Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/427 E. 2018/687 K. 03.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/373
KARAR NO: 2018/792
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 03/02/2015
KARAR TARİHİ: 13/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerin murisi …’in 07/03/2011 tarihinde … Plakalı araçta seyir halinde iken aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu Ankara Polatlı yolu Kıranharmanlı köyü içerisinde … çayına uçması sonucu araç içinde hayatını kaybettiğini, müteveffanın 20 yaşında bekar olarak hayatını kaybettiğini, müteveffanın öldüğünde … da işçi olarak çalıştığını, ailesinin geçimine katkıda bulunduğunu, müteveffanın ölümü ile anne ve babasının desteğinden yoksun kaldığını, gelir kaybına uğradıklarını, kazaya karışan ve müteveffa …’ in içinde hayatını kaybettiği … plakalı araç davalı şirketin sigortalısı olduğunu, bu nedenle müvekkillerin uğradığı zarardan sigorta poliçe limitleri dahilde sorumlu olduğunu, aynı kaza ile ilgili daha önce …. Asliye hukuk mahkemesinin …. esas sayılı dosyası ile aynı araçta ölen … ve … için tazminat davası açıldığını, söz konusu dava 18/12/2013 tarihinde … sayılı kararı ile sonuçlandığını, bu dosyada da müvekkiller davacı olup diğere ölen oğulları … ‘in desteğinden yoksun kalmaları sebebiyle tazminata hak kazandıklarını, … in ölümünden ne bu dava öncesinde ne de sonrasında müvekkiller herhangi bir tazminat ödenmediğini, açıklanan nedenlerle davalarının kabulü ile hakları artırmak şartıyla … için şimdilik 500.00TL, … için şimdilik 500.00TL destek tazminatının faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talebi ile Akçakale Asliye Hukuk Mahkemesine dava açmıştır.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın zaman aşımı yönünden reddine karar verilmesine, dava konusu olan kaza 07/03/2011 tarihinde olduğunu, trafik sigortası genel şartlarına ve Karayolları Trafik kanunun 109. Mad hükmünce motorlu araç kazalarından doğan zararların tazminine ilişki davalar maddi tazminat yönünden 2 yıllık zaman aşımı süresinine tabi olduğunu, vefat eden … kendi kusuru ile vefat ettiğini, davacı tarafından tazminat talebi hakkı bulunmadığını, 07/03/2011 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … Plakalı araç, müvekkil şirket nezdinde … numaralı 16/20/2010-16/12/2011 vadeli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, mezkur poliçedeki, ölüm hali destekten yoksun kalma tazminatı teminat limiti 200.000-TL olduğunu, huzurdaki dava haksız fiilden kaynaklandığını , davacı tarafından iddia ettiği gibi taraflar arasındaki ilişki sigorta sözleşmesinden doğduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; Tek taraflı Trafik kazası sonucunda davacıların desteklerinin vefatı nedeniyle talep edilen destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
Dosyanın Akçakale Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/05/2015 tarih … e. … karar sayılı yetkisizlik kararı ile …. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/01/2016 tarih, … e. … karar sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 06/03/2016 günü meydana gelen trafik kazası sonucunda destek ve kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsü olan …’in vefatı nedeniyle davacılar tarafından, aracın ZMMS sigortacısı davalı … şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği anlaşılmıştır.
Karayolları Trafik Kanunu (KTK) 92. Madde’sinde; “Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar. a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler, b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler, c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler, e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler. g) (Ek: 14/4/2016-6704/4 md.) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri, h) (Ek: 14/4/2016-6704/4 md.) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri, i) (Ek: 14/4/2016-6704/4 md.) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklinde hükme bağlanmıştır.
2918 sayılı KTK.’nun 91.-99. maddelerinde yer alan Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası’ndan (kural olarak) zarar gören “Üçüncü Kişiler” yararlanırlar. Ancak, KTK.’nun 92. maddesi (b) bendinde özel ve ayrık bir hükme yer verilmiş; işleten ve sürücünün yakınları da “Üçüncü Kişi” kabul edilip, onların “Mal “ zararları dışındaki “Can“ zararları sigorta kapsamına alınmıştır. KTK.’nun 92/b Maddesi’ndeki özel hüküm, Sigorta Hukuku’ndan kaynaklanan “Sosyal Risk İlkesi” gereği ortaya çıkmaktadır. Sigorta Hukuku otoritelerinin belirttiği gibi, “Sosyal Risk” ilkesine dayanak Sigorta Hukuku’na özgü “Özel” bir durum, genel kuralın dışında “Özel Bir Hüküm”dür.
Mallarda miras söz konusu olması sebebiyle, KTK.’nun 92/b Maddesi; işleten ve sürücü yakınlarının (eşi, çocukları, annesi, babası, kardeşlerinin) “her türlü zararları” değil, sadece “Mallarına” gelen zararları, sigorta kapsamı dışında bırakılmıştır. Ancak, “Canlarına” gelen zararlar sigorta kapsamı içindedir. İşletenin ve sürücünün yakınları olan “eşi, çocukları, annesi, babası, kardeşleri”, destekten yoksunluk ve bedensel zararlar söz konusu olduğunda “Üçüncü Kişi” konumunda kabul edilmektedir. İşleten ve sürünün tazminat isteme hakkı, miras veya herhangi bir yolla başkalarından geçen bir hak olmayıp, işleten ve sürünün kişilikleri ile sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Trafik kazası sonucunda işleten ve sürünün ölümü sonucu ortaya çıkan zararlar, işleten ve sürünün “Kendi Zararları” olması nedeniyle, işleten ve sürünün tazminat isteme hakları ortaya çıkmaktadır.
Mahkememizce dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ile kusur ve aktüerya hesabının yapılmasının istenilmesine karar verildiği, Bilirkişiler Prof. Dr. Müh. … ve Aktüerya Uzmanı … tarafından sunulan 01/03/2018 tarihli raporda; Davacıların murisi olan araç sürücüsü …’in ıslak ve karlı zemin şartlarında daha yavaş ve dikkatli seyretmesi, köprüye yaklaşırken yolun virajlı oluşunu da dikkate alarak hızını azaltmasının gerektiği, Bu tedbirleri almadan ve hızını yol şartlarına göre ayarlamadan seyretmesi sonucu sola virajda kontrolünü kaybederek aracının yolun sağından yol dışına çıkmasına neden olduğundan kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu görüldüğü, yapılan hesaplamalarda Davacılardan Anne Verdimin talep edebileceği Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Tutarının 18.778,78-TL, Baba …’ın talep edebileceği Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Tutarının ise 32.519,81-TL olduğu kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili 07/03/2018 havale tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde Anne için 500-TL, baba için 500-TL toplam 1.000-TL maddi tazminat talebini ıslah ederek dava değerini 51.298,59-TL’ye çıkardığı beyan etmiştir.
davalı … şirketi arasında düzenlenen KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesinin 16.12.2010-16.12.2010 tarihleri arasını kapsadığı, davaya konu kazanın 07.03.2011 tarihinde meydana geldiği, bu nedenle 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolu Motorlu Taşıtlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına ilişkin değişikliklerin eldeki davada uygulanamayacağı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan tarihli kaza tespit tutanağına göre … plaka nolu araç sürücüsü …nin 2918 sayılı KTK nın 52/1-a md gereğince tamamen kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2013/9824 esas ve 2013/9890 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere” 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85 /son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören 3. şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu, böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun 2. türü olan tehlike sorumluluğuna dair bulunduğu öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, 2918 Sayılı K.T.K.nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası ( Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna dair bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna dair bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir. Karayolları Trafik Kanununda zorunlu trafik sigortasına dair olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde: “Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a- ) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b- ) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar sebebiyle ileri sürebilecekleri talepler,
c- ) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara dair talepler,
d- ) Bu Kanunun 105. maddesinin 3. fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e- ) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f- ) Manevi tazminata dair talepler.” hükmü ile, zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış; burada örnekseme yoluna gidilmeyip; tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi de, 2918 Sayılı K.T.K.’nun 92/b maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar sebebiyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” dair hükümdür. Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından sadece, tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır. Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya dair cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış, böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir. Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölüm veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir. Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92. madde kapsamında yer almamakla birlikte, sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir. Nitekim, H.G.K.nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 E, 2011/411 K sayılı ilamında, mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün mirasçılarının açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davasında da, Kanunun kapsam dışılığı düzenleyen 92. maddesinde, araç şoförünün desteğinden yoksun kalanların isteyebileceği tazminatların kapsam dışı olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmediği ve sürücünün desteğinden yoksun kalanların üçüncü kişi olduğu kabul edilerek zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazminat talep edebilecekleri kabul edilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K.’nın 53. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:1. Cenaze giderleri, 2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, 3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” şeklinde hükme bağlanmıştır. Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi sebebiyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Şu hale göre; araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır.
Sigortalı araç sürücüsünün yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına dair Kanunda ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmadığı da uyuşmazlık konusu değildir.Davacının uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm sebebiyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı … şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı … şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. ( HGK.nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar sayılı, HGK.nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı, HGK.nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491Esas ve 2013/74 karar sayılı ilamları uyarınca)… ” denilmektedir.
Bu durumda davacıların murislerinin destekliğinden dolayı dava talep hakkının bulunduğu, dosya kapsamına alınan bilirkişi tarafından dosyaya ibraz edilen ve hükme esas alınan bilirkişi raporu gereği; 06/03/2016 günü meydana gelen trafik kazası sonucunda destek ve kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsü olan …’in %100 kusurlu olduğu, geride hak sahiplerinden; davacı Baba …’in destekten yoksunluk nedeniyle, nihai ve gerçek maddi zararının 32.519,81-TL, davacı Anne Verdim Hakkim için 18.778,78-TL maddi tazminatın olduğu anlaşılmış, destekten yoksun kalma tazminatının davalı … şirketine davadan önce başvuru yapıldığı ve davaya konu kaza ticari bir faaliyetin ifası sırasında gerçekleşmediğinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı taraftan tahsiline karar vermek gerektiği anlaşılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile davacı Anne Verdi için 18.778,78-TL, Baba … için 32.519,81-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 03/02/2015 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 3.504,21-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 199,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.304,51-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.992,84-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 227,40-TL ilk gider, 1.600-TL bilirkişi, 305-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.132-TL. Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/07/2018

Katip e-imzalıdır Hakim e-imzalıdır