Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/833 E. 2019/531 K. 21.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/833
KARAR NO : 2019/531
DAVA : Tazminat (Yayımlama Sözleşmesinden Kaynaklanan), Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ : 05/08/2016
KARAR TARİHİ : 21/05/2019
BİRLEŞEN … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2016/1002 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 05/10/2016

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Yayımlama Sözleşmesinden Kaynaklanan), Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
ASIL DAVA
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 13/11/2015 vade tarihli 20.000-TL bedelli teminat senedini davalıya vererek aralarında 17/07/2012 tarihinde akdedilen sözleşme ile davalının İzmir ili Karabağlar bölge bayiliğini aldığını, bu sözleşme gereğince müvekkilinin davalı abonelerine abone sayısı kadar gazete dağıtımı yapma konusunda anlaştığını ve müvekkilinin işe başladığını, müvekkilinin bu tarihten itibaren aynı iş yerinde tahsilatçı olarak çalışan ve aynı zamanda eşi olan … aracılığı ile ödemelerini düzenli olarak yaptığını ve üzerine düşen görevi yerine getirdiğini, tüm ödemelerin ve tahsilatların düzenli olarak önce … adına daha sonraki süreçte ise … ‘ün … hesabına yaptırıldığını, ancak davalı şirketin müvekkilinin isteği dışında sürekli olarak belirlenen miktardan daha fazla sayıda gazete yolladığını ve iadesini kabul etmediğini, davalı şirketin sürekli olarak bu durumu sürüncemede bırakarak fazladan gösterilen gazetelerin ödemelerinin bakiyeden düşüleceğini belirttiğini, sürekli olarak iadeye hazır olduklarını belirtmelerine rağmen çeşitli bahanelerle geçiştirdiğini, bunun yanında birçok abonman iflas ettiğinden veya genel merkezin promosyonları yollamamasından dolayı ödeme yapmamaya başladığını ve bunlardan kaynaklı ödenmeyen miktarların da müvekkiline yansıtıldığını, müvekkilinin düzenli olarak ödemeleri yapmasına rağmen 1 Ağustos 2015 günü sözleşmeyi müvekkilinin borçlarını ödemediğini iddia ederek tek taraflı fesheden davalı şirketin … İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlattığını, söz konusu senetteki vade tarihinin sonradan yazıldığını, senedin teminat senedi olarak “malen” kaydıyla mal karşılığında verildiğini ancak davalının 20.000-TL’lik fatura tanzim ettiğini, müvekkilinin uyarılarını sürekli geçiştiren davalı bölge temsilcisi … ‘nın fazladan gelen gazetelerin borçlarının bakiye alacaktan düşeceklerini söyleyerek müvekkilinin sürekli oyaladığını, son 4 ayın dekontlu bakiyeden düşürülmediğini, (-31/01/2015 tarihinde 1.600-TL bakiye alacaktan düşürülmemiş (dekont), -16/03/2015 tarihinde 500-TL bakiye alacaktan düşürülmemiş(dekont), -09/06/2015 tarihinde 1.050-TL bakiye alacaktan düşürülmemiş (dekont), -07/08/2015 tarihinde 750-TL bakiye alacaktan düşürülmemiş (dekont) ) Müvekkilinin tüm borçlarını ödemesine rağmen davalı şirketin tirajını korumak için bastırdığı ve müvekkili tarafından hiçbir şekilde talep edilmeyen gazetelerin basımını gerçekleştirerek İzmir ili Karabağlar bölgesi için müvekkilini borçlu göstermeye çalıştığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile müvekkilinin … İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davalının kötü niyetle haraket ederek müvekkiline zarar verdiğinden %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın borca ilişkin verilen bononun teminat senedi olduğuna dair beyanlarının asılsız olduğunu, bir senedin teminat senedi sayılabilmesi için senedin vade kısmına “teminat senedidir” ve senedin ön yüzüne “şu sözleşmeye konu olarak hazırlanmıştır” ibaresinin yazılmasının gerektiğini, davacının sadece gazete dağıtımı konusunda müvekkili şirket ile sözleşme imzaladığını belirtmiş ise de bu hususun gerçeği yansıtmadığını, 17/07/2012 tarihli sözleşme tarafların edimlerini açıkça kararlaştırdığını, sözleşmenin 3. Maddesi gereği; ” … gazetesi ve diğer yayınların, ilavelerin ve promosyonlarının Bayi tarafından kararlaştırılan il/ilçelerde abonelere dağıtımın yapılarak, abonelik bedellerinin tahsil edilmesi, yeni aboneliklerin tesis edilmesi.. ” müvekkili davacının edimleri arasında belirtildiğini, buna rağmen sadece gazete dağıtımından bahsedilmesinin sözleşme içeriğine aykırı olup kabulünün mümkün olmadığını, davacı bayi ve abone satışları nedeni ile ödemeler olduğunu ve düşülmediğini belirtmiş ise de bu hususunda gerçeği yansıtmadığını, kurumsal müşterilerin aldıkları gazeteler için tüm bayilere ayrı ayrı fatura kesmek istemediğini, tek bir bayiye toplu fatura kesimi yapıldığını, bu şekilde ana bayi adına kesilen faturanın yine ana bayi tarafından tahsil edildiğini ve müvekkili şirket hesabına gönderildiğini, tüm bu nedenlerle davacının haksız ve mesnetsiz beyanlarını kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini, %20 den aşağı olmamak üzere tazminatın davacıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin yengesi olan …’ın söz konusu teminat senedini … Bölge Müdürlüğü’ne vererek aralarında 17.07.2012 tarihinde akdedilen sözleşme ile … İzmir İli … bölge bayiliğini aldığını, Bu aşamada müvekkilinin aile ilişkileri ve …’da çalışması sebebiyle senedin altına kefil olarak imzasını attığını, Bu sözleşme gereğince müvekkilinin yengesi (diğer senet borçlusu)nin , … abonelerine abone sayısı kadar gazete dağıtımı yapma konusunda anlaştığını ve işe başladığını, Müvekkilinin senetle ilgili herhangi bir borcu bulunmadığını, yengesinin tüm ödemeleri davalı şirkete yaptığını ve bu sebeple de menfi tespit davası açtığını, …’ın teminat senedi olarak verdiği ve diğer borçlusunun da müvekkilinin olduğu teminat senedinin, iş ilişkisinde borç bulunmaması sebebiyle iptali istemli dava açtığını, bu sebeplerle müvekkilinin de borcu kabul etmediğini, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış bulunan … esas sayılı ve hala derdest olan dava ile açmış bulundukları dava arasında sıkı bir bağlantı bulunduğunu, iş bu dosyanın … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış bulunan … esas sayılı dava ile birleştirilmesine, kötü niyetle hareket ederek müvekkiline zarar veren davalı şirketin %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dışı üçüncü şahıs olan … ile müvekkil şirket arasında 17.07.2012 tarihli Bayilik Sözleşmesi akdedildiğini ve bu sözleşme hükümlerince ticari faaliyete başlandığını, Akabinde yine bu sözleşmenin 6.4. maddesi gereğince; dava dışı …’ nın … bünyesine olan 130.586,34 TL cari hesap borcu sebebiyle; kambiyo senedine bağlı olmayan 110.586,34 TL’ lik kısmı, … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, Bakiye borç olan 20.000,00 TL’ nin senede bağlanmış olması sebebiyle; işbu meblağ, … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile kambiyo takibi başlatıldığını, Dava dilekçesindeki ifadeler incelendiğinde, davacı/ borçlunun kendi rızası ile …’ nın müvekkil kurum ile ticari iş ilişkisine başlayabilmesi amacı ile kefil olduğu anlaşıldığını, Ancak davacı/ borçlu kendisinin borcu olmadığı konusunda beyanda bulunduğunu, Ticari faaliyette bulunulan kişinin zaten … olması sebebiyle ve kendisinin kefil olması sebebiyle işbu senet borcu dolayısı ile açılan takipte borçlu konumunda olduğunu, Davacının senette kefil konumunda olması ve ticari iş sebebiyle işbu senedin tanzim edilmesi; müşterek müteselsil kefil konumunda olan ve senette yer alan 20.000,00 TL ile bağlı kalınmak suretiyle, davacının da borçlu sıfatına haiz olduğunu ortaya koyduğunu, … ile müvekkil kurumun ticari ilişkisinin mevcut olduğunu konusunda bir uyuşmazlık söz konusu olmadığını, Bu durum davacı tarafından ikrar edildiğini, bu nedenlerle Davanın reddine, Müvekkil şirket lehine % 20′ den az olmamak kaydı ile davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, Birleştirme talepleri ile ilgili hususların mahkemenin takdirine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Asıl Dava ve birleşen davanın davacıların davalıya … İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyası ile başlatılan takip nedeni ile borçlu olmadıklarının tespiti istemidir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlular aleyhine 20.000-TL asıl alacacağın, 1.231,23-TL işlemiş faiz ve 60-TL %0,30 Komisyon olmak üzere toplam 21.291,23-TL alacağın tahsili amacıyla 14/06/2016 tarihinde 1 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliğ edildiği görülmüştür.
Mahkememizce dava ve birleşen dava, cevap, ibraz edilen deliller, tarafların ticari defter kayıt ve belgeleri, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesine karar verildiği, Muhasebe finans uzmanı bilirkişi … tarafından sunulan 07/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı yan defterlerinin işletme hesabına göre tutulduğu anlaşılmakla, işletme defterleri, yapı itibarıyla borç/alacak hareketlerini ihtiva etmediğinden, davacı defterlerinde davalı alacağı ya da takibe konu senedin varlığı yönünden herhangi bir tespit ve değerlendirme yapılamadığı, İncelenen davalı şirketin 2015-2016 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış beratlarının yasal süresinde alındığı, envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin de yasal süresi içerisinde yaptırıldığı, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutuldukları, Davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran, 14.06.2016 takip tarihi itibarıyla davacı yandan 130.586,34 TL alacaklı göründüğü, her iki davaya konu senedin “teminat senedi” olduğunun değerlendirilmesi halinde dahi, davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre alacaklı olması karşısında, senedin tahsile koyulup alacak bakiyesinden düşülebileceği, nitekim davalı şirketin alacak bakiyesinden 20.000,00 TL tutarındaki senet bedelini düşerek kalan bakiye üzerinden icra takibi başlattığı, Davacı yanın iddia ettiği şekli ile davalı yana, taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı işlerden borcunun bulunup bulunmadığı hususunun değerlendirilebilmesi için rapor içerisinde açıklanan nedenlerle, davacı yanın, sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarihten icra takip tarihine kadar geçen süre için iddialarını ortaya koyacak şekilde bir cari hesap dökümü oluşturması, ekine tevsik edici nitelikteki tüm belgeleri eklemesi gerektiği, ancak bu halde davalı kayıtları ile bir mukayese yapılabilmesi söz konsu olabilecek, var ise uyumsuzlukların tespitinin yapılabileceği, aynı zamanda tarafların karşılıklı iddia ve itirazları dikkate alındığında, sektörün işleyişini de değerlendirebilecek uzmanlığa sahip bir sektör bilirkişisinin heyete ilave edilmesi ile taraflar arasındaki borç/alacak durumunu etkileyebilecek sektörel uygulamaların tespit edilebileceği kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında 17.07.2012 tarihinde “… Medya tarafından Ulusal /Yerel düzeyde yayınlanan … gazetesi ve diğer yayınların, ilavelerinin ve promosyonlarının Bayi tarafından kararlaştırılan İl/İlçelerde abonelere dağıtımının yapılarak, abonelik bedellerinin tahsil edilmesi, yeni abonelerin tesis edilmesi konulu ” Sözleşme mevcut olup
Davacı … ‘ın cari hesap bakiye borcu 13.11.2015 vadeli 20.000,00 TL bedelli ödeyecek kısmında … ve kefil olarak … ‘ın isim ve imzalarının yer aldığı senede bağlanmış olması sebebiyle; işbu meblağ, … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile kambiyo takibi başlatıldığı ve davacıların bahse konu senedin teminat senedi olduğu iddia edilmektedir.
Mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla İncelenen davacı şirkete ait 2015 yılı işletme defter tasdikinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, davacı defterlerinin işletme hesabına göre tutulduğu, işletme defterlerinin borç/alacak hareketlerini ihtiva etmediğinden, davacı defterlerinde davalı alacağı ya da takibe konu senedin varlığı yönünden herhangi bir tespit ve değerlendirme yapılamadığı, davalı şirketin 2015-2016 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış beratlarının yasal süresinde alındığı, envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin de yasal süresi içerisinde yaptırıldığı, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutuldukları, davalı şirket ticari defterlerinde davacıya ait muhasebe hareketlerinin … “Alıcılar” ve … “satıcılar” hesabında takip edildiği, davalının cari hesap ekstresi incelendiğinde … hesapta 28.12.2015 tarihi itibarıyla herhangi bir borç/alacak bakiyesinin olmadığı hesabın sıfırlandığı, … numaralı satıcılar hesabının 14.06.2016 takip tarihi itibarıyla bakiyesine göre davacının davalı yana 130.586,34 TL borçlu olduğu ,davacı tarafça borç olarak gözüken 130.586,34 TL lik gazetelerin fazlaya ilişkin gazeteler olduğu, ve davacı tarafça iade alınmadığı davacının bunu depo etme şansı olmadığından geri dönüşüme gönderdiği ve bedelini davalıya iade edildiğini beyan etmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmenin 4.2.4 maddesi uyarınca “..bayi dağıtımın yapıldığı il ve ilçelerdeki nüfusunun %1 oranın da aboneye ulaşmak mecburiyetinde olup ilk üç ayda hedeflenen toplam abone sayısının %25 ine ulaşmak, bundan sonra da abone sayısını toplam hedef gerçekleşinceye kadar her ay %10 artırmak zorundadır… ” 5.1 .maddesi “ürünler bayinin talep ettiği oranda gönderilir. Bu nedenle bayi sipariş ettiği ürün adedini önceden … medyaya yazılı olarak bildirmek zorundadır. ” ,5.4 maddesi “ürünler bayi tarafından sipariş şeklinde talep edildiğinden mücbir sebep olmaksızın iade uygulaması yapılamaz.” 5.5 maddesi “ürünlerin bayiye tesliminden sonra her türlü kayıp ve zayi bayiye aittir” düzenlemeleri mevcut olup davaya konu senedin “teminat senedi” olduğunun değerlendirilmesi halinde dahi, davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre alacaklı olması karşısında, senedin tahsile koyulup alacak bakiyesinden düşülebileceği, nitekim davalı şirketin alacak bakiyesinden 20.000,00 TL tutarındaki senet bedelini düşerek kalan bakiye üzerinden icra takibi başlattığı anlaşılmıştır.
Davacının işletme defteri tutması ve işletme defterlerinin yapısal özelliğinin, borç/alacak, tahsilat/ödeme kayıtlarını ihtiva etmememesi nedeni ile taraflar arasındaki cari hesap farklılığının karşılaştırılması mümkün olmadığı, davacının sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarihten icra takip tarihine kadar geçen süre için iddialarını ortaya koyacak şekilde bir delilin ortaya konulmadığı, davalının kendi ticari defter kayıtlarına nazaran, 14.06.2016 takip tarihi itibarıyla davacı yandan 130.586,34 TL alacaklı göründüğü, kambiyo senedine bağlı olmayan 110.586,34 TL’ lik kısmı, … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile takibe konulduğu Bakiye borç olan 20.000,00 TL’ nin senede bağlanmış olması sebebiyle; işbu davaya konu meblağ için … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile kambiyo takibi başlatıldığı birleşen dosya davacısının ise senede kefil olarak imza attığı kefilin de dava konusu borç uyarınca sorumlu olduğu, senedin borçtan mücerret olup teminat senedi iddiasının ispat edilemediği bu nedenle Asıl davanın ve birleşen davanın reddi ile yine koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 44,40-TL karar harcının davacıdan peşin alınan 29,20-TL harçtan mahsubu ile bakiye 15,20-TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 2.725-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davalının yapmış olduğu 165-TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
7-Birleşen davanın REDDİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 341,55-TL den 44,40-TL nispi karar harcının mahsubu ile kalan 297,15-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
9-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 2.725-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
10-Kötü niyet tazminat taleplerinin koşulları oluşmadığından reddine,
Dair, davalı ve birleşen dosya davalısının yüzüne karşı davacının yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/05/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır