Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/528 E. 2018/1242 K. 27.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/528 Esas
KARAR NO : 2018/1242

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2016
KARAR TARİHİ : 27/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; davalı şirketin müvekkil şirketin eski gümrük müşavirliğini yapan şirket olduğunu, 09/03/2016 tarihinde müvekkil şirket tarafından halihazırda çalışmakta olduğu yeni gümrük müşavirliği 3.kişi Mari Gümrük Müşavirliği firmasına iki adet masraf listesi doğrultusunda ithalat ve vergi giderleri ödemesi yapması gerektiğini, müvekkil şirket yetkilisi … tarafından davalı şirket tasfiye memuru …’ın sahibi olduğu … Gümrükleme ve Müşavirliği Ltd. Şti. hesabına …Ltd.Şti.ne İthalat ve Vergi Giderleri Bedeli açıklaması ile 32.700-TL tutarında Eft yapıldığını, müvekkil tarafından yapılan hata sonradan far edilerek hali hazırda çalışmakta olduğu Mari Gümrük Müşavirliği firmasına aynı meblağın banka yoluyla yeniden gönderildiğini, müvekkil şirket yetkilisi şifahen davalı şirket tasfiye memuru ile görüştüğünü ve sehven gönderilen meblağın iade edileceğinin söylendiğini, davalı şirket tasfiye memurunun ilgili meblağın tamamını veya kısmen müvekkiline iade etmediğini, bunun üzerine 16/03/2016 tarihinde … 31.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davalı şirket aleyhine sehven gönderilen meblağın iadesi için icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davalı şirket tasfiye memuruna tebliğ edilmesinden sonra 21/03/2016 tarihinde hem şahsı adına hem tasfiye halinde şirket adına takibe ve borca haksız olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı şirket tasfiye memuru icra takibine sanki böyle bir para transferi yapılmamış gibi gerçeğe aykırı beyanda bulunarak itiraz ettiğini, müvekkil şirketin davalı şirketçe zarara uğratıldığını ve tüm bu nedenlerle davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı şirketin alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı ve davaya ilişkin herhangi bir cevap vermediği anlaşıldı.
GEREKÇE:
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davacının davalıya sehven yapmış olduğu ödemenin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar ve kötü niyet tazminatı istemine ilişkindir.
Delil olarak; icra dosyası, hesap kayıtları, banka dekontu, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen … 31.İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 32.700,00-TL asıl alacağın tahsili amacıyla 16/03/2016 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlunun 21/03/2016 tarihinde borca itiraz ettiği, davalı borçlunun itirazının süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller doğrultusunda bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, bilirkişi tarafından sunulan 05/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda; ”Davacı kayıtlarına ve beyanına göre taraflar arasında yazılı olmasa da sözlü bir sözleşmenin bulunduğu, aralarında temel bir ticari ilişkinin kurulduğu, taraflar arasında 01/01/2015-02/06/2015 tarihleri arasında cari hesap ilişkisinin olduğu, 02/06/2015 tarihinden sonra taraflar arasında cari hesap ilişkisinde bulunulmadığı, 02/06/2015 tarihi itibariyle ve sonrasında da davacının davalıya borcu gözükmediği, davacı tarafından davalı hesabına 09/03/2016 tarihinde internet bankacılığı yolu ile … Dış Tic.Ltd.Şti.gümrükleme masrafı ve vergiler izahatıyla Eft havalesi yapılarak 32.700,00-TL gönderildiği, bu havale işleminden dolayı davacının kesin delil vasfı taşıyan ticari defter ve kayıtlarında davacının davalıdan 32.700,00-TL alacaklı gözüktüğü, davacının davalıya ticari ilişkiden kaynaklanan ödenmesi gereken mevcut bir borcu olmadan havale yoluyla ödemede bulunduğu, ödemenin hataen yapılmış olduğu, davacının davalıdan 16/03/2016 takip tarihi itibariyle 32.700,00-TL alacaklı bulunduğu, asıl alacağa takip tarihi itibariyle %10,50 ve değişen oranlarda avans faizi talebinde bulunulabileceği” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı tarafın davalı tarafa sehven para gönderdiği bu paranın iadesi için icra takibi yaptığı, davacı tarafın iddiasının aksine yönelik bir savunma ve delil dosyaya sunulmadığı gibi alınan bilirkişi raporuna göre de para gönderiminin sehven yapıldığının anlaşıldığından davalı tarafın icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
Anılan durum karşısında takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması, davalı tarafça sehven yapıldığının bilinmesi nedeniyle davalı-borçlunun İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu olması gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalı tarafın … 31. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
Asıl alacak 32.700,00 TL’nin %20 oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 2.233,74-TL karar harcının davacıdan peşin alınan 394,94-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 1.838,80-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.924,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 394,94-TL harç, 91,20-TL dava masrafı ve 500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 986,14-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/11/2018

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır