Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/444 E. 2018/604 K. 05.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/444 Esas
KARAR NO : 2018/604
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 27/08/2012
KARAR TARİHİ : 05/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA/Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkilinin davalı Bakanlığa ait … 300 Yataklı Devlet Hastanesi İnşaatı işini üstlendiğini, inşaat devam ederken taraflar arasında anlaşmazlık olduğunu, bu anlaşmazlığın mahkemeye intikal ettiğini, 2004 yılından beri devam eden yargılamanın 2012 yılında ancak sonuçlandığını, bir kaç defa … Bozmasından sonra yargılamanın … 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. Sayılı ilamıyla son bulduğunu, müvekkilinin dava dilekçesinde 7.191.329,074 TL alacağının yasal KDV ve reeskont faizi ile tahsilini talep ettiğini, adı geçen mahkemece yaptırılan bütün bilirkişi incelemelerinde müvekkilinin alacağına KDV eklenmesi gerektiği yönünde raporlar verildiğini, daha önce yapılan hakedişlerde görülebileceği gibi hesaplanan imalat bedeline KDV eklenmesi gerektiğini, mahkemece hüküm altına alınan imalat miktarı için müvekkilinin yaptırdığı işlere ve aldığı malzemelere KDV ödediğini, adı geçen mahkemece yapılan bütün değerlendirmede müvekkilinin KDV hariç alacağından bahsetmekle birlikte hüküm kısmında alacağa KDV eklenmesinin sehven unutulduğunu, yaklaşık 8 yıllık yargılama sürecinin ciddi hukuki tartışmalar ile geçtiğini, hem mahkeme hem de müvekkili şirketin bu hukuki tartışmalara odaklandığı için hüküm kısmında KDV’nin unutulmasının temyiz aşamasında gözden kaçırıldığını, Karar Düzeltme aşamasında bu hususun müvekkili şirket vekili tarafından dile getirildiğini, alacağa KDV uygulanması gerektiği yönünde talepte bulunulduğunu, Yüksek Yargıtay’ın haklı olarak Temyiz aşamasında dile getirilmeyen bir hususun Karar Düzeltme aşamasında incelenemeyeceğini açıklaması ile bu talebi reddettiğini, her ne kadar kesinleşmiş bir karar olsa da KDV konusunda yerel mahkemece olumlu yada olumsuz bir değerlendirme yapılmadığından KDV konusunda ortada bir kesin hüküm olmadığını,belirterek;
201.093,24 TL KDV alacaklarını ana dava tarihi olan 31/05/2004 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
İş bu davanın usul ve yasaya aykırı olacak şekilde HMK’nun 114.maddesinde belirlenmiş olan dava şartlarından (İ) bendinde düzenlenen “Aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmış olması” maddesine aykırı olarak açıldığını, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddinin gerektiğini, dolayısı ile bu hususlar ile ilgili kesin hükmün varlığının da Yargıtay Onama ilamı uyarınca sabit olduğunu, zira alacak talebine ilişkin bir karar Temyiz ve Karar Düzeltme aşamalarından geçerek kesinleşmiş ise kesinleşen bir alacak meblağında söz konusu olduğunu, bu kesinleşen meblağ ile ilgili de unutma veya gözden kaçırma gibi afaki ve hukuken kabul edilemeyecek sebeplere dayanarak dava açılmasının da mümkün olmadığını, söz konusu davada alacak miktarına KDV eklenmeden karar oluşturulmuş ise de kararın bu yönden Temyiz edilmediğini, bunun da kararın davacı yanca bu yönde kabulü anlamına geldiğini, iddia ederek; kesin hüküm itirazlarının kabulü ile, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ile ücreti vekaletinde davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava ; 201,093,24 TL KDV alacağının 31/05/2004 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsili istemlidir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; 25/06/2013 tarih ve …. Esas
2013/119 karar sayılı karar ile kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının temyizi üzerine Yargıtay ….Hukuk Dairesinin … … Karar sayılı ve 18/01/2016 tarihli
” … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dava dosyası incelendiğinde; dava dilekçesinde 7.191.329,07 TL alacağın KDV’si ile birlikte tahsilinin istendiği, KDV tutarı hesaplanıp harcı yatırılmadığı gibi sonradan harç ikmâli de yapılmadığı, KDV alacağı yönünden harcı yatırılmak suretiyle usulüne uygun şekilde açılmış bir dava bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda KDV alacağının ilk davada dava konusu yapıldığı kabul edilemez. Kaldı ki ilk davada hüküm altına alınan miktarın içinde KDV alacağı bulunmamaktadır. İlk davanın hüküm fıkrasında KDV alacağı ile ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Açıklanan nedenlerle kesin hükmün şartları oluşmadığından mahkemece işin esasına girilerek delillerin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kesin hükmün varlığından bahisle dava şartı yokluğundan davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” Kararı ile mahkememiz kararı bozulmuştur
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuştur.
Taraflar arasındaki elektrik enerjisi alım satımından doğan uyuşmazlığın giderilmesi yönünden; Bozma ilamı gereğince dosyada KDV alacağı yönünden hesaplama yapılması için dosya üzerinde mali müşavir bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi Doğan Gül ‘ün 12/03/2018 tarihli raporu alınmıştır.
Alınan Bilirkişi raporunda özetle ; Davacı şirketin 201.093,24 TL alacak talebinde bulunabileceği , davacı şirketin 201.903,24 TL asıl alacak ve bu tutara 31/05/2014 tarihinden itibaren … Bankası nın kısa vadeli kredilere uyguladığı reeskont faizi oranında temerrüt faizi talep edilebileceği kanaatine varıldığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamına göre:
Taraflar arasında İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dava dosyasına konu … 300 Yataklı Devlet Hastanesi İnşaatı işi nedeniyle doğan 7.191.329,074 TL bedelli borç-alacak ilişkisinin bulunduğu tartışmasızdır.Davacı bu alacağı nedeniyle fatura düzenlemesi nedeniyle KDV talebinde bulunmaktadır.Mahkememiz dosyasındaki dava tarihi 27/08/2012 olup bu tarih itibariyle on yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır.Davacının 7.191.329,074 TL alacağının %18 KDV miktarı bilirkişi raporu ile 201.093,24 TL olarak belirlenmiştir.Belirlenen miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davacının 201.093,24 TL KDV alacağının 31/05/2004 tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine
2-Davacı tarafından yatırılan 2.986,25 TL peşin harcın mahsubuna eksik 10.750,43 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 18.015,59 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan toplam 4.116,7 TL (başvurma harcı, peşin harç, vekalet harcı,davetiye ve müzekkere gideri, bilirkişi ücreti) nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-HMK nun 333. Maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay da temyiz yolu açık olmak üzere, verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/06/2018

Katip Hakim