Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/857 E. 2019/21 K. 22.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/857 Esas
KARAR NO : 2019/21

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/08/2016
KARAR TARİHİ : 22/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkilinin davalı … A.Ş’nin … Şubesinde … numaralı hesabı bulunduğunu, 15/03/2016 tarihinde davalı banka müşteri hizmetlerinin müvekkilini arayarak müvekkilinin hesabından başka bir hesaba yapılan 20.000,00 TL’lik EFT işleminin müvekkilinin bilgisi dahilinde olup olmadığını sormasıyla müvekkilinin hesabından rızası ve bilgisi dışında işlem yapılmış olduğunu öğrendiğini ve kendisini arayan davalı banka müşteri temsilcisine kendi hesabından yapıldığı belirtilen bu işlemden haberi olmadığını ve eğer böyle bir işlem yapılmış ise kendisinin bilgisi dahilinde olmadığını söylediğini, bu görüşme kayıtlarının celbini talep ettiklerini, bankanın müşteri temsilcisine bu durumu söylemesine rağmen bankanın EFT işlemi yapıp 20.000,00 TL’yi transfer ettiğini, EFT işleminin … A.Ş.’ye yapıldığını müvekkilinin öğrendiğini, bu bankadan sorduğunda paranın gittiği hesap sahibinin … olduğunu öğrendiğini paranın büyük bölümünün Ukrayna’dan bulunan iki hesabı transfer edildiğini bu şahsın şubece polis çağrılarak yakalandığını, bankaların mevduat sözleşmesinden kaynaklanan saklama borcunun bir sonucu olarak yetkisiz kişilerin mevduat bilgileri ve işlem alanına ulaşmasını engelleyecek güvenlik tedbirlerini alması gerektiğini objektif özen borcu altında bulanan bankaların hafif kusurdan dahi sorumlu olduğunu bu kapsamda müvekkilinin davalı bankaya başvuru yaptığını ancak davalı bankanın 21/03/2016 tarihli yazısı ile bu zararın karşılanmayacağını belirttiğini, müvekkilinin de suç duyurunda bulunduğunu, müvekkilinin mevduat hesabından bilgisi dışında çekilen 20.000,00 TL’nin 1.000,00 TL’nin 30/03/2016 tarihinde … tarafından hesabına iade edildiği, bakiye 19.000,00 TL’sinin ise iade edilmediğinden bahisle 19.000,00 TL’nin işlem tarihi olan 15/03/2016 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; banka tarafından yapılan teftiş incelemesinde davacıya ait işlemin … Direkt şifresi cep telefonuna güvenlik amacıyla gönderilen cep şifrenin girilmesi neticesinde gerçekleştirildiği anlaşıldığından bankanın kusur ve sorumluluğunu bulunmadığını, bankanın internet bankacılığı hizmetinin uluslar arası alanda kabul edilen güvenlik standartlarında olduğunu, davacıya internet bankacılığı kullanım esasları güvenliğine dair gerekli uyarılarının yapılmış olması sebebiyle kusurlu olanın davacı olduğundan bahisle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafta bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf delilleri toplanmış ve bilirkişi raporu alınmıştır.
31/05/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacının cep telefonuna gelen şifre ile EFT işlemi yapıldığından davalı bankanın sorumluluğunun bulunmadığının belirtildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Görevli mahkemenin belirlenmesinde dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un dava konusu uyuşmazlık ile ilgili 3/1-k-1, 4/3, 73/1 ve 83/2 maddelerinde yer alan hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-k maddesinde; tüketicinin, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade ettiği,
3/1-l maddesinde; tüketici işleminin, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade ettiği,
4/3.maddesinde; Tüketiciden; kendisine sunulan mal veya hizmet kapsamında haklı olarak yapılmasını beklediği ve sözleşmeyi düzenleyenin yasal yükümlülükleri arasında yer alan edimler ile sözleşmeyi düzenleyenin kendi menfaati doğrultusunda yapmış olduğu masraflar için ek bir bedel talep edilemeyeceği, bankaların, tüketici kredisi veren finansal kuruluşlar ve kart çıkaran kuruluşlar tarafından tüketiciye sunulan ürün veya hizmetlerde ise tüketiciden faiz dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin usul ve esaslar Bakanlığın görüşü alınarak bu Kanunun ruhuna uygun olarak ve tüketiciyi koruyacak şekilde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirleneceği,
73/1.maddesinde; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli olduğu,
83/2.maddesinde; taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda; davacının bankanın gerçek kişi müşterisi olduğu, bu kapsamda taraflar arasındaki hukuki ilişkide davacının 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-k maddesinde belirtildiği şekilde tüketici konumunda olduğu, yapılan işlemin de 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-l maddesinde ifade edilen tüketici işlemi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinin görevine girdiği, mahkememizin ise görevsiz olduğu anlaşılmaktadır.
Göreve ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Bu sebeplerle; dava dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1., 20., 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
Karar kesinleştiğinde ve süresinde talep halinde görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli mahkemesine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra davaya yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtaratına,
4-Harç ve masrafların görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.22/01/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır