Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1283 E. 2018/1230 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1283
KARAR NO : 2018/1230

DAVA : Hisse Devir Sözleşmesinin İptali, Tespit
DAVA TARİHİ : 29/12/2016
KARAR TARİHİ : 22/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA /Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacıların .. 15 ATM’nin … Esas sayılı dosyasında müvekkili şirketin feshi istemli dava açtıklarını, davacıların şirkette %40 pay sahibi oldukları iddiasının doğru olmadığını, aile şirketi olan müvekkili şirkette hisse devirlerinin aile içinde BK hükümlerine uygun olarak yapılmadığını ancak bunun bugüne kadar bir sorun olarak algılanmadığını, fakat davalıların fesih istemli dava açmaları üzerine şirketin kendini koruma refleksi ile bu davanın açıldığını, davacıların …’nın vefatından sonra intikal eden hisseler sonucu mülkiyet kurallarına göre tasarruf edebileceklerini, mirasın da taksim edilmediğini, bu nedenle öncelikle davalı …’e ait hisse devrinin iptaline, alacağın temlikken aykırı şekilde yapılan tüm hisse devir sözleşmelerinin iptaline, şirket ortaklarının hisse aidiyetlerinin tespit ve tesciline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacı … A.Ş.’nin paylarının herhangi bir pay senedine bağlanmadığını, çıplak pay niteliğinde olup bütün pay bedellerinin ödendiğini, tüzel kişi olan … A.Ş.’nin şirket paylarının kimin üzerinde kayıtlı olduğunun tespiti konusunda hukuki yararı olmadığını, davanın hukuki yarar dava şartı nedeniyle reddi gerektiğini, pay oranlarının tespitini isteme hakkının paydaş sıfatına haiz ortaklara ait olup davacı şirketin ancak hasım olabileceğini,
Davalı …’nın davacı şirketin 1976 yılından kurulmasından bu yana, davalı … ‘in ise pay devri yapılıp pay defterine ve ticari defterlere işlendiği, ticaret siciline kaydedildiği, 2004 yılından bu yana paydaş olduklarını, müvekkillerine karşı yöneltilen talebin zaman aşımına uğradığını, açılan davanın bir tespit davası olup, eda davası açılabilecek bir konu için tespit davası açılmasının usule aykırı olduğunu, davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını ve davanın usulden reddi gerektiğini, esas yönünden ise müvekkillerinin şirket paylarını edinmesinin ve devir etmesinin yönetim kurulunca kabul edilerek ticari odası kayıtlarına ve pay defterine işlendiğini, bunun geçersizliğini öne sürmenin hakkın kötüye kullanımı olduğunu, pay defteri ve ticaret odası kayıtlarının karine niteliğinde olup aksinin iddia eden tarafça ispatlanması gerektiğini, şekli sebeplerden geçersizlik iddialarının devrin yapıldığı tarihteki … hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekeceğini belirterek, davanın öncelikle usule kurallarına aykırılıktan reddine, davacı şirketçe ikame edilen kötü niyetli davanın esastan reddine, dava masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, anonim şirkette hisselerin aidiyetinin tespiti, tescili ve hisse devirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmıştır.Dosya içine davacı şirketin kuruluşundan itibaren … Ticaret Sicil Müdürlüğünce tescil ve ilan edilen tüm genel kurul kararları, bunlara ilişkin hazirun cetvelleri, yönetim kurulu kararları, şirket ana sözleşmesi alınmıştır.
Bilirkişiler … ve arkadaşlarının 16/04/2018 tarihli kök raporu alınmıştır. Raporda özetle; dosya içine alınan ticaret sicil kayıtlarına göre davacı şirketin pay defterinin bilirkişi kuruluna sunmadığı, ticaret sicil müdürlüğüne bildirilen devir beyanları ve hazirun cetvellerine göre aile şirket olan davacı şirkette kurucu ortak …’nın vefatından itibaren 33 yıl boyunca ortakların sahip oldukları pay adedinin bizzat şirket yönetim kurulu tarafından düzenlendiği, bu düzenlenene belgeler çerçevesinde 07/10/2016 tarihinde yapılan en son genel kurul toplantı ve hazirun cetvellerine göre davalıların sahip oldukları pay ve miktarı konusunda uyuşmazlık ve tartışma bulunmadığı, itiraz olmadığı, davacı şirketin hisse devirlerinin iptalini talep etmesinin dürüstlük kuralına aykırı olup davayı açmakta da hukuki yararının bulunmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen kesin süre üzerine davacı şirket pay defterini ibraz etmiş ve ibraz edilen pay defterinin de bilirkişi kurulunca incelenmesi sonucu 04/10/2018 tarihli ek rapor ibraz edilmiştir. Ek raporda özetle; Davacı şirkette davalı …’nın 350.000,00 TL sermaye karşılığı %20, …’in 350.000,00 TL sermaye karşılığı %20, dava dışı …’nın 350.000,00 TL sermaye karşılığı %20, dava dışı …’nın 682.500,00 TL sermaye karşılığı %39, dava dışı …’in 17.500,00 TL sermaye karşılığı %1 pay sahibi oldukları, toplam sermayenin 1.750.000,00 TL olduğu, kök raporda tespit edilen hisse durumu ile pay defterine göre tespit edilen hisse durumunun birbirini teyit ettiği, şirket ortaklarının sermaye paylarının tespit edildiği şekilde tesciline ilişkin 25/07/2014 tarihli genel kurul kararının Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 14/08/2014 tarih ve 8631 sayılı nüshasında ilan edildiği bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre; Davacı anonim şirkettir. Anonim şirketlerde pay sahibi olmak için kurucu ortak ya da devir alan ortak olmak gerekecektir. Anonim şirketlerde hisse devri Borçlar Kanununda açıklanan temlik hükümlerine göre yapılmaktadır. Hisselerin devri ve temliki ile davacı şirket yönetim kuruluna bildirilerek onaylanması ile prosedür tamamlanmaktadır. Davacı şirketin en son yapılan 25/07/2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan sermaye artışı kararı sonucu şirket ortaklarının sermaye payları tespit edilmiş ve bu genel kurul kararı … Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilerek tescil ve ilan edilmiştir. Bu tarihten sonra mahkememiz dosyasında 29/12/2016 tarihinde açılan davada davacı şirketin kurucu ortak Hüsnü Ertuna’nın vefatından sonra hisse devirlerinin usulsüz olduğu iddiası ve bunların iptali hisse aidiyetinin tespit ve tescili istemleri dürüstülük kuralına aykırı olduğu gibi hukuki yararı da yoktur.
Davacı şirketin hukuken açık ve tespit edilebilir nitelikteki dava konusu hisseler nedeniyle dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HÜKÜM /
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsup edilerek 6,70 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan 14,00 TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 2.180,00 TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine
Dair, Davacı vekili Av. … ile davalılar … ve …’in yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/11/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …