Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/668 E. 2018/1066 K. 16.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/668 Esas
KARAR NO : 2018/1066

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/06/2016
KARAR TARİHİ : 16/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkil şirket tarafından 10/10/2013 tarihli Hakediş ve Teslim Tutanağında kaleme alınan işlerin tamamının yapılarak davalıya anahtar teslim mahiyetinde teslim edildiğini, müvekkilin davalının alt yüklenici olarak çalıştığını, davalı şirketin hak ediş teslim tutanağındaki işleri teslim aldığı halde müvekkiline işin bedelini ödemediğini ve müvekkilini mağdur ettiğini, müvekkil şirketin hakedişleri alamaması üzerinde …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın hesap mutabakatı sağlanamadığı gerekçesi ile takip tarihi itibari ile herhangi bir borcu kabul etmeyerek itiraz ettiğini, Davalı borçlunun … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; davacı tarafça müvekkil aleyhine 28.11.2013 tarihinde … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi açılmış olup takip konusu alacak araştırılmaya muhtaç olduğundan 10.12.2013 tarihinde itiraz edildiğini, 13.12.2013 tarihinde ek beyan ile tespit edilen borç miktarı icra dosyasına ödenmiş olup davacı tarafa 31.01.2014 tarihinde reddiyat yapıldığını, itirazdan en geç reddiyat tarihinde muttali olan davacı/alacaklı bir yıl içinde 31.01.2015 tarihine kadar ( İİK.m 67) itirazın iptali davası açması gerekirken yaklaşık 2,5 yıl sonra huzurdaki davayı açtığını, süresinde açılmayan itirazın iptali davasının zamanaşımı yönünden itirazları olduğunu, davacı tarafından müvekkil şirkete işbu 09/09/2016 tarihine kadar sadece 5.000-TL. bedelli bir adet fatura düzenlendiğini ve ancak fatura bedeli dışında makbuz mukabilinde elden 900-TL. ödendiğini, dolayısı ile cari hesap 5.900-TL üzerinden kapandığını, bunun dışında eft yoluyla gönderildiğini, fatura düzenlenmediğinden cari hesaba girmeyen 3.000-TL. de ödendiğini, davacı yanın takip dayanağı işler ile ilgili olarak başkaca fatura düzenlemediği gibi hali hazırda icra dosyasına ve elden ödenen meblağlar kadar düzenlenmiş bir fatura da bulunmadığını, dolayısı ile cari hesap gereği müvekkil şirket, davacı şirketten alacaklı konumda olduğunu ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davalıya verilen hizmet nedeni ile düzenlenen fatura bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.
Delil olarak; icra dosyası, fatura ve cari hesap kayıtları, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 42.088,37-TL asıl alacak, 508,52-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 42.596,89-TL’nin tahsili amacıyla 28/11/2013 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 05/12/2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 10/12/2013 tarihine borca itiraz ettiği, itirazın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce Taraf şirketlerin 2013-2014 yıllarına ait ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı ve miktarının hesaplanması yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, Muhasebe Finans Uzmanı SMMM bilirkişi tarafından sunulan 05/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda; ”31/01/2014 tarihinde …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yatırılan tutarın davacı ve davalının muhasebe kayıtlarında gözükmediğini, davacının 2014 yılı dönem sonu muhasebe kayıtlarında icra dosyasına yatırılan tutar hariç davalıdan 49.926,36-TL alacaklı olduğunun gözüktüğünü, davalının 2014 yılı dönem sonu muhasebe kayıtlarında davacıya borcu olmadığı dönem sonu bakiyesinin sıfır olduğunun gözüktüğünü, faturaların davacı tarafından davalıya düzenlenmiş olduğunun görüldüğünü, takibe ve davaya konu edilen faturaların davalıya teslimine ilişkin olarak ise dosyanın tetkikinde herhangi bir doneye rastlanmadığı” kanaatiyle bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında alt yükleniciliğe ilişkin anlaşma bulunduğu, taraflar arasında cari hesap/hakediş mutabakatı sağlanamadığı, davalı tarafça takibe konu borcun bir kısmının ödendiği, taraf ticari defteleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesine göre iki taraf defterlerinin de usulüne uygun tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğrulamadığı, bu suretle defter kayıtlarının davacı lehine delil olamayacağı, davacı tarafça davalı tarafa da tebliğ edilen bir fatura bulunmadığı anlaşıldığından davacı tarafın davasını ispat edemediği sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 35,90-TL karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 271,94-TL harcın mahsubu ile arta kalan 236,04-TL harcının davacı tarafa kararın kesinleşmesinden sonra iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.406,80-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 14,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK. 333. md. uyarınca taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı ve davalı taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/10/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır