Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1259 E. 2018/1340 K. 17.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1259 Esas
KARAR NO : 2018/1340

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2016
KARAR TARİHİ : 17/12/2018

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Rekabet kurulunun Türkiye’de faaliyet gösteren on iki bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri alanında anlaşma ve uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin korunması Hakkındaki Kanun ‘un 4.üncü maddesine gereğince yürütülen soruşturma sonucunda 08/03/2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı nihai karar ile davalı bankanın olduğu iki bankanın mevduat kredi ve kredi kartı hizmetleri alanında verilen RKHK nun 4.üncü maddesini ihlal ettiklerini, bu sebeple bankalara para cezası verilmesine karar verildiğini,
Müvekkili şirketin davalı bankanın ihlal dönemi olan 21/07/2007-22/09/2011 tarihleri arasında kullandığı ticari/araç vs. nakit, ihtiyaç, kredilerinde ödediği yüksek faizlerden dolayı zarara uğradığını, davalının hukuka aykırı davranışı nedeni ile müvekkilinin maddi zararından sorumlu olduğunu, belirterek;fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı tutularak şimdilik 500 TL nin rekabet kurulunun 08/03/2013 tarih 13-13/198-100 sayılı nihai kararı ile idari para cezasına konu olan kartel nedeniyle müvekkili aleyhine uygulanan yüksek kredi faiz oranı ve RKHK nın 58 maddesi uyarınca bu zararın üç katı tutarının zarar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP / Davalı … AŞ vekili 26/01/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde ve özetle;
Usule ilişkin olarak; ,tüketici işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin 6502 sayılı Kanun’un 73. Maddesinde belirlendiği buna göre tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılındığı ,ayrıca haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasında Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E.2015/12834 K.2015/11500 sayılı kararında yer verdiği Uyuşmazlığın kaynağı haksız fiildir. Bu durumda davada 4077 sayılı kanun hükümleri değil, genel hükümler uygulanacağından uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir hükmününde yer aldığını, davanın görev yönünden reddini,
Davada müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, davacının aktif husumet ehliyetinin de bulunmadığını, müvekkili bankanın pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, rekabet kurulunun müvekkili banka hakkında yürüttüğü soruşturma kamu mevduata yönelik olması sebebiyle davacının krediden kaynaklanan tazminat talebi bakımından da müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zamanaşımı yönünden de reddi gerektiğini
Esasa ilişkin olarak ;Sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde davacının istediği bankacılık ürününü dilediği bankadan almak konusunda irade serbestisine sahip olduğunu, davacının dava konusu bankacılık ürününü müvekkili bankadan kullanmadan önce diğer banka uygulama ve oranlarının da inceleyerek karar verdiğini,
Tazminatın yasal koşullarının oluşmadığını, 4054 Sayılı Kanun’un 57. Maddesinde düzenlenen sorumluluk halinin haksız fiil sorumluluğu olduğunu, bu nedenle haksız fiil sorumluluğunun dört unsuru olan hukuka aykırı fiil, zarar, kusur, illiyet bağı şartlarının dava konusu olayda da gerçekleşip gerçekleşmediğinin ispat edilmesi gerektiğini,
Davacının 2007-2011 döneminde bankadan kullandığı kredilerde faiz oranlarının diğer bankalar tarafından uygulanan faiz oranlarının altında olduğunu, davacının zararından bahsedebilmek için, kredinin kullanıldığı tarihte, iddia olunduğu şekilde rekabetin ihlal edilip edilmediği ile edilmiş ise bu ihlalin davacıya herhangi bir etkisinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiğini belirterek; davanın reddi ile yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı ticari işletme olup, kullanılan kredilerde ticari kredi olduğundan (davacı vekilinin 12/12/2017 tarihli beyanı gereğince)ve kredinin davacının ticari işletmesi ile ilgili bulunduğundan dava dosyasında mahkememiz görevlidir.Bu nedenle davalının görev itirazı kabul edilmemiştir.
Davacının belirtilen dönemde davalı bankadan ticari kredi kullandığı tespit edildiğinden davalının husumet itirazıda kabul edilmemiştir.
Dava da haksız fiilin ve failin öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl ve on yıllık haksız fiil zamanaşımı süreleri ile, bankacılık işleminden kaynaklanan davada işlemin ceza yasasına aykırılığı nedeniyle sekiz yıllık cezazamanaşımı sürelerinin dava tarihi itibariyle dolmadığı tespit edilmiştir.Davalının zamanaşımı def i de kabul edilmemiştir.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmıştır.
Davacının alacağının dayanağı olan 08/03/2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı rekabet kurulu kararı alınmıştır. İncelenmesinde; Rekabet Kurulunun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararında 21.08.2007-22.09.2011 tarihleri arasında … T.A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … T.A.O., … A.Ş. ve … A.Ş.’nin mevduat, kredi ve kredi kartları hizmetleri alanında gerçekleştirdikleri devam eden tek bir rekabet ihlalinin bulunduğunun tespit edildiği ve anılan bankaların bu uzlaşmaya dâhil oldukları süreler için cezalandırıldığı, idari para cezasına hükmedilirken hangi bankanın hangi hizmete ilişkin rekabet ihlalinden dolayı cezalandırıldığı ayrıca belirtilmediği, bankalar arası uzlaşmanın 21.08.2007 tarihinde kredi ve mevduat hizmetlerine yönelik fiyat tespiti hususunda tesis edildiği, ayrıca 10.06.2010 tarih ve 10 numaralı belgeye göre, belirtilen tarihten itibaren uzlaşmanın kapsamının kredi kartı hizmetlerini de içerecek şekilde genişletildiği anlaşılmıştır.
Karara konu olan 12 bankanın 21/08/2007 ve 24/10/2011 tarihleri arasında uyguladıkları ticari kredi faiz oranları (karara esas alınan ) da rekabet kurumundan müzekkere ile alınmıştır.
Rekabet kurulunca müzekkere cevabında; … A.Ş. hakkında yer verilen ilk ve son belgelerin tarihleri 27.09.2007 – 06.08.2011 olduğu, açılan davada … İdare Mahkemesinin 25.12.2014 tarih ve … E. … K. sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği kararın davalı banka tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay … Dairesinin 16.12.2015 tarih ve … E. … K. sayılı kararı ile onanmasına karar verildiği, onama kararına karşı karar düzeltme talebinde bulunan banka bakımından yargısal süreç devam etmekte olup, 26.12.2017 tarihi itibariyle Kurumumuza intikal etmiş bir karar bulunmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce TC Merkez Bankasından 21/08/2007 ve 24/10/2011 tarihleri arasında haklarında karar verilen bankalar ile, bu bankalar dışındaki bankaların bu tarihler arsanıda uyguladıkları faiz oranları alınmıştır.Ayrıca … , … , …, … ve … ın 21/07/2007-22/09/2011 tarihleri arasında uygulanan ticari faiz oranlarına ilişkin yazı cevapları alınmıştır.
Davacı bankanın kullanılan kredilere ilişkin kayıtları dosyaya sunulmamıştır.Davalı banka bilirkişilere verilen yerinde inceleme yetkisine rağmen kayıtları sunmamıştır.Davacıda bu kayıtları tam olarak sunamamıştır.Davalı banka hakkında kayıtların sunulmaması nedeniyle suç duyurusunda bulunulmuştur.Davacının sunduğu belge ve kayıtlar ile dosy içine getirtilen tüm kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bankacı bilirkişi … ve bankacı akademisyen Doç dr. … ‘ın 08/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı banka tarafından dosyaya dava konusu kredilerle ilgili belgelerin eklenmediği , inceleme yetkisiyle davalı bankanın … şubesiyle yapılan görüşmede ilgili belgeler talep edildiği halde sunulmadığı, davacının dosyaya eklediği belgeler ve dosya kapsamı üzerinde yapılan incelemede davacının davalı bankaya faiz ödemesi yapmadığının tespit edildiği , faiz ödemesi yapılmadığından, bu faizin kartel faizi olup olmadığının incelenemeyeceğini, mevcut belgeler ışığında davalının kartel faizi uygulamadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre; Davacı tarafça 21/08/2007 ve 24/10/2011 döneminde davalı bankadan ticari kredi kullandığı her iki tarafında kabulündedir.Ancak davacı taraf kullandığı kredide kartel faizi uygulandığını ibraz ettiği belgeler ile ispat edememiştir. Rekabet kurumundan alınan kayıtlarda da tek bir rekabet ihlalinin bulunduğunun tespit edildiği açıklanmıştır. Rekabet kurulunun tespit ettiği ve karara konu olan rekabet ihlalide davacıya ait değildir. Kartel faizi uygulandığı ( bilirkişi raporuna göre faiz ödediği) ispat edilemediğinden davacının doğmuş bir zararıda tespit edilememiştir.
Davacının maddi zararı ve bu nedenle alacağı ispatlanamadığından, davalı tarafça da alacağın varlığı ve miktarı kabul edilmediğinden, sabit olmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-İspatlanamayan davanın reddine
2-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınması gereken 35,90- TL harcın peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 6,7-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince dava değeri üzerinden hesaplanan 500,00 TL nisbi ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına
5-HMK nun 333. Maddesi gereğince gider avansından artan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM da istinaf yolu açık olmak üzere, verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
17/12/2018

Katip …

Hakim …