Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/707 E. 2018/41 K. 23.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/620 Esas
KARAR NO : 2018/40
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/06/2016
KARAR TARİHİ: 23/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; 21/10/2010 tarihinden 23/07/2012 tarihine kadar müvekkil şirket bünyesinde bulunan işletmelere davalı şirket tarafından elektrik tedarik edildiğini, davalı şirket tarafından düzenlenen faturalarda kullanılan enerji bedelinin içine kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli ve perakende satış bedeli dahil edildiğini, bu bedellerin faturaya yansıtılmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu ve tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile müvekkil şirket işletmelerine ait 21/10/2010 tarihinden 23/07/2012 tarihine kadar olan dönemlerde haksız olarak tahsil edilen kayıp kaçak bedeli üzerinden hesaplanan enerji fonu, trt fonu, belediye tüketim vergisi, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış bedeli toplamının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; elektrik faturalarında yer alan tüm gelir kalemleri ile ilgili düzenleme yapma yetkisinin EPDK ‘da olduğunu; EPDK kararlarının düzenleyici işlem olduğundan hem elektrik tedariklerini hem de aboneleri bağladığından dava konusu bedellerinde EPDK’nın kurul kararları ile uygulamaya koyduğu gelir kalemleri olduğundan, davalının söz konusu bedelleri abonelerin faturalarına yansıtmakla yükümlü olduğunu; aksi halde davalının idari yaptırımlara muhatap olacağı; ayrıca, davacı iddiası kapsamında, davalının sebepsiz zenginleşmesininde bulunmadığını ve bu kapsamda kayıp kaçak bedellerinin de iade yükümlülüğü bulunmadığı gibi ayrıca, davacının dava konusu faturalara tebliğden itibaren 8 gün içinde itiraz etmediğinden bu faturaların dereceatının da kesinleştiğini; davalının temerrüte düşürülmediğinden faizin başlangıcına yönelik isteminin de yerinde bulunmadığını; davaya cevap dilekçesinde ayrıntılı belirtilen açıklamalar kapsamında, davanın esastan da reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Mahkememizce davanın 6719 sayılı yasa gereği reddine karar verilmiş olup bilindiği üzere davanın yasa gereği reddine karar verildiği durumlarda tarafların yürürlüğe giren yasa öncesi haklılık durumlarının tespitinde hukuken fayda görülmektedir. Mahkememizin 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi öncesine ilişkin değerlendirmesi şu şekildedir: Dosyanın tarafları tacirdir, davalı şirket elektrik dağıtım firmasıdır ve her iki taraf da tacirler arası hak ve sorumluluk statüsüne sahiptir. Kayıp kaçak ve sair bedellerin iadesine ilişkin davalar öncelikle tüketici mahkemelerinde görülmeye başlanmıştır. Ardından Yargıtayın birtakım kararları ile kayıp kaçak ve sair bedellerin iadesine yönelik kararlar verilmiş bu yönde kararlar üzerine ticari şirket ve işletmelerde çok sayıda kayıp kaçak ve sair bedeli iadesine yönelik davalar açmıştır. Mahkememizce dosya taraflarının tacir olması ve iadesi istenen alacağın faturaya dayalı olması nedeniyle davacı yanca fatura içeriğine yasal süre içerisinde itiraz edilmediğinden fatura içeriğinin kabul edildiği değerlendirilmiştir. Bununla birlikte mahkemelerce kayıp kaçak ve sair bedellerin iadesine yönelik verilen mahkeme kararları ve Yargıtayın bir kısım dairelerinin bu yöndeki kararları konuyu hukuken tartışmalı hale getirmiştir. Bunun üzerine 6719 sayılı yasa ile tartışmalı hale gelen durum açıklığa kavuşturulmuştur. Bu yasa ile kayıp kaçak ve sair bedellerin EPDK’nın öngördüğü ölçütler dahilinde tahsil edilmesinin hukuka aykırı olmadığı; mahkemelerin ancak EPDK tarafından belirlenen ölçülere uygunluk denetimi yapabileceği öngörülmüştür. Böylelikle kayıp kaçak ve sair bedel tahsilinin hukuka aykırılığı tartışması sonlandırılmıştır. Bu yönüyle 6719 sayılı yasanın açıklayıcı hüküm getirdiği değerlendirilmiştir.
Açıklanan nedenlerle 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı yasadan önce hukuki durumun tartışmalı olması ve bu tartışmaya yasa ile son verilmesi nedeni ile davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş, bununla birlikte anılan yasadan sonra açılan davalarda davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir. Davacı yönünden ise İstinaf Mahkemelerinin konu ile ilgili verdiği son kararlar dikkate alınanak dava açılış tarihi itibariyle davacı tarafın haklılık durumu gözetilerek davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Ayrıca konu ile ilgili Anayasaya aykırılık iddiaları nedeni ile Anayasa Mahkemesine başvurular bulunuyor ise de mahkememizce anayasaya aykırılık iddiasının ciddi görülmemesi ve 5 aylık yasal bekleme süresinin de dolması nedeni ile Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruların sonucu beklenmemiş yasa gereği davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına,
3-Alınması gerekli 35,90-TL karar ilam harcından peşin alınan 29,20-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 6,70-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğunda karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.gereğince 1.000-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.23/01/2018
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır