Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/624 E. 2019/212 K. 26.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1245
KARAR NO : 2019/209
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/12/2015
KARAR TARİHİ : 26/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 22/11/2014 tarihinde plakası belirlenemeyen faili meçhul sevk ve idaresindeki bir aracın çarpması sonucu yaralandığını ve sakat kaldığını, kaza tarihinde aracın trafik sigortasının bulunmadığını, kazada müvekkilinin herhangi bir kusurunun da bulunmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.000-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren ticari faizi olmaması halinde mevduata uygulanan en yüksek faiz yine olmaması halinde yasal faizi ile birlikte davalıdan kusur durumları, sigorta poliçeleri yönetmelik ve mevzuat sorumlulukları dahilinde olmak üzere tahsiline, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın beyan edilen şekilde gerçekleştiğinin kesin olarak ispatlanmasının gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan aracın ve sürücüsünün araştırılmasını, bu yolda ilgili soruşturma makamına müzekkere yazılarak kazaya ve yaralanmaya sebebiyet verdiği beyan olunan aracın ve sürücüsünün bulunup bulunmadığının sorulmasını talep ettiklerini, müvekkili kurumun zorunlu mali mesuliyet sigortası teminat limitleri ve plakası tespit edilemediği beyan edilen aracın kusur oranı ile sınırlı sorumlu olduğunu, bu nedenle kazanın beyan edilen şekilde gerçekleştiğini kabul anlamına gelmemek kaydıyla adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesi nezdinde kusur incelemesi yapılmasını ve kazanın gerçekleşmesinde plakası tespit edilemediği beyan edilen aracın kusuru bulunmaması nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, maluliyet oranının kaza sonucu oluşan arazların kaza ile illiyetleri de tespit edilmek suretiyle belirlenmesinin gerektiğini, bu nedenle Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasının gerektiğini, geçici iş görmezlik dönemi tazminat hesabına dahil edilemeyeceğini, kazazedenin çocuk olduğunu ve herhangi bir iş kolunda çalışmasının mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava 22/11/2014 tarihinde plakası ve sürücüsü belirlenemeyen bir aracın çarpması sonucu davacının yaralanması sonucu maddi tazminatın davalı Güvence Hesabından tahsilini talebi istemidir.
Davacının 22/11/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına ilişkin Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 07/06/2018 tarih ve … karar sayılı incelemesi sonucunda; … oğlu … doğumlu …’in 22.10.2014 tarihinde maruz kalmış olduğu trafik kazasına bağlı sağ bacak kemik kırığı arızası nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 (bir) kabul olunarak: Gr1 XII(32a…1) A%5, E cetveline göre %3.3 (yüzdeüçnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği kanaati bildirilmiştir.
Tarafların tüm delillerini ikamesini müteakip, “tarfik kazası nedeniyle bedeni zarara uğrayan davacının, bu zararlarının davalı güvence hesabından isteyip istemeyeceği, miktarının ne olduğu, kazanın oluşumda kayaza karışanların kusur oranları ve davacının talep edebileceği tazminat miktarı”nın hesaplanması bakımından dosya Prof. Dr. … ile … tarafından oluşan heyete tevdi edilmiş, bilirkişilerce düzenlenen 07/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Mevcut bilgi ve bulgular ışığında, 22/11/2014 tarihli trafik kazasında plakası ve kimliği tespit edilemeyen aracın sürücüsünün trafik kuralların aykırı davranışlarıyla asli ve tam kusurlu olduğu, davacı yayanın kusursuz olduğu, Davacının talep edebileceği sürekli is göremezlik maddi zararının 36.203,06 TL olduğu, Temerrüt başlangıcının 25.12.2015 dava tarihi ve işleyecek faizin yasal faiz olduğu kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili 29/01/2019 havale tarihli beyan dilekçesi ile dava dilekçesinde 4.000-TL olarak gösterdikleri dava değerini ıslah ederek 36.203,06-TL’ye yükselttiklerini beyan etmiştir.
Yüksek Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere, maddi tazminatların, kazalının kaza tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlere göre tespit ve hesaplanması gerekmektedir. Yine Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince, kişinin vücut bütünlüğünün ihlali nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazmitanı olarak ifade edilmektedir. Bu durum her ne kadar sorumluluk hukukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de, burada vücut bütünlüğü ihlal edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durum ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir.
Dosya kapsamına ibraz edilen deliller ,bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde ,dosya kapsamında mevcut 25/11/2014 tarihli Tutanakta, 22/11/2014 tarihinde saat 11:00 sıralarında … Mahallesi, … Caddesi, … önünde … T.C. numaralı … oğlu, 1998 doğumlu … isimli şahsın yaralanması olayı ile ilgili olarak bahse konu kaza ile ilgili yapılan inceleme de; olayın … Mahallesi, … Caddesi, Meslek Lisesi ön tarafında meydana gelmiş olduğu, plakası ve modeli alınamayan bir aracın …’ i yaralaması sonucu 112 marifetiyle hastaneye sevk edildiğinin anlaşıldığı”nın belirtildiği görülmüştür.
2918 sayılı KTK nun Yayaların Uyacakları Kurallar başlığı altında verilen 68. Maddesinin “b” fıkrasında, taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmelerinin yasak olduğu, yayaların bu yerlerden geçerken ışıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne almak zorunda oldukları belirtilmiştir. İlgili yasa maddesinde, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları aynı statüde değerlendirilmiştir. İlgili maddeye göre yayların yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışlarında yolu geçmelerine engel bir durum yoktur. Söz konusu madde, yayaların ışıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne almak zorunda oldukları belirtilmekle birlikte ilk geçiş hakkına ilişkin bir düzenleme getirilmemiştir. Yasada yer almayan hükümler yönetmelikler ile belirlenmiş olup, K.T.Y. nin Kavşaklarda Geçiş Hakkı Başlığı altında verilen 109.maddesinin, “Kavşağa gelen sürücüler kavşak giriş ve çıkışlarından kurallara uygun olarak karşıya geçen veya geçmek üzere olan yayalara geçiş hakkını verme zorundadırlar” şeklindeki “d” fıkrası ile geçiş hakkına ilişkin düzenleme yapılmıştır. İlgili yasa maddelerine göre yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışlarında ilk geçiş hakkı yayalara aittir.
Diğer yandan, 2918 sayılı K.T.K. nun Hızın Gerekli Şartlara Uygunluğunun Sağlamak başlığı altında verilen 52. maddesinin “a” fıkrasında, sürücülere, kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak zorunluluğu getirilmiştir. İlgili yasa maddesinde yer alan hızın azaltılması eyleminin, gerekli durumda kavşak girişinde emniyetli duruş sağlayacak mertebede hızın azaltılması olduğu açıktır.
İlgili yasa maddelerine göre yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışlarında ilk geçiş hakkı yayalara ait olup, yaya ve okul geçidi ile kavşağa yaklaşan sürücülerin, araçlarının hızlarını emniyetli duruş yapabilecek mertebede azaltması, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışlarından yolun karşısına geçen yayalara ilk geçiş hakkını vermeleri yasa gereği zorunludur.
Anılan durum karşısında , 22/11/2014 tarihli trafik kazasında plakası tespit edilemeyen aracın kimliği tespit edilemeyen sürücüsünün trafik kuralların aykırı davranışlarıyla asli ve tam kusurlu olduğu, davacı yayanın kusursuz olduğu, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Güçü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümlerinden yararlanılarak Adli Tıp Kurumu 3.Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenmiş 07/06/2018 tarihli rapora göre, davacının maluliyet oranı %3,3 iyileşme süresi 9 ay olarak belirlenmiştir.
Yargıtay … HD’ nin 17.2.2017 T., … E. , … K. sayılı kararında özetle;
“Somut olayda davacı küçük… yaralanıp sakat kaldığından bahisle maddi tazminat isteminde bulunulmuştur. Davacı… kaza tarihinde 6 yaşında olup…%8.1 oranında daimi malul kaldığı, iş ve güçten kalma süresinin 45 gün olduğu tespit edilmiştir. Hesap bilirkişisi tarafından küçük İbrahim için daimi maluliyet tazminatı yanında, kaza tarihinden itibaren 45 gün için geçici işgöremezlik tazminatı hesabı da yapılmış, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davacı… bakımından davanın kabulü ile toplam 15.186,72 TL maluliyet nedeniyle maddi tazminata hükmedilmiştir. … kaza tarihinde henüz 6 yaşında olup gelir getiren bir iste çalışması söz konusu olmadığı, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından, mahkemece aecici işgöremezlik zararı bulunmadığının gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir” denilerek hüküm kurulmuştur.
Yargıtay … HD’ nin yukarıda anılan 17.2.2017 T. , … E. , … K. sayılı kararı dikkate alınarak kaza tarihinde (17) yaşında olan davacının kaza tarihi itibarı ile gelir getirici bir işte çalıştığına dair belge bulunmadığından davacı yönünden gecici is göremezlik maddi zarar alacağının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Uzman bilirkişilerce yapılan hesaplamalara göre, davacının 22/11/2014 tarihinde maruz kaldığı trafik kazası sonucu …’in %3,3 nispetindeki maluliyetiyle orantılı olarak Davacının 18 yaşından itibaren gelir elde edeceği göz önüne alınarak Davacının talep edebileceği sürekli is göremezlik maddi zararının 36.203,06 TL olduğu tespit edilmiştir.
Anılan durum karşısında Plakası tespit edilemeyen aracın sürücüsü olayda % 100 kusurlu olduğu, Davacı … olayda kusursuz olduğu, söz konusu olayda plakası tespit edilemeyen aracın sürücüsünün kusuru oranında, … Garanti Fonu Yönetmeliği’nin 9-1/a maddesinde (Sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanan tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar) Güvence Hesabının sorumlu olacağı maddi tazminat tutarının 36.203,06-TL olduğu temerrüt tarihine ve kazaya karışan aracın ticari nitelikte olduğuna dair dosya kapsamında bir belge ibraz edilmemiş olması nedeni ile faiz başlangıcının dava tarihinden itibaren ve yasal faiz olması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 36.203,06-TL sürekli iş görmezlik tazminatının 25/12/2015 dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 2.473,03-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 142,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.330,33-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4,332,34-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 170,40-TL ilk gider, 1.500-TL bilirkişi, 179,35-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.849,75-TL. Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/02/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır