Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/393 E. 2018/238 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/393
KARAR NO : 2018/238
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 07/04/2016
KARAR TARİHİ: 15/03/2018
Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA/Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 13/03/2008 tarihinde Yüksek Gerilim Elektrik Enerjisi Satışına İlişkin Perakende Satış Sözleşmesi akdedildiğini, iş bu sözleşme gereğince davalının davacıya elektrik enerjisi sağlanması hususunda anlaşma sağlandığını, davalının müvekkiline kestiği faturalarda her ay haksız bir şekilde kayıp kaçak bedeli tahsil ettiğini, 05/02/2008-30/06/2012 tarihleri arasında davalının müvekkilinden toplam 501.301,00 TL tutarında kayıp kaçak bedeli tahsil ettiğini, tahsil edilen kayıp kaçak bedelinin hukuka aykırı olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla davalı tarafından, müvekkilinden tahsil edilen toplam 501.301,00 TL kayıp – kaçak bedelinin tahsil tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizleriyle birlikte davalıdan alınarak, müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP/Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davanın 6098 SY. Borçlar Kanunu gereğince zaman aşımına uğradığını, huzurdaki davanın muhatabının EPDK olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, husumet itirazında bulunduğunu, görev itirazında bulunarak davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini,Esasa ilişkin olarak müvekkili şirket tarafından tahakkuk ettirilen başta kayıp kaçak bedeli olmak üzere faturayı oluşturan diğer kalemler, elektrik piyasasında faaliyet gösteren perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketlerinin kullanıcılarına yansıtacakları tarifeler, EPDK tarafından çıkarılan “Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği”, “Tarife Uygulama Tebliğleri” ve “Elektrik Piyasasında Gelir ve Tarife Düzenlemesi Kapsamında Düzenlemeye Tabi Unsurlar ve raporlamaya İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ” hükümleri dikkate alınarak belirlendiğini, mevzuat kapsamında 16.12.2010 tarih ve 2932 sayılı Kurul Kararı ile 2011-2015 dönemini kapsayan ikinci uygulama dönemi için 21 dağıtım şirketi kayıp kaçak hedefleri belirlenerek, hedef kayıp kaçak oranları ve bu bölgelerde gerçekleşen kayıp kaçak oranları esas alınarak 28.12.2010 tarih ve 2977-2998 sayılı kurul kararları ile onaylandığını, tarifeler bu kurul kararlarında yer alan hedef kayıp kaçak oranları dikkate alınarak 2999 sayılı kurul kararı ile ulusal bazda ve abone grupları bazında Türkiye genelinde tek fiyat olarak belirlenmiş ve 01.01.2011 tarihi itibariyle uygulanmaya başlanmdığını, EPDK tarafından resmi internet sayfasında 07.12.2011 tarihinde yayımlanan duyuru ile kamuoyu da bilgilendirilmiş olup, kayıp kaçak bedelinin, daha önce olmayan bir bedelin uygulamaya konması değil, maliyet kalemlerinin ayrıştırılarak faturalarda gösterilmesinin söz konusu olduğunun bu duyuruda açıklandığını, kayıp kaçak bedelinin daha önce olmayan bir bedelin uygulamaya konması değil, maliyet kalemlerinin ayrıştırılarak faturalarda gösterilmesinin söz konusu olduğu bu duyuruda açıklandığını, tarifelerin uygulanması, lisans sahibi şirketler bakımından yasal bir zorunluluk olup, müvekkilinin de içinde bulunduğu lisans sahibi şirketler tarifeyi değiştiremeyecekleri gibi, tarifede yer almayan bir bedeli tahsil edemezler veya düzenlenen tarifeler kapsamında belirlenmiş bir bedeli tahsil etmeme gibi bir davranışta bulunamayacaklarını, lisans sahibi şirketlerin tarifeleri uygulayıp uygulamama ve kayıp kaçak bedelini tahsil edip etmeme gibi bir insiyatifi bulunmamakta olduğunu, kayıp kaçak bedeli, TRT payı, enerji fonu gibi kalemler EPDK’nın kanunun kendisine verdiği yetki çerçevesinde ve kanunun temel amaçlarına uygun şekilde belirlediği bedeller olduğunu, bu bedelleri belirlemek adına alınan kurul kararları düzenleyici işlemler olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayıcı niteliği haiz olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava ; taraflar arasında akdedilen elektrik satış sözleşmesi nedeniyle enerji bedeli faturası içinde kayıp-kaçak bedeli adı altında haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen alacağa karşılık şimdilik 501.301,00 TL nin davalıdan tahsili istemi konusundadır.
Davacı tarafından idari işlemin iptali talep edilmediği ve uyuşmazlığın taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinden kaynaklandığından görev-yargıyolu itirazı,
Dava konusu abonelik sözleşmesi taraflar arasında imzalanmış olduğundan ve alacak sözleşmeye dayalı olarak 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan husumet ve zamanaşımı itirazları kabul edilmemiştir.
Mahkememizce bilirkişi İbrahim Şenol un 12/12/2017 tarihli raporu alınmıştır.
Yargılamanın devamı sırasında, 17/06/2016 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanunla, 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununda ve İlgili Mevzuatta değişiklikler yapılarak; elektirik enerjisi tükeiticilerinden kayıp kaçak bedeli alınması konusunda değişiklik yapılmış olup; bu konuda mahkemelerin görevi de yasa ile sınırlandırılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre:
Davacı şirketin, davalı şirketten satın aldığı elektrik enerji bedeli faturaları içinde ; kayıp- kaçak bedeli ve bu bedeller adı altındaki KDV’lerin tahsilatlar konusunda ; geçmişe de etkili olarak dava açıldıktan sonra,17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren
6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanun “17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile getirilen;
”Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun (EPDK nun) düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü
Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmü uygulanacaktır.
6446 Sayılı Kanunun 17.maddesi gereğince mahkememizin, kayıp kaçak bedellerinin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetlenmesi ile sınırlı yetkisi bulunduğu,
Yargılamanın devamı sırasında yapılan soyut norm başvurusu sonucu verilen Anayasa Mahkemesinin 2016/150-2017/179 sayılı ve 28/12/2017 tarihli kararında ;
6446 sayılı yasada yapılan değişikliklerin geçici 20 madde ile açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında da uygulanacağı konusundaki hükmün iptali talebinin eşitlik ilkesine aykırı olmadığı gerekçesi ile reddedildiği,
6446 sayılı yasada yapılan değişiklikle 21. Maddeye eklenen 10 benddeki Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun (EPDK nun) düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır düzenlemesinin hak arama hürriyetine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz Anayasa Mahkemesi kararı ile bağlıdır.
Mahkememizce bilirkişi İbrahim Şenol un 12/12/2017 tarihli raporu ile davalı tarafça yapılan tahsilatların EPDK oranlarına uygun olduğu tespit edilmiştir.
6446 Sayılı Kanunun 17.maddesi gereğince; davacı tarafça EPDK oranlarına uygun olarak yapılan kesintiler yasal hale geldiğinden, dava konusuz kalmış olmakla, yasa değişikliği nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. Sayılı ilamında “Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği kuşkusuzdur.”denilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nin 2017/652-674 sayılı ve 19/06/2017 tarihli kararında ise davanın açılmasına davalı neden olduğundan davacının yargılama giderlerinden sorumlu olmayacağı ve davacı lehine vekalet ücreti takdiri gerektiği açıklanmıştır.
Somut olayda dava açıldıktan sonra yapılan yasal düzenleme nedeniyle davada haksız çıkan davacının genel kuralın istisnası olarak yargılama harç ve giderlerinden sorumlu olmayacağı gözetilmiş , davalının bu konudaki talepleri kabul edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HÜKÜM /
1-Yargılama sırasında yasa değişikliği olduğundan KONUSUZ KALAN DAVADA ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 8.560,97 TL peşin harçtan mahsp edilerek 8.525,07 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dava açıldıktan sonra yasa değişikliği olduğundan;
3-Davacı tarafından yapılan 63,75 TL teb.müz.gideri, 750,00 TL bilirkişi ücreti toplam 813,75 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince hesaplanan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, .taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.15/03/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …