Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/293 E. 2019/786 K. 13.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/293
KARAR NO : 2019/786
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/04/2015
KARAR TARİHİ : 13/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Türk Ticaret Kanunun hükümlerine göre kurulmuş bir tüzel kişilik olduğunu, Müvekkili şirket elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamak amacı ile davalı … A.Ş.’nden, elektrik dağıtım sistemini kullanmak sureti ile elektrik enerjisi satın almakta olduğunu, Davalı şirket tarafından Müvekkili şirketin satın almış olduğu elektrik enerjisinin miktarını tespit etmek ve faturalandırmak üzere sayaç okuma, faturalama gibi diğer hizmetler sağlamış ve bu hizmetler karşılığında “Perakende Satış Hizmeti” tahsil ettiğini, Ancak bu perakende satış hizmet bedeline konu sayaç okuma bedeli; dağıtım sisteminden enerji tedarik eden tüketiciler için sayaç başına sabit bir ücret olması gerekirken davalı şirketçe tüketilen enerji miktarı üzerinden nispi olarak, yargı kararlarına, mevzuata ve hukuka aykırı olarak fazla tahsilat yaptığını, Müvekkili şirketin … Elektrik Dağıtım Şirketi’nin dağıtım sistemine bağlı olduğunu, Elektrik Piyasası Kanununda perakende satış hizmeti; perakende satış lisansına sahip şirketlerce, elektrik enerjisi ve/veya kapasite satımı dışında tüketicilere sağlanan diğer hizmetler olarak tanımlandığını, Perakende satış hizmeti kapsamı, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinde, elektrik enerjisi ve kapasite satımı dışında, tüketicilere sağlanan sayaç okuma, faturalama gibi diğer hizmetler olarak belirlendiğini, Sayaç okumaya ilişkin perakende satış hizmet bedeli sayaç okuma maliyetlerim yansıtan bir bedeldir. Söz konusu bedel tüm dağıtım sistemi kullanıcılarından yargı kararlarına, mevzuata ve hukuka aykırı olarak, 2006-2011 yıllan arasında kWh (birim enerji) başına belirlenen bir bedel olarak tahsil edildiğini, Danıştay 13. Dairesi’nin 06.04.2011 tarih ve 2008/2695 E. 2011/1368 K. Sayılı kararı ile Elektrik Piyasası Kanunu’nun Geçici 9. Maddesi gereğince 875 sayılı enerji 0 Piyasası Düzenleme Kurulu’nun Kararı ile onaylanmış olan 20 Dağıtım1 Şirketi için Gelir Gereksinimi Hesaplaması ve Tarife Metodolojisinin perakende satış hizmeti tarifesinin kwh bazınsa belirlenmesine ilişkin II. Bölümünün B bendinin iptaline karar verdiğini, iptal edilen mezkûr hüküm 2006-2010 tarihleri arasında uygulandığını, Danıştay 13. Dairesi’nin mezkur hükmüne ilişkin iptal kararı da göz önüne alınarak sayaç okumaya ilişkin perakende satış hizmeti fiyatı EPDK tarafından yeniden değerlendirildiğini ve 01.08.2002 tarihli ve 24843 sayılı Resmi Gazete ‘de yayınlanan Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile eklenen, 2011-2015 döneminde perakende satış hizmeti tarifesinin kwh bazında belirlenmesine ilişkin Geçici 11. Madde 31.12.2011 tarihli ve 28159 sayılı Resmi Gazete ‘de yayımlanan Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile yürürlükten kaldırıldığını, Davalı tarafından 2011 yılında da sayaç okuma başına alınması gereken PSHB bedeli tek kalem altında ve tüketilen enerji miktarı olan kwh üzerinden hesaplanarak hukuka ve mevzuata aykırı olarak fazla tahsilat yapıldığını, Müvekkili şirketten Eylül 2006-Mayıs 2007 dönemleri arasında fazla tahsil edilen elektrik faturalarında yer alan perakende satış hizmeti-sayaç okuma bedeli ve bu bedel üzerinden tahakkuk ettirilen KDV bedeli dahil toplam alacak 1500 TL tutarın her bir faturanın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile beraber iadesine, davanın belirsiz alacak davası olması sebebi ile TEDAŞ ve … kayıtları ile davalı tarafın kayıtlarının bilirkişi marifeti incelenerek dava konusu uyuşmazlık bedelinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirketin, elektrik piyasasında faaliyet gösteren bir üretim şirketi olduğunu, mevzuat gereği perakende satış hizmeti-sayaç okuma bedeli ihbar olunan dağıtım şirketine ödenmekte olduğunu, yalnızca elektriğin tedariğinden sorumlu olan ve perakende satış hizmeti-sayaç okuma hizmetleri ile hiçbir bağlantısı olmayan müvekkili Şirketin söz konusu bedellerin iadesinde muhatap olarak addedilemeyeceğini, Müvekkili Şirketin, düzenlediği elektrik faturaları ile elektrik tedarik bedeli yanı sıra perakende satış hizmeti-sayaç okuma bedellerini de abonelerden tahsil etmekte, ancak tahsilatın hemen ardından bu bedelleri tamamıyla hiçbir komisyon vs. bedel kesintisi yapmaksızın ihbar olunan dağıtım şirketine ödemekte olduğunu, Müvekkili Şirketin dava konusu bedellerin tahsiline, ihbar olunan dağıtım şirketi tarafından mevzuat gereği zorunlu olarak aracı kılınmakta olduğunu, Davacı yanın taleplerine dayanak gösterilen Danıştay 13. Daire’sinin, 2008/2695 E., 2011/1368 K. sayılı ve 6.4.2011 tarihli kararında davanın müvekkili şirket gibi bir elektrik üretim şirketi olan davacı tarafından dağıtım şirketlerince uygulanmakta olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun (“Kurul”) 875 sayılı kararı ile belirlenen Geçiş Dönemi Tarife Uygulamaları başlıklı II. Bölümün (B) bendinin iptali istemiyle açıldığını, Diğer deyişle, Kurul kararının lehdarı ve iade kararından etkilenen taraf dağıtım şirketleri olduğunu, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/2159 E., 2014/10128 K., 23.06.2014 tarihli kararında da Kayıp-Kaçak Bedeli, Perakende Satış Hizmet Bedeli, Sayaç Okuma Bedeli, İletim Sistemi Kullanım Bedeli ve Dağıtım Bedellerinin dağıtım şirketleri tarafından alındığını ve bu miktarların tüketicilere iadesinden dağıtım şirketlerinin sorumlu olduğuna açıkça hükmedildiğini, bu sebeplerle huzurdaki dava konusu alacağın Müvekkili Şirket uhdesinde bulunmadığını, abonelerden alınan perakende satiş hizmeti-sayaç okuma bedellerinin ilgili dağıtım şirketi tarafından Müvekkili Şirket’e fatura edildiğini ve Müvekkili Şirket tarafından ilgili dağıtım şirketine ödendiğinin şirket kayıtlarıyla sabit olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, Davacı şirketin elektrik faturalarına davalı tedarikçi şirket tarafından Eylül 2006-Mayıs 2007 dönemleri arasında yansıtılan ve fazladan tahsil edildiği iddia edilen PSH bedellerinin ve KDV sinin tespit edilerek ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek gecikme zammıyla birlikte davalıdan iadesi talebidir.
Dosya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/12/2015 tarih … esas … karar sayılı yetkisizlik kararı ile Mahkememize tevzi edilmiştir.
Mahkememizce dosyanın bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesine karar verildiği, Elektrik Mühendisi Bilirkişi … tarafından sunulan 03/05/2017 tarihli ön raporda; Bilirkişi raporunun hazırlanabilmesi için elektrik faturalarının açılımlarına yani fatura kalemlerine, birim fiyatlarına, ilk okuma/son okuma tarihleri ve endekslerine, gömülü fiyatlar içerdiği kalemlere, çıplak aktif enerji birim fiyatlarına , indirimli aktif enerji fiyatlarına. EF , TRT Payı, BTV’lerin, Dağıtım, İletim, PSH, Sayaç okuma bedellerinin KDV’lerin ayrıştırılmış hallerine ihtiyaç olduğunu bildirmiştir.
Ön rapor doğrultusunda ilgili evraklar celp edilmiş, dosya önceki ara karar gereği rapor düzenlenmek üzere Elektrik Elektronik Mühendisi Bilirkişi … ‘a tevdi edilmiş, Bilirkişi tarafından düzenlenen 29/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda; Her ne kadar davalı … A.Ş. vekili PSH bedellerinin üzerlerinde kalmadığını, Dağıtım şirketi diğer davalı … a ödenmekte olduğunu belirtmişse de iddiasını ispat edecek dağıtım şirketi tarafından şirketlerine kesilen psh tutarlarını gösterir faturalar dosya kapsamına sunulmadığı, bu kapsamda mutlaka ilgili faturaların davalı … A.Ş. vekilince sunulması davacıdan alınan PSH bedellerinin diğer davalı … şirketine aktarıldığı iddiası ispat edilmesinin gerektiği, ayrıca davalı … A.Ş. vekilinin “Fiyat Eşitleme Mekanizmasına ilişkin usul ve esaslara ilişkin iddialarının” ancak fatularda yer alan kayıp /kaçak bedelleri için geçerli olabileceği, dava dilekçesi sayfa 2 de yer alan her bir faturadaki tüketimi gösterir çizelge doğrultusunda davacı şirketin 2006 ve 2007 tüketimleri doğrultusunda serbest tüketici olduğu, Danıştay 13. Dairesi; 06.04,2011 tarih ve 2008/2695E. 2011/1368K. sayılı ilamı ve Danıştay kararı; İDDK’nın 24.05.2012 tarih ve 2011/1901 e. 2012/798 k. sayılı kararı ile onanmış olması sebebiyle her bir fatura dönemindeki tüketim doğrultusunda PSH bedelinin hesap edilerek davacı şirketten talep edilemeyeceği, Davacı şirketin aylık tüketimleri milyon kwh. Mertebesinde olduğu, PSH bedelinin, faturalama müşteri hizmetleri bedeli vb. işlerin karşılığı olarak nitelendirilebilecek işleri kapsamakta olduğu hususu gözetilerek davacının milyon kwh. tüketimine karşılık gelecek bir PSH hizmet yükü bulunmadığı, dava konusu 2006 Eylül – 2007 Mayıs arası dönemlerindeki faturalarda Davacı tarafın PSHB’yi talep ve dava etmekte haklı olduğu. Yasal düzenlemeler incelendiğinde dava konusu 2006-2007 dönemi içinde uygulamaya konu bir maktu bedel bulunmadığından sabit PSH bedel düşülmeyeceği, Dava konusu faturaların sunulması akabinde her bir faturaki PSH bedel hesaplaması, PSH bedellerinin EPDK nın düzenleyici işlemlerine uygunluk denetimi ile ödeme tarihi – dava tarihi arası faiz hesaplaması yapılabileceği kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişinin belirttiği eksikliklerin tamamlanması için ilgili yerlere müzekkere yazılarak belgeler celp edilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 25/03/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda;
Kök raporda yapılan değerlendirmelere bağlı kalınarak davacı tarafça dava konusu edilen davacı şirketin … ili … ilçesinde bulunan fabrika tesislerine ait dosya kapsamına sunulan 2006 / Eylül – 2007 Mayıs dönem elektrik faturaları kapsamında, 2006 dönem faturaları için PSH bedel talebinin olamayacağı, 2007 dönem faturaları için 46.822,36-TL + KDV PSH bedel talebinin olabileceği. Fatura son ödeme tarihleri ile dava tarihi arası her bir fatura için işleyecek ticari avans faiz toplam tutarının 67,825,31-TL olduğu, dava konusu edilen PSH bedellerinin ihbar olunan dağıtım şirketi … a aktarıldığına ilişkin belge görülemediği, Faturalarda PSH bedeli ayrıca belirtilmediğinden aktif bedel içerisinde yer aldığından 6719 sayılı kanun kapsamında değerlendirme yapılamadığı kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili 21/06/2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini 55.230,74-TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Dava, Perakende Satış Hizmet ve Sayaç Okuma bedelinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; Davalı tarafından davacı şirketten Eylül 2006-Mayıs 2007 dönemleri arasında fazla tahsil edilen elektrik faturalarında yer alan perakende satış hizmeti-sayaç okuma bedeli ve bu bedel üzerinden tahakkuk ettirilen KDV bedeli dahil fazla tahsil edilen kısımların davalıdan tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile zaman aşımı itirazında bulunmuş isi de taraflar arasında sözleşmesel ilişki mevcut olup 816 sayılı Borçlar kanunu m 125 ve dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK 146 . Maddesi 10 yıllık zaman aşımı sürecine tabi olması nedeni ile yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı tarafından dava konusu edilen Eylül 2006-Mayıs 2007yıllarında EPDK’nın 24/08/2006 tarih 875 Sayılı kararı ile PSH ve sayaç okuma bedelleri nispi olarak tahsil edilmiştir. Danıştay 13. Dairesinin 06/04/2011 günlü ve 2008/2695 Esas 2011/1368 Karar sayılı kararı ile EPDK’nın 875 Sayılı Kurul kararının ekinde yer alan 20 dağıtım şirketi için gelir gereksinimi hesaplanması ve tarife metadoloj isinin perakende satış tarifesinin geçiş döneminde uygulanmasına ilişkin 2.Bölümün B bendi “…sayaç okuma ve faturalandırma hizmetlerine ilişkin maliyetlerin abone gurubuna ve tüketilen enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı, bu nedenle abone başına sabit bir ücret uygulanması gerektiğinin ortada olduğu, kaldı ki buna ilişkin maliyetlerin metadolojisinin 1.bölümünde abone başına sabit bir ücret olarak belirlendiğinin açık bir şekilde belirtildiği…” gerekçesiyle iptal edilmiştir. Anılan iş bu karar Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 24/05/2012 tarih ve 2011/1901 Esas 2012/798 Karar sayılı ilamı ile “…davacı şirketin ürettiği elektriği serbest tüketicilere sattığı ve perakende satış hizmet tarifesinin kWh üzerinden alınmasına ilişkin kuralın serbest tüketiciler yönünden hukuka aykırı olduğu iddiasında bulunulduğunun 1 anlaşıldığını, bu durumda davacının dava konusu işlemlerin iptali isteminin serbest tüketicilere yönelik olduğu dikkate alındığında Daire kararının da “serbest tüketicilerle” sınırlı olarak uygulanacağı…” gerekçesiyle düzeltilerek onanmıştır.
Bilindiği üzere iptal kararlan iptali istenen tasarrufu ve ona bağlı işlemleri yapıldıkları tarihten itibaren ortadan kaldırmakta, yani geçmişe etkili olmaktadır. İşlem hiç yapılmamış gibi hüküm ve sonuç doğurur, işlemden önceki hukuki duruma dönülür ve genele etkilidir.
Bu durumda öncelikle davacının serbest tüketici olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Davacının serbest tüketici olduğunun tespiti halinde ise iptal kararı ile işlem öncesi hukuki duruma geri dönüleceğinden davacıdan fazladan ödediği miktarın hesaplanarak iadesine karar vermek gerekecektir. Talep edilen dönemde ve dava tarihinde yürürlükte bulunup uygulanması gereken Elektrik Piyasası Serbest Tüketici Yönetmeliğinin kapsam başlıklı 2.maddesine göre bu yönetmelik gerçek ve tüzel kişilerin hangi koşullarda serbest tüketici olabileceklerini, serbest tüketiciler ile elektrik enerjisi ve/veya kapasite satın aldıkları lisans sahibi tüzel kişilerin hak ve yükümlülüklerini ve uygulamaya ilişkin kuralları kapsamaktadır. Yönetmeliğin 13.maddesinde serbest tüketici tanımlanmış olup, buna göre kurul tarafından belirlenen elektrik enerjisi miktarından daha fazla tüketimde bulunması veya iletim sistemine doğrudan bağlı olması nedeniyle tedarikçisini seçme serbestliğine sahip gerçek veya tüzel kişi serbest tüketici olarak tanımlanmıştır. 14. Maddede ise limitler belirlenmiş olup, her yılın 31 Ocak tarihine kadar Kurul tarafından belirlenerek yayınlanan elektrik enerjisi miktarının tüketilmesi halinde serbest tüketici sıfatının kazanılacağı anlaşılmaktadır.
Elektrik Piyasası Serbest Tüketici Yönetmeliğinin 5,maddesinde ise belirtilen koşulları sağlayan tüketicilerin serbest tüketici olarak kabul edileceği açıklanmıştır. Maddeye göre iletim sistemine doğrudan bağlı olan tüketiciler, bir önceki takvim yılına ait toplam elektrik enerjisi tüketimleri serbest tüketici limitini geçen tüketiciler, içinde bulunulan yılda gerçekleşen toplam elektrik enerjisi tüketimleri serbest tüketici limitinde geçen tüketiciler serbest tüketici olarak kabul edilir. Yönetmelikte belirlenen limitler ise 2006 yılı için 6 milyon kWh, 2007 yılı için 3 milyon kWh, 2008 yılı için 1,2 milyon kWh,,2009 yılı için 480 bin kWh, 2010 yılı için 100 bin kWh, 2011 yılı için 30 bin kWh dır.
Anılan durum karşısında ;İbraz edilen bilirkişi raporu doğrultusunda dava edilen dönemde davacının serbest tüketici olup, davalı şirket ile herhangi bir pazarlık yapıp sözleşme yenilemediği, 2006 / Eylül – 2007 Mayıs dönem elektrik faturaları kapsamında, 2006 dönem faturaları için davacının PSH bedel talebinin olamayacağı, 2007 dönem faturaları için 46.822,36-TL + KDV ( KDV dahil 55.230,74-TL) PSH bedel talebinin olabileceği, Faturalarda PSH bedeli ayrıca belirtilmediğinden aktif bedel içerisinde yer aldığından 6719 sayılı kanun kapsamında değerlendirme yapılamayacağı ,6719 sayılı kanun ile değişik 6446 sayılı yasanın 17/dbendinin davalınını uyguladığı tarifelerde yer alan PSH ve sayaç okuma bedelinin serbest tüketici açısından uygulama yeri olmadığı, tarifelerde yer alan bedellerin serbest tüketicilerde uygulanabileceği ve değişiklik öncesi dönem için PSH bedeliyle sayaç okuma bedeli dayanağının EPDK kararı olup , iptal edilmesi sonucu ortadan kalktığı da dikkate alındığında davacının fazladan ödediği PSH ve sayaç okuma bedelini talep edebileceği ve talebin 6719 sayılı yasa kapsamında olamayacağı sonucuna varılmış davacı vekili tarafından ibraz edilen ıslah dilekçesi de nazara alınarak ve davanın belirsiz alacak davası niteliğinde açılıp ıslah dilekçesinin dava değeri artırım mahiyetinde olduğu, zaman aşımının dava açılmak ile kesilmiş olduğu faiz başlangıcının ise dava tarihinden itibaren tarafların tacir yapılan işin ticari mahiyette olması nedeni ile Avans faizi uygulanması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 55.230,74-TL alacağın dava tarihi olan 01/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 3.772,81-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 945,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.827,11-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 6.425,38-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 973,40-TL ilk gider, 1.150-TL bilirkişi, 136,85-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.260,25-TL Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/09/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır