Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/579 E. 2019/1165 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/579 Esas
KARAR NO : 2019/1165
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/08/2013
KARAR TARİHİ : 10/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkil şirket ile dava dışı … Hiz.Tic.AŞ. arasında 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanunu çerçevesinde … Noterliği’nin 24/12/2007 tarihli … yevmiye numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi ve … Noterliği’nin 22/01/2008 tarihli … yevmiye numaralı Finansal Kiralama Tadil Sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeyi davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, … Noterliği’nin 23/02/2009 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçlu kiracıya ödeme planının bildirildiğini, davalı tarafın sözleşme hükümlerine aykırı davranarak kira bedellerini ödememesi üzerine … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmesi üzerine icra takibi durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; müvekkili …’un, … Hizmetleri AŞ’nin ortağı ve şirket yetkili iken 20/09/2010 tarihinde hisse devir sözleşmesi yaparak hisselerini gayri kabili rucu olarak devretmiş ve şirket ile hiçbir ticari ilişkisi kalmadığını, müvekkili ile karşı davalı taraf arasında ticari anlamda bir ilişki kalmadığını, daha önceki yıllardaki finansal satış sözleşmesi kapsamında davacıya verilen bir teminat senedi mevcut olduğunu, davalının bu kapsamda verilen teminat bonosuna tediye ve vade tarihi koyarak müvekkili hakkında icra takibi yaptığını, bu takipler sonucu bir adet müvekkiline ait şahsi aracın fiilen haciz işlemi uyulandığını ve halen yapılan icra takiplerinin devam ettiğini, müvekkilinin eskiden ortak olduğu … Hizmetleri AŞ hakkında … Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı dosyası kapsamında iflas erteleme kararı alındığını ve davlaının bu nedenle alacağını tahsil edemediği için müvekkili tarafından 2008 yılında verilen bonoyu kambiyo takibine konu ettiğini, müvekkilinin karşı taraf davlı şirkete borçlu olmadığını, davalının … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında 63.794,26-USD borçlu aslen iflas erteleme davası açan … Hizmetleri AŞ olduğunu beyan ederek, haksız olarak müvekkil şirket aleyhine açılan davanın reddi ile talep edilen alacağın %20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, dava masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca davalı-kiracı şirketçe kira bedellerinin ödenmemesi üzerine finansal kiralama sözleşmesinin feshedilerek ödenmeyen kira bedellerinin davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefilden tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama sonucu; bilirkişi raporu hazırlamak üzere dosya tevdii edilen bilirkişi … 16/06/2014 tarihli raporunu sunmuştur. Finans Uzmanı Öğretim Üyesi Prof.Dr. … tarafından sunulan 16/06/2014 tarihli rapor özetle; ”Finansal Kiralama Sözleşmesine istinaden icra takip tarihi olan 09/11/2012 itibariyle davacının dava dışı … Sağ.Hiz.Tic.AŞ.den 58.816,38 USD ve 335.731,31 USD asıl finansal kira alacağının bulunduğu, takip tarihi itibariyle sözleşmenin devam ettiği, davacının dava dışı kiracıdan tahakkuk etmiş bakiye kira alacağına istinaden 09/11/2012 tarihinde takip borçluları aleyhine 61.460,06 USD asıl alacak üzerinden takibe geçtiği ancak davacının dava dışı kiracıdan takip tarihi itibariyle tahakkuk etmiş kira alacağının 58.816,38 USD olduğu” kanaatiyle rapor tanzim edildiği görülmüştür. İddia, cevap, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ve yapılan yargılama sonucunda, davacı şirket ile davadışı şirket arasında imzalanan 24.12.2007 tarihli Finansal Kiralama sözleşmesi ile 22.01.2008 tarihli Finansal Kiralama tadilat sözleşmesini davalı, müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalamıştır. Ancak sözleşmelerde davalının kefil olduğu miktar yazılmamıştır. Kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde düzenlenmesi ve kefilin sorumlu olduğu miktarın açıkça gösterilmesi zorunludur. Sözleşmelerin imzalanması tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı sayılı BK nun 484. Maddesinde; “Kefaletin sıhhati, tahriri şekle riayet etmeğe ve kefilin mes’ul olacağı muayyen bir mikdar iraesine mütevakkıftır.” Buna göre davalının FK sözleşmelerindeki kefaleti geçersiz olduğundan ve davacının bu sözleşmeler nedeniyle davacıya karşı borcu doğmadığından davanın reddine, davacının takibinde kötüniyeti sabit olmadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine mahkememizce 17/11/2014 tarih ve … Esas 2014/311 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 27/01/2016 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla ”Dava konusu 24.12.2007 tarihli finansal kiralama sözleşmesi ile 22.01.2008 tarihli finansal kiralama sözleşmesinin eki niteliğindeki davalı-kefilin ismi ve imzası bulunan ödeme planlarında, yine davalı-kefilinin imzası bulunan finansal kiralama sözleşmesi ve tadil sözleşmesi ile eki proforma faturalarda malın kiralama bedeli, toplam taksit sayısı ve taksit meblağları belirtildiği görülmüştür. Her ne kadar söz konusu finansal kiralama sözleşmelerinin imzalandığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 484. maddesi hükmü uyarınca kefalet miktarı bu sözleşmelerde açıkça yazılı değil ise de Yargıtay’ın 12.04.1944 tarihli ve 14/13 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gözetildiğinde borç miktarı belli olduğuna göre davalının anılan sözleşmelerdeki kefaletinin geçersiz olduğu kabul edilemez. Bu durumda mahkemece açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuş ve dosya yeni bir esas almıştır.
Taraflarca delil olarak; … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, ihtarnameler, fatura ve tesellüm belgeleri, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 09/11/2012 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 26/11/2012 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından 28/11/2012 tarihinde borca, ödeme emrine, takibe ve tüm fer’ilere itiraz ettiği ve davalı borçlu vekilinin itirazının süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce dava dosyası ve ilgili bilgi, belgeler ile kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak bilirkişi rapor alınmasına karar verilmiş olup Mali Müşavir … tarafından sunulan 10/04/2018 tarihli rapor özetle; ”Davalının sözleşmeye müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı ile borçtan 1.759.734,58 USD ye kefil olduğu, davalının borçtan kefalet limiti ile borcun tamamından sorumlu olduğu, davacının kefiller aleyhine 09/11/2012 takip tarihli icra takibinde toplam 63.794,26 USD talep ettiği, yapılan incelemede davacının takip tarihi itibariyle ve tahsilde tekerrür olmamak üzere 61.460,06 USD asıl alacak, 1.396,03 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 62.856,09 USD alacağının tespit edildiği, davacının 938,17 USD talebinin yersiz olduğu ve reddinin gerekeceği” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
Dosyanın kapsamı gereği rapor yeterli görülmemekle mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, Yargıtay ilamı ve dosya kapsamı doğrultusunda finansal kiralama konusu emtianın satılması sonucu davacı alacağında azalma meydana gelip gelmeyeceği, yine satılmayan emtialar ile ilgili kira alacağı doğup doğmayacağı hususlarında bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, Bankacı … , emekli İcra Müdürü …, Finans Uzmanı … ve Makine Yüksek Mühendisi Dr. … tarafından sunulan 31/07/2019 tarihli rapor özetle; ”Davacı tarafça 09/11/2012 tarihinde başlatılan icra takibinde toplam 63.794,26 USD üzerinden takibe geçildiği, yapılan hesaplama sonucunda davacının 09/11/2012 takip tarihi itibariyle dava dışı şirketten 61.460,26 USD asıl alacak ve 1.371,65 USD temerrüt faizi olmak üzere toplam 62.831,71 USD alacak tutarının bulunduğu, bu durumda 962,55 USD lik fazla talebin yerinde olmadığı, davalı tarafından şirketteki hisselerinin devri yapılarak 20/09/2010 tarihinde ortaklıktan ayrıldığı anlaşılmakla birlikte Yargıtay’ın kefaletin şirket ortaklığına bağlı olmadığı ve ortaklıktan ayrılmanın kefaleti sona erdirmediği görüşünde olduğundan davalının dava dışı şirketin takip tarihi itibariyle hesaplanan 62.831,71 USD lik borcundan tahsilde mükerrerlik olmamak üzere sorumlu tutulabileceği, davacı tarafından dava dışı şirkete ve müteselsil kefillere gönderilen ihtarname sonucu kira bedellerinin zamanında ödenmemesi nedeniyle ödemede temerrüde düşen kiracıya tebliğ tarihinden itibaren verilmesi gereken 60 günlük yasal sürenin 18/09/2013 tarihinde dolmuş olmasına rağmen borç ödenmediğinden sözleşmenin fesih şartlarının oluştuğu, fesih şartının oluştuğu 18/09/2013 tarihi itibariyle davacının toplam 460.549,52 USD alacağının bulunduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 21.maddesi uyarınca talep edilebilecek faiz oranının hükme bağlandığını, takip talebinde istenilen %25 temerrüt faiz oranının uygun olacağı, dava tarihinden önce 175.874,13 USD ve dava tarihinden sonra 21.287,85 USD tahsilat yapıldığının anlaşıldığı, takipten sonra davadan önce 10/06/2014 tarihinde yapılan tahsilat sonrasında dava dışı şirketin takibe konu ettiği alacağın tamamını ödediğinden davalı …’un sorumlu tutulabileceği bir borcu kalmadığı” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
GEREKÇE :
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller, Yargıtay ilamı ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, davalı-kiracı şirketçe kira bedellerinin ödenmemesi üzerine finansal kiralama sözleşmesinin feshedilerek ödenmeyen kira bedellerinin davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefilden tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 31/07/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu hüküm kurmaya elverişli olup raporda dava tarihi 21/08/2013 yazılacağına sehven 18/09/2014 olarak yazılmış bu durumun düzeltilmesi için ek rapor alınmasına gerek görülmemiş mahkememizce dava tarihi 21/08/2013 olarak rapor hükme esas alınmıştır, itirazın iptali davaları icra takibi sırasındaki hal ve şartlara göre görülür, takipten sonra davadan önce ödeme olmuşsa davada değerlendirilir, davadan sonra ödeme olmuşsa icra müdürlüğünce bu durum değerlendirilir, davamızda bilirkişi raporuna düzeltilmiş dava tarihi göz önünde bulundurularak bakıldığında dava açılmadan önce yapılan bir ödeme bulunmamaktadır, dava açıldıktan sonra 10/06/2014 tarihinde ilk ödeme yapılmıştır, dolayısıyla bu husus infaz sırasında icra müdürlüğü tarafından nazara alınmak zorundadır, icra takip tarihi itibariyle de davalı kefilin borç miktarı tespit olunduğundan davanın kısmen kabulüne, davalının likit ve bilinebilir borca ödeme yapmadığı halde haksız olarak itiraz ettiğinden icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 61.460,06 USD asıl alacak ve 1.371,65 USD işlemiş faiz üzerinden tahsilde mükerrerlik olmamak üzere ve davadan sonra yapılan ödemelerin infazda icra müdürlüğü tarafından nazara alınmak suretiyle aynen devamına,
Asıl alacak 109.398,91 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 7.639,82-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 1.375,20-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 6.264,62-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 1.375,20-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 11.697,24-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.092,24-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 3.600,00-TL bilirkişi ücreti ve 329,30-TL posta giderleri olmak üzere toplam 3.929,30-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 3.857,14-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK. 333. md. uyarınca taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde taraflara iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.10/12/2019

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪