Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/777 E. 2019/10 K. 15.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/777 Esas
KARAR NO : 2019/10

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/07/2016
KARAR TARİHİ : 15/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında 28/03/2011 tarihinde ”İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi, LPG Bayilik Sözleşmesi ve her ikisini kapsayan Bayilik Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmenin süresinin 5 yıl olup sürenin 28/03/2016 tarihinde bittiğini, müvekkil şirketin 18/02/2016 tarihinde davalı şirkete ihtarname gönderdiklerini, sözleşmenin feshinden sonra hesap mutabakatı için icra dosyasına dayanak faturalar tanzim edilerek davalı tarafa tebliğ edildiğini fakat davalı tarafın faturaları iade ettiğini, bunu üzerine müvekkilinin ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı taraf aleyhine takip başlatıldığını ve davalı tarafın kötü niyetli olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı şirket tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı şirketin alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; müvekkil şirketin sözleşme uyarınca üzerine düşen edimleri eksiksiz ve sürekli olarak yerine getirdiğini, davacının müvekkil ile imzalamış olduğu Sözleşme’nin 7-1 Maddesi uyarınca, toptan alımlardan ayrık olmak üzere, müvekkil Şirket tarafından belirlenen ticari koşullar (standart vade) ile tüm sözleşme süresi boyunca toplamda 18.966 m3 akaryakıt almayı taahhüt etmişse de bu taahhüdüne aykırı davranmak sureti ile toplamda 5.361 m3 eksik alım gerçekleştirdiğini, bu 5.361 m3 miktarındaki eksik alımına istinaden de davacının müvekkil şirkete 160.820 USD cezai şart borcu doğduğunu, İşbu 160.820 USD tutarındaki cezai şart borcunun ödenmesi için 29.03.2016 tarihinde ihtarname ile davacıdan talep olunmuşsa da bahse konu tutarın ödenmediğini, taraflar arasındaki sözleşmelerin sürelerinin dolması ve taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin sona ermesi ertesinde, taraflar arasındaki sözleşmeler ve bayilik ilişkisi kapsamında müvekkilin davacı nezdinde sair alacakları da doğduğunu ve bu alacaklarında henüz ödenmediğini, davacının dava dilekçesinde takibe konu etmiş olduğu alacağının 34.896,17 TL’lik kısmının, davacının bayi olarak faaliyet göstermekte olduğu ve müvekkil lehine intifa hakkı tesis etmiş olduğu gayrimenkul üzerinde yer alan intifanın süresinin dolmasına binaen intifanın fek edilmesi nedeniyle ödemiş olduğu harçlarının yarısının tarafımızca ödenmesi talebine dayanmış olduğu anlaşıldığını, davacının dava dilekçesinde konu etmiş olduğu diğer iddialar ile faturalar da herhangi haklı bir nedene dayanmadığını, bu sebeple bu iddia ve faturaların da tarafımızca kabulünün mümkün olmadığını ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davacının davalı taraftan fatura alacacağı bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.
Delil olarak; icra dosyası, fatura ve cari hesap kayıtları, mail yazışmaları, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 227.767,96-TL cari hesap alacağının tahsili amacıyla 05/05/2016 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 06/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 11/05/2016 tarihinde borca itiraz ettiği, davalı borçlunun itirazının süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce dava dosyası ve ilgili kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı ve miktarının hesaplanması ile uygulanan faiz yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 12/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda; ”Davacı şirket tarafından davalı şirkete (20/02/2016-20/04/2016) tarihleri arasında 9 adet açık irsaliyeli e-fatura tanzim edilerek gönderildiği kesilen açık e-faturalar davacı şirketin ticari defterlerine muhasebe kaydı yapıldığı ve bunun karşılığında davalı şirketin kesilen e-fatura bedellerini ödemediği davacı şirketin ticari defterini incelenmesi durumunda davalı şirketten 211.004,88-TL alacaklı olarak muhasebe kaydı yapıldığı tespit edildiği, davalı şirketin 20/04/2016 tarihli cari hesaplarında davacı şirkete 221.873,62-TL borçlu olarak muhasebe kaydı yapılmış olduğu, ancak işlenmeyen 35.706,74-TL faturalardan dolayı fark olduğunun tespit edildiği, davalı şirket davacı şirket ile ilgili 01/10/2016 tarihli 175525 nolu hesabında davalı şirkete 143.877,35-TL borçlu olarak muhasebe kaydı bulunduğu tespit edildiği” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; Taraflar arasında bayilik sözleşmesinin 28/03/2011 tarihinde imza edildiği, 5 yıl süreli olduğu, süre sona ermeden davacı tarafça usulüne uygun şekilde sözleşmenin fesih edildiği, davalı tarafça feshin gereklerinin yerine getirilmediği, buna istinaden davacı tarafça faturalar tanzim edilerek icra takibi yapıldığı, davalı tarafın takibe itiraz ettiği, alınan bilirkişi raporu ve tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucu davalı tarafın davacı tarafa mutabık kalınan 211.004,88 TL borçlu olduğu anlaşılmakla taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiş olup davalı tarafça bilinen ve likit olan borca davalı tarafın haksız ve kötü niyetle itiraz ettiği anlaşıldığından davalı tarafın asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalı tarafın … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 211.004,00 TL üzerinden devamına,
Asıl alacak 211.004,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 14.413,68-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 3.603,43-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 10.810,25-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 18.610,24-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 3.603,43-TL harç, 49,00-TL posta gideri ve 4.300,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.952,43-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.15/01/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır