Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/425 E. 2018/368 K. 09.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/425
KARAR NO : 2018/368

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2016
KARAR TARİHİ : 09/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle;Müvekkili yönetimin davalı şirketin sağlamış olduğu elektrik dağıtım hizmetinden faydalanmakta olduğunu, müvekikili yönetimin ise tahakkuk ettirilen tüm faturaları ödemiş olduğunu ancak davalı şirketin müvekkili yönetimden kayıp/kaçak bedeli, sayaç okum bedeli, perakende hizmet bedeli, iletim bedeli kalemleri ile haksız tahsilat yapmakta olduğunu, Davalı şirketin Haksız olarak tahsil edilen bedellere ilişkin tahsilat kalemlerini, müvekkili için düzenlediği faturalara yansıtmaması sebebiyle, haksız olarak tahsil edilen bedel ve kalemlerin tespit edilememesi sebebiyle davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, bu nedenle haksız olarak yansıtılıp tahsil edilen bedellerin, konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle tespit edilmesi gerektiğini, Vatandaşın faturalarak yansıtılan kayıp/kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, şeffaflık ve hukuk devletinin unsuru olduğunu, bu nedenlerle dava tarihinden geriye dönük olarak TBK.Md. 125 gereğince yıla kadar; müvekkili yönetimden haksız olarak tahsil edilen ; kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende hizmet bedeli, iletim bedeli hakkında, haksız tahsil edilen bedellerin bilirkişi marifetiyle tespit edilerek istenen bedel için dava tarihinden, tespit edilen bedel için ıslah tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müvekkile iadesini, Yargılama giderlerin ve avukatlık ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ettiği görüldü.
CEVAP:
Davalı … SATIŞ A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu taleperi haksız olup usule ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu edilen miktarın, EPDK mevzuatına uygun olarak tahakkuk edilen bir tutar olup; aksi düşünülse dahi işbu davanın muhatabının Satış Lisans Sahibi müvekkil … değil; Dağıtım Lisans Sahibi şirket olduğunu, Perakende satış sektöründe faaliyet gösteren ve Satış Lisans Sahibi Müvekkil … işbu davaya koun kayıp/kaçak bedelini temin etmediğnden huzurdaki davanın da muhatabı olmadığını, bu nedenle müvekkili … açısından husumet yokluğu nedeniyle davaya red kararı verilmesi gerektiğini, Davacının dava konusu ettiği tutarı belirlemeden, tespitini yapmadan ortalama bir değer üzerinden davayı açmış olduğunu,haliyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine, Mahkeme aksi kanatte ise davacıya dava konusu ettiği miktarı asgıri tespit edebildiği ölçüde belirtmesi ve bu tutar üzerinden de harç yatırması hususunda iki haftalık süre verilmesine, dava konusu miktarın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Müvekkili kurumun EPDK mevzuatına ve tarifelerine uygun hareket etmekte oludğunu, faturalarında bunlara uygun yapılandırıldığını, müvekkili kurumundüzenleyici işlemleri yerine getiriyor diye cezalandırılamaycağını, zira EPDK mevzuat ve tarifelerinin Anayasaya ve hukuka uygun olup olmadığını değerlendirmenin şirketlerin görevi olmadığını, Faturalar ve tahakkuklar Enerji Piyasası Denetleme Kurulu tarife ve Yönetmeliklerine uygun olarak tanzim edildiğini,
Normatif hükümlerden dayanağını alan ve kamu kuruluşu niteliğindeki EPDK tarafından çıkarılan ve ülke çapıda uygulanacak düzenleyici bir işleme dayalı bir bedel olduğunu, dağıtım şirketi ile tüketci abone arasında akdedilen Perakende Elektirik Satış Sözleşmesinden kaynaklanan bir olmadığını,
Bu nedenlerle 04/06/2016 kabul, 17/06/2016 resmi gazete yayın tarihli kanun değişikliği gereği davanın usulden reddini, husumet yokluğu nedeniyle davanın müvekkili açısından reddini, yargı yolu itirazı nedeniyle reddini, hak düşürücü süre/zamanaşımı yönünden davanın usulden reddine, haksız davanın ve kayıp-kaçak , sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim bedeli, TRT payı, dağıtım bedeli ve sair adlar altında alınan bedeller ile bu bedellere bağlı olarak alınan bedellerin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iadesine ilişkin istemin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava ; taraflar arasında akdedilen elektrik satış sözleşmesi nedeniyle enerji bedeli faturası içinde haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen kayıp-kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedelinin davalıdan tahsili amacıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Yargılamanın devamı sırasında, 17/06/2016 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanunla, 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununda ve İlgili Mevzuatta değişiklikler yapılarak; elektirik eneıjisi tükeiticilerinden kayıp kaçak bedeli alınması konusunda değişiklik yapılmış olup; bu konuda mahkemelerin görevi de yasa ile sınırlandırılmıştır.
Davacı tarafından idari işlemin iptali talep edilmediği ve uyuşmazlığın taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinden kaynaklandığından , davalıların görev itirazı, alacağın tespiti bilirkişi incelemesini gerektirdiğinden, belirsiz alacak davası açılamayacağı yönündeki hukuki yarar itirazı yerinde görülmemiş , dava konusu abonelik sözleşmesi taraflar arasında imzalanmış olduğundan ve alacak sözleşmeye dayalı olarak 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan zamanaşımı itirazları kabul edilmemiştir.
Davacı şirketin, davalı şirketten satın aldığı elektrik enerji bedeli faturalan içinde ; kayıp- kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli ile kayıp-kaçak bedeli üzerinden alınan %2 TRT payı adı altındaki tahsilatlar konusunda ; geçmişe de etkili olarak dava açıldıktan sonra, 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanun “17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkralan ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile getirilen; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun (EPDK nun) düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmü uygulanacaktır.
6446 Sayılı Kanunun 17.maddesi gereğince mahkememizin, kayıp kaçak bedellerinin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetlenmesi ile sınırlı yetkisi nazara alınarak davanın Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. Sayılı ilamında “Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği kuşkusuzdur, “denilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nin 2017/652-674 sayılı ve 19/06/2017 tarihli kararında ise davanın açılmasına davalı neden olduğundan davacının yargılama giderlerinden sorumlu olmayacağı ve davacı lehine vekalet ücreti takdiri gerektiği açıklanmıştır.
Somut olayda dava açıldıktan sonra yapılan yasal düzenleme nedeniyle davada haksız çıkan davacının genel kuralın istisnası olarak yargılama harç ve giderlerinden sorumlu olmayacağı gözetilmiş , davalının bu konudaki talepleri kabul edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Yargılamanın devamı sırasında gerçekleşen yasa değişikliği nedeni ile dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90- TL Harçtan peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70-TL harcın davalıdan tahisili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan 58,4-TL ilk gider, 101-TL tebligat ve teskere gideri olmak üzere toplam 159,40-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine
5-Davacı lehine 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine
6-Artan gider avanslarının HMK’nın 333.maddesi uyarınca, kararın kesinleşmesinden sonra yatıran taraflara adesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/04/2018

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır