Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/472 E. 2018/667 K. 27.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/472 Esas
KARAR NO : 2018/667
DAVA : Alacak (Ticari Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2016
KARAR TARİHİ: 27/06/2018
Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA /Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkili şirketin elektrik enerjisini 2011-2016 yılları arasında … tarafından elektrik enerjisinin sağlandığını, 28/05/2013 tarihi itibari ile elektrik enerjisini davalı şirketten sağlanmaya başlandığını, … tarafından müvekkili şirket adına düzenlenen elektrik faturalarında kullanılan aktif enerji bedeline kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli ve perakende satış bedelinin dahil edildiğini, aynı zamanda %1 enerji fonu, %2 TRT fonu, %5 Belediye Tüketim Vergisi ve kayıp kaçak bedelinin dahil edildiği miktar üzerinden hesaplanarak faturaya dahil edildiğini, davalı şirketin bununla birlikte haksız olarak alınan bu bedeller toplamı üzerinden %18 KDV tahakkuk ettirdiğini, davalının aktif elektrik bedeli dışında yapılan işbu tahakkuk ve tahsilatların keyfi olduğunu, bu nedenlerle haksız olarak tahsil edilen kayıp kaçak elektrik bedeli ile sayaç okuma bedelinin tespitinin yapılarak şimdilik 7.379-TL, kayıp kaçak bedeli dahil edilerek hesaplanan %1 enerji fonu, %2 TRT fonu ve %5 belediye tüketim vergisi ile haksız olarak tahakkuk ettirilen işbu tüm bedeller toplamı dahil edilerek hesaplanan %18 KDV’nin tespiti yapılarak şimdilik 1.000-TL, dağıtım bedeli, iletim bedeli ve perakende satış bedellerinin tespitinin yapılarak şimdilik 139.710,13-TL olmak üzere toplam 148.089,13-TL bedelin her bir faturanın ödenmesinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP /Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın muatabı EPDK olduğunu, Müvekkili şirketin EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereği tespit edilen tarifelere göre faturaları tahakkuk ettirdiğini, Davanın EPDK’ya karşı idari yargıda açılmasının gerektiğini, EPDK tarafından resmi İnternet sayfasında 07/12/2011 tarihinde yayımlanan duyuru ile kamooyunun bilgilendirildiğini, kayıp kaçak bedelinin, daha önce olmayan bir bedelin uygulanmaya konması değil, maliyet kalemlerini ayrıştırarak faturalarda gösterilmesinin söz konusu olduğunun bu duyuruda açıklandığını, Ayrıca davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olmasını kabul etmediklerini, Davacının ödediği bedellerin faturalarda belirli olduğunu, bu itibarla belirsiz yada kısmi alacak davası açması usul hukukuna aykırı olduğunu, Müvekkil şirket tarafından tahakkuk ettirilen başta kayıp kaçak bedeli olmak üzere, faturayı oluşturan diğer kalemler, elektrik piyasasında faliyet gösteren perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketlerinin kullanıcılarar yansıtacağı tarifeler “6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ” uyarınca EPDK tarafından çıkartılan “Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği , Tarife uygulama te bliğileri, Elektrik piyasasında gelir ve tarife düzenlemesi” kapsamında düzenlemeye tabi unsurlar ve raporlamaya ilişkin esaslar hakkında tebliğ, hükümleri dikkate alınarak belirlendiğini, Tarifelerin uygulanması, lisans sahibi şirketler 15/04/2015 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6639 sayılı yasasının 18. Maddesi hükmüne görede düzenleme yapma yetkisi EPDK’nın olduğunu, tüketicilerin elektrik enerji ihtiyacının karşılanabilmesi için dağıtım şirketleri dağıtım sisteminde kaybolan elektrik enerjisini perakende satış lisansı kapsamında temin etmekle yükümlü olduğunu, sisteminde kaybolan enerjinin üretim kaynaklarından temin edilmesinde oluşan maliyetlerin karşılanmasına ilişkin enerji birim fiyatı EPDK tarafından onaylanan kayıp kaçak bedeli olarak adlandırılmış tarifeyi oluşturduğunu, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava ; taraflar arasında akdedilen elektrik satış sözleşmesi nedeniyle enerji bedeli faturası içinde haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin davalıdan tahsili amacıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki elektrik enerjisi alım satımından doğan uyuşmazlığın giderilmesi yönünden; davalı şirket nezdindeki davacıya ait abone dosyası getirtilerek ve taraflarca gösterilen kanıt ve belgeler dosyaya eklenilerek; dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi İbrahim Şenol un 14/12/2017 tarihli raporu alınmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre:
Davacı şirketin, davalı şirketten satın aldığı elektrik enerji bedeli faturaları içinde ; kayıp- kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli ile kayıp-kaçak bedeli üzerinden alınan TRT payı adı altındaki tahsilatlar konusunda ; geçmişe de etkili olarak dava açıldıktan sonra,17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren
6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanun “17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile getirilen;
”Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun (EPDK nun) düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü
Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmü uygulanacaktır.
Yapılan yasal düzenleme gereğince mahkememizce alınan bilirkişi İbrahim Şenol un raporunda davalı tarafça yapılan tahsilatın EPDK’nun bu konudaki düzenleyici işlemlerine ve tarife yönetmeliklerine uygun olduğu tespit edilmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında ilk derece mahkemelerinin Anayasa Mahkemesi ne yaptığı somut norm başvurusu sonucu verilen 2016/150-2017/179 sayılı ve 28/12/2017 tarihli kararda ;
6446 sayılı yasada yapılan değişikliklerin geçici 20 madde ile açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında da uygulanacağı konusundaki hükmün iptali talebinin eşitlik ilkesine aykırı olmadığı gerekçesi ile reddedildiği
6446 sayılı yasada yapılan değişiklikle 21. Maddeye eklenen 10 benddeki Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun (EPDK nun) düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır düzenlemesinin hak arama hürriyetine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz Anayasa Mahkemesi kararı ile bağlı olacaktır.
Anayasa Mahkemesinin 2016/150-2017/179 sayılı ve 28/12/2017 tarihli kararı da dikkate alınarak;
Yapılan tahsilatların hukuka aykırılığı nedeniyle açılan alacak davada; yargılamanın devamı sırasında yapılan yasa değişikliği sonucu dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. Sayılı ilamında “Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği kuşkusuzdur.”denilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nin 2017/652-674 sayılı ve 19/06/2017 tarihli kararında ise davanın açılmasına davalı neden olduğundan davacının yargılama giderlerinden sorumlu olmayacağı ve davacı lehine vekalet ücreti takdiri gerektiği açıklanmıştır.
Somut olayda dava açıldıktan sonra yapılan yasal düzenleme nedeniyle davada haksız çıkan davacının genel kuralın istisnası olarak yargılama harç ve giderlerinden sorumlu olmayacağı gözetilmiş , davalının bu konudaki talepleri kabul edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M/
1-Yargılamanın devamı sırasında yasa değişikliği gerçekleştiğinden konusuz kalan davada ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 35,90- TL harcın, peşin olarak alınan 2.529-TL harçtan mahsubu ile artan 2493,10-TL harcın, hüküm kesinleştiğinde yatıran davacıya iadesine
Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan 3.266,30-TL ( başvurma harcı, peşin harç, tebligat gideri, bilirkişi ücreti) yargılama giderlerinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine
Davacı lehine 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine
Davacı tarafça yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nın 333.maddesi uyarınca, kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı,davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.27/06/2018

Katip Hakim