazminat tutarının hasar tarihi itibariyle muadil motosikletlerin rayiç değer aralığında olduğu, hasar tarihi itibarıyla dava konusu motosikletin 0 km yeni muadillerinin değerinin 121.653,20 TL, kullanılmış muadillerinin değerinin ise 108.000,00 TL mertebesinde olduğu, davacı şirketin söz konusu motoru 118.638,97 TL bedelle satın aldığı, motordaki gizli ayıp nedeniyle meydana gelen kaza yüzünden motorun “pert” olduğu ve sigorta şirketi tarafından davacı şirkete 108.000 TL ödenmiştir. Dolayısıyla davacı şirketin, sigorta şirketi tarafından ödenen bedel ile ayıpsız misli arasında 13.653,20 TL (121.653020 TL – 108.000,00 TL = 13.653,20 TL] fark olduğu, aracın pert olması nedeni ile davacı tarafça davalı sigorta şirketine bırakıldığı , sigorta şirketi tarafından da 3. Kişiye satılmış olduğu … sigorta şirketi tarafından gönderilen yazı cevapları ile anlaşılmış olduğu da nazara alındığında davacı şirketin, 13.653,20 TL’lik farkın tazminini davalı şirketten talep edebileceği kanaatine varılmıştır.
Davacı şirket, motor üstünde bulunan ve fakat sigorta poliçesi kapsamında olmayan 600 Euro değerindeki Navigasyon cihazının hasar gördüğünü iddia etmiş ve bu zararının tazminini talep etmiş olmasına rağmen davacı böyle bir zarara uğradığını ispat edememiş olmakla bu zararının tazminini davalıdan talep edemeyeceği anlaşılmıştır.
Davacı şirket, motorun pert işlemleri sırasında motorun alım satımı için 2.000 TL harcadığını iddia etmiş ve bu zararın tazminini talep etmiş ise de ;Söz konusu motorun sigorta şirketi tarafından perte çıkartıldığı ve sigorta bedeli olan 108.000 TL’nin sigorta şirketi tarafından davacı şirkete ödendiği , Perte çıkartılan motorlu araçların bu halleriyle satımına ilişkin işlemlerin kural olarak sigorta şirketi tarafından gerçekleştirildiği ve satım işlemleri ile ilgili masraflar da kural olarak sigorta şirketleri tarafından ödendiği nazara alındığında dava konusu motorun satım işlemleri sırasında davacı şirketçe yapılmış olduğu iddia olunan 2.000 TL’lik bir ödemenin ispat edilemediği bu nedenle davalıdan talep edemeyeceği anlaşılmıştır.
Davacı şirket, davaya konu motorun ilk kaza için servise bırakıldığı 01.02.2016 tarihinden 26.04.2016 tarihine kadarki zaman aralığında davacı şirketin motoru kullanamadığı yine ikinci kazanın meydana geldiği 29.04.2016 tarihinden motorun bedelinin sigorta şirkete tarafından davacı şirkete ödendiği 15.07.2016 tarihine kadarki zaman aralığında da motorun kullanılamadığı beyan olunarak bu süreçlerde motorun kullanılamamış olması nedeniyle davacı şirketin zarara uğradığını iddia etmekte ve bu zararının tazminini talep etmekte ise de ;davacının bu zaman diliminde fiilen başka bir motor kiralamış olduğunu ortaya koyamadığı, bu nedenle davacı şirketin, b motorun şirket ortakları tarafından kullanılmadığı zaman aralıkları için davalıdan “maddi kullanım mahrumiyeti zararı” talep edemeyeceği anlaşılmıştır.
Davacı, pertle sonuçlanan kaza kaydı nedeniyle davacı şirketin kasko ve zorunlu trafik sigortası primlerinin yükseldiğini, bu yükselme nedeniyle zarara uğradığını iddia etmekte ve bu zararın tazminini talep etmekte ise de davacı tarafça böyle bir zarara uğradığını ispat edememiş olmakla davacı şirketin kasko ve zorunlu trafik sigortası primlerine yönelik zararının tazminini davalıdan talebe hak kazanamadığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket ortağı olan diğer davacı …’ın kaza sonrasından birkaç ay şirket işleri ile ilgilenememiş olması nedeniyle şirketin normalde girmeyi düşündüğü bazı ihalelere giremediğini, bu nedenle şirket tarafından alınan aylık ortalama iş hacminde önceki aylara göre düşme olduğunu iddia etmiş ve bu nedenle oluşan kar kaybı zararının tazminini talep etmiş ise de Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 17.10.2019 tarihli … İhtisas Kurulu’nun Raporunda, davacı şirket ortağının iyileşme/iş göremezlik süresinin 1 ay alacağı ve kişide kaza nedeniyle maluliyet (vücutta engellilik) oluşmayacağı hususları belirtilmiş olup belirtilen bu 1 aylık iyileşme süresi içinde, sırf davacının işgöremezlik durumu nedeniyle durumu davacı şirketin herhangi bir ihaleyi kazanamadığını ispata yönelik somut delil sunulmadığı, bu nedenle, söz konusu kaza nedeniyle davacı şirketin iddia ettiği gibi kar mahrumiyeti zararına uğradığı hususunun ispat edilemediği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyası ile birlikte açılan ,mahkememizce maluliyetin belirlenmesi için tefrik edilip sonra usul ekonomisi gözetilerek tekrar birleştirilen
Davacı şirket ortağı durumundaki davacı …’ın açmış olduğu maddi manevi tazminat istemli davada davacı …; davacı şirket tarafından davalıdan satın almış olan motosikletin ayıplı olması nedeniyle, bu motosikleti sürerken meydana gelmiş olan kaza nedeniyle kendisinin uğramış olduğu maddi ve manevi zararların tazmini talep etmektedir.
Davacı … dava konusu motorun alıcısı durumunda olmadığından, ayıplı malın alıcısı tarafından ayıplı satıcısına karşı ileri sürülebilen gizli ayıplı olduğu tespit edilen motorun satım sözleşmesine dayanamaz.
Davacı …’ın yaralandığı kazanın meydana gelmesine davalı yetkili servis, ağır kusurlu davranışıyla, sebebiyet vermiş olduğundan kaza nedeniyle uğradığı zararların tazminini davalıdan, haksız fiil hükümleri (TBK.md.49 vd.) uyarınca talep edebilecektir.
Davacı, kaza nedeniyle geçici ve kalıcı maluliyet zararına uğradığını iddia etmiş ve bu zararının tazminini talep etmiştir. Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 17.10.2019 tarihli … İhtisas Kurulu’nun Raporunda, davacının iyileşme/iş göremezlik süresinin 1 ay alacağı ve kişide kaza nedeniyle maluliyet (vücutta engellilik) oluşmayacağı hususları belirtildiği, davacının tedavi/iyileşme süresi içinde, bir başka kişiden bakım hizmeti aldığını ve bunun için ücret ödediğini ispata yönelik delile rastlanmadığı ,bu nedenle davacının bakım hizmeti zararının uğradığı hususunu ispat edemediği, yine kazada 600 Euro değerindeki montu ile 200 Euro değerindeki ayakkabısının zarar gördüğünü iddia etmiş ve bu zararının tazminini talep etmiş fakat davacı bu iddiasını ispata yönelik somut bir delil sunmadığı gözetildiğinde böyle bir zararının tazminini davalıdan talebe hak kazanamadığı kanaatine varılmıştır.
ATK 2. İhtisas Kurulunun 17.10.2019 tarihli raporunda davacıda sürekli malûliyet tayinine mahal olmadığı, geçici iş göremezlik süresinin ise 1 ay olduğu belirtilmesi karşısında Reklamcı olduğu beyan edilen davacının kaza tarihi itibarı ile elde ettiği kazançlara ilişkin belge ibraz edilmediğinden kaza tarihi itibarı ile 38 yaşında ve aktif devrede olan davacının aylık net ücreti yasal asgari ücrete eşit kabul edilerek 20.04.2016-20.05.2016 arasındaki (1) aylık işlemiş aktif devrede davacının (1) aylık geçici iş göremezlik maddi zararı = 1.300,99 TL x %100 maluliyet = 1.300,99 TL olduğu ibraz edilen 2. Bilirkişi 2. Ek raporundaki hesaplamalar ile anlaşılmış , kısmi dava mahiyetinde açılan davada davacı tarafça geçici maluliyet zararı için 1000 TL talepte bulunulmuş sonrasında 08/11/2021 havale tarihli ıslah dilekçesi ile; taleplerini Müvekkili … Reklam yönünden 30.203,20-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte, diğer müvekkili … … yönünden ise 1.300,99-TL maddi, 250.000-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı tarafından süresi içerisinde ibraz edilen ıslaha karşı beyan dilekçesi ile zaman aşımı def inde bulunulmuştur.
Davacı … Reklamcılık ile davalı arasındaki ilişki araç alım satımı ve servis hizmet ilişkisine dayalı olup TBK 112 maddesi uyarınca 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu oysaki davacı … ile davalı arasındaki ilişki haksız fiile dayalı olup 2 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu, uzamış zaman aşımı durumunun söz konusu olmadığı nazara alındığında geçici iş görmezlik tazminatının ıslah ile artırılan kısmının zaman aşımına uğradığı anlaşılmıştır. Yine davacı … … tarafından haksız fiile dayalı olarak davalı aleyhine açılan dava iş bu asıl davada belirlenen davalı kusuru ve kaza ile gizli ayıp arasındaki illiyet ilişkisine dayandığından ve her iki davanın bir arada görülmesinin ispat hukuku ve usul ekonomisi açısından yerinde olduğu kanaatine varılarak ve her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili taleplere dayandığı da gözetilerek mahkememizin görevsizliği yönünde bir değerlendirme yapılmamıştır.
Davacı … … söz konusu kaza nedeniyle manevi zarara uğradığını iddia etmekte ve bu zararına istinaden 250.000 TL manevi tazminat ödenmesini talep etmekte olup,TBK.md.56 hükmüne göre; haksız fiil sonucunda bir kişinin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, hakim, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Beden bütünlüğünün ihlali (cismani zarar), hayatın olağan akışında mağdurda fiziksel acı ve ruhsal üzüntü yaratır. TBK.md.56/f.l, durumun özelliği dikkate alınarak mağdur için manevi tazminata karar verilebileceğini ifade etmektedir. Burada manevi zarar sadece yaralanma ve tedavi acıları gibi fiziksel/bedensen acıları değil, bu durumun yol açtığı üzüntüyü, kederi ve psikolojik sıkıntıyı (stres, depresyon, travma vb.) da, yani ruhsal acıları da kapsamaktadır.
Somut olayın özellikleri dikkate alındığında; davalının ağır kusurlu davranışı, davacı yaralanması ,haksız fiili sebebiyle meydana gelen kaza sonucunda, davacının fiziksel ve ruhsal acılara uğramış olduğu anlaşılmakla davacının davalıdan TBK.md.56 uyarınca manevi tazminat talep etmeye hak kazandığı anlaşılmış, dava konusu kazanın oluş şekli ,paranın satın alma gücü , tarafların ekonomik ve sosyal durumları nazara alınarak talebin kısmen kabulü gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı … San. Tic. Ltd. Şti tarafından davalı … A.Ş aleyhine açılan maddi tazminat istemli asıl davanın KISMEN KABULÜ ile;
a)Sigorta şirketi tarafından ödenen bedeli ile ayıpsız misli arasında mevcut 13.653,20-TL fark bedeli, ile Aracın kullanılamadığı günlere ilişkin kira bedeli alacağı olarak 10.750-TL’nin kaza tarihi olan 29/04/2016 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b)Navigasyon bedeli, alım satım bedeli, sigorta primlerindeki artış nedeni ile oluştuğu iddia edilen zarar bedellerine yönelik tazminat talebinin reddine,
2-Birleşen davanın KISMEN KABULÜ ile;
A)Davacı … … tarafından davalı … A.Ş aleyhine açılan geçici iş görmezlik tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.000-TL tazminatın kaza tarihi olan 29/04/2016 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ıslah ile arttırılan kısmın zaman aşımı nedeni ile reddine,
B)Davacı tarafından davalı aleyhine açılan manevi tazminat istemli davanın tarafların ekonomik ve sosyal durumu, kazanın oluş şekli, paranın satın alma gücü nazara alınarak KISMEN KABULÜ ile 10.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 26/04/2016 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
ASIL DAVA:
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.666,98-TL Harçtan peşin alınan 1.227,99-TL harcın mahsubu ile bakiye 438,99-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.100-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Red edilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.100-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.257,19-TL ilk gider, 244,47-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 5.450-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.951,66-TL. yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 5.858,14-TL sinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
BİRLEŞEN DAVA:
7-Maddi tazminat talebi yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 68,31-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Manevi tazminat talebi yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 683,10-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9-Maddi tazminat talebi yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 1.000-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
10-Maddi tazminat talebinin Red edilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 300,99-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
11-Manevii tazminat talebi yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.100-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
12-Manevi tazminat talebinin Red edilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.100-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
13-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL ilk gider, 244,47-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 5.450-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.730,37-TL. yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 285,16-TL sinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
14-HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır