Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/447 E. 2018/1065 K. 16.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/447 Esas
KARAR NO : 2018/1065

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/04/2016
KARAR TARİHİ : 16/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; davalı … adına kayıtlı, diğer davalı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araç, 21 Aralık 2011 tarihinde, … İlçesi … Mahallesi … Sokak mevkinde kaldırımda kucağında 2 aylık bebeği ile yürüyen müvekkil …’ya çarpması sebebi ile yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kazaya sebebiyet veren … plakalı araç davalı … Şirketi tarafından … poliçe numaralı, karayolları zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında sigortalı olduğunu, kazada müvekkil kalçasından ve bacaklarından ciddi şekilde yaralandığını, müvekkilin vücudu her ne kadar tedaviye olumlu yanıt vermiş ise de müvekkilin kaza sebebi ile kalıcı sakatlığı oluştuğunu, …Devlet Hastanesinin Engelli Sağlık Kurulu raporuna göre %10 derecesince kalıcı sakatlığı mevcut olduğunu, müvekkilin kaza sebebi ile cismani zararının yanında manevi zararı da oluştuğunu, müvekkilinin kaza tarihinden bu yana iş göremez durumda olduğunu, müvekkilin gelecekteki çalışma hayatının kalıcı sakatlığı nedeniyle olumsuz etkilendiğini ve tüm bu nedenlerle hesaplanacak maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 20.000 TL manevi tazminatın davalı … ve davalı …’dan tahsiline, maddi tazminata davalı … şirketi açısından kazanın kendilerine ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonra başlamak üzere ve diğer davalı yönünden kaza tarihinden itibaren başlamak üzere yasal faiz işletilmesine, manevi tazminat talebimiz yönünden kaza tarihinden başlamak üzere faiz işletilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş. vekilinin cevap dilekçesi özetle; 21/12/2011 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkil şirkete 12/08/2011-12/08/2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, dosyada kusur tespiti yapılması gerektiğini, davacının trafik kazası sebebiyle meydana gelmiş bir maluliyetinin olup olmadığının ve varsa oranının belirlenmesi gerektiğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve …’e usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadıkları ve davaya ilişkin herhangi bir cevap verilmedikleri anlaşıldı.
GEREKÇE:
Dava, trafik kazasında davacının yaralanması sebebiyle maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsili isteminden ibarettir.
Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 08/05/2017 tarihli raporu ile davacının %5,1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (geçici iş görememezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği görülmüştür.
Yüksek Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere, maddi tazminatların, kazanın kaza tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlere göre tespit ve hesaplanması gerekmektedir. Yine Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince, kişinin vücut bütünlüğünün ihlali nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazmitanı olarak ifade edilmektedir. Bu durum her ne kadar sorumluluk hukukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de, burada vücut bütünlüğü ihlal edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durum ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir.
Manevi tazminat istemi açısından; TBK 56. Maddesindeki “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” Düzenlemesi ile vücut bütünlüğünün ihlalinde bedensel zararlar kavramı içine manevi zararlarında dahil olduğu belirtilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu manevi tazminatın belirleme ölçütlerine ilişkin 23/06/2004 ve 13/291-370 sayılı kararında ” Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı , olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.” şeklinde hukuki nitelemeye gitmiştir. Bu izah doğrultusunda, asıl ve birleşen dava da, kusur oranları ve tarafların sosyal ve içtimai durumları da değerlendirilerek anılı ilkeler ışığında manevi tazminat taleplerin kısmen kabulü gerekmiştir.
Davacı vekili 09/10/2018 havale tarihli dilekçesiyle maddi tazminat talebinin davalı …Ş. tarafından karşılandığından bahisle maddi tazminat talebinden feragat ettiklerini ve davalı …Ş. yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; kazanın oluş şekli, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, paranın satın alma gücü nazara alınarak takdiren davacı için 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/12/2011 tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten alınarak davacıya verilmesine, davacının 09/10/2018 tarihli dilekçesiyle diğer davalı …Ş. den maddi tazminat yönünden davasından feragat ettiği anlaşılmakla davacının maddi tazminat yönünden talebinin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafın maddi tazminat yönünden talebinin FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı tarafın manevi tazminat talebi yönünden davasının KABULÜ ile,
20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 21/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline,
3-Davalı … AŞ.yönünden talep olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.366,20-TL harçtan davacıdan peşin alınan 71,73-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.294,47-TL harcın müştereken ve müteselsilen davalılar … ve …’ten tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.400-TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılar … ve …’ten tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 100,93-TL ilk gider, 258,50-TL posta gideri ile 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.359,43-TL yargılama giderinin müştereken ve müteselsilen davalılar … ve …’ten alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.16/10/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır