Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/174 E. 2018/1030 K. 09.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2016/174
KARAR NO: 2018/1030

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2016
KARAR TARİHİ : 09/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalının müvekkilden aldığı kozmetik ürünleri karşılığında düzenlenen 31.03.2015 tarihli Seri: … seri nolu 200-TL. 11.06.2015 tarihli Seri: … seri nolu 2.000TL, 08.10.2015 tarihli Seri: … seri nolu 795TL ve 08.04.2015 tarihli Seri: … seri nolu 3.500TL tutarındaki faturaların bedelini ödemediğini, Faturaların karşılığı ödenmeyince müvekkili adına … 7. icra Müdürlüğü nün … Esas sayılı dosyasıyla borçlu aleyhinde icra takibi başlatılmış ve borçlunun takibe İtirazı üzerine takibin durmuş olduğunu, Borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, Borçlu itiraz dilekçesinde “Bu zamana kadar bütün borçlarımı ödedim ve alacaklı şirkete hiçbir borcum bulunmamaktadır…” şeklinde itiraz ettiğini, Borçlunun borcun varlığını kabul etmiş fakat ödediğini iddia etmiş olduğunu, Bu açıdan borçlunun bu beyanı karşısında borçlunun borcu ödediğini ispat etmesi gerektiğini, Bu nedenlerle Borçlunun borca itirazının iptaline, takibin … 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap diekçesi sunmadığı görüldü.
GEREKÇE:
Davacının taraflar arasında mevcut ticari ilişki nedeniyle icra takibi tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olup olmadığı ve miktarına ilişkin istemidir.
Delil olarak; icra dosyası, fatura, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen … 7. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 200.00-TL faturaa alacağı, 15,71-TL İşlemiş faiz, 2.000,00-TL Fatura Alacağı, 98,38-TL İşlemiş Faiz, 795,00-TL Fatura Alacağı, 11,89 -TL İşlemiş Faiz, 3.500,00 -TL Fatura alacacağın ve 52,36-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam6.673,34-TL alacağın tahsili amacıyla 29/11/2015 tarihinde 1 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 03 Aralık 2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 10/12/2015 tarihine borca itiraz ettiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosyanın bilirkişiye tevdi ile tarafları iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller, icra takip dosyası ve tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaparak rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş, Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından sunulan 28/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda; Davacının faturalarının asıl 2 . Suretleri ve kayıtlı olduğu işletme defteri , faturaların defter kayıtlarında mevcudiyeti ve yine kayıtlar kapsamında toplam 6.495 TL tutarda faturalar sebebi ile davalının borçlandığı görülmüş, davalının icraya itirazındaki bildirdiği itirazın ödeme belgesi ile tevsik edilmesi gerektiği değerlendirildiği durumda herhangi bir ödeme kaydı ve belgesi sunulmamış olduğundan davacının talep ettiği 6.495-TL tutar kayıtlarında mevcut faturalardan kaynaklı davalıdan alacaklı olduğu, Davacı her ne kadar icra takibinde faiz hesabı ve talebinde bulunmuş ise de asıl alacak kısmını konu etmiş olmakla ve takip öncesi temerrüt belgesi kesin bir ödeme vadesi dayanak sunulmamış olmakla takip öncesi faiz hesaplanmadığı , davacı tarafın kasa evrakı içerisinde sunulu işletme defteri incelenmiş olup davacının işletme defteri içeriğinde takibe konu faturaların tespit edilen kayıtları kapsamında 6.495 TL toplam tutarda davalıya tanzim edilen faturanın kayıtlı olduğu, davalının davacı ile olan ticari ilişkiyi kabul ettiği, davacının kayıtlarında faturalar sebebi ile 6.495 TL tutarda davalıdan alacaklandığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilindiği üzere, TTK 21.maddesi hükmü gereğince, gönderilen faturanın, tebliğinden itibaren sekiz gün içerisinde hiçbir itiraza uğramaması halinde; o faturanın kapsamının, karşı tarafça kabulü anlamını taşımaktadır. Fatura, akdin kuruluşu ile ilgili bir belge olmayıp, akdin ifası ile ilgili bir belge sayıldığından, kendisi bir akit olmayıp, dayanağı olan temel borç ilişkisini de değiştirici niteliği bulunmamaktadır. Fatura, onu alan tacir aleyhine, fatura içeriği bakımından kanunen yazılı delil halini almaktadır. Fatura, tacirin ticari defterlerine geçireceği ve kayıtlarını belgeleyecek bir belgedir.
Fatura, akdin ifasını gösteren bir belge olduğundan, verilmesi, bir mal alınması veya imal edilmesi yahut bir hizmet verilmesi veyahut bir menfaat temin edilmesi gibi bir akdin yani geçerli bir temel borç ilişkisinin varlığı şartına bağlıdır.
Yargıtay, sözleşmesi olmayan işlerde faturaya itiraz edilmemiş olunmasının, bağlayıcı olmadığı ve faturayı alanın akdi ilişkiyi inkar etmesi halinde, faturayı tanzim edenin önce akdi ilişkiyi ispatlaması gerektiği görüşündedir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesine göre, akdi ilişki kanıtlanmadığı sürece davacının davalı adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı gözükmesinin davalıyı bağlayıcı bir yanı yoktur. ( 15.HD. 13.04.1994 gün, 1994/1088 E. 1994/2327 K.)
Faturanın gönderilmiş olması, faturanın, adına tanzim edilen tarafından alınmış olmasını ifade eder. Fatura, itiraz edilmediği takdirde akdi ilişki için delil teşkil etmektedir.
Faturayı alanın itiraz etmiş olması halinde, artık karşı tarafın fatura içeriğini kabul etmiş sayılması söz konusu olmadığı gibi, karşı tarafın da itiraz ettiği hususları ispat külfeti yoktur. Fatura içeriğinin doğru olduğunu, düzenleyen kimse ispat etmek zorundadır.
Kanunun faturaya tanıdığı karinenin geçerli olabilmesi için, faturayı alanın 8 gün içerisinde fatura içeriğine itiraz etmemiş olması şarttır.
Taraflarca ibraz edilen deliller ,dosya kapsamı ile uyumlu bulunup hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde ;
Davacı konu ettiği icra takibinde 4 adet fatura için talepte bulunmuş olup toplam asıl alacak 6.495 TL kısma ilişkin itirazın iptalini talep etmiş, usulünce tutulan davacı ticari defterlerinde faturalarının kayıtlı olduğu yine kayıtlar kapsamında toplam 6.495 TL tutarda faturalar sebebi ile davalının borçlandığı, davalı tarafça icra dosyasına verilen itiraz dilekçesi ile davacı ile olan ticari ilişkisini kabul edip tüm borçlarımı ödediği ve davacı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığını beyan etmiş olmakla taraflar arasındaki ticari ilişki ve fatura içeriği malların davalıya teslim edilmiş olduğu ,ödeme iddiasında bulunan davalının ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, delil ibraz etmediği,bu koşulda ödeme iddiasını ispat edelediği görülmekle ,davanın Kısmen kabulü ile … 7. İcra Müdürlüğünün … ile başlatılan takibe yönelik itirazın kısmen iptali ile takibin 6.495-TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faiz uygulanmasına, davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla alacağın %20 si olan 1.299-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile … 7. İcra Müdürlüğünün … ile başlatılan takibe yönelik itirazın kısmen iptali ile takibin 6.495-TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faiz uygulanmasına,
2-Davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla alacağın %20 si olan 1.299-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 443,67 TL. harçtan peşin alınan 110,92-TL. harcın mahsubu ile bakiye 332,75- TL harcın davalıdan tahisili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.180,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 877,44-TL (başvurma harcı, peşin harç, vekalet harcı,davetiye ve müzekkere gideri, bilirkişi ücreti)’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
6-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere karar verildi. 09/10/2018

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır