Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/255 E. 2018/1131 K. 05.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/255 Esas
KARAR NO : 2018/1131

DAVA : Tespit ve tescil
DAVA TARİHİ : 15/12/2010
KARAR TARİHİ : 05/11/2018

Mahkememizde görülen Tespit ve tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle ;
Müvekkillerinin miras bırakanı …’nin 22/11/1999 tarihinde vefatı üzerine mirasının, murisin çocukları olan müvekkillerine kaldığını, müvekkillerinin miras bırakanının kurucusu ve ortağı olduğu …A.Ş.’deki hissesinin %22,39 kısmını eşi ile arasındaki boşanma davası sırasında davalıya geçici bir süre için emanet olarak verdiğini, her ne kadar bu hisseler davalı adına gözükse de hisseye ait olan nemalar, sermaye artışındaki ödemelerin miras bırakana yapıldığını, murisin 40 yaşında erken ölümü ile kız kardeşi olan davalıdan hisselerini geri almaya fırsatının olmadığını, müvekkillerinin miras bırakanının çok iyi durumda olduğunu, hisselerini satması için geçerli bir nedeni bulunmadığını, miras bırakan tarafından hisse devir bedeli olarak gösterilen değerin hisselerin üzerinde yazılı değer olup, bunun da hisse değerlerinin çok çok altında olduğunu, bu devrin gerçek işlem olmayıp muvazaalı bir işlem olduğunu, miras bırakanın ölümünden sonra da müvekkillerine babalarının hissesi olan %22,5 oranında ödemeler yapıldığını, müvekkillerinin davalıdan babalarına ait olan ve emanet olarak bulunan hisse senetlerinin kendilerine geri verilmesini yönündeki isteklerine olumlu ya da olumsuz bir cevap alamadıklarını ileri sürerek;
miras bırakan tarafından davalıya devredilen şirketteki %22,39 nispetindeki hisselerin müvekkillerine ait olduğunun tespiti ile miras bırakan tarafından davalıya devredilen hisselerin miras payları oranın da (1/2’şer) müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle ;
Davacıların iddalarına göre hisse senedi devir işleminin her halükarda 1997 yılından önce gerçekleşmiş olup, zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, muvazaa iddiasının yerinde olmadığını, hisse devir sözleşmesinin yasaya uygun olduğunu, davacılara babalarının hissesi oranında yapılan bir ödemenin mevcut olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ;
Dava; davacıların murisi ile davalı arasında yapılan anonim şirket hisse devrinin muvazaalı olduğu iddiasına dayalı, tespit ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; davacılar tarafından devrin muvaazalı olarak yapıldığı ve bu nedenle geçerli olamayacağına ilişkin iddiaların menkul mal niteliğindeki anonim şirket payları açısından kabul edilemeyeceği, muvazaayı tevsik eder tarzda yazılı belge ibraz edilmediğinden ispat edilemeyen davanın reddine ilişkin 2010/708-2014/43 sayılı 20/03/2014 tarihli karar verilmiştir.
Karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Yargıtay … HD nin… sayılı ve 24/11/2015 tarihli ilamı ve “ mahkemece davalı ile davacıların murisi arasında yapılan pay devrinin ne şekilde gerçekleştiği araştırılmamıştır. Bu itibarla mahkemece öncelikle şirketin ticaret sicilindeki tüm kayıtlarının getirtilmesinin ardından, davalının davacıların murisinden aldığı hisseleri yazılı bir pay devri ile mi aldığı yoksa başka bir şekilde mi aldığı hususlarının araştırılması sonucu ortaya çıkacak duruma göre muvazaa iddiasının ne şekilde ispat edileceğinin belirlenmesi gerekirken, bu husus araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamış” gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuştur .
Bozma ilamı gereğince davacılar murisinin hissedar olduğu … AŞ nin ticaret sicil dosyası getirtilmiş , bilirkişi … , … , …’den oluşan heyetten 22/01/2018 tarihli rapor alınmıştır.
Davacılar murisi … ile davalı … arasında şirket hisselerinin devrine ilişkin yazılı sözleşme imzalandığı davalı tarafca cevap dilekçesinde açıklanmıştır. Ancak bu yazılı hisse devir sözleşmesinin davacı tarafta bulunmadığı davacılarca bildirilmiştir. Mahkememizce hisse devrine ilişkin yazılı sözleşmenin davalı tarafça ibraz edilmesi 06/02/2018 tarihli duruşmanın 2 numaralı ara kararı ile istenmiştir. Davalı vekili 19/02/2018 tarihli dilekçesi ile “sözleşmenin davalı tarafça 10 yıllık saklama yükümlülüğü ortadan kalktığından ve şirket hisseleri menkul olduğundan yazılı sözleşme yapma zorunluluğu bulunmadığı da gözetilerek saklanmadığını, bu nedenle ibraz edilemediğini” açıklamıştır .
Mahkememizce 17/04/2018 tarihli duruşmada tarafların yazılı hisse devir sözleşmesini ibraz edememeleri ve şirket ana sözleşmesi gereğince şirket hisselerinin nama yazılı olarak düzenlendiği tespit edildiğinden; davacılar murisi …’ye ait nama yazılı 46.000,00 TL değerli hisse senetlerinin arkalı önlü fotokopisinin devir aldığını iddia eden davalı tarafça ibraz edilmesi istenmiştir. Davalı … vekili 10/08/2018 tarihli dilekçesi ile “devredilen hisselerin esasen hiç senede basılmadığı bu nedenle de yapılan hisse devrinin “çıplak pay devri” niteliğinde olduğu bununda TTK hükümlerine göre değil alacağın temliki hükümlerine göre ve TBK 184 gereğince sadece yazılı yapılmış olmasına bağlı olduğunu bu nedenle nama yazılı hisse senetlerinin arkalı önlü fotokopisini sunamayacaklarını yazılı temlik sözlemesini de 20 yılı aşkın bir süre geçmiş olması nedeni ile saklama yükümlülüğü ortan kalktığından sunamayacaklarını bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre ;
Davacılar … ve … , … ‘nin yasal mirasçılarıdır , muris …’nin … SHM nin … sayılı ve 29/11/2007 tarihli veraset ilamına göre toplam 2 paydan oluşan mirasında 1 ‘er paylı yasal mirasçı oldukları sabittir.
Getirtilen ticaret sicil dosyasına göre; Muris … 07/03/1986 tarihinde İstanbul Ticaret siciline … numara ile tescil edilen …AŞ nin toplam 100.0000000,00 TL sermayeli ve 200.000 adet hisseli ortaklığında 22.500.000,00 TL bedelli 45.000 adet hissenin sahibidir. Daha sonra şirket 1995 – 1997 ve 2000 yılında olmak üzere esas sermayesini artırmış, en son esas sermaye 200.000.000.000 (yeni para ile 200.000 TL ) olmuştur .
Getirtilen ticaret sicil dosyasına göre; şirket kuruluşunda muris … ‘nin 45.000 olan hissesi 10.06.1997 tarih ve 1997 / 1 ve 1997/2 numaralı şirket yönetim kurulu ve ortakları kararına göre 1 hisseye inmiş , bu hissenin karşılığı da 50.000.000 TL olarak kayda geçmiştir.
Davalı … muris …’nin kardeşidir, kuruluşta şirkette 22.500.000,00 TL bedelli 45.000 adet hissenin sahibidir.
Getirtilen … Asliye Hukuk Mahkemesi … sayılı boşanma dosyasına şirketce gönderilen 10/01/1996 havale tarihli yazıda davacılar murisi …’nin şirketteki hissesinin 01/08/1995 tarihi itibariyle 22.490.000 TL karşılık hissenin satış nedeni ile devir edildiği ve murisin %1 sermayeye isabet eden hissesi bulunduğu bildirilmiştir. Böylece devir tarihinin 01/08/1995 olduğu anlaşılmaktadır .
10/06/1997 tarihli 1997/1 ve 1997/2 sayılı yönetim kurulu ve ortaklar toplantı kararlarında yapılan sermaye artırımı sonucu davalının hisse adedinin 44/100 ve bu hisseye isabet eden sermayenin 2.200.000.000 TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Davalı … vekili davaya cevap dilekçesinde ve yargılamanın değişik aşamalarında zorunlu olmamasına rağmen hisse devrinin yazılı şekilde yapıldığını ve devir bedelinin de murise ödendiğini açıklamıştır .
Mahkememizce yazılı olarak yapıldığı açıklanan hisse devir sözleşmesinin ibrazı istenmiş ancak davalı vekili 19/02/2018 tarihli dilekçesi ile devir sözleşmesinin saklama yükümlülüğü süresinin dolması nedeni ile saklanmadığını bu nedenle ibraz edemeyeceklerini açıklamıştır . Davalı Anonim şirket hisse devrine ilişkin basit , yazılı sözleşmeyi sunamamıştır .
Getirtilen ticaret sicil dosyası içinde bulunan … AŞ nin ana sözleşmesine göre şirket hisseleri nama yazılı olarak düzenlenmiştir. Buna göre kuruluşta davacılar murisi …’ye ait olan 45.000 adet hisse içinde nama yazılı hisse senedi düzenlenmesi ana sözleşme gereğidir.
Nama yazılı hisse senetleri menkul niteliğinde olup, devri TTK hükümlerine göre ancak ciro ve teslim ile mümkündür. Bu nedenle mahkememizce hisse senetlerinin arkalı önlü fotokopisinin sunulması istenmiştir.
Ancak davalı vekili 10/08/2018 tarihli dilekçe ile hisse senetlerinin nama yazılı olarak basılmadığını bu nedenle çıplak pay devri yapıldığını, bununda alacağın temliki hükümleri gereğince basit yazılı sözleşme ile gerçekleştiğini açıklamıştır .
Mahkememizce dava dışı … AŞ den davacılar murisi …’nin şirket hisselerinin … na devredilmesine ilişkin (… ASHM … esas sayılı boşanma dosyasına gönderilen yazı gereğince) 01/08/1995 tarihli hisse senedi satımı vaki duyurumu sonucu oluşturulan kararın gönderilmesi 17/04/2018 tarihli 1 numaralı ara karar ile istenmiştir. Ancak şirket arşivinde 01/08/1995 tarihli hisse senedi satımı vaki duyurumu yönetim kurulu kararı ve pay defterlerinin bulunmadığı bildirilmiştir.
Yönetim kurulu kararları, pay defterleri ve şirket hisselerinin devrine ilişkin sözleşmeler saklanması zorunlu belgelerdendir. Mahkememiz dosyasında geçerli devir olduğunu ve bu devre ilişkin yazılı sözleşme yapıldığını savunan davalı … ‘dur. Savunma gereğince şirket pay defteri, devir sözleşmesi ve buna ilişkin yönetim kurulu kararı davalı tarafca ibraz edilmelidir. Tüm bunlar olmasa bile şirket ana sözleşmesine göre nama yazılı olarak düzenlenen davacılar murisine ait menkul niteliğindeki anonim şirket hisse senetlerinin geçerli devrinin ispatı ciro ve hamil olmak koşuluna bağlıdır. Ancak davalı ciro ve yasal hamil olduğunu da ispatlayamamıştır.
Bu nedenle davacılar murisi … ile davalı … arasında TTK ‘nın anonim şirket hisse devri hükümlerine göre geçerli olarak yapılmış bir devir bulunmadığı sabit bulunmuştur .
Mahkememizce davanın kabulü ile … AŞ ‘deki davacılar murisi … hisselerinin mirasçısı olan davacılara ait olduğunun tespitine ve tesciline karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle
HÜKÜM /
1- … AŞ nin hisse adedinin 4.000 olarak kabulü ile bu hisselerden davacılar murisi …’ye ait olan 920 adet 46.000 TL sermaye değerli hissenin davacılar … ve …’ye ait olduğunun tespitine
Davacıların miras payı oranında ; 460 Adet ve 23.000 TL sermaye değerli hissenin davacı … adına tesciline 460 Adet ve 23.000 TL sermaye değerli hissenin davacı … adına tesciline
2-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 3.142,26 TL harçtan peşin alınan 694,35 TL harcın (peşin harç=608,85+tamamlama harcı=85,50) mahsup edilerek eksik 2.447,91 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan 4.332,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına
5-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince hesaplanan 5.410,00 TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay da temyiz yolu açık olmak üzere, verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/11/2018

Katip …

Hakim …