Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/716 E. 2018/1348 K. 18.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/716 Esas
KARAR NO : 2018/1348

DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 23/06/2016
KARAR TARİHİ : 18/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; dava dışı 3.şahıslar … müşteri nolu … Ltd.Şti. İle bu şirketin ortağı olan … müşteri nolu … ve … müşteri nolu …’ın davalı bankanın müşterisi olduğunu, davalı bankanın ticari ilişkileri kapsamında bu kişilere çek defterleri verdiğini ve karşılığında ipotek dahil çeşitli teminatlar aldığını, bu kapsamda davacının eşi …’a ait taşınmazında ipotek edildiğini, zaman içinde davalı bankanın bu müşterilerinin maddi sıkıntı içine girdiğini ve şirketin iflasına karar verildiğinden davalı bankaya ipotekli taşınmazın satılması gerektiğini, taşınmaz üzerindeki ipotek nedeniyle satılamadığını, bu nedenle … tarafından taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş ise de davalı bankanın alacağı bulunmadığı halde iade edilmediğini iddia ettiği bazı çekler nedeniyle yasal sorumluluklarının doğabileceğinden bahisle ipoteğin kaldırılması için 18.000,00-TL nakdi teminatın depo edilmesini şart koştuğunu, taşınmazı maddi sıkıntı nedeniyle biran önce satmak durumunda olan … dava yoluyla ipoteğin fekkinin uzun zaman alacağını, bu durumda alacaklıların yasal yollara başvuracağını ve borçlarının katlanarak artacağını düşünerek davalı bankanın isteğini kabul etmek zorunda kaldığını ve 3.şahıslardan …’ın eşi olan davacı … ile davalı banka arasında 22/11/2011 tarihli Mevduat Rehni Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede adı geçen müşterilerin bankaya borcu bulunmadığını, söz konusu çeklerin bankaya ibraz edilmediğini, karşılıksız kalmadığını ve banka mükellefiyet bedeli talep edilmediğinden bankanın çek mükellefiyet bedeli ödeme sorumluluğu doğmadığını, davalı bankanın sorumluluğunun devam ettiği çek var ise sadece bu çekler yönünden ve çekin ibraz tarihine göre belirlenecek tutarı elinde tutabileceğinden bakiye parayı taraflarına ödemesi gerektiğini, davalı bankanın herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı halde dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı olarak rehni kaldırmadığını ve hesaptaki parayı ödemediklerini ve tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile rehnin kaldırılmasına, mevduat hesabında bulunan paranın yatırıldığı tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; söz konusu bloke davacının müvekkil banka ile imzalamış olduğu Mevduat Rehin Sözleşmesi ve 5941 sayılı yasanın 3. Maddesinde düzenlenen bankaların her bir çek yaprağı için ödemekle yükümlü olduğu tutardan kaynaklandığını, müvekkil bankanın dava konusu edilen çek yapraklarına ilişkin ödeme yükümlülüğü 30.06.2018 tarihinde sona ereceğini, davacının müvekkil bankaya herhangi bir başvuruda bulunmaksızın huzurdaki davayı açtığını, davanın açılması ile haberdar olan müvekkil banka hesaptaki blokenin 10.340,00-TL’lik kısmını çözdüğünü, davacının … numaralı hesabında dava dilekçesinin aksine 18.000,00-TL değil 17.000,00-TL’lik bloke olduğunu, mevduat rehin sözleşmesine konu çeklerin müvekkil bankaya ibraz edilmediğini ve banka sorumluluk bedeli talep edilmemiş çekler olduğundan halen müvekkil bankanın riski devam ettiğini, mevduat rehin sözleşmesine konu 9 adet çek için de müvekkil bankanın 6.660,00-TL’lik banka sorumluluk bedeli ödemesi riskinin devam ettiğini, müvekkil banka tarafından davacı hesabındaki 10.340,00-TL’lik bloke çözülmüş olduğundan huzurdaki davanın 10.340,00-TL yönünden konusu kalmadığını, davanın konusu kalmayan 10.340,00-TL’lik kısmı yönünden müvekkil bankaya davacının herhangi bir başvurusu olmadığından, yargılamaya sebebiyet vermeyen müvekkil bankanın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini, davacı tarafından ileri sürülen söz konusu çeklerle ilgili zamanaşımına yönelik iddianın gerçek dışı olduğunu, dava dilekçesinde bizzat belirtildiği gibi zamanaşımı süresi “ibrazdan itibaren” işlemeye başlayacağını, karşılıksız çeklerde banka sorumluluk tutarı riski bulunan müvekkil bankanın riski kadar tutarı blokeye alması taraflar arasında rehin sözleşmesine uygun olduğunu ve tüm bu nedenlerle davanın konusu kalmayan 10.340,00-TL’lik kısmı yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 9 adet çeke dair 6.660,00-TL’lik devam eden bloke yönünden müvekkil bankanın blokesi rehin hakkına dayalı hakkı olduğundan bu tutar yönünden davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
5941 sayılı Çek Kanunu’nun Geçici Madde 3 (4) fıkrasının “Bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, muhatap bankanın 3 üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu 30/6/2018 tarihinde sona erer.” hükmünü düzenlediği, yargılama devam ederken işbu fıkrada yer alan tarihin geçmiş olduğu anlaşılmıştır.
GEREKÇE :
Dava, davalı bankanın çeklere Mevduat Rehni Sözleşmesi uyarınca uyguladığı rehnin kaldırılması ve çeklere konulan banka sorumluluk bedeli blokesinin kaldırılması isteminden ibarettir.
Tüm dosya kapsamı ve taraflarca ibraz edilen deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı banka tarafından dava dışı …’a teslim edilen 2001 ve 2008 yıllarına ait çeklerin bankaya ibraz edilmemesi üzerine, taraflar arasında Mevduat Rehni Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme gereği davacının bir miktar parasının rehnedildiği, yargılama devam ederken bankanın bu çekler için sorumluluğunun devam ettiği tarih olan 30/06/2018 tarihinin dolmasıyla sözleşme ve rehnin hükümsüz hale gelip davanın konusuz kaldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 9 ncu maddesinde rehnin süresinin düzenlendiği buna göre rehnin, teminat altına alınmış borçlar tamamen sona erdiğinde sona ereceğinin düzenlendiği bu suretle dava açıldığı tarih itibarıyla davalı bankanın rehni çözmemekte haklı olduğu anlaşıldığından konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davanın açıldığı zaman davacı taraf haksız olduğundan yargılama giderlerine mahkum edilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 35,90-TL karar ve ilam harcının davacıdan peşin alınan 307,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 271,50-TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra davacının talebi halinde iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.18/12/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır