Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/295 E. 2018/1411 K. 25.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/295
KARAR NO : 2018/1411

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/03/2016
KARAR TARİHİ : 25/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/02/2015 tarihinde … Sahil yolu … İstikamet … karşısı sahil İETT durağına 20 m. Kala meydana gelmiş olan görünüş itibari ile kaza emaresi olan olay yerinde herhangi bir araç ve araca ait hiçbir parça olmayan yolun orta şeridinde yatmakta ve başından kanların aktığı görülen 25-30 yaşlarında bir bayanın olduğunun görüldüğünü, olay yerine 112 çağırıldığını ve 112’nin yapmış olduğu kontrollerde şahsın ex olduğunun tespit edildiğini, olay yerinde herhangi bir araç ve araca ait hiçbir parça olmadığından kaza tespitinin yapılamadığını, kaza mahaline çağırılan … Olay Yeri İnceleme Ekibinin kaza yeri deliller hakkında gerekli incelemeyi başlattığını, zemin yağmur yağışından dolayı ıslak oldğuundan herhangi bir fren, lastik ve benzeri iz ve emarenin tespit edilemediğini, Müvekkillerinin kızı olan … TC Kimlik Numaralı 01/03/1983 doğumlu …’in 21/02/2015 tarihinde meydana gelen kazada hayatını kaybettiğini, müteveffa …’in ölümüne sebebiyet veren araç tespit edilemediğinden poliçe bilgilerine ulaşılamadığını, bu nedenle meydana gelen zarardan …nın sorumlu olduğunu, müvekkillerinin kızlarının vefatı üzerine destekten yoksun kaldıklarını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkili … için 500-TL, … için 500-TL olmak üzere toplam 1.000-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili kuruma sorumluluk yüklenebilmesi için dava konusu kazaya karıştığı iddia olunan plakası tespit edilemeyen motorlu aracın varlığının olaya dahil somut deliller ile ispat edilmesinin gerektiğini, ayrıca aracın trafik poliçesi ile ispat zorunda olan bir araç olmadığının tespiti halinde müvekkili aleyhine açılan davanın reddinin gerektiğini, müteveffanın asli veya müterafik kusurunun Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınacak rapor ile tespitinin gerektiğini, davacıların iddia edilen olay neticesinde herhangi bir ödeme alıp almadığı hususunun araştırılarak davacıların herhangi bir ödeme alıp almadığının tespit edilmesini, ödeme alınması halinde mevcut ödemelerin güncellenerek tazminattan mahsup edilmesinin gerektiğini, müvekkili kurumun dava konusu olay ile ilgili olarak sözleşmesel ilişki içerisinde bulunmadığını, müvekkilinin sigorta şirketi olmadığını, müvekkili kurumun sigorta sözleşmesinden doğan bir sorumluluğunun bulunmadığını sadece kanundan doğan sorumluluğunun söz konusu olduğunu, bu sebeple faize ilişkin taleplerinin reddini gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava plakası belli olmayan aracın davacıların desteği olan …’e çarpması neticesinde vefat etmesi ile desteğini kaybeden davacıların açmış oldukları destekten yokun kalma tazminat istemidir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın sigorta teminatı olmayan aracın tek taraflı kazası ile işleten sürücü konumunda olan mütevefa desteğini kaybeden davacıların … aleyhine açtıkları destekten yoksun kalma tazminatı istemi olduğu açıktır.
Dava konusu trafik kazası ile ilgili yürütülen … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası ile … Asliye Ceza Mahkemesinin … e. Sayılı dosyası ile dava açıldığı, …. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/03/2016 tarih … e. … karar sayılı kararı sayılı dosyanın incelenmesinde Maktul … Müşteki … ,Katılan…,Sanık …’in olduğu taksirle Ölüme Neden olma suçundan yapılan yarılama neticesinde ” sanığın olay günü saat 04.00 sıralarında sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kiralık araçla … Yalı mahallesi Sahil yolu … istikametinde seyir halinde iken yolda karşıdan karşıya geçmek isteyen maktule çarparak taksirle ölümüne sebebiyet verdiği, çarpma akabinde durmayarak olay yerinden kaçan sanığın kaza mahallinde düşen araç plakasından hareketle kimliği tespit edilerek yakalandığı, sanığın alınan ifadesinde havanın yağışlı ve karanlık olduğunu, kaza mahallinde bir şeye çarptığını ancak neye çarptığını anlamadığını bir anlık panik ve korku ile yola devam ettiğini, biraz ilerledikten sonra durup baktığında aracın ön kısmının hasarlı olduğunu gördüğünü ve aracı onarımı için Ataşehir’de bir tamirciye bıraktığını, bir insana çarpmış olduğunu polisler tarafından arandığında öğrendiğini beyan ettiği, Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 10/06/2015 tarihli otopsi raporuna göre kanında yüksek miktarda alkol bulunan maktul’ün ölümünün genel beden travmasına bağlı omur extremite, kot kırıklarıyla birlikte beyin kanaması, medulla spinalis yaralanması ve iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama ve medüller şok sonucu meydana gelmiş olduğu kanaatinin bildirildiği, Kusur durumunun tespiti için aldırılan 01/06/2015 tarihli bilirkişi raporuna göre sanığın meydana gelen kazada tali kusurlu olduğu görürüşünün bildirildiği…
Mevcut bulgulara göre;
A-Sanık sürücü idaresindeki otomobille, meskun mahalde hızını mahal şartlarına göre ayarlamadan yola gereken dikkatini vermeden süratli biçimde önlemsizce dikkat ve özen yükümlülüklerine uymadan seyrettiğinden dolayı olayda tali kusurludur.
B-Yaya olay yerine yaklaşan araca ilk geçiş hakkını tanımadan gerekli kontrolü yapmadan can güvenliğini tehlikeye düşürecek tarzda yoldan geçmek istemesi neticesinde neden olduğu olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine uymadığından asli kusurludur.” dendiği bu haliyle mahkememizce de sanık sürücü tali kusurlu kabul edilerek olay yerinden her ne kadar sanığın kaçmadığını iddia etmiş ise de ; mahkememizce sanığın hayatın olağan akışına ters olan maktulü görmemesi kabul edilmeyerek temel cezadan uzaklaşılmak için neden kabul edilmiş ve takdiri indirim nedenleri uygulanmamış..
Sanığın üzerine atılı suçunu işlediği anlaşılmakla; eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nun 85/1 maddesi gereğince suçun işleniş biçimi, meydana gelen zararın hafifliği göz önünde bulundurularak takdiren 3 YIL HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,… ” dair karar verildiği görülmüştür.
Dava konusu tek taraflı trafik kazasında dava dilekçesi ile kazaya karışan aracın plakasının belli olmadığı, yapılan Savcılık Soruşturması ile aracın kaza mahallinde düşen araç plakasından hareketle kimliği tespit edildiği ve plakasının … olduğu, yapılan tramer sorgusunda … plakalı aracın kaza tarihini olan 21/02/2015’ide kapsayan 23/07/2014-23/07/2015 tarihleri arasında … poliçe numarası ile sigortalı olduğu görülmüştür.
Mahkememizce İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden aldırılan kusur raporunda; ” Sürücü … yönetimindeki otomobili ile seyri sırasında, yola gereken dikkat ve özeni göstermediği, görüş alanını yeterince kontrol edip, hızını mahal şartlarını dikkate alarak müteyakkız ve tedbir alabilecek seviyede tutmayıp, sağdan kaplamaya girerek yolun soluna doğru geçiş yapan yayayı fark ettiğinde ikazda bulunmayıp, tedbirsizce kazaya karıştığı anlaşılmış olup; dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketiyle olayda tali derecede, Müteveffa yaya … ‘in, zikredilen yolu yeterince kontrol etmeyerek, gelen araçların hız ve mesafelerini dikkate almayıp, iyice yaklaşan araca rağmen, yağmurlu hava, gece vakti, tek yönlü yola, hatalı ve tehlikeli biçimde taşıt trafiğine ait kaplamaya kontrolsüz şekilde girip, tehlikeli biçimde geçiş yaptığı, sürücünün istikamet şeridini kapatıp, ilk geçiş hakkını engelleyerek, kendi can güvenliğini tehlikeye atmasıyla kazaya sebebiyet verdiği anlaşılmış olup; dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketiyle olayda aslı ve ağırlıklı derecede kusurlu, Yukardaki hususlar muvacehesinde, olayda; Sürücü … ‘in, %25 oranında kusurlu, Müteveffa yaya … ‘in, %75 oranında kusurlu olduğu.. ” kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 26/02/2018 ara kararı ile dosyanın taraf iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller kapsamında rapor aldırılmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdi ile rapor aldırılmasının istenilmesine karar verildiği, Emekli Sayıştay Uzman Denetçisi Bilirkişi … tarafından sunulan 22/06/2018 tarihli raporda; Raporun tüm takdir ve değerlendirmesi Mahkemeye ait olmak üzere 21.02.2015 günü meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden …’in desteğinden yoksun kalan anne ve babasının destekten yoksun kalma tazminatlarının % 25 kusura göre : Anne … yönünden 12.713,70-TL Baba … yönünden 7.247,02-TL olmak üzere toplam 19.960,72-TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
Davacılar vekili 10/11/2017 tarihli dilekçesi ile; Huzurdaki davanın araç sürücüsünün tespit edilememesi nedeniyle …na açıldığını, 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanununun 124. Maddesinde taraf değişikliği ” maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın Hakim tarafından kabul edilir” şeklinde düzenlendiğini, bu nedenle …na karşı açılan huzurdaki davada davalı tarafın değişiklik yapılarak dava konusu kazaya karışan aracın sigortalısı … Sigorta A.Ş’ye karşı husumet yöneltilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekilinin talebi üzerine … Sigorta A.Ş’ye tebligat yapılmış, … Sigorta A.Ş vekili sunduğu 30/11/2017 havale tarihli dilekçesi ile; Müvekkili şirket tarafından …’in vefatı nedeniyle 09/07/2015 tarihinde 12.974-TL ödeme yapıldığını bildirmiştir.
Davalı … Vekili 14/12/2018 tarihli celsede ” Dava dilekçesini kabul etmediklerini, Ceza davasına davacı bizzat katıldığını ve … sigortadan iş bu dava açılmadan ödeme aldığını, … Sigorta güvencesinde olan sürücü ceza yargılamasında ceza aldığını, bu sebeple tespit edilemeyen bir araçtan söz edilmesi mümkün olmadığını, bu sebeple maddi hata kapsamında değerlendirilemeyeceğini beyan etmiştir.
HMK 124 maddesine göre; “(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.
(2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.
(3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir.
(4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.”
Dosya ekinde bulunan …. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/03/2016 tarih … e. … karar sayılı kararı sayılı dosyanın incelenmesinde Maktul … in vefatı nedeniyle açılan kamu davasında iş bu dosya davacısı …’ın katılan sıfatı ile yer aldığı kazanın … plakalı aracın sürücüsü Sanık …’in … sahil yolunda çarpması ile ölümüne sebep olduğu hususunun belirlendiğiyapılan yargılama neticesinde sanık hakkında katılan …’ın yüzüne karşı 09.03.2016 tarihinde mahkumiyet kararı verildiği,Davanın ise 17.03.2016 tarihinde açıldığı,dava dilekçesinde her nekadar kazanın plakası tespit edilemeyen aracın karıştığı trafik kazası nedeni ile … davalı gösterildiğinden bahsedilmiş ise de davacının bizzat katıldığı ceza davası ile kazaya karışan araç sürücüsü ve plakasının tespit olunduğu ve bu şekilde mahkumiyet kararı verildiği,bu nedenle artık davacı tarafın davalı … alayhine açmış oldukları davanın HMK 124/3-4 maddesi kapsamında kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı hususundan söz edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin 14/12/2018 tarihli celsede beyanı ile davacı vekilinin bu talebine muvafakat etmemesi, bu hususun kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı değişikliklerden olmadığı anlaşılmakla bu talebin reddine, davacı vekilinin de aktif husumet yokluğu yönündeki itirazının kabulü ile davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin HMK 124 maddesi uyarınca taraf değişikliği talebinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmadığı davalı …nda muvafakati olmadığı anlaşılmakla REDDİNE,
2- Davalı güvence aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacılardan alınması gereken 35,90-TL karar harcının davacılardan peşin alınan 29,20-TL harçtan mahsubu ile bakiye 6,70-TL harcın davacılardan tahsiline,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 1.000-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333. md. uyarınca davacılar tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacılara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/12/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır