Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/358 E. 2018/220 K. 13.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/358 Esas
KARAR NO: 2018/220
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/04/2016
KARAR TARİHİ: 13/03/2018
Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA /Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında elektrik abonelik sözleşmesi yapıldığını ve abonelik ilişkisinin sona erdiği 30.05.2010 tarihine kadar davalı şirket tarafından abone numarası 5113375 olan müvekkil şirkete fatura karşılığında elektrik enerjisi tedarik edildiğini Abonelik boyunca davalı yanca tanzim edilen faturalara, davalı şirket tarafından tedarik edilen elektrik enerjisi tüketim bedeli dışında; hukuka aykırı şekilde kayıp/kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedelleri de yansıtıldığını, Müvekkili şirketin elektriklerin kesilme tehlikesi karşısında bu faturaları zorunlu olarak düzenli şekilde ödemiş olduğunu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/7-2454 E. 2014/679 K. sayılı 21.05.2014 tarihli ilamı ile kayıp kaçak bedellerinin abonelere iadesine karar verildiğini İşbu ilam aleyhine yapılan karar düzeltme istemi ise Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2014/7-1884 E. 2014/1045 K. sayılı 17.12.2014 tarihli ilamı ile reddedilerek kayıp kaçak bedellerinin abonelerden tahsil edilemeyeceği ve tahsil edilenlerin de iade edilmesi gerektiği hususunun kesinleştiğini Davalı şirket tarafından faturaya yansıtılmak suretiyle müvekkili şirketten tahsil edilen kayıp/kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerinin hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını
Bu nedenle davalı şirketin müvekkil şirketten haksız olarak tahsil ettiği söz konusu bedellerin tespiti bakımından; öncelikle kayıp/kaçak bedeli, dağıtım bedeli,iletim bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerini gösterir ayrıntılı kayıtların celbi ile bilirkişi incelemesi yapılmasını ve sonuç olarak 5113375 nolu abonelik başlangıç tarihinden taraflar arasındaki abonelik ilişkisinin bittiği 30.05.2010 tarihine kadar geçen sürede müvekkil şirketken haksız şekilde tahsil edilen bedellerin iadesi nedeni ile işbu davayı açtıklarını belirterek ; Davalı tarafından müvekkili şirketten haksız olarak tahsil edilen kayıp/kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli,perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerine karşılık olarak, fazlaya dair her türlü hakları saklı kalmak üzere ve HMK 107/2 gereğince taleplerini artırma hakları saklı kalmak kaydıyla,HMK 107. Madde kapsamında ikame ettikleri belirsiz alacak davasını kabulü ile şimdilik; 5.000-TL’nin fiili ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi birlikte davalıdan tahsiliyle müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;Usule ilişkin itirazlarında ;Zamanaşımı yönünden; 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 82.maddesi “Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” hükmü gereğince zamanaşımı itirazında bulunduklarını Husumet yönünden;davanın muhatabı Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu olduğunu müvekkil şirketin EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereği tespit edilen tarifelere göre faturaları tahakkuk ettirdiğini, Müvekkili şirketin kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli vb adlardaki bedelleri tahsil etme hak ve yükümlülüğü abonelik sözleşmesine değil kanuna dayandığını. Bu nedenlerle müvekkil şirketin dava konusu uyuşmazlık nedeniyle sorumluluğu bulunmadığını Görev yönünden :Davanın EPDK’ya karşı idari yargıda açılması gerektiğini Ayrıca davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olmasını kabul etmediklerini Davacının ödediği bedeller faturalardan açık ve belli olduğunu, 6100 Sayılı HMK’nın 107.maddesinde belirsiz alacak davasının açılabilme koşulları belirtildiğini Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceğini Esasa ilişkin itirazlarında ;Müvekkili şirket tarafından tahakkuk ettirilen başta kayıp kaçak bedeli olmak üzere, faturayı oluşturan diğer kalemler, elektrik piyasasında faaliyet gösteren perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketlerinin kullanıcılarına yansıtacakları tarifeler, EPDK tarafından çıkarılan “Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği”, “Tarife Uygulama Tebliğleri” ve “Elektrik Piyasasında Gelir ve Tarife Düzenlemesi Kapsamında Düzenlemeye Tabi Unsurlar ve raporlamaya İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ” hükümleri dikkate alınarak belirlendiğini,Mevzuat kapsamında, 16.12.2010 tarih ve 2932 sayılı Kurul Kararı ile 2011-2015 dönemini kapsayan ikinci uygulama dönemi için 21 dağıtım şirketi kayıp kaçak hedefleri belirlenerek, hedef kayıp kaçak oranları ve bu bölgelerde gerçekleşen kayıp kaçak oranları esas alınarak 28.12.2010 tarih ve 2977-2998 sayılı kurul kararları ile onaylanmıştır. Tarifeler bu kurul kararlarında yer alan hedef kayıp kaçak oranları dikkate alınarak 2999 sayılı kurul kararı ile ulusal bazda ve abone grupları bazında Türkiye genelinde tek fiyat olarak belirlenerek 01.01.2011 tarihi itibariyle uygulanmaya başlandığını Müvekkili şirketin abonelerle yapmış olduğu sözleşmelerde kararlaştırılan edimlerin kapsamı dışında taleplerinin olmadığını tüm yönetmelik, yasa ve yargı kararları dikkate alınarak tarifelerin düzenlendiğini EPDK tarafından düzenlenmiş tarife kalemleri dışında bir unsurun tüketiciye yansıtılamayacağı gibi EPDK tarafından belirlenmiş bir tarife kaleminin uygulanmaması seçeneği de bulunmadığını belirterek davanın reddine , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 20/07/2016 tarihli dilekçesi ile; 17/06/2016 tarih ve 29745 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yayım tarihinden itibaren yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu nda değişiklik yapıldığını,6446 sayılı kanunun 17. Maddesine 10.fıkra olarak “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmünün eklendiğini 6719 sayılı kanunun geçici 20. Maddesi “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” düzenlemesinin getirildiğini Bu değişiklik ile Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkilerinin geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava ; taraflar arasında akdedilen elektrik satış sözleşmesi nedeniyle enerji bedeli faturası içinde haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen kayıp/kaçak bedeli, dağıtım bedeli,iletim bedeli,perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeline karşılık 5,000 TL nin davalıdan tahsili amacıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından idari işlemin iptali talep edilmediği ve uyuşmazlığın taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinden kaynaklandığından , davalının görev ve husumet itirazının reddine, alacağın tespiti bilirkişi incelemesini gerektirdiğinden, belirsiz alacak davası açılamayacağı yönündeki hukuki yarar itirazının reddine, dava konusu abonelik sözleşmesi taraflar arasında imzalanmış olduğundan ve alacak sözleşmeye dayalı olarak 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan zamanaşımı itirazları kabul edilmemiştir.
Yargılamanın devamı sırasında, 17/06/2016 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanunla, 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununda ve İlgili Mevzuatta değişiklikler yapılarak; elektirik enerjisi tükeiticilerinden kayıp kaçak bedeli alınması konusunda değişiklik yapılmış olup; bu konuda mahkemelerin görevi de yasa ile sınırlandırılmıştır.
Yargılamanın devamı sırasında ilk derece mahkemelerinin soyut norm itirazı üzerine Anayasa Mahkemesinin 2016/150-2017/179 sayılı ve 28/12/2017 tarihli kararı açıklanmıştır.
Taraflar arasındaki elektrik enerjisi alım satımından doğan uyuşmazlığın giderilmesi yönünden; davalı şirket nezdindeki davacıya ait abone dosyası getirtilerek ve taraflarca gösterilen kanıt ve belgeler dosyaya eklenilerek; dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi Mustafa Kürşat Tezcan ın 12/02/2018 havale tarihli raporu alınmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre:
Davacı şirketin, davalı şirketten satın aldığı elektrik enerji bedeli faturaları içinde ; kayıp- kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli alacağı konusunda ; geçmişe de etkili olarak dava açıldıktan sonra,17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren
6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanun “17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile getirilen;
”Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun (EPDK nun) düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü
Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmü uygulanacaktır.
Yapılan yasal düzenleme gereğince mahkememizce alınan bilirkişi Mustafa Kürşat Tezcan ın 14/04/2017 tarihli raporunda davalı tarafça yapılan tahsilatın EPDK’nun bu konudaki düzenleyici işlemlerine ve tarife yönetmeliklerine uygun olduğu tespit edilmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında ilk derece mahkemelerinin soyut norm itirazı üzerine Anayasa Mahkemesinin 2016/150-2017/179 sayılı ve 28/12/2017 tarihli kararı açıklanmıştır.Kararda özetle;
6446 sayılı yasada yapılan değişikliklerin geçici 20 madde ile açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında da uygulanacağı konusundaki hükmün iptali talebinin eşitlik ilkesine aykırı olmadığı gerekçesi ile reddedildiği,
6446 sayılı yasada yapılan değişiklikle 21. Maddeye eklenen 10 benddeki Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun (EPDK nun) düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır düzenlemesinin hak arama hürriyetine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz Anayasa Mahkemesi kararı ile bağlıdır.Alınan bilirkişi raporu ile davalı tarafça yapılan kesintilerin EPDK oranlarına uygun olduğu, 6446 yasa kapsamında tahsilinin hukuka uygun olduğu anlaşılmış olmakla davanın reddine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. Sayılı ilamında “Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği kuşkusuzdur.”denilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nin 2017/652-674 sayılı ve 19/06/2017 tarihli kararında ise davanın açılmasına davalı neden olduğundan davacının yargılama giderlerinden sorumlu olmayacağı ve davacı lehine vekalet ücreti takdiri gerektiği açıklanmıştır.
Somut olayda dava açıldıktan sonra yapılan yasal düzenleme nedeniyle davada haksız çıkan davacının genel kuralın istisnası olarak yargılama harç ve giderlerinden sorumlu olmayacağı gözetilmiş , davalının bu konudaki talepleri kabul edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın REDDİNE
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 31,40- TL harcın, peşin olarak alınan 85,39 TL harçtan mahsubu ile artan 49,49 TL harcın, hüküm kesinleştiğinde yatıran davacıya iadesine
3-Davanın yasa değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi nedeniyle ;
Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan 865,50 TL ( başvurma harcı, peşin harç, tebligat gideri, bilirkişi ücreti) yargılama giderlerinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine
Davacı lehine 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine
Taraflarca yatırılan gider avanslarından artan kısımların HMK’nın 333.maddesi uyarınca, kararın kesinleşmesinden sonra yatıran taraflara adesine,
Davacı vekilinin ve Davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM da istinaf yolu açık olmak üzere, verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/03/2018

Katip …

Hakim …