Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/583 E. 2018/1356 K. 18.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/583
KARAR NO : 2018/1356

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2016
KARAR TARİHİ : 18/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin Likit Petrol Gazi (LPG) dağıtım firması olup davalı şirketin müvekkilinin otogaz bayiliğini üstlendiğini, taraflar arasındaki Eskişehir Kütahya karayolu Dutluca Köyü Kümbet Kavşağı İnönü Eskişehir adresinde 2010 yılından beri devam eden bayilik ilişkisinin 27/01/2015 tarihli otogaz LPG bayi sözleşmesi ile 5 yıl süreli olarak yenilendiğini, böylece bayilik ilişkisinin 27/01/2020 tarihine kadar yenilendiğini, davalının sözleşmenin ekinde imzaladığı satış taahhütnamesi ile sözleşme süresince müvekkilinden aylık 2 ton LPG almayı taahhüt ettiğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanacak her türlü alacağına, cezai şart ve kar mahrumiyetine karşılık 25.000-TL teminat verdiğini, davanın LPG alımına başlamadığı gibi … Noterliğinin 03/06/2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarı ile bayilik sözleşmesini tek taraflı olarak sona erdirdiğini, davalının bu davranışlarının taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesine aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin … Noterliğinin 15/06/2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarı ile davalı hesaplarını kat ettiğini, sözleşmenin haksız yere süresinden evvel sona erdirildiğinden bayilik sözleşmesinin 12.5 maddesi gereği asgari tutar olan 50.000-USD cezai şart ile müvekkilinin kar mahrumiyetinin 10 gün içerisinde ödenmesi ve sözleşme gereği davalıya teslim edilen ariyetlerin 3 gün içinde iadesini talep ettiklerini, ihtarnamenin 22/06/2015 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, davalının ariyetlerini teslim etmesine rağmen müvekkiline cezai şart ve kar mahrumiyeti alacaklarını ödemediğini, bu nedenlerle müvekkilinin bakiye 109.820-TL cezai şart alacağından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 9.000-TL’sinin ihtarla temerrüdün oluştuğu 03/07/2015 tarihinden itibaren Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara uyguladığı faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline, müvekkilinin kar mahrumiyeti alacağı bakımından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000-TL’nin ihtarla temerrüdün oluştuğu 03/07/2015 tarihinden itibaren Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara uyguladığı faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, alacak için zamanaşımı süresinin dolduğunu, esasa dair ise; sözleşmenin müvekkil şirketin faaliyetlerini sona erdirerek tasfiye haline gireceğinden feshedildiğini, müvekkili şirketin kurulduğundan bu yana sürekli zarar etmesi ve alınan tüm önlemlere rağmen bu durumun değişmemesi nedeniyle akaryakıt sektöründen çekilip tüzel kişiliği sona erdirme kararı aldığını, bu nedenle sözleşmenin haklı bir gerekçeye dayalı olarak feshedildiğinden sözleşmenin feshinin karşı taraf için tazminat hakkı doğurmayacağını, davacının cezai şart bedeli talebinin dayanağı olan sözleşmenin 12.5 ve satış taahhütnamesinin 2. Maddelerinde sözleşmenin bayi tarafından süresinden önce feshedilmesi halinde teminat bedelinin 5 katı tutarında cezai şart bedeli ödeneceği ve 9,5 maddesinde bayinin kusuru ile sözleşmenin süresinden önce sona ermesi halinde cezai şart bedeli ödeneceğine dair hükümlerin mevcut olduğunu, TBK 20. ve 25. maddeleri de nazara alındığında sözleşme özgürlüğünde bulunması gerekli güç dengesinin bir taraf aleyhine bozulduğu ve bu nedenle sözleşme özgürlüğüne müdahale ile sözleşme adaletinin sağlanması gereğinin ortada olduğunu, izah edilen nedenle davacı lehine cezai şart bedelinin öngörülen sözleşme maddelerinin hükümsüz olduğunu ve geçersiz maddelere dayalı olarak talepte bulunulmasının hukuken mümkün olmadığını, davacının 25.000-TL bedelli teminat mektubunun bozdurulması için bankaya ibraz etmesi üzerine teminat mektubunun işleme koyularak olumsuz sicil kaydı oluşmaması adına 25.000-TL teminat bedeli nakit olarak havale edildiğini, davacının alacaklı çıkması halinde teminatın alacaktan düşülmesini talep ettiklerini, davacının alacaklı olmaması halinde ise teminat bedelinin müvekkiline iade edilmesinin gerektiğini, bu nedenlerle davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava taraflar arasındaki Otogaz LPG Bayi Sözleşmesinin davalı tarafından feshi nedeniyle oluşan tazminat, cezai şart alacağı ve kar mahrumiyeti alacağının davalıdan tahsili istemidir.
Mahkememizce dava, cevap, ibraz edilen deliller tarafların ticari defter kayıt ve belgeleri, tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak davacının davalıdan alacağı olup olmadığı varsa miktarının ve davacı yararına cezai şart koşullarının oluşup oluşmadığının oluşması halinde davalı yanın mahfına sebebiyet verip vermediğinin de belirlenmesine karar verildiği, Bilirkişi Heyetinde bulunan Muhasebe Finans Uzmanı …, Doç. Dr. … ve Sektör Uzmanı … tarafından sunulan 27/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda; Kar yoksunluğu istemi bakımından davacı yanın 17.02.2017 tarihli dilekçesi ekinde yer alan verilerden davalı yana en son yapılan LPG oto gaz satış tutarı ile aynı döneme ait rafineri alış fiyatı arasındaki farkın KDV hariç 3,4054 – 2,7969 = 0,6085 TL/kg olduğu, bu tutarın davacı yanın brüt satış karını ifade ettiği, Satış Taahhütnamesi ’nin 1. maddesinde alım miktarı +/- %10 tolerans ile aylık 2 ton olarak belirlendiği, Tolerans yüzdesi dikkate alınarak davalı yanın ayda en az 1.800 kg LPG oto gaz ürünü alması gerektiği, Sözleşme süresi 5 yıl olduğundan, salt bu cenahtan bakılırsa; davacı yanın 60 ay x 1.800 kg = 108.000 kg ürün satışından mahrum kaldığı, bu durumda yine salt bu yönüyle bakılırsa; davacı yanın mahrum kaldığı brüt kar tutarı ise 108.000 x 0,6085 = 65.718-TL olarak hesapladığı, Davacı yanın davalı ile olan ilişkisinde gerçekten mahrum kaldığı saptanması ise giderlerden sonraki faaliyet karı dikkate alınarak hesaplanmasını gerektiğinden, davacı şirketin 2013-2014-2015-2016 yıllarında mali İdare’ye vermiş olduğu kurumlar vergi beyannameleri talep edilmiş, ancak tarafımıza kurumlar vergi beyannameleri ibraz edilmemiş, bunun yerine nakliye maliyetlerini gösteren hesaplama belgesi ibraz edildiği, Davaya konu olayda mahrum kalınan karın hesaplanabilmesi için, davacı yanın faaliyetlerin gerçekleştirilebilmek amacıyla üstlenmiş olduğu faaliyet giderlerinden sonra elde ettiği faaliyet karı oranının tespit edilmesi gerektiği, Aksi halde alış maliyetlerine salt nakliye gideri eklenmek sureti ile ortaya çıkan maliyetin, faaliyet giderleri dâhil toplam maliyet olduğu kabul edilemeyeceğini, bu itibarla davacı yanın 2014 ve 2016 yıllarına ait kurumlar vergi beyannamelerinin ibrazı halinde, faaliyet karı ortalaması tespit edilerek mahrum kalınan kar hesabının yapılabileceğinin değerlendirildiği, yargısal içtihada dayalı biçimde anılacağı üzere, davacı yanın, anılan bölgede, davalının-sözleşmeyi sona erdirmesi sonrası oluşan durumda kendi zararını azaltıcı tedbir alma mevkiinde olduğu gözetilerek, zararını azaltma zımnında davacı yanın el fer yaptığınızda ortaya koyması gerektiği kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyanın bilirkişi heyetine tekrar tevdi ile tarafların itirazlarını karşılayan ek rapor düzenlenmesi karar verildiği, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 31/07/2018 tarihli ek raporda; Davacı vekilinin bahsetmiş olduğu “genel bakış” çerçevesinde yapılacak hesaplamanın eksik olacağı yönündeki beyanlarına karşılık, mali kayıtlarında davalıya münhasır tutulmuş veriler ibraz edememiş olması karşısında, ayrıca kar mahrumiyetinin, giderlerden önceki brüt kar üzerinden değerlendirilemeyeceği yönündeki bilimsel gerçeklik göz önünde bulundurularak, kar mahrumiyeti tutarı son 3 yıllık ortalama faaliyet karlılığı dikkate alınmak sureti ile; Buna göre davacı yanın mahrum kaldığı kar tutarı 65.718,00 x 0,0981 = 6.446,94 TL olarak hesaplandığı, Dava yanlarının, Kök Rapor’a ilişkin beyanları bu alanda da incelendiği, Kök Rapor ’da bahse konu alanda değinilen hususların kaideten aynen muhafaza edildiği kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında; Eskişehir Kütahya karayolu … Köyü … Kavşağı … Eskişehir adresinde 2010 yılından beri devam eden bayilik ilişkisinin 27/01/2015 tarihli otogaz LPG bayi sözleşmesi ile 5 yıl süreli olarak yenilendiği, sözleşmenin davalı tarafından … Noterliğinin 03/06/2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarı ile bayilik sözleşmesini tek taraflı olarak feshedildiği, LPG alımının durdurulduğu hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamakta olup taraflar arasındaki ihtilaf; davalı tarafından yapılan feshin haksız fesih olup olmadığı, davacının cezai şart ve kar mahrumiyeti talep edip edemeyeceğini ve edebilecekse miktarı hususlarına ilişkindir.
Davalı taraf zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de davanın taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkiye dayalı olarak açıldığı ve zamanaşımı süresinin 10 yıl olup süresi içerisinde davanın açıldığı görülmekle zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı tarafından davacı adına keşide edilen … Noterliğinin 03/06/2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarı ile bayilik sözleşmesini akaryakıt sektöründeki faaliyetine son vereceğinden bahisle tek taraflı olarak feshetmiş ise de 2010 yılından beri devam eden bayilik ilişkisi taraflarca yenilenen 27/01/2015 tarihli otogaz LPG bayi sözleşmesi ile 5 yıl süreli olarak uzatıldığı,sözleşmenin tarafların irade uyuşması ile yenilenmesinden kısa bir süre sonra davalı tarafça feshinin hakkın kötüye kullanılması olup taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedildiği, davacı tarafın haksız fesih sebebiyle kar mahrumiyeti ve cezai şart talebinde bulunabileceği, ancak belirlenen cezai şartın davalı tarafın ekonomik mahfiyetine sebep olacağı, dolayısıyla takdiren belirlenen cezai şartta 2/3 tenkise gidilmesinin gerektiği, yine ödemesi yapılan 25.000 TL teminat mektubunun bu miktardan mahsubunun gerektiği, kar mahrumiyeti yönünden ise ancak yeni bir bayilik sistemi için gerekli 3 aylık süre yönünden talepte bulunabileceği, davacının zararı azaltmakla yükümlü olduğu, bakiye kısım yönünden sebepsiz zenginleşme hususunun gündeme geleceği sübuta ermekle;davanın kabulü ile, her nekadar davacı yanın cezai şart alacağı mübrez raporda 50.000 USD karşılığı 134.820,00 TL olarak belirlenmiş ise de, bu miktar cezai şartın davalının ekonomik mahfiyetine sebep olacağı kanaati mahkememizde hasıl olmakla, takdiren 2/3 oranında indirime gidilerek davacının cezai şart alacağının 44.940,00 TL olarak belirlenmesine, davalının 25.000 TL teminat mektubunun takas mahsup savunması değerlendirilerek bu miktarın mahsubu neticesi davacı yanın cezai şart alacağının neticeten 19.19.940 TL olarak tespitinin ve talep aşılamayacağından 9.000 TL cezai şart ve her ne kadar davacı yanın yeni bir bayi oluşturması için gerekli sürenin 60 ay olduğu ve sözleşme uyarınca sözleşme süresince olduğu kararlaştırılmış ise de bayi veren davacının o bölgede başka bir bayilik vermiş ya da vermemiş olsa bile yeni bayiliği verebileceği makul süre boyunca olması gerektiği göz önüne bulundurularak, davalının da faaliyetine son verip ticareti terk ettiği yönündeki beyanı dikkate alınarak makul sürenin 3 ay olması gerektiği kanaatine varılmış ibraz edilen bilirkişi raporu ile sözleşme süresi olan 60 ay olarak hesap edilen 65.718, 00 TL nin 3 aylık makul süreye ilişkin kar mahrumiyeti alacağına tekabül eden karşılığının 3.825.90 TL olarak hesaplanmış ancak davacı tarafça dava dilekçesinde belirtilen talep aşılamayacağından 1.000 TL kar mahrumiyeti olmak üzere toplam 10.000 TL’nin 03/07/2015 temerrüt tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, dair aşağıdaki hükmün kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-a-Davanın KABULÜ ile taraflar arasındaki sözleşmenin 12/5 maddesi ve eki mahiyetindeki satış taahhütnamesinin 2. Maddesi uyarınca cezai şart bedeli olarak belirlenen 50.000-USD karşılığı 134.820-TL cezai şart alacağı tespit edilmiş ise de bu miktar cezai şartın davalı tarafın ekonomik mahfiyetine sebep olacağı kanaati mahkememizce oluşmakla yerleşik Yargıtay uygulamaları gereği 2/3 oranında takdiri indirim uygulanmakla davacı tarafın cezai şart alacağının 44.940-TL olarak belirlenmesine,
b-Davalının 25.000-TL miktarlı teminat mektubunun davacı tarafça paraya çevrilmesinin hesaplanan cezai şart alacağından mahsup edilmesi yönündeki takas mahsup talebinin kabulü ile belirlenen 44.940-TL cezai şart alacağından 25.000-TL’nin mahsubu ile davacı tarafın 19.940-TL cezai şart alacağına hak kazanmış olmasına rağmen davacı talebiyle bağlı kalınmak kaydıyla 9.000-TL cezai şart alacağının temerrüt tarihi olan 03/07/2015 tarihinden itibaren işleyen değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı vekilinin yerleşik Yargıtay uygulamaları uyarınca yeni bir bayi oluşturma için gerekli makul sürenin (bilirkişi raporu uyarınca 60 ay karşılığı hesap edilen 65.718 TL nin 3 aya karşılık gelen 3.285,90 TL ) 3 ay olduğu nazara alınmakla 3.285,90 TL kar mahrumiyeti alacağından taleple bağlı kalınarak 1.000 TL nin temerrüt tarihi olan 03/07/2015 tarihinden itibaren işleyen değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 683,10-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 170,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 512,32-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 199,98-TL ilk gider, 3.150-TL bilirkişi, 208,40-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 3.558,38-TL. Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/12/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır